hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli saati kontrol edip birini bekliyormuş gibi yaparlar. sonra da sıkılıp giderler.

  • kafası çalışmayan adamların yönettiği ülkede yaşamak harbiden zulüm ya. ne güzel hes uygulaması geliştirdin, bu uygulamaya bir sekme daha ekle o da yasak muafiyet barkodu olsun. polis amcalara gösterildiğinde çalışma saatleri, işyeri ve ev ikameti şakkadanak çıksın. ofis çalışanı ve ofis dışı çalışan diye de ayır ki ofis çalışanı iznim var diye alakasız yerlere gidip gezemesin.

    edit: imla

    edit2: polisin kendi telefonunda barkodu okutarak adresi görmesinin kişisel verilerin korunması kanununa aykırı olduğu yönünde geri dönüşler oldu. ben konunun uzmanı değilim ancak adresin de kapı numarası detayına kadar görünmesi gerekmiyor. büyük şehirlerde ilçe, küçük şehirlerde ise mahalle detayına kadar görüntülenebilir. kaldı ki toplum sağlığının tehdit altında olduğu durumda bu tarz istisnalar olabilir. zaten e-devletten alınan belgede kapı numarası detayına kadar yazıyor o belge polise gösteriliyor.

  • dokunmadan surata attırarak uyandırma teknolojisine sahip metro otobüslerine binilse gerçekleşmeyecek durumdur.

  • efendim bu apartman mersin'dedir, karşı apartmanımdır. nedir, nedendir bilinmez böyle bir hareket yapmışlardır. kendi oturduğum apartmanın çatısına mgla logosu yaptırmak suretiyle misillemeyi düşünüyorum.

    görsel

    görsel

    çok kişi nerede olduğuyla alakalı yeşillendirdi. ziyaret etmek isteyenler için kuzeykent'te, servet tazegül kapalı spor salonunun karşısı.

    lan inşaatın adı da nirvana'ymış, yeni farkettim.

    görsel

  • olmayan yoldur.

    x birim olarak alınan alkolün vücutta işlenmesi ve o x birimin vücuttan atılması için gereken süre bellidir. örneğin kanda 50 promil alkol buluması, 1 litre kanda 0.5 gram alkol olduğu anlamına gelir. 50-100 promil arasında çoğu insanda algı zayıflar, muhakeme gücü azalır 100-150 ve üstünde ise ayakta duramama dahil sarhoşluk belirtileri görünür.

    alkolün kana geçmesi ve karaciğerde işlenip atılmaya başlaması yaklaşık 1 saat içerisinde başlar. saatte yaklaşık 10 promil alkol kandan atılır. 50 promil ortalama 40 yaşlarında ve 70 kg ağırlığında bir kişi için 2 bira, 1 duble rakı, 2 kadeh şarap veya 1 duble votkaya karşılık gelmektedir ve tamamen atılması 5 saat sürer.

    sonuç itibariyle alkol kana geçen, işlenmesi gereken bir kimyasaldır ve karaciğerimizde birim zamanda maksimum işlenme limiti de bellidir. eğer alkolü ağzınızla içmediyseniz ve durum kötüye gidiyorsa, yapılması gereken vakit kaybetmeden midedeki fazla alkolü geri çıkartmak ve mümkün olduğunca su içmektir. çikolatanın mideyi yatıştırıcı etkisi olduğu iddia edilir ve kişisel tecrübelerimden de bir kaç sefer istifra önleyici etkisi olduğunu gözlemledim ama bunlardan hiç biri alkolün etkisini azaltmaz. en yaygın bilinen uygulama olan kahve mevzusu biraz farklı. şöyle ki, kafein ile zihnin ekstra uyarılması sağlanıyor bu durum düşük promillerde belki zihni uyarıyor gibi görünse de o anda acil ihtiyaç duyulan kandaki su kaynağının bir de kahve için kullanılmasına neden olarak 50 promil üzerinde olumsuz etki yaratır.

    özet, ağzınızla içmeyi öğrenin. fazla içtiyseniz, çıkartıp rahatlayın. bol su için, mümkünse temiz havaya çıkın. bu durumun en büyük ilacı zaman.

  • kendisi şunları söylemiştir;

    "bugün tayyip erdoğan gidiyor hülya avşar'la görüşüyor. kardeşim sen magazin muhabiri misin? senin hülya avşar'la ne işin var? gel benimle görüş. biraz yüreğin varsa gel benimle görüş. öyle üç bin beş yüz korumayla otobüsün üstünden üfürmeye benzemez. ben on beş gündür sokaktayım. gelsin benimle görüşsün. biraz yüreği varsa... buradan söylüyorum; gelsin benimle görüşsün! gaz kapsülleri cebimde. benim arkadaşım, gaz kapsülüne vole atmış adam, daha yere inmeden. biz böyle çocuklarla direniyoruz. ben tayyip erdoğan'a ne derdim onunla görüşseydim biliyor musun? 'önce delikanlı ol' derdim. neden delikanlı ol derdim biliyor musun? delikanlı adam yalan söylemez. yalan söylüyor. delikanlı adam yalan söyler mi? yakışır mı lan senin kasımpaşalı olmana? gel burada görüşelim. ben onunla konuşurum her zaman. ama görüşemez ki, yüreği yok. yüreği varsa gelsin benimle görüşsün."

  • çıkış noktası çok az bilinen, insanin bir anda suskunlaşmasını ifade eden deyim. "dut yemiş bülbül" benzetmesinin gerekçesi ise şudur:
    bülbül, dut mevsiminde yavrular. dişi bülbül yavru yumurtadan çıktıktan sonra yuvayı terkeder. yavruyu beslemek babaya kalır. erkek bülbül bütün gün yavruya yiyecek taşır.bu aktiviteden dolayı akşamları yorgun düşer ve dut mevsimi geceleri, bülbüller sadece garip bir "cik cik cik" ötüşüyle bu yorgunluklarını ifade eder. normal zamanlarda bülbüller, geceleri çok güzel melodiler çalarlar (şahsen dinlemişimdir uzun yıllar, müthiştirler) . bülbülün bu sessizliğinin dut mevsimine denk gelmesinden dolayı "dut yemiş bülbül" denilmiştir, yoksa bülbülün dut yiyerek susması falan yoktur işin içinde.

  • af niye var bir allahın kulu açıklayabilir mi?

    af çıkarmanın yasadışı olması lazım, önermenin bile yasadışı olması lazım. af önereni "sen de onlardansın" deyip içeri atmalıyız.