hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • tutuklu gazetecileri , öğrencileri ve siyasileri bırakmak yerine katili sapığı bırakacakları düzenleme

  • georges-eugéne haussmann, iii. napoleon döneminde 1853'te seine ili valisi olmuş ve de paris'i şimdiki haline getirmiş saygı duymadan edemediğim kişidir. sokak lambalarından, banklardan o dönemden kalma olanlar vardır "vay be" dedirtir. paris'i gezerken, bulvarlarda sekerken neşe içinde onu anmak gerektir, zira bildiğimiz hali ile paris'i paris yapan odur. iki yatak denki atılıp tek kişinin geçebileceği genişlikte sokaklar göz açıp kapama zamanında gerilla savaşı karargahına dönüşmesin diye sokakları, caddeleri şu andaki paris havasına sokandır, belli bir estetik anlayışı ile taşınmaz (en azından orda pek taşımaya çalışan yok) şehir mobilyası ile paris'i donatandır, baron jorj öjen haussman.

  • "kankamı atamayıp kimi atayacaktım? ilkokulda saçımı çeken hüseyin'i mi?"

    böyle deseydi çocukluğuna verirdim en azından.

  • müziğin belirli akorlar, gamlar ve uyumlar üzerine kurulduğunu, bu uyumlarınsa matematik üzerine kurulduğunu gösteren kuramdır. müziğin dilidir. az gireyim içine, belki birinin ilerde işine yarar.

    notaları a'dan g'ye gösteririz. la'dan sol'e kadar bu harfleri alırlar. nasıl oldu?
    a=la b=si c=do d=re e=mi f=fa g=sol oldu. bu notaların 5'i tam ses, 2'si yarım sestir. do'dan re'ye bir tam ses vardır misal. do tam sestir yani. re'den mi'ye de tam ses vardır. yani re de tam sestir. ama mi? mi yarım sestir. mi ile fa arasında yarım ses vardır. fa, sol ve la da tam sestir. si yarım sestir. ne dedik, mi ve si yarım sestir, gerisi tam sestir dedik. şimdi, iki tane lafımız var. diyez ve bemol. diyez yarım ses ileri demek. bemol yarım ses geri demek. diyezi (#) böyle gösteririz, bemolü ise göstermek için kullandığımız işareti ekşi algılamıyormuş, şu an edit atıyorum o yüzden. işaretin kendisi küçük b harfine çok benzer, bizse burda almanların ß'sini kullancaz. doğru gösterim değil kesinlikle, idare edin artık. ileri demek ince demek bu arada, haliyle geri demek de kalın manasında. nitekim notalar yazılırken aşağıdan yukarıya doğru incelirler.

    hızlı bir hesaplama yapalım.
    misal, do'dan fa'ya kaç ses vardır?
    c, c#, d, d#, e, f. gördüğünüz üzere 5 yarım ses.
    aynı notadan aynı notaya ise hep 12 yarım ses vardır. zaten 5 tam ses 2 yarım dedik, 5x2+2 haliyle 12. "şu notadan şu notaya kaç nota var" denilmez hane. genelde yarım seslerden gidilir.
    mi ve si -ki artık bunları izninizle e ve b diye gösteriyorum- arıza almaz. arıza ne demek? diyez demek. bu notaların diyezi yoktur dedik zaten. ki mantık larak, e ve b diyez almaz ise, f ve c da bemol almaz. nitekim misal f# dile gß aslında aynı notadır. birisi fa'nın yarım ses ilerisi, diğeri sol'ün yarım ses gerisi.

    akor nedir? akor ya majör, ya da minör gamına göre notaları dizip belirli notaları almamız ile elde ettiğimiz sesler bütünüdür. gam nedir? hah, işte şimdi müzik teorisine girdik. gamlar belli kalıplardır.
    majör gamı: tam-tam-yarım-tam-tam-tam-yarım'dır. ne demek? bir notadan başla ve sırayla bu sesleri git demek. arıza almayan tek majör do majördür. buyrun bakın:
    c'dan tam ses git d, ondan tam ses git e, ondan yarım ses git f, ondan tam ses git g, ondan tam ses git a, ondan tam ses git b, ondan yarım ses git c.
    resmen c-d-e-f-g-a-b'dir do majör kalıbı. aynı anda oktav da oldu bu tabi.
    nasıl gösterilir akorlar? büyük harfle. hani burda hepsi küçük olacak diye diyorum. mesela tek başına büyük c gördün, do majördür. yanına küçük m koyarsan cm yaparsan, do minör olur. peki gamları böyle sıraya dizdik diyelim, akoru nasıl belirleyecez? valla ana sesler 1, 3 ve 5. seslerdir. c-e-g oldu. mesela elinde gitar var, 6 teli birden (daha azını kullanacaksan sırf onları çevir) bu üç sesten birine çevirirsin. piyanodaysan direkt bu üç sese basarsın. gamları bilmek neden önemlidir? misal birileriyle çalıyorsunuz, adam do majör çalıyor. sen solo atmaya kalkarsan, hiç diyez ses basmazsın. neden? c gamında diyez yok çünkü.

    daha kepçük bi majör gamı deneyek. mi majör misal.
    e-f#-g#-a-b-c#-d#-e. bakınız 4 diyezli gam. peki aga, biz bu gamların hepsini ezberleyecek miyiz? bunun kısa yolu yok mu? tabii ki var. diyezlerin sırasını bil. o ne demek? usta, f ilk diyezdir. bu lafı bil. ondan sonra 3'er nota geri say. 3'er yarım ses falan değil, direkt 3 nota geri say. birinci diyez f ise, ikincisi c'dir. üçüncüsü g'dir, dördüncüsü d, beşincisi a, altıncısı e, sonuncusu b. tam tersinden sayarsan bemoller olur. ilk bemol b'dir, ikincisi e, üçüncüsü a, dördüncüsü d, beşincisi g, altıncısı c, yedinci ve son bemol de f'dir. şimdi bu ne demek? aga, kaçıncı diyezde isen, o ana kadarki tüm diyezler, bir ileriki notanın gamında çıkar. ne demek istiyorum? mesela ilk diyez f dedik ya, bir sonraki nota g mi? g gamında bir tek f# vardır. f'den sonraki diyez c mi? c'den bir ileriki nota olan d'nin gamında, hem c# hem de f# vardır. bakın demin yazdığımız e gamına. e'den bir önceki nota neydi? d. d dördüncü diyezimiz. o nota ve o notaya kadarki tüm diyezler hakikaten de e gamında var. bak yukarı, f# var, c# var, g# var ve d# var. bu kuralı oturttun mu her şey gider.

    minör gamını mı merak ettin kuzum? verelim.
    tam-yarım-tam-tam-yarım-tam-tam. majör gamlarının tek arıza almayanı c idi di mi? minör gamlarının tek arıza almayanı da am'dır. gitar dersine başlayan ergenler çok gülerdi buna. bayağı am yazıyor kağıtlarda. la minör hani.
    am gamı: a-b-c-d-e-f-g-a.
    neyse, şimdi siz bana sorarsınız. do majör de diyez almadı, la minör de. o zaman, bunların gamı aynı olmadı mı? helal olsun be derim sana. tüm majör gamlarının, kendisiyle aynı gama sahip bir minör gamı vardır. biz buna "ilgili minör/ilgili majör" deriz. bunu bulmanın kolay yolu var mı? tabii ki var. majörden üç yarım ses geri gidersin. do majör mü? git do'dan üç yarım ses geri.
    c-b-bß-a. vallahi de am'a geldik. bu böyledir. misal f ile dm, g ile de em aynı gamlara sahiptir.

    şimdi bana deyin ki, lan diyez yarı ses ileri, bemol yarım ses geriyse, neden ikisine birden ihtiyacımız var la? misal a# ile bß aynı şey değil mi? neden iki ayrı isme ihtiyacımız var. sormanıza sevindim delioğlanlar. a# ile bß aynı nota mıdır? evet. aynı şeyi mi ifade eder? hayır. ne dedim lan ben? şimdi usta, bir akorun gamında a# varsa, başka deyişle tüm la'lar diyez ise, sen la'ya basmazsın. sen la diyez'e basarsın, la sesi bozar. peki ya si? si'ye de basabilirsin. ama eğer gamda bß varsa, hani si'ler bemolse, bu sefer si'ye basmazsın. la'ya basabilirsin. anladınız? helal.

    şimdi aslında bu majör gamını da, minör gamını da bilmem neyi de ezberlemeye gerek var mı? ezberlesen tabii iyi olur, ama şart mı desen bence değil. c'nun tek diyez almayan majör olduğunu bil, onun ilgili minörünün de 3 yarım ses geri gitme kuralından am olduğunu bil. ordan nota aralıklarını sayarsın, kuralını bulursun. bir de başka bir şeye dikkat edelim; 1,3 ve 5. sesleri alıyoruz ya, gam kurallarına bakalım:
    t-t-y-t-t-t-y
    t-y-t-t-y-t-t
    şu görülebilir ki, birinci sesten üçüncü sese majörde 4 yarım ses, minörde 3 yarım ses var. birden beşe ise ikisinde de yedi yarım ses. yani bir notanın minör ve majör akorları içindeki tek fark, üçüncü sesin majörde yarım ileri olması. birinci ve beşinci ses aynı yoksa. misal izleyelim;
    akorların ana/kurucu sesleri (gamların 1-3-5):
    c => c-e-g
    d => d-f#-a
    e => e-g#-b
    f => f-a-c
    g => g-b-d
    a => a-c#-e
    b => b-d#-f#
    şimdi sırf orta sesi yarım ses geri alarak minörleri kurabilirsin:
    cm => c-d#-g
    dm => d-f-a
    em => e-g-b
    fm => f-g#-c
    gm => g-a#-d
    am => a-c-e
    bm => b-d-f#
    olay budur.

    bu akorlar sadece karşınıza fa majör, do minör diye gelmez tabi. yalnız adisyonlara falan geçmeden şunu da hatırlatalım, diyez ve bemol seslerin de gamları/akorları olur. misal eß majör:
    eß-f-g-aß-bß-c-d-eß

    şimdi, sizlere değişik akor çeşitlerinden bahsedelim. sus vardır misal, suspended manasında. aradaki 3. sesi çıkartırsınız, yerine 2 veya 4 koyarsınız. misal c gamı neydi?
    c-d-e-f-g-a-b.
    1-3-5'i aldın c-e-g. şimdi 3'ü çıkar, 4 ekle mesela. c-f-g olsun. ne oldu? c sus 4.

    adisyon vardır mesela. addition hani. gama baştan dönmenizi ister. misal add9. her gamın sekizinci sesi kendisi olduğu için, verilen sayıdan 7 çıkartırsan istenilen notayı bulursun. misal add9 diyorsa, 2. sesi ekle diyordur.
    c-d-e-f-g-a-b-c-d dersen c gamında 9. ses gördüğün üzere d'dir. zaten 9-7'den 2 deyip, ikinci ses d'dir desen de aynı şey. napıyoruz şimdi? c-e-g'yi alıyoruz, sonunda bir ince d çaktık mı al sana c add9.

    sept akor vardır misal. 7. sesi eklemenin diğer adı. misal a için, bir g eklersin akora.

    ben sıkıldım la. gece gece yeter, eğlendik bence. sen eğer internete "müzik teorisi" yazıp, sonra "aa ekşi sözlük'te kesin bir şeyler vardır" diye buraya gelmiş isen, ne mutlu bana yardım ettiysek. müzik güzeldir, müziği sevin.

    not: dediğim üzere, bemol işaretini ß'na çevirmek durumunda kaldım. gerçekte küçük b'ye benzer bişey. neden küçük b kullanmadın direkt derseniz, içimden gelmedi. b si demek ya zaten. bir de büyük harfle gösterilmeli hep notalar ama büyük harf yazamıyorum. iyice karışsın istemedim.

  • biz 90'ların sonuna yetişmiş üniversiteliler, tek fitilli kadife pantolon, 2 şile bezi gömlek ve 2 el örgüsü hırka ile anadolu'nun her şehrinden akın akın gelmiştik siyasala.
    işaret ve orta parmak arası, ucuz sigaradan sararmış olurdu, esmer erkeklerin bıyık uçları bile tütünden sararırdı.

    para değil dürüme, memleketten gelen tarhanaya katık edecek ekmeğe bile yetmezdi ay sonları.
    tüm şehrin, öğlen yemeği en ucuz üniversitesinde, öğlen yemeği başlar başlamaz bir jeton atar yemek yer, 2 saat sonra yemek bitmeden bir tur daha yer, aha o yemekle günü gün ederdik. yemek 2500 tl idi. 2500tl madeni bir paraydı.

    ama kantinden hep masadaki insan sayısı kadar çay alırdık. para en çok kantin çayına giderdi. kendine kadar bir bardak çay almayı bilmezdik.
    ama bir tur 8-10 bardak çay alıp, akşama kadar başkasının çay tepsisinden ikram edileni içer yine aynı hesaba çıkardık. çay ise 500tl

    sigaraya winston ile başlar, 3 gün sonra 19 mayıs ballıca döner, 2 hafta maltepe içer, son hafta otlakçılıkla geçerdi.

    ben memur çocuğuyum, harçlığım 15'inde yatardı. bir arkadaş vardı engin. onun burs 1'inden birine gelirdi.
    ben ne zaman son maltepemi içsem, eve döndüğümde çantamda bir ballıca bulurdum, ayın 15'ine geldiğimizde de, muhakkak 2 paket alırdım sigarayı, gizliden ben de kaktırıverirdim birini çantasına.

    biz iki gariban, hiç birbirimize yol paramızın kalmadığını söylemedik.
    dipdibe 2 semtte, birbirinden gariban 2 ayrı öğrenci evimiz vardı. yakındık mesafe olarak.

    her gün okuldan o evlere, 12 durağı yağmur çamur demeden yürümek için bahaneler bulurduk.
    *dostum sana danışacağım bir durum var yürüyelim mi?
    *kardeşim bir film izledim, vaktin varsa yürüyelim anlatayım ister misin?
    *aksaray'daki ezgi müziğe bir baksak mı? almayız da bakarız, yürüyelim mi ki bugün?

    biz yürüdük, hiç gariban hissetmeden, para yok diye değil, biz istediğimiz için yürüyorduk neticede.
    midemizin gurultusu mühim değildi, sigaramız vardı hep, birimiz ballıca içeceğine ikimiz de maltepe içerdik.

    sanıyorduk ki üstesinden gelinir hayatta garibanlığın, bilmiyorduk garibanlık sandığımız parasızlıkmış sadece, kardeşlik ve dostluk karın doyuruyormuş meğerse.

    sonra bitti okul, ben fabrikalara o bankaya, olaylar olaylar, arada bir smsler, bazen facebook'tan kısa merhabalar.

    2014 ocak ayının 8'ydi, engin son vermiş hayatına, haberi geldi.
    demek -mış gibi yapamamış artık.
    ben de fark edememişim, hiç birimiz fark edememişiz.
    gariban kalmış cidden, paradan bağımsız, parayla alakasız.
    hepimiz garibanmışız da aslında, birbirimizi görmez olmuş gözümüz.

    insan sevdiklerini yitirmeye başlayınca ayakları yerden kesilmeye başlıyor.
    para olmayıversin de, ruhu garibanlaşmasın yeter ki insanın, kalbi fukara hissetmesin.

    fukaralığa dayanılıyor da garibanlık yükü çekilmiyor galiba.

    ömrümün en güzel 4 yılını geçirdiğim okulun kantininde, heykelinde, meydanında, yanımızda engin olmadan çekilmiş fotoğrafım yok diye, bakamıyorum 1 yıldır hatıralarıma, telefonunu silemiyorum, mesajlar da duruyor.
    kalbimde koca bir yük, içimde bir gariban kalmışlık, taşıyacağız artık bir ömür.

  • bu vaka sayıları ile yüz yüze eğitime geçmek akademisyenleri ve öğrencileri riske atmaktır. sırf esnaflar istiyor diye böyle bir karar alınmamalı

  • gectigimiz gunlerde tuzla'da gerceklesmis.

    3 cocuk babasi bahtiyar demir'in aracinin lastigi patlayinca emniyet seridine gecip butun onlemleri aliyor. dubalari diziyor ve ustune de trafigi kontrollu bir sekilde yavaslatabilmek icin cep telefonunun isigiyla gelen araclari yonlendiriyor. her sey super, adam tum iyi niyetiyle bir de uyariyor gelenleri..

    sonra bildigim butun kufurleri etsem hizimi alamayacagim bir maganda o trafikte makas atarak geliyor, hic bir seyi gormeden emniyet seridine daliyor ve tum onlemleri almis olan bahtiyar demir'i olduruyor.

    bitti mi? hayir

    daha cenaze kalkmadan bu serefsiz serbest kaliyor ve ulkede hayat devam ediyor...

    emniyet seridi ile ilgili dogru duzgun hic bir yaptirimda bulunmayanlarin da ayrica allah belasini versin.

    http://www.haberturk.com/…gistirirken-canindan-oldu
    http://www.milliyet.com.tr/…-oldu-do7lylftjtog.html