ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dewar's
-
12 yıllık olanın tadı bana konyak gibi gelen viski markası.
içerken bildiğin üzüm tadı aldım bol bol. oldukça tatlı, şekerli bir lezzete sahip gibi geldi bana. damak tadıma çok uygun değil özetle.
edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
okul bahçesinde maç yaparken arkadaşın* topa hayvan gibi abanması; füzeyi andıran topun, okulun meşhur kızının başına isabet etmesi; kızın bu surette bayılması ve hastanede, hamile olduğunun anlaşılması.
türklere sorulan salak sorular
-
italyadan bir anı. baya yaşlı bir amca trende uzun süre baktıktan sonra dayanamadı:
- sen türksün değil mi?
+ evet.
- hala kılıç tasiyor musunuz yaniniz da?
+ fethetmeye gelmedim amca, gezip gidicem ben...
lihtenştayn
-
yağmur yağdığında ülke ıslanmasın diye üstüne branda çekiyorlarmış.
ağaçla evlenmek isteyen kadın
-
çalı çırpıya sürtmek deyiminin bir level üstüne geçmiş kadın.
çocukken baba eve getirdiğinde mutlu olunan şeyler
-
(bkz: kar)
odaya girdiği zaman oleyy diye sevinçle koşup babamın omzundan karları alırdım. uzun bir palto giyerdi. zaten sürekli onu giyerdi. sonra avcunu açar ellerine suyunu damlatırdım. annem "yapma şunu silkelen de öyle gel" diye babama kızsa da o hiç annemi dinlemezdi. ne zaman kar yağsa babamla bu oyunu oynardık. işten yorgun gelse bile o uzun paltosuyla dağ gibi karşımda dururdu. karları alınca da sobanın yanındaki sandalyeye oturup avucunu açardı. ilk zamanları sobaya damlatıyordum ama cıbs cıbs diye annemin kafasını çok şişirdigim için babam sonradan hep ellerini açtı. "karışma hanım o gülünce benim yorgunluğum gidiyor" derdi.
lan yaşım 30'u geçti. halen dertli olup çıkmaza girdiğim zaman kar yağınca doğru babamın yanına giderim. alırım toprağının üstündeki karları tek tek mezarına damlatırım. ruhuma çok iyi geliyor, umarım ona da geliyordur.
ilk kez starbucks'a gideceklere tavsiyeler
-
kasılmayın. gidin kahve için. siz para ödeyeceksiniz hizmet ve ürün bekliyorsunuz. onlar size lütufta bulunmuyor. sanki mabede giriyoz.
kıdem tazminatının kaldırılması
-
ezilenlerin gür sesidir o...
yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
canınız cehenneme...
denize rte mi düşse kurtarırsın gül mü
-
denizi kurtarırım dedirten soru cümlesi.
hoşlanılan kızın whatsapp'tan gönderdiği son mesaj
-
"dün gece harikaydı. (kalp)"
şaka şaka uzun zamandır yazmıyordun yine içtin mi sen yazmış.
rte'nin atatürk'ten daha karizmatik olması
boğaziçi'nde okuyorum demenin mütevazı yolları
-
-nerede okuyorsun?
+eee, kem, küm, bogazicinde, ayiptir söylemesi
-ismi bogaziciyse o zaman kesin istanbul’dadir, öyle degil mi?
+(hönk??) buralarin yabancisisin galiba... sen nerede okuyorsun, bakiim?
-harvard
+peki
(bkz: karsi cinsle tanisma denemesi replikleri)
(bkz: rezil olmak)