hesabın var mı? giriş yap

  • rahip kilisede bulunur papaz 52lik destede. neyseki kulturlu adamim. birilerine faydam olmasi guzel bisey asdfakdf.

  • -aloo
    +acildeyim gel beni al
    -noldu
    +ciğerlerime su kaçtı
    -nasıl yaa
    +yüzme kursunda ayaklarımı yukarda tutamıyorum diye kollukları ayağıma bağladım

  • mevzu kendi hayatları olunca ne kadar da anlayışlı talepkarlar. ulan sen subay eşlerine söylediklerini ne çabuk unuttun terbiyesiz

  • hayatımızdaki en önemli olgulardan.

    yerine göre hem iyi hem kötü. bazen hayatımıza devam edebilmemizi sağlıyor, bazen zamanın hızlı geçmesine neden oluyor, bazen bizi öldürüyor alışkanlıklarımız. davranışlarımızdan daha güçlü, kişiliğimizin önemli bir kısmını şekillendiriyor.

    beynimiz adaptasyona çok yatkın olduğundan zor olmuyor bir şeylerin alışkanlık haline gelmesi. sadece yeteri kadar tekrarlamak yeterli. gün içinde yaptığımız şeyler; sabah aynı saatte uyanıp, kahvaltı edip işe gitmek, aynı saatte kahve içmek, aynı saatte eve gelmek, yemek yemek, uyumak... bunları tekrarladıkça beynimizde sürekli aynı yol kullanıldığından bu yoldaki hücrelerin bağlantıları güçleniyor. dolayısıyla bu hücreler arası iletişim zamanla daha kolay hale geliyor. yani aynı şeyleri yaptığımız her gün beyin bunları kaydetmek için gittikçe daha az enerji harcıyor. hep aynı sinapslar kullanılarak aynı mesajları ilete ilete bağlar iyice kuvvetleniyor, fırt fırt kolayca kaydediyor her gün yaptıklarımız. bunun sonucunda biz rutin geçen dönemlerin farkına varmakta zorlanıyoruz, zaman bize çok hızlı geçmiş gibi geliyor, geriye dönüp baktığımızda her gün birbirinin aynısı olduğundan farkında olamıyoruz günlerin, zamanın. diyoruz ki, zaman bir yaşa kadar yokuş yukarı tırmanır gibi geçerken bir yerden sonra yokuş aşağı hızlıca kayıp gidiyor. işte o zirve aslında rutin hayatın başladığı nokta. beynimize aynı eylemlerin alışkanlıklarını kazandırdığımız yer.

    birlikte olduğumuz insanı artık eskisi kadar sevmesek bile ayrılamıyoruz örneğin. çünkü böylesi daha kolay geliyor. milyonlarca alışkanlık kazanmışız o kişiyle ilgili. günlük rutin konuşmalar, yemekler, haftasonu gezmeleri. bir rutinin kölesi olmuşuz bir yerde. ayrılmıyoruz çünkü rutinin bozulmasından kaynaklanacak yoksunlukları hissetmek istemiyoruz (bu da en duygusuz aşk tanımı olabilir bilemedim). rutin bozulduğunda beynimizde kuvvetlenmiş bağlantılar zayıflayacak. ama hiçbir zaman yok olmayacak. en ufak bir kıvılcımda yeniden tetiklenecek. sigarayı bırakmak gibi. bir sene sigara hiç içme sonra bir kere iç hoop alışkanlık geri gelir.

    diğer taraftan insanlar ölüyor etrafımızda, annemiz, babamız, eşimiz, kardeşimiz. bazen hepsi birden. normalde insan hayatına devam edemez gibi geliyor ama beynimiz bunun üstesinden geliyor bizi oyunda tutmak için. alışıyor. o acıya alışıyor. acı azalmıyor belki ama katlanabilme kabiliyetimiz artıyor. hatta alışmak hoşumuza gitmiyor, insan yediremiyor kendine öyle bir acıya alışmayı, dolayısıyla etkisinin azalmasını. ama bunlar hep hayatımıza devam edebilelim diye. en temel iç güdümüz, yaşama eylemi, gerçeklensin diye.

  • bizde dev aile öğle yemeği olarak yapılandır, zaten bayramlaşmaya gelenlere pasta börek değil mutlaka yemek ikram ettiğimiz için o sofra akşama kadar kalkmıyor. birazdan kuzenlerim gelip sarma tenceresinin başına geçecekler, ben de "iki akşamdır ne çilelerle sardım ben onları, hızlı yemeyin kız" diyeceğim, istanbul'da yalnız olan arkadaşlarımı "hadi kalk bize gel ne duruyorsun" diye arayacağım, herkes elinde çeşitli tabaklarla akşama kadar evin içinde dönüp duracak, "tatilde yüzer eritiriz :(" yalanıyla tatlı yiyeceğiz.
    bu güzel bir şey, bunu sürdürmek gerek.

  • bu his nostaljinin gerçek anlamıdır ve bilimsel olarak da nostalji hissi olarak geçer. iki türlü gerçekleşebilir. bazen bir etken olmadan nostalji hissine kapılırız bazen de duyular vasıtasıyla.

    etken olmadan oluşan nostalji hissi beynin potansiyel depresyonla ve her türlü kaygıyla baş edebilmek adına rus ruletine benzeyen bir savunma mekanizmasıdır. haftada bir kaç kez nostalji hissine kapılmak genel olarak iyi hissettirirken, aşırısının gelecek kaygısı ve depresyona yol açtığına dair araştırmalar mevcut.

    bu hissin içine düştüğümüzde geçmişi bir bütün olarak ele alırız. çeşitli hatıraları bir araya getiririz, negatif olanları pozitif olanlarla filtreleyerek bütünleştiririz. bu şekilde kendi nostaljimizi oluştururuz. geçmişe dair çok kötü hatıralarımız olabilir ama beynimiz nostalji yaratırken bunları görmezden gelmeyi dener. absürt olacak ama nostalji hissini turşu, kötü anıları da sirke olarak düşünün. sirke tek başına tüketmek istemeyeceğiniz bir şeydir. ancak sirke, turşuya katıldığında diğer tüm malzemelerle beraber ortak, güzel bir tat oluşturur. dolayısıyla sizin için sirkenin değil, turşunun tadı önemli olur. nostalji hissinin yaptığı şey buna benzer. kötü anıları değil onun iyi anılarla bütünleşerek oluşturduğu hissi önemser. nostalji geçmiş hatıraların bir bütünü olduğu için spesifik bir hatıraya da odaklanmaz. sizi hatıralar üzerinde sörf yaptırır bu yüzden tek bir hatıraya değil, oluştuğu dönemlere odaklanırsınız. "eski güzel günler" diye bu yüzden iç geçiririz.

    bizi nostalji hissine sevk eden en önemli etken ise duyularımızdır. özellikle kokular ve müzik, nostaljiyi tetikleyebilir. bunun nedeni, burnun doğrudan duyguların barındığı beynin limbik sistemine bağlı olmasıdır. ortalama bir kişi yaklaşık 10.000 farklı koku algılayabilir ve her biri, bu kokuları farklı deneyimlerle ilişkilendirebilir ve aynı kokuya farklı tepkiler vermesine neden olabilir. koku almamızı sağlayan sistem olan olfaktörün, duyguları işleyen amigdalaya güçlü bir girişi vardır. burada uyarılan hatıralar çoğunlukla iyidir ve daha güçlüdürler. amigdala, limbik sistemin yoğun duygulara ve motivasyona neden olan kısmıdır. kokular doğrudan beynin bu bölümüne yönlendirilir. bu, nostaljinin neden sıklıkla olumlu duygular ile sonuçlandığını bi nevi açıklar. limbik sistem aynı zamanda ana fonksiyonları hem hafıza hem de duyusal güçlendirme olan hipokampusa ev sahipliği yapar. burun, beynin hatıralar ve hisler için çok önemli olan bu iki kısmına bağlı olduğu için nostaljinin kokular tarafından tetiklenmesi çok kuvvetli bir ihtimaldir.