hesabın var mı? giriş yap

  • tamam iyi birşey de... aramızda bunu takınca fizik kurallarını bükebileceğini sanan hayvanlar var.

  • insanının zihniyetiyle, binalarıyla koskoca bir gecekondu olan şehir. yani bir şehir 30 yılda hiç mi 1 adım ilerlemez gerçekten inanılmaz.

    izmirli'yim. 20 yıl izmir'de yaşadım, yaklaşık 20 yıldır da ankara'da yaşıyorum. yurtiçi/yurtdışı çok yer gezdim gördüm ancak bu kadar abartılmış bir şehir daha önce görmedim. izmir'i kötü yapan şey suriyeliler istanbullular vs de değil. şehre baştan aşağı gecekondu zihniyeti sirayet etmiş durumda. başka bir şehirde yaşayıp ara ara izmir'e gelince yozlaşmayı, şehrin iliklerine kadar işlemiş varoşluğu çok net gözlemleyebiliyorsunuz.

    merkez ilçelerden bahsedecek olursak. dışardan gelerek izmir'in güzel yüzünü görüp hayran olanların uğradıkları ortam büyük oranda güneyinden kuzeyine sahil şerididir. güneyde narlıdere'den başla, kuzeyde mavişehir'e kadar sahil şeridinde mekanlar da, havası da, insanı da süperdir izmir'in. kolay kolay bozulmaz buradaki semtler. en nezih yerlerinin de bir göztepeli olarak karşıyaka-bostanlı-mavişehir hattı olduğunu da belirterek hakkını vermek lazım.

    ancak denizden içeri 1 km girdiğinizde büyük oranda karşılaşacağınız şey brezilya'nın favela'sıdır. abartmıyorum bir çok mahallede akşamları sokağa çıkmaya korkarsınız. karabağlar'ı, uzundere'si, limontepe'si, buca'nın bir çok mahallesi, eşrefpaşa'sı, kale'si, basmane'si, tepecik'i, kahramanlar'ın bir kısmı, bayraklı'nın arka mahalleleri, doğançay'ı, kuruçay'ı, toros'u, levent'i, yeşildere'si, ballıkuyu'su varoşlarını say say bitmez. izmir koskoca bir varoştan oluşuyor. bu mahallelerin çoğunu yeni gelenler bilmez. 2 saat dolaştır kaçarak uzaklaşır izmir'den.

    eskiden izmir'in en güzel yanlarından biri yazlık mekanlarıydı. kuzeyde dikili, çandarlı, foça'dan başlayıp güneyde çeşme, karaburun hattına uzanan tüm sahil şeridi izmirliler'in yazlık mekanıydı bir zamanlar. merkezden taş çatlasın 1 saate insanlar mis gibi akdeniz havasına atıyordu kendini. şimdi 1 saatte şehirden çıkmak mümkün değil. hadi bir şekilde attın kendini bir sahil şeridine, zaten eskisi gibi bir yazlık alma şansın yok ama eskiden sezonluk yazlık kiralardık. bak 15 günlük, aylık değil sezonluk kiralardık, mayıs başı eylül sonuna kadar. şimdi deniz görmeyen, denizden esen meltemin ulaşmadığı o 30/40 yıllık yıkık yazlıklara aylık 150 200 bin çekiyorlar. acayip.

    tekrar gelelim şehir merkezine. rastgele bir mahalleye zoom yaptım. görsel şu: görsel
    izmir'in en eski mahallelerinden yeşilyurt-akevler arası hatta daha çok eski adıyla arapderesi. alınmasınlar ama eskinin çingene mahallesi. bizim çocukluğumuzda burada pet şişe toplayanlar, değil gecekondu çadırda yaşardı burada. gitmeye korkardık. sonradan şehrin göbeğinde gecekondu mahallesi oldu. şimdi burada 100 metrelik "düz" tek bir sokak bulamazsınız. çünkü 30 yıldır bütün belediyeciler oy için gecekondulara tapu dağıtmıştır. sokaklar leş gibidir muhtemelen. şimdi google kamerası ile sokaklarında gezdim her gecekonduyu yıkan apartman kondurmuş. 3 metre genişlikte yol zik zak yapa yapa ilerliyor binalardan. sokaklar ağzına kadar araba dolu, muhtemelen hiçbir binanın otoparkı yok. inanılır gibi değil şehir planlaması vs hak getire. siz de rastgele bir çok mahalleye aynısını yapabilirsiniz, deneyin farklı bir şeyle karşılaşmayacaksınız.

    gelelim insanına. ailem dahil türkiye'nin en yobaz insanları burada yaşıyor olabilir. atatürkçü geçinen cahiller ordusu resmen. bütün şehrin atatürk'le ilgili okuduğu tek yazılı kaynak yılmaz özdil yazıları muhtemelen. standart bir konyalı'dan zerre farkı yok insanlarının. biri chp'ye küfrediyor, diğeri aynı bakış açısı ile akp'ye. aynı mantıkla oy kullanıyorlar vs.

    hepsinin yanında bu kadar varoş bir şehir yakın gelecekte meydana gelecek bir depremde ne hale gelecek tahayyül edemiyorum. 3 sene önce, 2020'de merkez üssü izmir bile olmayan sisam adası'ndaki 6.6lık ve sadece 16 saniye süren deprem, merkez üssünden 50 km ötede 17 bina yıkıp 117 can aldı. merkez üssü izmir olup da 7 civarında deprem olması halinde, maalesef izmir'in hatay'dan daha kötü hale geleceğini düşünüyorum.

    izmir, parası olan için sahil şeridi ve yazlık mekanları ile "şimdilik" yaşanabilir durumda. suri, afgan vs göçüyle şehirdeki güvenliğin ortadan kalkması ile o cazibesini de kısa zamanda kaybedeceğini düşünüyorum. ayrıca şehirde korkunç bir pahalılık var. eskiden istanbul>ankara>izmir derdim. şimdi izmir=istanbul>ankara olmuş.

    şimdi yine birileri çıkıp "beğenmiyorsan gelme" şeklinde sığ bir şekilde eleştirecek. 7 göbek izmirli biri olarak, anamın babamın olduğu, bütün şehirde anılarımın olduğu yere kimseden izin alıp gelmeyeceğim elbette. gençlik anılarımın olduğu her sokağı skip atmışsınız, bira içtiğimiz her köşe başını suriyelilere peşkeş çekmişsiniz. geçmişin hatrına az bile yazdım ya neyse.

  • 79 yıldır çözülemeyen bir kaybolma olayı: sodder ailesi!

    daha çok küçük yaşlarda italya’dan abd’ye göç etmiş olan george ve jennie çifti, 10 çocuklarından 9'u ile birlikte amerika birleşik devletleri'nin batı virginia eyaletindeki fayetteville kentinde mutlu bir yaşam sürmekteydi. ancak sodder ailesinin hayatı, 24 aralık 1945'teki noel arifesinde 40 dakika içinde mahvoldu.

    her şey, saat 12:30'da telefonun çalmasıyla başladı. jennie telefonu açtığında, tanımadığı bir kadının tuhaf kahkahalarını duydu. yanlış numara olduğunu düşünerek telefonu kapattı ve yatağına geri döndü, ancak evin ışıklarının hala açık olduğunu ve perdelerin çekilmediğini fark etti; muhtemelen çocuklar uyanıktı. gece 1:00 civarında, evin çatısına bir şeyin çarpmasıyla irkilen jennie, yaklaşık yarım saat sonra duman kokusuyla tam uyanarak sigorta kutusunun yandığını fark etti. george, eşi ve 4 çocukları marion, sylvia, john ve george jr ile kaçtı ancak o esnada ailenin çatı katında kalan diğer çocukları maurice, martha, louis, jennie ve betty mahsur kaldı. çocukları bağırarak uyandırmaya çalıştılar ama hiçbir ses alamadılar. george merdivenini aradı fakat merdiven ortada yoktu. arabasını balkonunun altına çekerek tırmanabileceğini düşündü ama ne hikmetse araba çalışmadı. jennie, itfaiyeyi aramayı denedi ancak bu sefer de telefon çalışmadı, üstelik yangın söndürme tüpü de sorun çıkardı. marion, komşunun evine koştu ama telefon hattındaki sorundan yine yardım alamadılar. sonunda bir komşunun yardımıyla itfaiyeye ulaşmayı başardılar.

    ev ile itfaiye istasyonu yakın olduğu halde, itfaiye gelene kadar ev küle döndü. itfaiye şefi f.j. morris, yılbaşı arifesi olduğu için personel sayısının azlığı ve geri kalan üyelerinin ise savaşta olması nedeniyle geç kaldıklarını söyledi. itfaiyeciler, çocukların yangında öldüğünü varsaydılar fakat morris, ertesi sabah, evde herhangi bir kemik bulamadıklarını söyledi. ancak başka bir kaynağa göre, birkaç kemik ve organ parçası bulundu ancak aileye söylemediler.

    polis araştırmalar sonucunda yangının elektrik tesisatından çıktığını, telefon hattının bir makasla kesildiğini, ayrıca bir görgü tanığının, birisinin gece eve bir şey atıp kaçtığını ekledi. olay yerine yakın bir suçlunun, halat ve ekipman çaldığı tespit edildi fakat olayla bağlantısı bulunamadı. çocukların yangında ses çıkartmamaları, merdivenin kaybolması, arabanın bozulması, yangın tüpünün çalışmaması, itfaiyenin geç gelmesi, telefon kablosunun kesilmesi, hiçbir kalıntı bulunmaması ve son olarak eve bir şey atan bir şüpheli... sodder ailesi, çocuklarının kaçırıldığına emindi. evlerini bir anıt mezara çevirerek kendi araştırmalarını yapmaya başladılar. hemen bir krematoryum görevlisine danışarak cansız bedenlerin iki saat boyunca 1.090°c'de yakıldıktan sonra bile kemiklerin kaldığını öğrendiler ki bu, evdeki yangından çok daha uzun ve sıcak bir ateşti. birkaç gün sonra evin çevresinde ıı. dünya savaşı'nda kullanılan bir bomba buldular. george, italya’dan gelen mussolini karşıtı biri olduğu için bu vesileyle kendisini tehdit eden sigortacı bir adamı da hatırladı. çocukların kaçırılmasıyla ilgili birkaç şahitte ortaya çıktı. bir komşu yangın esnasında çocukları bir arabanın içerisinde gördüğünü, bir garson yangından sonraki gün 5 çocuk ve 2 yetişkinin lokantaya geldiklerini, otelde çalışan bir kadın ise 5 tane çocuğun 2 erkek 2 kadınla otele geldiğini ekledi.

    george, yangından 1 yıl sonra bir gazetede kaybolan kızına çok benzeyen birinin fotoğrafını görerek new york’a gitmeye karar verdi ancak kızın ailesi, george ile görüşmeyi reddetti. aile fbı’dan yardım istedi fakat bu sefer de polis ve itfaiye görevlileri ifade vermeyi reddetti. çift, olayı daha detaylı araştırmaları için hem c. c. tinsley isimli bir dedektif hem de bir antropolog tuttular. dedektif yangının sebebini raporlayan kişinin, george’u tehdit eden sigortacıyla aynı kişi olduğunu bulurken, antropolog olay yerinde 17-25 yaş aralığına ait 4 parça kemik buldu ancak kaybolan çocukların hiçbiri bu yaşta değildi. polis daha fazla kanıt bulunamadığı gerekçesiyle dosyayı kapattı.

    olaydan 23 yıl sonra, 1968 yılında sodder ailesi bir mektup aldı. mektuptaki 20’li yaşlarının ortasında bir gencin resmi vardı ve aile bunun kaybolan çocuklarından birisine çok benzediğini düşünerek mektubu gönderenin yerini ve kimliği bulmak için bir dedektif gönderdi, ancak tuhaf bir şekilde dedektiften bir daha haber alınamadı. hem george hem de jennie'nin yıllar süren çabası sonuç vermedi. george 1969 yılında, jennie ise 1989 yılında vefat etti. olayın üzerinden bugün itibariyle tam 79 yıl geçti ancak kaybolan çocuklara ne olduğu büyük bir gizem olmaya devam etmektedir.

  • şaka maka o vakitler istanbulda 3 tane zengin taşaklı adam var bunlardan birisi cemile'ye (hikmet karcı), öbürkü aylin'e(soner talaşoğlu), öbürkü de salak berrine(hakan) aşık. bunlar da hala camsız evde oturuyo heyhat

    camları varmış

  • kanım dondu şerefsizim. nasıl bir cehalet nasıl bir ahlaksızlık bu? evladım olsa keserim, babam olsa öldürürüm... potansiyel katil çomar sürüsüyle yaşıyoruz, canımız pamuk ipliğine bağlı. normal bir hukuk devleti olsak, bu video kamu davası açılması için yeter sebeptir. toplayacaksın videodaki bu çomarları tek tek.

  • futbolun kimseye olmadığı kadar di maria'ya iade-i itibar borcu vardı. real madrid'de en iyi oynadığı maçlarda bile ronaldo övülüyor, her şey ona yazılıyordu. bugün de messi konuşulacak ama biz futbolseverler, futbolcuseverlerin aksine onun hakkını vermeye devam edeceğiz.

  • -yav necla seninle de uzun zamandir sevi$medik...
    -ama saldiray abi ben evlendim
    -insan bi haber verir necla. yav necla senin bi bacin vardi.

  • istanbul sıcağı falan değildir. adana mı, antalya mı artık kiminse gelip alsın lütfen.