hesabın var mı? giriş yap

  • birşey olursa saldırgan serbest bırakılacağı için riske girmeyip cüzdanımı veririm, haaa insanlık hali o an param yoksa müsade isteyip iki dakikada düşük faizli kredi çeker yine veririm

    saldırganın memnuniyeti benim için önemli, daha sonra mennuniyetini 1 ile 5 arasında puanlamasını isterim

    tabii ki hukuki haklarımı biliyorum manyak mısın :s

  • sosyal medya sağolsun, baya nazi bakışı hakim oldu artık insanlığa. 40 yaşını geçtin mi, öl; çirkin misin, öl; yeterince havalı değil misin, öl. ortalıklarda dolanıp göz zevkimizi bozma. yaş almak suç gibi görülür oldu, baya mobbinge uğruyor yaş alanlar. iş ortamlarında bile. tüm dünyada böyle de, bizde bi tık daha fazla sanki. herşeyi görsellikten ibaret sanan sığ ortadoğululuktan sanırım.

  • bugün 99 vaka üzerinde yayımlanan bilimsel makaleye göre öldürme oranının şu anki istatistiklerde yer alan %2-3'den daha yüksek olabileceğini gösteren virüs.

    ingilizcesi veya zamanı olmayanlar için hemen virüsün semptomları ve öldürmedeki risk faktörlerini de içeren bilgilerle dolu makalenin özetini geçiyorum, onu da okumayanlar için en altta benim son durum hakkındaki bilgilere dayalı genel yorumumu yazacağım.

    1) makalede incelenen 1 ocak-20 ocak arasında wuhan'daki jintinyan hastahanesine yatmış 99 vakanın 11'i ölmüş ( oran %11), %58'i hala hastahanede tedavisi devam etmekte, %31'i de taburcu edilmiş. yoğun bakımdaki hasta oranı %23

    2) hastaların çoğunluğu (2/3'ü erkek), kadınlardaki cinsiyet hormonlarının doğal ve kazanılmış bağışıklıklarını güçlendirip viral hastalıklara karşı karşı onları koruduğu düşünülüyormuş (sars ve mers'te de erkek hasta oranı kadınlara göre bu yüzden daha fazlaymış)

    3) bu 99 kişilik gruptaki hastaların ortalama yaşı 55. yani hastalık orta yaşın üzerindeki kişileri daha fazla vurmakta. 39 yaşından küçük hastaların oranı %10

    4) hastaların büyük bir kısmı yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetleri ile başvurmuş

    5) hastaların %50'sinde önceden bir kronik rahatsızlık varmış (çoğunlukla kalp veya damar sorunları, diyabet, sindirim sistemi sorunu vs.)

    6) hastaların hepsinde pnömoni (zatürre) tespit edilmiş. %75'inde her iki akciğerde de, %25'inde tek akciğerde

    7) rapor ettikleri ilk ölümler uzun süredir sigara içen iki yaşlı erkek hasta (61 ve 69 yaşlarında). hastaneye geldiklerinde durumları ağırmış, direkt yoğun bakıma alınmışlar. biri 8. gün, diğeri 11. gün ölmüş. solunum cihazına alındıktan 3 ve 10 gün sonra ölmüşler. ölüm sebepleri kısa sürede geliştirdikleri çoklu organ yetmezliği.

    8) ölen diğer dokuz hastanın 8'inde ciddi akyuvar eksikliği (lymphopenia), 7'sinde her iki akciğerde de zatürre, 3'ünde hipertansiyon varmış.1'i gene yoğun sigara içiciymiş. 5 hasta da 60 yaşın üzerinde imiş.

    9) ölümler hastanın mulbsta skoru ile uyumlu oluyormuş, bu skora göre öngörülebiliyormuş. neymiş bu mulbsta skoru: hastanın yaşı, hastanın sigara içme geçmişi, hastanın hipertansiyonu olup olmadığı, hastanın virüsle beraber aynı zamanda bir bakteriyel enfeksiyona sahip olup olmadığı, akyuvarlarındaki düşüş değeri ve (zatürrenin-) hastanın akciğerlerinde bulunduğu lob sayısı (multilobiler infiltrasyon) değerleriyle hesaplanan bir skormuş. bu skor ne kadar kötüyse, wuhan virüsünden ölme riskiniz o kadar yüksek demek.

    10) virüs akyuvarlara saldırıyormuş. bazı hastalar akyuvarları azaldıktan sonra hızlı bir şekilde akut solunum sendromu sıkıntısı (ards) ve septik şok geliştirip sonrasında çoklu organ yetmezliğinden gidiyormuş. o yüzden erken teşhis önemli diye not etmişler.

    11) çalışmada yeralan hastaların %49'u meşhur huanan balık pazarında bulunmuş (%2) veya orada çalışıyorlarmış (%47). ama diğer %51 hiç oraya gitmemişler.

    12) bugüne kadar toplam 15 sağlık personeli virüs kapmış. bunların 14 tanesinin virüsü aynı hastadan kaptığı düşünülüyormuş.

    şimdi gelelim bu son bilgiler ışığında hastalığın durumunun ve yayılmasının "gerçekte" ne olduğu konusundaki (maalesef biraz iç karartıcı) düşüncelerime.

    daha önceki entrylerimde (#101173631ve#101251085) detaylı yazdığım sebeplerle bu salgının şu anda tespit edilenden daha yaygın olduğu ve virüse sahip çoğu kişinin grip olarak yanlış teşhis edildiğini düşünmekteydim. hala hemen hemen aynı kanaatteyim. tek bir farkla, bu virüse sahip muhtemel kişilere grip değil zatürre yanlış/eksik teşhisiyle yaklaşılmakta olması çok muhtemel. bu grip teşhisine göre çok daha ciddi bir sıkıntı çünkü zatürrenin öldürme oranı çok daha yüksek dolayısıyla ülkemizde (ve dünyada) wuhan virüsü kaynaklı ölümlerin zatürreye bağlanıp arada kaynaması çok olası. sadece bu da değil, wuhan virüsü için tedavisi yapılacak bir hastaya sadece zatürre odaklı bir tedavi uygulanması da ciddi sıkıntı. yıl yıl, özellikle de bu yıl için, zatürre teşhisi koyulan hasta sayısı konusunda resmi rakamlara ulaşma imkanım yok (ulaşabilecek varsa veya bu bilgiyi paylaşıp o rakamlara yetkili mercilerce ciddi bir değişim olup olmadığına dair dikkatli bir gözle bakılmasını sağlayabilecek bir suser varsa süper olur) fakat hemen google amcaya sordum, 5 gün öncesinden şöyle bir haber çıktı karşıma

    --- spoiler ---

    tekirdağ namık kemal üniversitesi uygulama ve araştırma hastanesi başhekimi göğüs hastalıkları uzmanı doç. dr. nejat altıntaş, "çin'den dünyaya yayılan koronovirüsüne bağlı türkiye'de vaka yok ancak zatürrede artış var" dedi
    --- spoiler ---

    birkaç saat önce çin'den de gazetecilerin yerel krematoryum'a hastanelerden direkt bir çok cesedin yakılmak için (gizlice) getirildiği bilgisine ulaştıklarına dair bir tweet atıldı.

    sözün özü wuhan virüsü kaynaklı hastalığın semptomları ciddi, hastalığın öldürme ve yayılma oranı şu an gözüken istatistiklerden çok daha vahim olabilir.

    edit: imla vs.
    edit 2: cosmology'nin uyarısıyla makale için lancet'teki güncellenmiş link verildi
    edit 3: typo (1. maddede yer alan 1 ocak-29 ocak arasında ibaresindeki typo niedy'in uyarısıyla doğrusu 1 ocak-20 ocak arasında olacak şekilde düzeltildi

  • "asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."

    - anlayamadı.

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.