hesabın var mı? giriş yap

  • deprem tatbikatı yapalı kaç gün oldu. hani afad acil uyarı mesajımız nerede? bu saatte bu kadar kişinin hissettiği depremi için niye bilgilendirme mesajı geçmiyorlar. deprem gibi afet zamanı bu sistem kullanılmayacaksa biz ne sikime ülkece tatbikat yaptık? demek ki tatbikat bahane bütün telekomünikasyonu kontrol etme şahane imiş.

    edit: bir sürü mesaj gelmiş, entry üzerinden cevap vereyim benzer soruları olan arkadaşlar için. ne zaman gönderselerdi mesajı diye soran çok olmuş. deprem anı itibariyle ilk 5 veya 10 dakika içinde gönderilebilirdi. deprem anında gönderilmesi biraz ütopik biliyorum. kandilli rasathanesine bilgi düştükten sonra etki bölgesinde kalan vatandaşlara bilgilendirme mesajı gönderilebilirdi. bana afad tan önce googledan bildirim geliyor. tahmini olarak deprem merkezi, merkeze olan uzaklığım, depremin şiddeti, etki alanını gösteren görsel, doğalgazı kontrol edin, artçı olabilir vb uyarılar gibi bir sürü bilgi içeren uyarı mesajı geldi. depremin olduğu an atmasına gerek yok dediğim gibi sistemlerine düştükten itibaren 5 dakika içinde atabilirler. ya bu öncü deprem olsaydı ve ardından daha şiddetlisi gerçekleşseydi. herkes sokağa çıksın da demiyorum ama ülke çapında o kadar deprem tatbikatı yapacağız diye her yerde bildiri yayınlayıp gerçek bir deprem anında hiç bir şey yapılmaması canımı sıktı sadece. etki bölgesinde kalan insanlara mesaj gitseydi bari.

    @hermenotik nihilist 'e de bilgilendirici mesajı için teşekkür ediyorum. halkta yeterli bilinç olmadığı için panik ve izdihama sebep olmaması açısından mesaj gönderilmediğini ama altyapıyı ilgilendiren kurumlara (elektrik, doğal gaz) mesaj gittiğini söyledi. aynı şeyi üçüncüye tekrar edeceğim. halka haber verilmeyecekse ne diye bütün ülke çapında tatbikat yaptık? deprem anında belirli kurumlara bildirim gidecekse onlarla yapsalardı. halkı bilinçlendirme çalışması güzel ama o gün amacın bu olduğuna inanmamıştım bugün emin oldum.

    depremden etkilenen herkese geçmiş olsun.

  • türkçe kaynaklarda ebonitten üretiliyor diye geçiyor, sanırım biri yazmış herkes ondan kopyalamış. yanlış bilgi yayıldıkça yayılmış.

    ebonit doğal lastiğin vulkanizasyon işlemi ile, %30-40 arası kükürt ilave edilerek çok sertleştirilmesi sonucu oluşturuluyor. bilindiği üzere oldukça kırılgan bir yapıya sahip. dinamik aralıkları en iyi şartlarda 40db, fakat çalındıkça 30db hatta daha altına doğru iniyor.

    türkiye'de ebonitten olan bu en ilkel versiyonun kullanılmaya devam edilmiş olduğunu düşünmüyorum çünkü icat edildikten sonra neredeyse 5 yıl içinde bu tür terkedilmiş. dünya çapında yaygınlaşacak, hele de türkiye'ye gelecek zamanı bulması, sonra türkiye'de patlama yapması mantık dışı.

    ebonit plak 5 yıl içinde terkedilip gomalak ve damtaşı/kireçtaşı kullanılan daha iyi yönteme geçilmiş. 1/3 oranda gomalak, 2/3 oranda taş kullanılıp kırılmaması için keten lifler ile güçlendiriliyormuş. daha sonra kırılmayan, bükülebilen farklı taş plaklar da yapılmış gomalak yerine selüloz kullanılan bu plaklar çok daha kötü oldukları için yaygınlaşmamışlar.

    1895 gibi başlayan gomalaklı taş plaklar abd/ingilterede 1950'lere kadar, diğer ülkelerde 1960'lara kadar kullanılmışlar. 60 yıldan fazla üretimde olan, dünyadaki en yaygın taş plak cinsi bunlar. dolayısıyla türkiye'de bilinen taş plaklar da kesin bir biçimde bunlar.

    gittigidiyor'a girin üç tane taş plak markası gözünüze çarpar. zonophone, odeon ve columbia. osmanlı'da 1900'lerin başında alman plak şirketleri vasıtasıyla taş plak kayıdı yapılmaya başlanmış. zonophone, odeon ve daha sonraları columbia* marka taş plaklar piyasaya girmiş. bunlar o sırada dünyanın en büyük plak üreticilerinden. dünyaya ne üretiyorlarsa, bize de onu üretiyorlar.

    şurada güzel bir kaynak var taş plakların ülkemizdeki tarihi ile ilgili.

    http://www.turkishmusicportal.org/…ecording-history

    teknik bilgi vermeye girmiştim aslında.

    - taş plakların frekans tepkisi 30hz ile 14khz arasındadır.
    - hf* equalization'u 630 mikro saniye yani 250hz'dir o yüzden dinlerken hışır hışır ses çıkar. yani 250hz üstü frekansları düzgün veremiyor, istenmeyen gürültü ekleniyor.(standart kasetlerde 120 mikro saniye/1326hz'dir. hıss sesi yine bu değerin fazla olmasından dolayı çıkar.)
    - snr değeri yeni üretilen en kaliteli taş plaklarda 45db snr değerine çıkabiliyormuş, yani 7bit. eskiden üretilenler ise haliyle daha kalitesiz ve 30-35db arası, genelde 30'a yakın. dinledikçe bu değerlerin daha da düştüğünü unutmayın. 35db'yi muhtemelen zamanının kaliteli gıcır gıcır plağında ilk dinlemede alıyordunuz.

    kıyıda köşede bulduğunuz 2.el eski taş plaklar ise muhtemelen 25db civarı bir snr'a sahip. çünkü dinledikçe kötüleşiyor plak, olayı bu. ne kadar iyi saklarsanız saklayın, her dinlemede bir tık azalır kalitesi.

  • illumınati.org'daki inanılmaz mantık hatası

    1. ülkeler arası saat farkı var. türkiye'de saat 00:00'a geldiğinde 7 aralık oluyor ama, amerika'da olmuyor. bunun açıklamasını borçlusunuz piçler.
    (dokunmatik portakal ?, 06.12.2011 23:27)

    2. @3 sana bırakıyorum
    (amuhaaa ?, 06.12.2011 23:28)

    3. @4 geç babam
    (orda bir dede var uzakta ?, 06.12.2011 23:28)

    4. onu biz ayarladık sen takma kafana
    (illuminati genel sekreteri ?, 06.12.2011 23:29)

    entry-nick kombosuna bak arkadaş*

  • yaklaşık 8 saat sarj süresi, 16 saat kullanım süremiz olması.

    nokia 3310 2 saatlik sarj süresi, kullanım performansına bağlı olarak da aşağı yukarı 48-72 saat kullanım süresi ile insandan çok daha mükemmel bir yaratık bence. bu ne biçim kusursuz tasarım olm?

  • kusurlarından. bu kadınları değil insanları sevme kriteridir, birinin kusurlarını kabullenip ve hatta onları benimsemeye başladığınızda, o insanı sevdiğinizi anlarsınız.

  • 79 yıldır çözülemeyen bir kaybolma olayı: sodder ailesi!

    daha çok küçük yaşlarda italya’dan abd’ye göç etmiş olan george ve jennie çifti, 10 çocuklarından 9'u ile birlikte amerika birleşik devletleri'nin batı virginia eyaletindeki fayetteville kentinde mutlu bir yaşam sürmekteydi. ancak sodder ailesinin hayatı, 24 aralık 1945'teki noel arifesinde 40 dakika içinde mahvoldu.

    her şey, saat 12:30'da telefonun çalmasıyla başladı. jennie telefonu açtığında, tanımadığı bir kadının tuhaf kahkahalarını duydu. yanlış numara olduğunu düşünerek telefonu kapattı ve yatağına geri döndü, ancak evin ışıklarının hala açık olduğunu ve perdelerin çekilmediğini fark etti; muhtemelen çocuklar uyanıktı. gece 1:00 civarında, evin çatısına bir şeyin çarpmasıyla irkilen jennie, yaklaşık yarım saat sonra duman kokusuyla tam uyanarak sigorta kutusunun yandığını fark etti. george, eşi ve 4 çocukları marion, sylvia, john ve george jr ile kaçtı ancak o esnada ailenin çatı katında kalan diğer çocukları maurice, martha, louis, jennie ve betty mahsur kaldı. çocukları bağırarak uyandırmaya çalıştılar ama hiçbir ses alamadılar. george merdivenini aradı fakat merdiven ortada yoktu. arabasını balkonunun altına çekerek tırmanabileceğini düşündü ama ne hikmetse araba çalışmadı. jennie, itfaiyeyi aramayı denedi ancak bu sefer de telefon çalışmadı, üstelik yangın söndürme tüpü de sorun çıkardı. marion, komşunun evine koştu ama telefon hattındaki sorundan yine yardım alamadılar. sonunda bir komşunun yardımıyla itfaiyeye ulaşmayı başardılar.

    ev ile itfaiye istasyonu yakın olduğu halde, itfaiye gelene kadar ev küle döndü. itfaiye şefi f.j. morris, yılbaşı arifesi olduğu için personel sayısının azlığı ve geri kalan üyelerinin ise savaşta olması nedeniyle geç kaldıklarını söyledi. itfaiyeciler, çocukların yangında öldüğünü varsaydılar fakat morris, ertesi sabah, evde herhangi bir kemik bulamadıklarını söyledi. ancak başka bir kaynağa göre, birkaç kemik ve organ parçası bulundu ancak aileye söylemediler.

    polis araştırmalar sonucunda yangının elektrik tesisatından çıktığını, telefon hattının bir makasla kesildiğini, ayrıca bir görgü tanığının, birisinin gece eve bir şey atıp kaçtığını ekledi. olay yerine yakın bir suçlunun, halat ve ekipman çaldığı tespit edildi fakat olayla bağlantısı bulunamadı. çocukların yangında ses çıkartmamaları, merdivenin kaybolması, arabanın bozulması, yangın tüpünün çalışmaması, itfaiyenin geç gelmesi, telefon kablosunun kesilmesi, hiçbir kalıntı bulunmaması ve son olarak eve bir şey atan bir şüpheli... sodder ailesi, çocuklarının kaçırıldığına emindi. evlerini bir anıt mezara çevirerek kendi araştırmalarını yapmaya başladılar. hemen bir krematoryum görevlisine danışarak cansız bedenlerin iki saat boyunca 1.090°c'de yakıldıktan sonra bile kemiklerin kaldığını öğrendiler ki bu, evdeki yangından çok daha uzun ve sıcak bir ateşti. birkaç gün sonra evin çevresinde ıı. dünya savaşı'nda kullanılan bir bomba buldular. george, italya’dan gelen mussolini karşıtı biri olduğu için bu vesileyle kendisini tehdit eden sigortacı bir adamı da hatırladı. çocukların kaçırılmasıyla ilgili birkaç şahitte ortaya çıktı. bir komşu yangın esnasında çocukları bir arabanın içerisinde gördüğünü, bir garson yangından sonraki gün 5 çocuk ve 2 yetişkinin lokantaya geldiklerini, otelde çalışan bir kadın ise 5 tane çocuğun 2 erkek 2 kadınla otele geldiğini ekledi.

    george, yangından 1 yıl sonra bir gazetede kaybolan kızına çok benzeyen birinin fotoğrafını görerek new york’a gitmeye karar verdi ancak kızın ailesi, george ile görüşmeyi reddetti. aile fbı’dan yardım istedi fakat bu sefer de polis ve itfaiye görevlileri ifade vermeyi reddetti. çift, olayı daha detaylı araştırmaları için hem c. c. tinsley isimli bir dedektif hem de bir antropolog tuttular. dedektif yangının sebebini raporlayan kişinin, george’u tehdit eden sigortacıyla aynı kişi olduğunu bulurken, antropolog olay yerinde 17-25 yaş aralığına ait 4 parça kemik buldu ancak kaybolan çocukların hiçbiri bu yaşta değildi. polis daha fazla kanıt bulunamadığı gerekçesiyle dosyayı kapattı.

    olaydan 23 yıl sonra, 1968 yılında sodder ailesi bir mektup aldı. mektuptaki 20’li yaşlarının ortasında bir gencin resmi vardı ve aile bunun kaybolan çocuklarından birisine çok benzediğini düşünerek mektubu gönderenin yerini ve kimliği bulmak için bir dedektif gönderdi, ancak tuhaf bir şekilde dedektiften bir daha haber alınamadı. hem george hem de jennie'nin yıllar süren çabası sonuç vermedi. george 1969 yılında, jennie ise 1989 yılında vefat etti. olayın üzerinden bugün itibariyle tam 79 yıl geçti ancak kaybolan çocuklara ne olduğu büyük bir gizem olmaya devam etmektedir.

  • şimdi bi tane kız gelip "hafif kaslı erkekler iyi, çok kaslı olmasın :s :s" diye hafif kaslı bir vücut resmi atacak. attığı vücut 3 sene çok sıkı diyet uyku ve antremanla anca yapılabilecek olacak.

    kendi yorumum da şu önemli olan kas değil frame, postür.