hesabın var mı? giriş yap

  • karadeniz'in doğusunda, siyasi başarısından emin politikacı bir grup halkın nabzını tutarken....
    bir köy kahvesinde toplanan kalabalıktan bir yaşlı emice,politikacılara;
    - uşşağum de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?
    - yok dede, biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır.
    - sigaraniz var midur?
    - dede biz sigaraya karşıyız, her yerlerde yasakladık bile.
    - peki kumarinuz var midur?
    - yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
    - kari kiz işleriyle araniz nasildur?
    - dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykırıdır. sümme haşa.
    - peki la' uşşağum, sizin hiç masrafinuz yoktur... neden pu kadar çalaysunuz?

    mail ile gelmiştir.

  • "sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde,gerçekleri söylemek devrimci bir eylemdir." *

  • güzel memleketimin birçok mahallesinde tedirginlik ile gerçekleştireceğiniz eylemdir. hele bir de kadınsanız!

  • zararli iceceklerden biri.

    once, portakal yemenin faydalariyla baslayalim.

    bir portakalda 60 kilokalori degerinde enerji vardir. zaten sizin portakaldan almaniz gereken enerji miktari da budur.

    bir portakaldan, bir su bardaginin ucte birini veya dortte birini dolduracak kadar su elde edersiniz.

    yani bir bardak portakal suyu ictiginizde, ihtiyaciniz olan fruktozun yani meyva sekerinin 3 ya da 4 katini almis olursunuz.

    fruktozun nasil bir katil oldugunu merak ediyorsaniz ve ıngilizceniz iyi ise,
    youtube'da "sugar: the bitter truth" isimli dersi izlemenizi siddetle tavsiye ederim.

    bu dersi izleyebilmeniz icin, bu konulara merak ve sabrinizin da olmasi lazim. cunku video doksan dakika suruyor. ama palavra anlatilmiyor. san francisco devlet universitesinden bir pediatrik endokrinolog, muhtesem bir ders veriyor butun dunyaya.

    ama maalesef sadece 3 milyon kisi seyretmis 4 senede...

    fruktoz cok zararlidir. meyvenin abartilmasi cok zararlidir.

    misir surubu denen sey, zehirin onde gidenidir.

    fruktoz konusu boyle.

    portakalin faydalarina geri donelim. bir portakal yediginiz zaman, midenizde bir "doluluk" hissedersiniz. mide ceperinde, gerilmeye karsi hassas olan reseptorler vardir. bu reseptorler, beyindeki "doyma, hoslanma merkezi"ne, "ben artik doydum" sinyalleri gonderirler. (bu sinyaller biraz yavas gider. bu yuzden, ardindan atli geliyomus gibi hizli hizli yemek yiyenler, kilo alirlar. cunku o sinyaller gidene kadar, fazladan yemek yemislerdir.) portakali yemeyip, suyunu icenler, bu "doluluk" hissinden de mahrum kalirlar. o doluluk hissini sivilar vermez cunku derhal barsaga intikal eder sivilar. biraz kilo da burdan aldik mi? aldik.

    portakal yediginiz zaman, cok ama cok onemli bir sey yemis olursunuz. portakalin, o pek sevmediginiz beyaz kisimlari. ıste onlar "fiber"dir yani liftir. lif, cok ama cok ama cok onemlidir insan sagligi icin.

    cunku hem barsak hareketlerinin duzenini saglar, yani sizin daha kolay ve daha duzenli "kakaya cikmanizi" saglar. portakal suyu icenler, bu liften mahrum kalirlar. uzun vadede, daha kolay ve daha duzenli kakaya cikmak, insani kalin barsak kanserine karsi korur. abd'de kalin barsak kanserinin daha fazla gorulmesinin sebeplerinden biri, kahvaltida icilen dev boyutlardaki portakal sularidir. diger bir sebebi de, cilginca kirmizi et tuketilmesidir.

    yani neymis? portakal yemek, bizi kalin barsak kanserine karsi da koruyormus.

    lifin diger bir faydasi da, kolesterolu dusurmesidir. portakal suyu icenler, o caaanim lifi cope atarak, bu faydadan da mahrum kalirlar. fazla seker ve yuksek kolesterol, sonunda insani metabolik sendroma goturur.

    elma, nar, havuc, akliniza baska ne suyu geliyosa, uzum v.s.

    bunlar icin de bu soylediklerim gecerli.

    uzum cekirdeginde, nar cekirdeginde cok muthis koruyucu ve guclendirici maddeler var. narin sevmediginiz beyaz kisimlari da lif.

    bunlarin suyunu icerek, hem lif kaybediyor, hem antioksidanlari cope atiyor, hem de fazladan, pek cok fazladan gereksiz fruktoz aliyorsunuz.

    elma da boyle, armut da boyle...

    bilmem annatabiliyo muyum?

  • erişilebilirlikte (yaygınlık ve ucuzluk) -> elma
    sağlıkta -> elma
    bal gibi meyve yemek için -> incir
    tat standardı (lezzetin tekrarlanabilirliği) -> muz
    mutluluğa etkisi & coşku faktörü -> yeşil erik
    ağızda bıraktığı his (patlaması, suyu, lezzeti) -> nar
    serinlemek için -> karpuz
    lezzetinin zirvesindeyken en güzel olan meyve -> kavun
    jüri özel ödülü -> şeftali

  • bugün karşılaştığım vizyon sahibi görev adamı inşaat işçisidir. 3 saatlik bir işi vardı hemen hemen adam koca termos getirmiş yanında kola su enerji içeceği bile var termosta geldi işini yaptı ve gitti hiç sevmiyormuş insanlardan devamlı su kola isteyip yemek ısmarlatmayı. işimi yaparım paramı alırım ne gerek var insanlara yük olmaya diyor. giyimi oldukça düzgün önlükle çalışıyor ayağına galoş geçiriyor sanıyorum avrupa birliği yasalarına göre yetiştirilmiş numunelik bir işçidir.

  • zamanında fazla oynayıp, gerçek dünyadan kopmama neden olmuş oyundur..

    örneğin bir seferinde sovyetlerle oynuyorum..
    üssümü kuvvetlendirmek için gerekli olan en temel savunma binasını yani tesla coili dikiyorum.
    ama power plantlere dikkat etmemişim..
    önce bir low power uyarısı geldi..sonra da bilgisayar kapandı !
    ilk önce durumu idrak edemedim..
    tüh..keşke bir power plant daha yapsaydım dedim..
    sonrasında elektriklerin gitmiş olduğunu farkettim..

  • eğer gerçekse mükemmel bir cesaret. borç batağına saplanmadan evlenmeye müsaade etmeyen topluma karşı güzel bir duruştur bu.