hesabın var mı? giriş yap

  • rok: cemil turan efsane değildir.

    len nasıl değildir ya?

    - ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil !!!

    efsane lan işte.

  • aslına bakılırsa hepsi bir bütün içinde stratejiyi oluşturuyor zaten, bu soruya cevap vermek zor biraz. ve fakat ben yine de kale demek istiyorum. 2 kale kolunuz kanadınız resmen. biri kırılsa çok eksiklik oluyor, yokluğu çok fark ediliyor. oyuna sonradan giren bir taş zaten, iyi muhafaza edilirse, yani desteklenirse kale yürür gider.

  • sadece bakarak zeka seviyemi 20 puan yükseltmiş fotoğraftır. yalnız resmi kapatınca tekrar düşüyor.

    muhteşem fotoğraf.

  • akapelilerin klasik döngüsünü gösteren olaydır.
    kendinden değil dindarsa parelel.
    kendinden değil vatanseverse faşist.
    kendinden değil çağdaşsa kemalist/başörtüsü düşmanı.
    kendinden değil kürtse bölücü.
    ayırmayın artık şu insanları yeter !

    (bkz: he amk he)

  • beraberinde su almazsaniz hepsi.
    arkadaslar bu konuda binbir cesit safsata var. alinan etanolun hacim degeri ve sonucunda olusan kan alkol duzeyi disindaki hicbir sey onemli degildir.
    ertesi gunu berbat eden en onemli etken de alkolun diuretik ozelliginden dolayi hizli su kaybina yol acmasi, bu kaybin da yerine konmamasidir.
    ornek olarak vucuda 50 cc saf etanol almak icin, 2 adet 500 cc'lik hacmen %5 alkol iceren bira icmeniz gerekirken, ayni alkol miktarini 125 cc hacmen %40 alkol iceren tekila icerek de yakalayabilirsiniz.
    ancak, ayni alkol seviyesini bira ile elde etmek icin 1000 cc - 50 cc = 950 cc de su icmis olursunuz. tekilada ise su miktariniz 125 - 50 = 75 cc'dir sadece.
    ikisinde de ayni miktarda alkol aldiniz, ayni miktarda alkolun diuretik etkisi de ayni oldu, ancak bira icerken cok daha fazla su icmis oldunuz esyanin dogasi geregi. (total sivi alimindan dolayi ozmotik basincin etkisini goz ardi edersek)
    peki sonuc ne oldu? tekila icerken kaybettiginiz suyu yerine koyamadiniz, ama bira nispeten daha az su kaybina yol acti. bu yuzden tekilanin ertesi gunu cok daha kotu oldu.
    peki ne yapabiliriz? alkol alirken arada sirada bir bardak su icmeyi ihmal etmeyin. farki kesin hissedersiniz.
    su kaybederken elektrolit kaybi da yuksek oluyor. su yerine powerade ya da soda icerseniz daha makbule gecer elektrolit iceriklerinden dolayi.

    edit: buna bir istisna da ucuz veya iyi havalandirmamis saraplardaki yuksek sulfur dioksit miktaridir. sarap iyi havalanmadan icilirse icindeki sulfur dioksit ucamaz ve siz bunu icmis olursunuz. sulfur dioksit de naparsaniz yapin basinizi agritir (bkz: kopekolduren)(bkz: chateau migraine)*

    edit 2: cl'ler cc olarak duzeltildi.

  • devlet maske dağıtmak zorundadır.

    maskemi var lan ortalıkta.

    1 aydır hasta olan taksın dediniz maske. hastaya kalsın diye almadık, depolamadık, stoklamadık.

    ben nasıl bulacağım bu açıklamadan sonra?

    ben nasıl para vereceğim maskeye?

    herkesi zengin mi sanıyorsunuz?

    belediyeler dağıtmaya başlamış- ankara ve istanbul - yetmez ama iyi adımlar. merkezi hükümette halkına hızlıca destek vermelidir.

  • kariyerinin sonlarına doğru 6. şampiyonluk yüzüğüne ulaşmak için var gücüyle çalışan kobe bryant yaşadığı sakatlık sonrası öfkesini, hüznünü ve hayalkırıklığını facebook'taki hesabından paylaştı. bryant'ın facebook'a yazdığı mesajı şöyle:

    “bu saçmalık! yaptığım onca çalışma ve fedakarlık, daha önce milyonlarca kez yaptığım tek bir hareketle pencereden uçtu gitti. yaşadığım hayalkırıklığı katlanılamaz. kızgınlığım şiddetli bir öfke oldu. bu şey neden oldu, neden benim başıma geldi ki? hiçbir mantıklı açıklaması yok. şimdi 35 yaşımda bu sakatlıktan geri dönüp eskisi kadar veya eskisinden daha iyi bir oyuncu mu olmam gerekiyor? bunu nasıl becereceğim? hiçbir fikrim yok. bunun üstesinden gelecek sürekli bir isteğe sahip miyim? belki artık bir sallanan sandalyeye oturup kariyerimle ilgili anıları hatırlamalıyım.

    belki de benim kitabım böyle bitecek. belki zaman beni mağlup etti.... belki de mağlup edemedi.

    şu anda sabahın 3:30'u. ayağım ölü bir ağırlık gibi hissediyor, kafam aldığım ağrı kesicilerden dolayı dönüyor ve gözümde uyku yok. içimi döktüğüm için beni affedin ama eğer bunu yapamayacaksam sosyal medyanın ne anlamı var ki? içimi dökmek iyi hissettirdi. bu sakatlığın başıma gelen en kötü şey olduğunu belirtmek...çünkü tüm bu iç dökmeden sonra gerçek bir bakış açısı ortaya çıkıyor. dünyada kopuk bir aşil tendonundan daha büyük sorunlar, mücadeleler var. kendine acımaktan vazgeç, bir umut ışığı bul ve her zamanki aynı inançla aynı güdüyle ve inançla çalışmaya başla.

    bir gün yeni bir kariyer yolculuğu başlayacak. ama bugün o gün değil.

    “beni bir ayıyla kavga ederken görürsen, ayı için dua et”. bu lafı her zaman çok sevmişimdir. bu “mamba mentalitesi”dir. biz pes etmeyiz, sinmeyiz, kaçıp koşmayız. dayanırız ve fethederiz.

    uzun bir mesaj oldu biiyorum, ama facebook'ta içimi döküyorum. belki şimdi gerçekten biraz uyuyabilirim ve yeni bir mücadelenin ilk adımı olacak olan yarınki ameliyat için heyecanlanabilirim. sanırım sezonun geri kalan kısmında artık “coach vino” olacağım. takım arkadaşlarıma inancım tam. başladığımız işi başarıyla tamamlayacaklar. hepinize dualarınız ve desteğiniz için teşekkürler. her zamanki gibi kucak dolusu sevgiler.

    mamba gider...''

    totemsporda bu şekilde çevrilmiştir. gerçekten insan okurken duygulanıyor. adamın içindeki hırsı, kazanmak duygusunu, ruhunu iliklerinizide hissediyorsunuz. eğer az çok sporla uğraşıp kazanmak için birçok maça çıktıysanız onu belki biraz daha anlarsınız ki bu adamın hırsı öyle halı sahada ya da basketbol sahasında arkadaşlarınızla maç yaparken ki hırs değil. adamın amacı nba tarihinin en iyisi, en yenilmezi, en dominantı olmaktı.

    belki de kimseye söylemiyordu ama bu yıl şampiyonluğa inanan takımdaki tek insandı, hedefi kobe kim herkese göstermek ve kimsenin favoriler arasında göstermediği lakers'ı önce playoff'a sonra da şampiyonluğa taşıyacaktı. bundan 5-10 yıl sonra tıpkı jordan'ın nba geri dönüşünde efsaneleştirildiği, hasta hasta 40-50 sayılık maçlar oynadığı gibi , kobe'nin hayat hikayesi anlatılırken playoff yapamaz denen takımı 8. sıradan son anda playoff'a taşıdı ve önce batı 1.si eledi ve 8. sıradan şampiyonluğa giden takım oldu diyeceklerdi. gerçekten üzücü.