hesabın var mı? giriş yap

  • herkese kredi kartına on iki ay iki yüz elli tl yi kitleyip bu dünyadan göçmüş ceo.

  • *
    küçük şeyleri özlersiniz aslında. zamanında önemsiz görünenleri. saçınızla oynamasını, tek kişilik yatakta yatmaya çalışmanızı, bakışlarını, aptal laflarını, dakikalarca zamanın nasıl geçtiğini bilmeden konuşmanızı, sarılmasını, telefon etmesini, ses tonunu, öpüşünü, göğsü üzerinde uyumaya çalışırken rahatsız eden kolunu, isminizi söylemesini, onunla beraber içmeyi, gülmesini, yemek yemesini, beraber film izlemeyi, mesajlarını, webcam açmasını, sarhoş olmasını ve bunun gibi birşeyler..

    çok sonra anlarsınız ki, siz aslında onu değil sevilecek birini özlemişsinizdir, sevilmeyi özlemişsinizdir. ...

  • 2+1 yıl şeklinde anlaşılmış. bogdan sonrası o rolü doldurabilecek en iyi oyuncu. bir kısa olmasına rağmen %55 gibi bir uzun için bile çok iyi sayılabilecek 2 sayılık yüzdesine sahip. zaten basketbol için elit kısa istatistiklerine( 50-40-90 ) sahip ve bunu son 5-6 yıldır aralıksız yakalıyor. artık son topları daha bir rahat izleyebiliriz.

    2 sayı : % 55.2
    3 sayı : % 43.1
    serbest atış : 94.6

    ek: anlaşmayı ve süresini ismail şenol'dan bir gün önce vermişiz. sırada ön alanda topla baskı yapabilecek,delici bir combo guard ve 4 numara var.
    şimdilik önce çıkan isimler; pierria henry ve chris singleton . bu profilde iki oyuncu gelecek bonus olarak furkan korkmaz sürprizi olablir. yerli genç 4 numara olarak da aday berkan durmaz

  • bir önerme. birçok parametreye göre değişkenlik gösterebilir, göreceli bir durumdur. benim yaşım 32, hala don't starve, this war of mine oynayabiliyorum. gelin, size neden oyunlardan zevk alamadığınızı anlatayım.

    oyunlardan zevk alamıyorsunuz çünkü bireysel alanınız daralıyor, çünkü zaman konusunda sıkıntı yaşıyorsunuz, çünkü zevk eşiğinizi çok yükseltiyorsunuz. ilk olarak bireysel alanınız nasıl daralıyor? evleniyorsunuz, erken evleniyorsunuz, tabakhaneye bok yetiştirir gibi hemen çocuk yapıyorsunuz, yetmiyor 1 tane daha çocuk yapıyorsunuz. o aile ve çocuk ortamında oyun mu oynanır zaten lan çocuk yapan insan diğer her şeyi unutacak aga. bık bık bık ötmeyecek. o sorumluluğu aldığın anda oyun oynamaktan zevk alamazsın tabi. sonra ev almak araba almak için olmayacak kredilere giriyorsunuz. akabinde kafanı toparlayıp oyuna konsantre olamazsın, bu durumda zevk de alamazsın.

    sonra zaman konusunda nasıl sıkıntı yaşıyorsunuz? kimse farketmiyor, farketse de dikkate almıyor ama kariyer denilen saçmalık insanların hayatlarını karartan yekpare bir gudubettir. iş gücü demek işverene zamanını satmak demek. hepimiz çalışıyoruz ancak bazılarımız inanılmaz bir şekilde günde 12 saat falan çalışabiliyor ya da haftalık izin almadan çalışabiliyor. ev için araba için tatil için çekilen krediler veya gereksiz harcamalardan şişen borçları kapatmak için extra işlere gidenler var. taksiye çıkanlar mı ararsın, evde örme işi yapan mı ararsın? bunun dışında aile olduktan sonra insanlarda bir yumuşama oluyor. daha çok ziyaret daha çok misafir kabulü ve kimseye hayır diyememe durumları oluşursa kendinize ayırdığınız zaman ve alan daralıyor.

    son olarak zevk eşiğini nasıl yükseltiyorsunuz? beklentilerini düşüren insan mutlu olur. ben bunu bilir bunu söylerim. standartlarınızı düşük tutun ki düşük standartlarla karşılaştığınızda mutsuz olmayın. oyun konsolları da sürekli gelişiyor, grafikler de gelişiyor ama belki de sizi mutlu eden eski oyunlardır. ya da şöyle de örnekleyebilirim: sürekli oyun oynarsanız oyunlardan alacağınız keyif bir müddet sonra düşmeye başlayacaktır.
    (bkz: marjinal fayda)
    oyun oynamaya bazen ara vermek gerekir. geçen yıl sürekli fifa oynadım ps4 konsolunda. bu sene fifa görünce tiksiniyorum. geçen yıl yaptığım şey hatalıydı.

    diyeceksiniz ki sen sanki süpersin aaaaamnagoim! haklısınız dostlarım. aynı dertlerden ben de muzdaribim. çocuk haric diğer saydıklarımı birebir yaşıyorum esasında. hadi öptm.

  • beni en çok binanın tepesindeki halıfleks reklamı etkiledi. çok karanlık günlerdi lan halıfleksli günler. ne yaparsanız yapın temizlenmeyen, sürekli yanan, günden güne rengi koyulaşan lanet bir parçasıydı evin onlar. belki teknik olarak temizlenmeleri mümkündü ama kimsenin bir evi baştan başa o kadar eforla temizlemeye mecali yoktu o zaman. hele şimdi hiç yok. viledalamaya üşeniyor insan yeri geliyor.

    iç mimari minimalist akımlara yöneldi de hepsini söküp attık türkiyeden şükürler olsun.

    bir bu, bir de kristal küllük.

    he bir de vitrin.

    televizyon sehpası.

    avize.