hesabın var mı? giriş yap

  • dedi bordo klavyeli ak-kefenli! gazze'ye gönüllü savaşçı göndereceğiz deseler anasının eteğinin altına saklanacak ilk kişi kendisi olacağından şüphem yok.

  • 20 metre önümde patladı. sigara içiyodum. 3 metre uçtum yere. ablamın aldığı saatte gitmiş. beynim sarsıntılı sadece kıl payı hayattayım.

    edit: biraz kendime geldim. evime geçtim şuan.
    işyerinin aşağısında sigara molasına çıktık bi abiyle. aklımın ucundan bile geçmezken hemen az ötemde büyük bir alev topu gördüm. bambanın basıncıyla yere düştüm hemen. gözlerim karardı. kulaklarım duymuyordu. beraber sigara içtiğimiz abi yerde şoktaydı. onu görünce kendime geldim. hadi kalk kaçalım burdan diyerek hemen ara sokağa daldık. kısa bi süre sonra geri geldim. etrafta parçalanmış etler duryordu. polislere içeri girmem lazım telefonum herşeyim orda, ailemi aramam lazım dedim. ama sokmadılar tabi. her yer tahliye olmaya başlayınca geldi eşyalarım.
    nedense çok etkilenmedim. alıştırıldık çünkü buna. ölmediğim için seviniyorum sadece. sanki ölen insanlar normalmiş gibi. az önce bana yol soran adam öldü belki de. ne garip demi. bombacının canı 10 adım daha atmak istemediği için hayattayım. işte bu kadar garip.

  • en ozendigim aktivitelerden biri.
    kış boyunca 30 kg domates ile yemek pisiyor o evde. ben 3 kilodan yapsam bitiremem ertesi yaza da kalır.
    kışlık sebzeleri yazdan depolamak demek aile demek.

  • hp alin hem sicak hem soğuğu yaşayin. kasada yanma ekranda donma şeklinde

    yıllar sonrası için edit: lenovo hiç almayın! hp'yi rahmetle ararsınız.

    2020 editi: başlığa baktım şukela modunda en tepede kendimle karşılaştım. şunu söylemem lazım 2003 de toshiba aldım 5 sene taş gibi sağlam çıktı. 2008de bir toshiba daha aldım 6 sene çatır çatır kullandım. sonra ne olduysa ( olan belli aslında maliyetler ve rakiplerin kalitesiz ve düşük fiyatları tabiki) bu japonlar piyasadan çekildi. lapin çinlisine topun korelisine kaldık. en son seviye işlemci ram vs va kullansalarda hiçbiri 5 para etmiyor. ah be toshiba kalitesi seni rahmetle arıyoruz.

  • bir örneğiyle frankfurt'ta karşılağım insan grubu. oy verme sebebinin eskiye kıyasla türkiye'ye daha fazla uçuş olması ve ucuz olması olduğunu söyledi. "bu mudur yani tek sebebiniz? akp iktidarı sonrası yargının, sağlık sisteminin, eğitim sisteminin çürüdüğünü göremiyor musunuz? gezi'yi duymadınız mı?" diye sorduğumda türkiye'de yaşlıları hariç kimseleri kalmadığından çok gelip gitmediklerini fakat geldikleri zaman gitgide artan gökdelenlerden ve uçuş sayısının bolluğundan etkilendiklerini söyledi. gelmediğiniz, yaşamadığınız bir ülkenin kaderini kötü yönde etkilemekten hiç rahatsız olmuyor musunuz, siz almanya'da rahat yaşayıp tek derdiniz rahat uçmakken insanların her geçen gün daha da araplaşan bir ülkede özgürlük mücadelesi vermesi canınızı sıkmıyor mu diye sorduğumda cevap veremedi. zaten pek de zeki bir şey değildi.

  • edebiyat, sinema, sosyoloji, psikanaliz, antropoloji, fizik, kimya, modern matematik gibi birçok sanat ve bilim dalında kullanılan bir inceleme ve anlamlandırma yöntemi. kaynağını ferdinand de saussure'un dilbilim çalışmaları oluşturur. edebiyat alanında yapısalcılık 60'lı yıllarda fransa'da roland barthes, gerard genette, algirdas julien greimas, claude bremond ve tzevatan tramotov gibi edebiyat kuramcılarının öncülüğünde gelişti.

    tahsin yücel, tartışmalar isimli kitabında yapısalcılık kavramını şöyle tanımlıyor: "yapsalcılık, öncülüğünü yüzyılımızın başlarında ferdinand de saussure'un yaptığı genel dilbilim kazanımlarının esiniyle, olguları görece bir eşsüremlilik içinde, bir yapı olarak ele alıp eklemlerini ve anlamlarını öğeleri arasında kurulan bağlantılardan çıkarmayı öneren bir yöntemdir."

    bu yöntem incelediği nesneyi bir 'yapı' olarak yani çeşitli parçalardan ve bu parçalar arası bağlanım ilişkilerinden oluşan bir bütün olarak ele alır.

  • dunbar sayısı

    artık günümüzde "arkadaşlık" farklı yönlere evrilmeye başladı. gelişen teknoloji sınırları ortadan kaldırarak, farklı insanlarla etkileşime izin veriyor, küçük ölçekte ilçe- il- ülke, büyük ölçekte tüm dünya birbiri ile iletişim kurarak, paylaşım yapabiliyor.

    dunbar sayısı da aslında buna bağlı bir önerme sunuyor. "bir kişi için yönetilebilir ilişki kurabileceği kişi sayısı" nı ifade eden bu kavram baktığımız zaman tesadüfe eseri ortaya çıkmamış. ilkel kabilelerdeki kişi sayısı da bu civarda olurmuş. ancak bu tez kimileri için x nesli için geçerlidir; y neslinde bu sayının (yukarı yönde) esnediği düşünülmektedir.
    beyinde, bilinçli düşünme ve dil yetisinin kontrol edildiği neokorteks bölümü limitleyen rakam, dunbar tarafından 150 olarak ortaya konmuş.

    gelişen teknolojiye paralel olarak değişen ilişki tarzları, önümüzdeki 20-30 yıl içinde yönetilebilir ilişkin sayısının 500'ü aşabileceği yönünde tahminleri ortaya çıkartmaktadır. belki de daha fazla!

    işte bu noktada devreye "yönetilebilir" terimi giriyor.siz istediğiniz kadar birkaç kez selamlaştığınız kişiyi arkadaş olarak ekleyin. iletişimin belirli bir sürekliliği yoksa, o kişinin birazdan bahsedeceğim grafiğin yeşil veya sarı bölümüne girmesi çok zordur.

    burada kritik nokta, bölümlerde yer alan kişi sayılarının eşit olmasını beklememektir. mesela yeşil alan en değerli ve stratejik bölgedir. buradaki insanlar için harcamakta olduğunuz sosyal enerji ve zamandan cimrilik yapma lüksünüz yoktur. bu nedenle daha az insan yer alır. buradaki bir kişiyi kaybetmek pek istenmez. örnek olarak; şirkette her zaman yemeğe ve kahve molasına birlikte çıkan bir grup düşünelim. bunlardan biri 2-3 gün ayrı takılsa tehlike çanları çalar. her an bölgesini kaybedebilir.