hesabın var mı? giriş yap

  • gezi parkı eylemleri sırasında twitter’da destek tweetleri atıp, sonra silmişti. açıklama olarak da benim küçük çocuğum var demişti. “ulan bizim çocuğumuz yok mu, burada ölenler çocuk değil mi?” diye tepki gösteren levent kırcaya da ‘ihtiyar sen benim dengim değilsin’ diye cevap vermişti. böyle bir adamdır. hatırlatayım istedim.

    debeediti: levent kırca’ya saygıyla

  • yıllarca posterleri odamın duvarlarını süsledi...

    yok yahu dinlediğimden falan değil. aklım sıra dalga geçmek için. ben ağır metalciydim. elimde gitarım, saçlar belime kadar, aman da ne karizmatiktim. ama o öyle miydi? bıyıklı bi kıronun tekiydi gözümde. beni ziyarete gelenler "bu posterler ne lan? hahahah" falan derdi. bakıp bakıp gülerdik o komik resimlere. aykırıydım ya ben, espiri anlayışım da aykırı olmalıydı... eh kendi çapımda çok ekmeğini yedim bu salaklıkların itiraf etmeliyim.

    şimdi şu adamın alçak gönüllülüğüne bakıyorum, belki de o zamanlar odamın halini görse en çok kendi güler, posterleri imzalardı. yorumculuğuna bakıyorum, ulan allahına kadar okuyor. hoşgörüsüne bakıyorum, evliya mübarek...

    kusura bakma müslüm baba. bir cahillik ettik. kusura bakma...

  • keşke 'en büyük hayalim türk milli kadın basketbol takımımızla dünya şampiyonu olmak' filan deseydi.

    başörtülü, başörtüsüz diye ayırmasa çok güzel olacakmış.

  • çiftlikbank tosunu ile bu tosun arasında ciddi bir fark var. ilki akıllı olduğunu sana kırsal kesimi doladı, ikincisi akıllı olduğunu sanan beyaz yakalı şehirlileri doladı. toplumdaki sınıf farkı burada bile kendini belli ediyor.

  • geçen hafta nikolay çavuşesku'nun son konuşmasını izledim. hani peşinden halkın hükümet binasını basıp çavukesku'yu helikopterle kaçmak zorunda bıraktığı ve üç gün sonra da yakalayıp kurşuna dizdiği.

    çavuşesku son konuşmasında hala ısrarla "bunlar emperyalist güçlerin, dış mihrakların oyunu" diyor.

    güzel kardeşim, halktan binlerce kişi ölmüş. halk kendisinden binlerce kişi öldüğü halde dış mihrak oyununa gelmek istiyorsa, bu oyuna razıysa, senin görevin o ülkenin yönetimini senden daha iyi yaptığı, halkla daha iyi iletişim kurduğu ortada olan dış mihraka devretmektir.

    düşünsene önünde 10 kişi var 9'unu ölüme yolluyorsun ve kalan bir tane diyor ki "ben sana hala inanıyorum abi". böyle gücü ve karizması olan bir mihraka karşı senin diyeceğin ne olabilir? eğer dış mihrak bu kadar güçlüyse bu mücadeleyi sürdürmek sadece daha çok insanın ölmesine sebep olur.

    diyor ki çavuşesku: "bunlar halkı fakirleştirmek, işsiz bırakmak, ekonomik gücümüzü kırmak, romanya'yı bölmek isteyenlerdir". e halk ikna olmuş sana ne ki? sana ne? madem "dış mihrak" adında bir sorumlu var, ve bütün olan bitenin sorumluluğunu üstüne alıyor, bırak gerisini onlar düşünsün. sen niye ısrar ediyorsun senden güçlü olduğunu kanıtlamış mihraklarla mücadele etmeye?

    eğer halkının özgürlüğünün tehdit altında olduğunu düşünüyorsan o zaman o mihrak kimse ona savaş açarsın, "ama bazı mihraklar" deyip durmazsın. mihrak bir ülke değilse o mihrakın olduğu ülkeyi uyarır ultimatom çeker yine ülkeye savaş açarsın. yok savaş açacak kadar elinde hangi mihrak olduğuna dair net bir bilgi yoksa da o zaman o "mihrak" lafını ağzına almazsın. hayret bişi ya.

  • 10 yıl kadar önce; o zaman 80 yaşında annem. bastonuyla yürüyor her sabah. cübbeli genç bir kopil anneme yaklaşıyor.
    -namazınızı kıldınız mı?
    - (anneciğim gözleri görmüyor net, mahallenin hocası sanıyor) kıldım efendim.
    (mütedeyyindir anacım, her sabah kılar-dı)
    -neden başınızı örtmüyorsunuz?
    - (annemde şafak atıyor tabii) bana bak!!!@!@!@!
    baş örtmek ne zaman moda oldu? !?
    bastonuyla da kovalıyor adamı...
    sonradan öğreniyor o namazı soranın da genç bir delikanlı olduğunu, cübbe içinde adam sanıyor kendini gerzek...

  • innaritu'dan yine bir şaheser. çıtayı düşürmeden süper filmler yapıyor. keşke tarsem de onun gibi üretken olabilse.

    --- spoiler ---

    film kızılderililere bakışı değiştirmiştir. daha gerçekçi bir bakış açısı kazandırmış. hikaye olanı yüzyüze kalınan haline getirmiş. attıkları oklar aslında o zamanın tüfeklerinden belki de daha tehlikeliymiş (sessiz ve seri).

    en çok dikkat ettiğim glass'ın sedyedeyken fitzgerald'a bağırmaya çalışırken ağzından çıkan sarımsı sızı. tüm yatalak hastaların ağzında öylesi bir sıvı birikir.

    glass'ı öldürmeye çalışan kızılderililerin motivasyonu ise bana çok net gelmedi.

    2. izleme ve ımdb mesaj boardları incelemesi sonrası edit:

    ***filmde kim kimdir? hangi grup kimi kovalıyor?***

    1) glass'ın eşi pawnee kabilesinden ve kendisi de o dili konuşuyor.

    2) glass'ı ve ekibini kovalayan ve ilk saldırıyı da düzenleyen kızılderililer arikara kabilesi. film boyunca bu kabile, isimlerinde geçen riyani reekelimesi ile anılıyor.

    3) glass'ı tüm film boyunca kovalayanlar arikara'lar. aslında özellikle onu kovalamıyorlar. kabile liderinin kızı powaqa'yı kaçırdıklarını düşündükleri bölgedeki tüm -fransız olmayan- beyazları kovalıyorlar.

    4) böyle düşünmelerinin sebebi bölgede çıkar sağlamak isteyen ve poqawa'yı gerçekten de kaçırıp saklamakta olan fransızların dezenformasyonu.

    5) powaqa, fransız adamın ağacın gövdesinde tecavüz ettiği ve glass'ın kurtardığı kadın.

    6) powaqa aynı zamanda fitzgerlad'ı final sahnesinde kesen arikara grubunun da içinde. o yüzden fitzgerald'ı kesip, glass'a birşey yapmıyorlar.

    7) glass'ın bizon yeme sahnesinde karşılaştığı kızılderili -ki adı hikuc- de muhtemelen pawnee kabilesinden. glass ile aynı dili konuşuyor. ancak sonra fransızlar tarafından -muhtemelen- atını çalmak için asılıyor. hikuc'un ailesini ise sioux'lar öldürmüştü. o yüzden glass'a sempatisi var.

    8) glass'ın yaşadığı pawnee köyünü basıp eşini öldüren ve çocuğu hawk'ı öldürmek üzere olanlar amerikan ordusu. o zamanın üniforması fransızları andırıyor ama onlar amerikalı.
    --- spoiler ---

  • bu adamın her beğendiğim karikatürünü yazmaktan sakınıyorum; ama bazılarını da yazmadan olmuyor. milliyet gazetesinin 23 temmuz günkü ilavesinde yer alan karikatür de pek yarıcı ("yarıcı" diyerek spoiler yaptım):

    - maaşım yetmiyor müdür bey...
    - ne kadar alıyodun sen?...
    - iki buçuk milyar.. ama bahşişlerle bi buçuk oluyo..
    - nasıl bahşişlerle bi buçuk oluyo?
    - bahşiş bırakmayı çok seviyorum.. bol bol bahşiş bırakıyorum her yere...
    - çıkar mısın dışarı...
    - olur..
    - o masaya bıraktığını da alır mısın?...
    - kendine bişeyler alırsın..