hesabın var mı? giriş yap

  • izmirden m.t. soruyor: ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir
    genç bayanim.
    üç ay kadar önce kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim.
    gecen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dun
    laboratuarda korkunç bir sey kesfettim.
    nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya
    attim, ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin
    ozgul agirligi civaninkinden fazla, batmasi gerekirdi.
    demek bana aldigi yüzük saf altin degil, öyleyse
    sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi
    nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi
    düsünüyorum, ne dersiniz?

    güzin abla: arsimet'in hayatina her
    yönüyle vakif oldugunuz anlasiliyor. yalniz yüzey
    gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey
    gerilimi suyunkinden çok daha fazladir, böylece
    kendinden agir cisimleri de kaldirabilir, çünkü o
    cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
    harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel
    enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf
    olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar
    vermeyin derim.

  • simdi biraz fantastik gelebilir; ama gercek.

    iki yil once bitirdigim, oncesinde de iki yil suren bir dunya turu seruvenim oldu. katildigim gemi ile okyanustan okyanusa, limandan limana dolanmistim. yasadigim bu donemi yillar sonra hatirlamami saglayacak anilar biriktirme karari almistim ilk adimimi attigimda disari. bu minvalde, en basta cok klasik olan gittigim ulkelerden magnet ya da kartpostal biriktirmek geldi aklima ama sonra cok siradan buldum bunu ve vazgectim. ne yapsam diye dusunurken aklima cok zor ama inanilmaz bir sey geldi.

    bitirebilmem yillarimi aldi; ama degdi.
    amerika'sindan japonya'sina kadar, hindistan'dan isvec'e kadar, portekiz'inden tut da turkiye'ye kadar butun maviliklerden gectim. ve bu seyirler sirasinda geminin arkasindan sarkittigim kucuk bir kova ile sular topladim ve bir kavanozda biriktirmeye basladim. gunu gelip de son okyanus suyunu kavanoza aldigimda hedefime ulasmistim. bir kucuk iksir sisesi aldim ve butun topladigim sulardan birer kasik alarak o sisede harman yaptim.

    dunyanin dort bir yanindan topladigim, tam yedi denizin suyu var bende. bir gun karsima biri cikar da evlenecek olursam, mustakbel kisiye teklifimi sacma bir yuzukle degil, emegimi verdigim bu kucuk sise ile yapmayi dusunuyorum. mecaz anlamda degil, gercekten dunyayi avuclarina sermis olacagim.

  • şimdi izledim ben de. ulan ne acayip ya.

    bir iki gün sonra doğum yapacağını söylediğin hamile eşin evde. sen gece gezmesindesin.
    gidiyorsun adamın birinin karısına sarkıntılık yapıyorsun.
    adam sana tepki gösterince kafa atıp burnunu kırıyorsun.
    karısına sarkıntılık yapıp, burnunu kırdığın adamı gittiği hastanede de rahat bırakmayıp senin karın olduğunu bilmiyordum al bu silahı vur beni diyorsun.
    orada da kavga çıkarıp silahını ateşliyorsun ve hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gidiyorsun.

    yani bütün bunları ben yapsam şimdi haklı olarak hapisteydim. arda turan ise oturmuş instagram başında adamlık kasıyor.

  • volvo’dur. bir tane denyo gormedim bu araci kullanan. zaten genelde guvenlik icin alinan bir araci kendisini ve cevresini dusunenler kullanir diye tahmin ediyorum.

    edit: yogun mesajlardan anladigim kadariyla xc90 haricmis.

  • insanların kafa dengi tanımı nedeniyle çok yanlış anlaşılan eylem.

    kafa dengi olmak demek, sadece aynı şeylerden hoşlanıp, aynı görüşe sahip olmak, sürekli dip dibe yaşamak demek değil/değilmiş.
    bunu yaş biraz ilerledikçe anlıyorsunuz.

    asıl olay şu; ortak olmayan zevklere saygı duymak. asıl kafa dengi tutum budur.
    zaten birlikte zaman geçirmek veya geçirmek istemek iki insanı birbirine bağlayan isteklerden biri.
    ancak bu birlikteliği yürütmek için yeterli olmuyor. çok iyi anlaştığını düşünerek evlenen insanlar bir süre sonra neden boşanıyor? çünkü, birlikte yapılmayan aktivitelere saygı duymuyorlar.
    sırf evli oldukları için her şeyi birlikte yapmak zorunda hissediyorlar. sanal bir iyi anlaşma durumu bu.

    ilk zamanlar katlanılabilir geliyor insanlara. hoşuna gitmese de ses çıkarmıyor ama evlilik ilerledikçe eleştiriler hatta hakarete varan sözler söylenebiliyor.
    "evlenmeden önce böyle değildin, evlenmeden önce daha iyi anlaşıyorduk "
    hayır! aslında anlaştığını sanıyordun. anlaşmıyordun, katlanıyordun.

    bir insanla gerçekten kafa dengi olup olmadığınızı anlamak istiyorsanız, sadece birlikte vakit geçirirken olan tutumuna değil, ayrı ayrı vakit geçirirken olan tutumuna bakın.
    daha iyi bir evlilik yapmış olursunuz.

  • bu ülkede gerçekten insan hayatının hiç mi kıymeti yok dedirten olaydır. üç beş kişi mamadan zengin olacak diye şehrin ortasında survivor yaşıyoruz.