hesabın var mı? giriş yap

  • aşırı derecede kaderci olmak, her şeyi nasip, kısmet, allah, kitap diyerek pollyanna bir şekilde yorumlamak. bir de hayatın tüm yükünün ve ibneliklerinin kendi omuzlarında olduğunu düşünmek.

  • buna mı dava açmışlar? ihlas'a açsınlar davayı milletin parasının üstüne oturdular yıllardır ve isimleri ihlas. kuran'da sure ismi ve ayrıca saf, temiz demek.

    şerefiniz varsa diyanet yetkilileri dava açın.

  • bi de böyle bir klişe var.
    en son dün gece alper kırşan, avanak kuzenler için söyledi bunu.
    '' biz çekerken çok eğlendik, izleyicilerin de eğleniceğini düşünüyoruz''

    yani her yeni filmde çekenler çok eğleniyor anasını satim. o değil, çekenler eğlendiği için, izleyicinin de eğlenmesi şart oluyor.

    arkadaşım 31 çekerken de eğleniyorsun oysa. senin 31'inin beni eğlendirmesi mi lazım şimdi.

    ayrıca başlık karakter sınırından böyle. ayrıca böyle daha fesat olduğundan hoşuma gitti.
    yazarken çok eğlendim, şukela verin o zaman, ne duruyosuuz.

  • acayip bir olay...

    12 kasım 1973'te henry kissinger ile mao zedong pekin'de bir toplantı yapıyorlarmış. halka açıklanan konuşma kayıtlarını 2005 yılında bir yazar şurada vermiş: (bkz: #8030751)

    mao bu toplantıda birdenbire şöyle bir öneride bulunmuş: "biz [çin] pek bir şeye sahip değiliz. bizde bolca bulunan şey kadındır. yani eğer isterseniz, onlardan size biraz verebiliriz, mesela on binlerce."

    kissinger bu tuhaf teklifi duymazdan gelmiş ve konuyu değiştirmiş, ancak mao şaka yollu sorarak konuya tekrar geri dönmüş, “çinli kadınlarımızdan ister misiniz? size 10 milyon [kadın] verebiliriz."

    kissinger bu kez diplomatik bir yanıt vermiş: “bu gerçekten acayip bir teklif. üzerinde çalışmamız gerekecek."

    toplantıdaki diğer çinli yetkililer, basının bu konuşmalara eriştiğinde mao’nun kadınlara yönelik tutumunun tepki yaratacağına dikkat çekmiş, bunun üzerine mao kadın tercümanından özür dilemiş ve kissinger’dan bu kısmın toplantı kayıtlarından kaldırılmasını rica etmiş.

    kaynak:
    https://www.mentalfloss.com/…-about-henry-kissinger
    http://news.bbc.co.uk/…/hi/asia-pacific/7243500.stm

    sözlükte daha önce de yazılmış: (bkz: #85771704)

  • geçenlerde şâhit olduğuma göre "sayın yolcularımız, aranızda doktor varsa kendisini kabin ekibine tanıtmasını rica ederiz." anonsunun ardından yüzlerce kişinin arasında yerinden kalkan tıfıl bir doktorun, tüm yolcuların hayranlık dolu bakışları altında kahraman edâsıyla koridorda ilerleyip business class'ta fenalaşan bir yolcuya müdahale etmesiymiş. amma karizma yaptıydı lan çocuk piiiii.

  • ''yüreklice düşün.
    gir bu yola seve seve! iyi yaşamayı sonraya bırakan kimse
    yolunda bir ırmakla karşılaşıp da akıp geçmesini bekleyen
    köylüye benzer...
    oysa ırmak hiç durmadan akıp gidecektir.''

    ... buyurmuş olan akıllı adam.

  • "seni marketten aldık, sütün yanında hediyeydin" diyeni görmüş olduğum için bu versiyonunu daha insani bulduğum piçlik.

  • şu müge anlı’nın, ailesi tarafından terkedilen çocuklari 20-30 sene sonra bulup, bir de zorla, onları terkedenlerle buluşturmaya kalkması resmen bir zulümdür.

    bugün yine aynısı yaşandı. 18 sene önce ailesi, 6 çocuğundan birini, zengin bir aileye vermiş veya satmış. bir de sözümona şart koşmuşlar “ayda 1 bize çocuğu gösterin” diye… ben o ailenin yerinde olsam “az yiyin de bakıcı tutun kendinize” derdim. neyse, aile göstermemiş tabii, aradan da 18 sene geçmiş. kızın adı sanı belli olmasına rağmen, aile “dur bir instagram’da araştırayayım” vs demeden, direkt cümbür cemaat müge anlı’ya çıkmışlar.

    kız da dogal olarak, “olmaz olsun böyle aile” diyip, konuşmak istemediğini, üniversite sınavlarına gireceğini, bunlarla uğraşmak istemediğini söylüyor. ama müge bırakır mı? “yok anneni boşver ama kardeş çok değerli, yok sen bir daha düşün…” böyle böyle yarım saat dil döktü.

    sevgili müge, insanların hayatlarına bu şekilde burnunu sokmaya ne hakkın var? tamam, kızı buldun, neden “hayır” cevabını kabul etmiyorsun? şimdi birisi tv’ye çıkıp, “müge, senin annen benim, anne dediğin kadın annen değil” dese, o aileyi bağrına basar mısın?

    valla izlerken sinirim bozuldu. sevgili tuğba, duruşunu hiç bozma. müge anlı’nın da gazına gelme. seni bulmak isteyen, sen 5 yaşındayken, 10 yaşındayken bulurdu, 18’ini beklemezdi. o kardeş edebiyatlarına da inanma. kardeşin, kan bağın olan değil, birlikte büyüdüğün kişidir. 18 sene sonra ortaya çıkan aile de kardeş de olmaz olsun.

  • benim baba tarafim sizlerin "beyaz turk" diyebileceginiz bir aile ve annemin ailesi ise biraz "anadolu comari" ile iliskilendirilebilecek bir aile. kucukken ben annemin babasi olan dedemin namaz kildigini gorurdum ve ozamanlar icki ictigini gordugum babamin babasi olan dedemden daha ahlakli ve dindar oldugunu dusunuyordum. buyudugumde ise dayim ve hergun namaz kilan dedem dolandiriciliktan hapisteydi.

    obur "beyaz turk" dedem ise mahallenin bildigi en guvenilir insandi. insanlar tatile gittiklerinde evlerinin arabalarinin anahtarlarini dedeme emanet edip giderlerdi. hicbir zaman yalanla dolanla isi olmaz, kandirilsada kandirmazdi. kendisi vefat ettiginde ise babaannemin evine onlarca mektup gelmisti. hepsinde adini bilmedigimiz insanlar dedemin onlara burs verip okuttugunu soyluyordu. onun vesilesi ile onlarca insan hayallerine kavusmus ve okumus ama o bunu hickimseye (babaanneme dahil) bahsetmemisti. ben bu insanin ahlakini istiyorum, "anadolu comarlari"ninkini degil.