hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bir sebebi olabilir.

    bu olay bir kere benim başıma gelmişti.

    şu rezervuarın direkt içine atılan mavi su yapıcı zımbırtılar belli bir süre içinde apartman şebeke suyuna karışmış ve musluklardan mavi su akmasına sebep olmuştu.

    ek: la yalnız adam havuz suyu gibi dedi. olm havuz suları; havuzun seramiklerinden dolayı mavi görünüyor ibiş.

  • bu espri ahmet kaya kültür merkezinde yaşanan olay için değil. orada sadece gösteri için bulunan insanlar için de değil.
    bu espri teröriste yataklık yapan besleyen fransa hükümeti için. türkiye'yi bölmeleri için yetiştirdiği sahip çıktığı binlerce masum insanı katleden pkk destekçisi fransa için. ellerine silah verip eğitip benim ülkemin doğusuna gönderen fransa için. gün gelir o besledigin teröristler silahlarını sana çevirir, demek için. bunu anlamak zor değil ama işte trollük yapmak anlamazdan gelmeyi gerektirir.

  • yapılan bir yaramazlık sonrası atakan(5,5) azarlanıyor..

    boba: aynı yaramazlığı tekrar yaparsan kulaklarından tavana asarım seni..
    atakan: aynı yaramazlığı tekrar yapamam ki..
    boba: nasıl yani? nedenmiş??
    atakan: o başka bir yaramazlık olur.. aynısı olmaz..
    boba: !!!???

    (bkz: herakleitos)

  • konu hakkinda oldukca bilgilendiri cok guzel bir yazi buldum.
    yaziyi yazan arkadas da yillar once fikri cok sacma bulsa da kendini dondurmaya karar vermis yaptigi arastirmalardan sonra.

    aslinda en onemli sorun fikir kulaga cocukca ve aptalca geldigi icin insanlarin pek de bir sey bilmeden elestirmeye kalkismasi. mesela bircok kisi suyun kati halinin sivi halinden daha cok yer kapladigini ve bunun hucre zarlarina zarar verecegini soyluyor. hatta yukarida bir yazar da aynisini soylemis. e bunun farkindalar herhalde bu insanlar. bu yuzden de suyun buyuk bir kismini alip farkli bir sivi koyuyorlar vucudunuza ve bu sivinin kati hali cam gibi kristalize olmadan donuyor zarari minimuma indiriyor ya da yok ediyor.

    bircok sebep var yapmamak icin. bir suru kotu sey gercekten de olabilir. savas cikabilir, sizi diriltecek insan kalmayabilir ama butun bunlara ragmen olmeme umudu icin yapiyor bircok insan. sahsen ben de uzun vadede amerika'ya yerlesebilirsem kesinlikle kaydolmayi planliyorum. fiyatlar fazla gozukebilir ancak bunu odemesi icin bir hayat sigortasi yaptirabiliyor ve ayda yuz-ikiyuz dolara parayi biriktirebiliyormussunuz.

    eger olur da donmus halinizde bedeninize bir sey olmazsa, ya da daha onemlisi beyninize, teknoloji mutlaka ama mutlaka insanlari diriltip yeni bedenler saglayabilecegimiz bir noktaya gelecek. ve ilk insan diriltilip iyilestirildiginde bircok kisi kalanlari da diriltmek isteyecek, ahlaki acidan yanlis gozukecek donuk halde birakmak. hatta bir sure sonra bu dondurma islemi yayginlasabilir. mesela siz onumuzdeki 50 yili atlamak istiyorsaniz kendinizi 50 yilligina dondurup geri getirebileceksiniz.

  • atina international hava alaninda erkekler tuvaletinde, bir kapinin arkasinda yazan yazi: " constantinopolis is the capital of greece"
    altinda ise bir turk gencinin yazisi:" then greece is a district of turkey"
    helal olsun turk gencine.

  • türkmen evine bir şıh misafir geldi. içeri buyur edip köylülerle birlikte odaya aldılar. köylüler "ne keramet edecek!" diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diyordu.

    köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar! merakla sordular: “ya şıh hazretleri, nedir o arada hoşt dediğin ?..”

    şıh: “bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor. onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
    köylülerin itikadı bir iken bin oldu…

    olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı. herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
    şıhın tabağında ise sadece pilav vardı…

    şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
    hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu. pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
    “ulan tabağındaki eti görmedin de, kabe'deki iti mi gördün deyyus!"

    not: fakir baykurt'un on binlerce kağnı hikaye kitabından alıntıdır

  • bekar bir erkek olarak haklı bulduğum kadınlardır.

    mk kim neye dayanarak pis elleriyle benim bebemi elliyor.

    bunun tenhada sikini kaşıyanı, burnunu karıştıranı var.

    kimseyi bebemin yanına hayatta sokmam lan.

    edit: başlık başa kalmış.

  • tim burton'ın şu ana kadar çekip çekeceği en az masalsı ve en gerçekçi filmi. filmin ana fikri ise kanımca 'hayatın kendisi sıkıcıdır, onu süsleyin, bezeyin, masallaştırın ki (hem anlatırken hem kendi kafanızda) hayatınıza renk gelsin'dir. aynı tim burton'ın filmlerindeki gibi....