hesabın var mı? giriş yap

  • sigaranın tek bir faydası bile yokken ülkelerin yeni nesillerini korumak için böyle kararlar alması çok doğru geliyor.
    buna müsaade edilmesi bile aşırı saçma hatta. sigara firmalarının 1900 lerde aşırı büyüyüp piyasayı manipüle etmesi sebebiyle dünya hiç olmadığı kadar tütün kullanmaya başladı. insanların bağımlı olmasına bile isteye izin verildi. ben sigara bağımlılığımdan kurtuldum. darısı diğerlerine.

    tanım: gelmesi doğru olan bir yasaktır. keşke ülkemizde de gelse ama oy kaybetme korkusuyla 3. sınıf ülkelerde asla gelmeyecek olan yasadır.

  • çok acayip insanlarsınız vesselam. arkadaşım o kadar aciliyeti yoksa ambulansı çağırma!

    tanım: milletin can, yazarın ev derdinde olduğu hede.

  • yıl 1924 atatürk türkiyesi, aynı yıl çıkartılan 407 sayılı "çay, fındık ve turunçgil üretimini teşvik kanunu". rize'de çay üretimi ve çay tarımı ile böyle başladı. çok sevdi rizeyi çay yıllarca gelişti, fabrikalar kuruldu, ekmek yedi, çoluğunun çocuğunun karnını doyurdu rizeliler... ve atatürk'e teşekkürünü böyle ediyor.

    ne diyor şair
    fazla geldiyse size hürriyet cumhuriyet
    özlemini çekiyorsanız saltanatın sultanın
    hala önemini anlayamadıysanız millet olmanın
    kul olun ümmet kalın fetvasını bekleyin şeyhülislamın
    unutun tüm dediklerimi
    yıkın heykellerimi

  • -hürrem sultan 1 2 3
    osmanlı tarihinin en çok merak edilen kişilerinden biri: hürrem sultan. günümüzde çoğu osmanlı padişahından daha fazla tanıyor. sevecenliği, güzelliği ve cilvesiyle kanuni’yi kendisine bağladığını muhteşem yüzyıl dizisinden izledik. büyüyle padişahı kendisine bağladığını söyleyenler bile var. yaptığı entrikalarla devlete yön verdiği, şehzade mustafa’nın ölümüne sebep olduğu çok kere yazıldı.

    -kendisiyle ilgili bilgiler çok net olmamakla beraber 1506 yılında doğduğu düşünülmektedir. asıl adının roxelane olup rus asıllı olduğu tahmin edilmektedir. muhtemelen kırım türkleri’nin yaptıkları seferlerden birinde köle alınmış, 1520li yıllarda kanuni’ye sunulmuştur. sürekli neşeli ve güler yüzlü olmasından dolayı kendisine hürrem ismi verilmiştir

    -pek çok tarihi kaynakta hırslı, kıskanç aynı zamanda mütevazı ve sakin olduğu yazılmıştır. çocukları ve kendi geleceği için planlar yapmış, uzun yıllar bunları gizliden gizliye uygulamıştır. cihan hakimi osmanlı padişahı kanuni’yi kendisine aşık etmesi aralarındaki mektuplaşmalardan anlaşılıyor. kanuni-hürrem ilişkisini daha iyi anlayabilmek için kanuni ile hürrem’in nikahlandığını bilmek gerekir. padişahların eşleri ile nikah yapmadıklarını düşündüğümüzde: kanuni, osmanlı geleneğinin dışına çıkmıştır. bu nikah at meydanı’nda yapılan görkemli bir düğünle taçlandırılmıştır.

    -kanuni-hürrem ilişkisi kanuni’nin annesi hafsa sultan’ın ölümüyle daha da bütünleşmiştir. hafsa sultan’ın kanuni’nin ilk gözdesi mahidevran sultan tarafını tutması güçleri dengelemekteydi. hafsa sultan’ın 1534’te ölmesi, hürrem sultan’ın saraydaki etkisini gün geçtikçe artırmasına imkan vermiştir.

    -osmanlı geleneklerine göre şehzade sancağa gönderildiğinde annesi de beraberinde giderdi. manisa’ya gönderilen şehzade mustafa - mahidevran örneğinde olduğu gibi. ancak hürrem bu geleneğe uymayıp sarayda kanuni ile beraber kalmıştır. hürrem sarayda kaldığı sürece, seferde olan padişaha saraydaki gelişmeleri mektuplarla aktarmıştır.

    -hürrem sultan’ın mehmet, beyazıt, selim ve cihangir isimli dört erkek şehzadesi ve mihrimah adında bir kızı olmuştur. kızı mihrimah’ı rüstem paşa ile evlendirmiş, sonrasında sadrazam olmasına çalışmıştır. oğulları arasında denge kurmaya çalışmış, bu dengeyi sadrazam olan damadıyla desteklemiştir.

    -hürrem sultan’ın temel kaygısı kanuni’ye yakın olmak ve oğullarından birinin padişah olmasını sağlamaktı. buna engel olabilecek tek isim şehzade mustafa’ydı. şehzade mustafa, manisa sancakbeyliği sırasında halkla yakın ilişkiler kurmuş, asker tarafından sevilmişti. mustafa’nın yükselişi hürrem sultan’ın oğulları için iyi değildi. çünkü o dönem uygulanan kardeş katli gereği padişah olan şehzade diğer kardeşlerini öldürmekteydi.

    -mustafa’nın sarayda ki destekçisi sadrazam pargalı ibrahim paşa’ydı. pargalı, kanuni’nin şehzadeyken tanıştığı, kız kardeşi hatice sultan ile evlendirdiği aile içine aldığı biriydi. kanuni üzerinde tesiri de olduğu bilinen makbul ibrahim paşa, hürrem sultan için ortadan kaldırılması gereken biriydi. pargalı’nın öldürülmesini sadece hürrem sultan’ın üzerine yüklemeyelim. ibrahim paşa’nın bazı yanlış davranışlarının da gözden düşmesine sebep olduğu söylenmektedir.

    -bir de rüstem paşa var. diyarbakır beylerbeyi iken mihrimah sultan ile evlenip saraya damat olmuştur. bu evlilik siyasi kariyerini güçlendirecektir. sadrazamlık yolunda hürrem sultan’ın da desteğiyle hızla yükselecektir. hürrem sultan, ittifakını güçlendirmiş, yönetim üzerindeki ağırlığını dolaylı yoldan desteklemiştir.

    -taht için aday şehzadeler: mustafa, mehmet, beyazıt, selim. yaşça en büyük ve tecrübeli olan mustafa’dır. ancak kanuni’nin mehmet’ten yana olduğu düşünülmektedir. sancağa gönderildikten kısa süre sonra ölen mehmet, planları alt üst etmiştir. hürrem ve rüstem paşa’nın beyazıt’tan yana olduğu söylenmektedir. hürrem için kesinlikle padişah olmaması gereken kişi mustafa’dır. ittifaklar görseli

    -şehzade mustafa’nın öldürülmesinde hürrem sultan’ın rüstem paşa ile sahte mektuplar hazırlattığı söylenir. mustafa’nın kanuni hayattayken taht için hazırlık yaptığı dedikodusu yayılır. iran şahı ile işbirliği içerisinde olduğu gösterilir. bu olaylar kanuni’nin oğluna cephe almasına ve sonunda öldürülmesiyle sonuçlanır. şehzade mustafa’nın öldürülmesinin ardından oluşan tepkiyle rüstem paşa sadrazamlıktan alınmıştır. daha büyük bir ceza verilmesini ise hürrem sultan ve mihrimah sultan önlemiştir.

    -1547 yılında başlayan gelişmeler hürrem sultan’ın osmanlı siyasetindeki önemini göstermektedir. iran’dan kaçıp osmanlı’ya sığınan iki prens politik sebeplerle desteklenmiştir (burhan-ı ali ve elkas mirza). hürrem sultan kendi açısından bu prenslere yardım etmiştir. 1548-1549 yılında padişahın elkas seferi’ne çıkması sağlanarak kendi şehzadelerini daha göz önüne almıştır. şehzade selim, olası saldırıda payitahtı korumak için edirne’ye gönderilmiş, şehzade beyazıt ise padişahla beraber sefere çıkmış, halep’te konaklamıştır. şehzade mustafa ise bu seferin dışında amasya’da bekletilmiştir.

    -hürrem sultan 15 nisan 1558’de sevgili eşinden sekiz yıl önce vefat eder. naaşı süleymaniye cami avlusuna defnedilir. kanuni tarafından türbe yaptırılır. ölümünden kısa bir süre sonra oğulları selim ve beyazıt arasında taht kavgası yaşanır. 1559 yılında selim ve beyazıt arasında konya’da yaşanan savaştan sonra beyazıt dört oğluyla beraber iran’a sığınır. iran’la yapılan mektuplaşma sonucu beyazıt ve dört oğlu zehirlenerek öldürülür.

    -hürrem sultan’ı sadece saray entrikalarıyla hatırlamak doğru olmaz. istanbul’dan edirne’ye, mescid-i aksa’dan mescid-i haram’a kadar osmanlı toprağında pek çok hayır eseri yaptırmıştır. kanuni ile olan mektuplaşmaları hareme yeni bir üslup getirmiştir. kızı mihrümah sultan,torunları hümaşah sultan ve ayşe sultan da mektuplarını onun stilinde ve üslubunda yazmışlardır. içli, tatlı dilli ve çekici ifade ile yazdığı mektuplarını şiirlerle de süslemiştir.

    buraya kadar okuduysanız tarihi meraklı birisiniz sanırım. tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum, youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
    entry videosuu

    kaynakça
    • dudu şirin oluk, kanunî sultan süleyman’ın hayatındaki üç kadın: hafsa valide sultan, hürrem sultan, mihrimah sultan.
    • ayşe özakbaş , hürrem sultan.
    • şehri kartal, haseki hürrem sultan yapıları.

  • "van gölüne gitmişem, canavarı görmüşem, canavarı görünce lo, korkudan altıma etmişem"... işte kültür bu. saf, temiz, halkın içinden açan bir çiçek gibi... yıllar önce trabzonspor kafilesinin van deplasmanında karşılaştığı vanlı küçük bir evladımızın trabzonsporlu futbolculara söylediği, van gölü canavarıyla ilgili bir türküydü bu. televole'de izlemiştim. tüm trabzonsporlu oyuncular pek gülmüştü bu türküye. en çok gülen de ünal karaman'dı. kara boğa ünal, çocuğu "hay yaşa aslan parçası" diyerek öpüp tebrik etmişti. bu sevgi dalgası, tezahürat kültürümüzde pek görünmese de yine de bu açıdan yaratıcı insanlarız. peki ya abd'li yiğidolar? onlar da yaratıcı mı? açıkçası genelleme yapamam ama ponpon kızlar özelinde böyle bir yaratıcılığın olmadığını söyleyebilirim.

    yıllar yılı nice abd muvisinde, dizisinde gördüğüm bir takıntı türüdür ponpon kızların harfli tezahürat takıntısı. anladığım kadarıyla abd kolejlerinde okul takımlarını destekleyen amigo kızlar için harf istemenin yeri büyük. bunlar hem harf istiyor hem paso harf heceleyip milletten destek bekliyor. kendimizden örnek verelim:

    "şimdi bana bir e ver. şimdi de bir k ve bir ş. bir de i... ekşi-ekşi-ekşi huuuuuu"

    neyi huuuuu lan neyi huuuuuu? on bin yıl oldu hala tek tek harfleri hecelemekten başka tezahüratınız yok. yok "bana bir d ver, bir de yanına e koy, şimdi bir de t" bilmem ne derken insan kafayı yiyecek gibi oluyor. abd'li yiğidolar nasıl dayanıyor bu zulme anlamıyorum. hadi biz "şimdi bana bir o ver, yanına da bir r koy" falan derken "acaba ne çıkacak lan?" diye bekliyoruz. peki abd kolejlerinde okuyan canolar zaten bilmiyor mu o tek tek sayılan harflerin ne çıkacağını? kendi takımlarının ya da vilayetlerinin, memleketlerinin adı çıkacak işte... belli bir şey. "bana bir t vermeni isttiyorum. harika... ve şimdi sanırım bir de i vermelisin" falan derken seyircilerin "anladık lan anladık... ohio tigers işte" diyerek tepki vermelerini bekliyorum, ama vermiyorlar. vermiyorlar arkadaş inanılır gibi değil, vermiyorlar. abd kolejlerindeki bu tezahürat sorunu çözülmeden, orada okumam kardeşim. ha zaten liseyi falan bitireli beş bin yıl oldu, gitsem de almazlar muhtemelen ama olsun tepkimizi koyalım.

  • -ne okudun sen?
    -metalurji ve malzeme mühendisliği.
    -hava durumunu artık senden öğreniyoruz o zaman?
    -?!

  • lan bu audi kupasina kim istedi katilmayi. bize skoda kupasi falan olsaydi soyle sparta prag, legia varsova falan.

  • yalanina sokim 1)
    17 istasyonu vardir. bunlarin sadece 5 tanesi yerin ustunde, iki tanesi (bornova ve evka 3) ankaray'in tandogan istasyonu vs gibi yer altinda ama etrafi acik durumdadir. kalan 10 istasyonu yer altindadir. hatta ucyol'da falan 4-5 dakika yuruyen merdiven yolculugu yapiliyor, o derece altinda. yani oyle yarisi falan yer altinda muhabbeti tarihe karisti. toplam parkur 30-35 dk suruyorsa bunun 7-8 dk'si gun isigini gorebilirsiniz.

    yalanina sokim 2)
    metronun alsancak duragi diye bi duragi yok. alsancak, izban'in bir duragidir. alsancak'ta beklemeden hilal veya halkapinar istasyonunda metro uzerinden aktarma yapabiliyorsunuz. alsancak, ayni zamanda bir gar oldugu, izban'in da bir bolumune tcdd'nin ortak oldugu, bu nedenle tcdd'nin de bu raylar uzerinde tren yuruttugunu, izban yonetiminin kolayca plan program yapamadigini biraz izmir'de yasayan cogu kimse bilir. hatta kac defa izban diye denizli treni gecti onumuzden.

    yalanina sokim 3)
    izban'i kimse metro diye tarif etmiyor. metro gorunumlu trendir izban. banliyo treninin hizli olanidir. hatta ismi bile iz-mir ban-liyosu'nden geliyor.

    ve son olarak,
    evet izmir metrosu metro degil. cunku biz ona da gevrek diyoruz.