ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkçedeki en çok anlama sahip kelime
-
(bkz: şey)
porsche'nin 240km/s süratle geyiğe vurması
wishful thinking
-
nasreddin hoca'nin komsusuna olan borcunu odeyebilmek icin sundugu odeme plani, bu kavramin turkce karsiligidir:
"yolun kenarina cali ekecegim. calilar buyuyecek. koyun suruleri burdan gecerken calilara surtunecekler. surtunduklerinde yunlerinin bir kismi calilara takilacak. yunleri toplayip egirecegim. yun ipliklerle hali dokuyup satacagim. kazandigim parayla borcumu odeyecegim."
yaran diyaloglar
-
belediye otobüsünde bir amca ile aramda geçen diyalogda, yanıma doğru geldiğini görmem ile ayaklanıp;
ben: gel amca otur ben zaten inicem şimdi.
amca: burası mı rezerve edildi, ben daha önlerden bir yer ayırtmıştım ama heralde kapıldı... :)
ben:hönk
tabi çoğu kişi bu diyalogu duydu ama birkaç saniye tepki veremedi, meğersem amca patlatmış espiriyi. sonrasında otobüste gülüşmeler... tabi kimse 70'li yaşlarda amcadan böylesi zeka ürünü bir cevap ve sempatiklik beklemiyordu. o kadar alışmışız ki sen kalk ben oturucam tarzında olaya bakan yaşlı sinirli teyzelere...
geri gelmesi istenen sözlük özellikleri
mehmet selim kiraz adalet sarayı
-
adını yaşatacağınıza kendisini yaşatsaydınız amk. samimiyetine soktuklarım.
spotify
-
- daha yüksek ses kalitesi
- çevrimdışı dinleme
- istediğin şarkıyı çalma
- istediğin kadar şarkı atlama
- reklam duymama
gibi özellikleri olan premium için "beleşle arasındaki farklar çok az ve umursanmayacak derecede" diyen de çıktı ya. sözün bittiği yerdeyiz.
daha nasıl bir fark olmalı? oturup tavla mı atsın? çay mı demlesin? kuzeniyle mi tanıştırsın? insanda biraz insaf olur.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ilkokuldayken derste duyulan “malazgirt savaşıyla anadolu’nun kapıları türklere açıldı.” cümlesi ve zihinlerde oluşan o devasa kapı. seni de unutmadım...
don't look up
23 eylül 2014 pegasus rezaleti
-
ayrıntılı anlatılmadığı için inanması güç rezalet.
benim bildiğim rezalet sayfanın yarısını kaplamalı, insan okurken yorulmalı ama yine de okumalı. 3 cümle yazmış rezalet demiş aq yemezler.
out to lunch
-
eric dolphynin en popüler albümüdür. artık nebiçim bi öğle yemeği ise bu, herifi diyabetik komadan öldürmüş üç ay sonra. çok ilginç ve tasvir etmesi zor bir albümdür. bir o kadar da çekicidir. ilk şarkı hat and beard bildiğim kadarıyla thelonious monk onuruna kaydedilmiş bir şarkıdır. *dolphy son iki şarkı hariç saksafon çalmaz, bas klarinet ve flütleri üstlenir. trompetlerde freddie hubbard*** çok başarılıdır. davullarda da tony williams olduğunu söylemezsem çok yanlış olacak.
edith piaf: hadi onu geçelim, sen o kadar şeyi söyle sonra git vibrafonda 76 beat edebiyatı gücünde cazcı olan bobby hutcherson çaldığını belirtme. iğrendim lan kendimden. net diyorum.