ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
- haci senin kardesin nereyi kazanmisti?
- izmir dokuz eylul
- hadi be, vay anasini satayim, artik 4 sene boyunca varya sikisten basini kaldiramaz.
- ..... ( kisa bir sessizlikten sonra)
- pardon senin kardesin kiz miydi, erkek miydi?
okan bayülgen
-
şu saatten sonra kızının adını kazlıçeşme olarak değiştirebilir.
arkadaş annesiyle tanışırken zeki müren olmak
-
kendi sesini bile tanıyamayacak kadar yabancılaşmaktır.
'size en derin hürmetlerimi arz ediyorum. lutfen kabul buyurunuz efendim.'
sabah 9 akşam 5 hafta sonu tatil 2500 tl maaş
-
neredeyse tüm batı avrupa'nın çalışma şartlarında, hatta daha fazla, çalışıp 2500 lira para kazanmaktır. bir de buna asalaklık, rahatlık, tembellik, ücretli işsizlik diyen çıkabilir bu memlekette. çünkü bizim ülkemizde patron arkadaşlar bir insana üç kuruş maaş veriyorsa gece gündüz, haftasonu çalıştırmalı, asgariden sigorta yapmalı - ya da hiç yapmasa daha iyi, 2500 lira verdiği için ruhunu bile satın alabilmeli. yoksa ne olur? hop başka ülkeye taşınır, sizi işsiz bırakır, ekmek vermez. ekmek parası kazanacaksanız evinize makul saatte dönmeyi, ailenizle de vakit geçirmeyi düşünmeniz asalaklıktır, tembelliktir, işe yaramazlıktır.
güneşin kızları
-
yeni başlayanlar için bir çırpıda güneşin kızları
--- spoiler ---
haluk anne hasretiyle yanıp tutuşur.
haluk'un babası çocukken 3 kardeşten en çok haluk'a girişmiştir.
haluk'un annesi 3. çocuk doğunca depresyona girmiş kendini çatıdan atmıştır.
haluk oğlunu (ali) mütemadiyen kemerle dövmektedir.
haluk eski karısını da zamanında çok dövmüştür.
haluk'un küçük kardeşi (ahmet) gençken haluk'un şimdiki karısına (güneş)aşıktır.
haluk şimdiki karısını sırf küçük kardeşine inat olsun diye almıştır.
haluk'un yeni karısının ikiz kızlarından biri (selin) haluk'un öz oğluna (ali) bir diğeri (nazlı) de haluk'un ablasının (rana) üvey oğluna (savaş) aşıktır, küçük kız (peri) da ablalarının can düşmanının (tuğçe) küçük kardeşine (can) aşıktır.
haluk, ablasının üvey oğlunun eski sevgilisini (melissa) annesi yerine koymaktadır.
selin ilk başta ali'nin en yakın arkadaşı emre ile çıkmıştır.
güneş'in eski kocası (zafer) güneş'e tecavüz etmiştir. ikizler birer tecavüz meyvesidir.
güneş sonrasında tecavüzcüsüyle evlenmiş, bir de üstüne çocuk (peri) yapmıştır.
dizide herkes şahsına münhasır psikopat ve denyodur.
--- spoiler ---
ali baba ve 7 cüceler
-
sayin cem yılmaz'dan telifi filan geçtim, en azından bir gala daveti beklediğim filmdir. saygılarımla,
geç kalmış edit: valla ilk günden iletişim kuruldu, cicili bicili zarfta davetiyem ulaştı elime. biz davete icabet edemedik ani bir iş sebebiyle ankara'dan, ama yine de teşekkürü borç bilirim.
queen
-
konser verdiğinde resmi tatil olan tek rock grubu. show must go onnnn!!!
zeki kayahan coşkun'un twitter'daki paylaşımı
-
duyarlılığın boku çıkarılan durum. twitter'da gücü yetmeyen burada başlık açıp destek kasmasın be abi. sözlüğü bellediniz de burası sizin kişisel ordunuz değil, kendi duyarınızı kendiniz kasın.
türkiye'de anlatım bozukluğunun yaygın olması
-
tanzimat,ıslahat ve 2. meşrutiyet devirlerinde sorun yok.
cumhuriyet'in erken döneminde sorun yok.
20. yüzyılın ortalarında sorun yok.
1970'ler, eh onda da yaklaşık olarak sorun yok. bkz: basın, edebiyat
1980 lerin sonlarına doğru anlatım bozuklukları baş gösteriyor. köyden kente köç, medyanın halkın seviyesine inmesi, darbe sonrası magazinleşen türkiye, siyasi-felsefi-tarihi düşüncenin sıradanlaşması gibi bir çok etmenler sayılabilir. tabi ideolojilerin can çekişmesini de buna katabiliriz.
1990 ların sonu, "konuşan türkiye" zırvası altında eline kalem ya da mikrofon alan gramerin anasına çöktü.
halk zaten göçmüş vaziyette kendini ifade etme olayında.hadi onu boşverelim. kamuoyunda ehil olmayan kişilere söz verildiği için vaziyet böyle acınası. 1 asır önce, aydın kesimi kendini her alanda yetiştirmeye özen gösteriyor iken, düşünce-dil koordinasyonu iyi bir şekilde kuruluyordu ve duygu-düşünce otomatikman mükemmel bir şekilde deklare ediliyordu. demem o ki gramer kurallarına riayet eden yazar-çizer tayfası vardı, her kesimden.elbette dile hakimiyetlerinin de etkisi büyük. şimdi atı alan kendini malkoçoğlu sanıyor.
eliti de avamı da yozlaşmış bir ülkenin üzerinde düşünülmesi gereken sorunlarından birisi bu. sadece belli bir kesime yüklenmenin de doğru olduğunu sanmıyorum. ayrıca sadece kitap okuyarak bu bozukluk ortadan kalkmaz. bilgi, beyinde harmanlanıp başka fikirlere evrilmeden (üzerinde yoğunlaşmadan, fikir teatisinde bulunmadan, diyalektik ile işlenmezse) ham olarak kalır. düşünce ile yeni pencereler açılmadığı sürece güdüktür ve konuşma/yazma gibi eylemlere çok da müspet tesirde bulunmaz. ayrıca özgüven parantezini de unutmamalıyız.
ayrıca millet olarak her konuda (tababet/tıp, siyaset, diyanet) uzman(!) olduğumuz için kafamızın karışık olmasıyla , derdimizi anlatamamanın bir ilintisi muhakkak vardır.
istediğim hastaneye gidiyorum sıra beklemiyorum
-
hiç bir hastaneye gitmiyorum, 4000 tl borcum çıkıyor. (gss)
civciv çıkartma
-
anadolu halkının pedofiliye uydurduğu bir başka kılıf. hangi geleneği kaldırsanız altından sapıkça bir sebep çıkıyor.
yeni mezun itü'lünün 10000 tl maaşla işe başlaması
-
ulan biz başka itude mi okuduk yoksa
sevgilinin türevini almak
-
...\......./... <- sevgilimiz bu olsun. (f(x))
....).....(....
...(.......)...
....\...../....
........|y.....
....\...|.../.. <- belli x1 ve x2 noktalarındaki türevini alırsak;
.....)..|..(...
....(...|...)..
.....\..|../...
-------------------- x
........|......
........|......
...|....|y...|.
...|\...|.../|. <- y'=f'(x)= ax+b şeklinde birinci dereceden bir fonksiyon olacağından
...|.)..|..(.|. türevin grafiği bu şekilde olacaktır. şekli koordinat düzleminden çıkartırsak;
...|(...|...)|.
...|.\..|../.|.
-------------------- x
........|......
........|......
....................
..|.............|... <- sevgilimizin yeni şekli bu olacaktır.
..|.............|...
..|.............|...
..|.............|...
.....................
şu halde, sevgilinin türevini almak çoğu zaman tercih edilen bir eylem değildir.