hesabın var mı? giriş yap

  • hayatımda televizyondan bu adam kadar kolay para kazanan başka birini görmedim. güya dünya kupası yorumluyor.

    ulan toplam 32 ülke var ve bunların 15 tanesini zaten sokakta top oynayan 10 yaşındaki çocuk bile biliyor tüm detaylarıyla. adam turnuvanın en güçlü takımlarından şili'yi bile izlememiş. ee ben ne diye izleyeyim ki seni?

    güntekin onay: iran?
    rıdvan dilmen: bilmiyorum.. (bir de sen iran ligini de izliyorsun herhalde diye dalga geçiyor)

    +şili?
    -hiç izlemedim.

    +almanya iddialı takım.(bunun gibi bir şeyler)
    -gruptan çıkınca kiminle eşleşecekler?

    ama bu rezillik rıdvan dilmen'in değil, ntv spor'un.

  • mnemonic (yunan mitolojisindeki hafıza tanrıçası mnemosyne'den gelir kelimemiz) genel olarak bir şeyi akılda tutmak için kullanılan her türlü uyduruk oluşuma verilen isimdir. misal öys'ye çalışırken "sınav2" osmanlı'nın kuruluş dönemindeki savaşları sırasıyla hatırlamak için bir mnemonic'ti benim nazarımda (sırpsındığı, 1. kosova, niğbolu, ankara, varna, 2. kosova, bakın ne kadar faydalı, hala aklımda); bunun yanında mesela gezegenleri güneşten uzaklık sırasına dizmek isteyen amerikalı çocuklar da şey derler: "my very easy method: just set up nine planets" (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune, pluto, siz zaten ezbere biliyorsunuzdur bunu). peki amerikalılar böyle der de, almanların gezegenleri sıraya dizecek mnemonicleri yok mudur? elbet vardır, yabancı dil ekolüne gönül vermiş insan barbie'den öğrendiğimiz şu mnemonicteki manaya bakın: mein vater erzählt mir jeden sonntag unsere neun planeten (babam bana her pazar dokuz gezegenimizi anlatır). en sevdiğim paşa olan çifte haseki paşa'yla nedense içimde hep böyle şefkat, acıma duyguları uyandırmış olan fıstıkçı şahap'ı (biz okuyorduk, o geçimini fıstık satarak sağlayan zavallı bir çocuk gibi geliyordu bana, ilkokuldaydım) unutmayalım ayrıca.
    daha neler vardı böyle, periyodik cetvelden tut da spektrum'un dalgaboyuna göre sıralı renklerine kadar hepsini böyle ezberlemiştik, ne yıllardı, ne mnemonicler gördük biz.

  • çoğunlukla 50 gb olarak uygulanan adil kullanım kotası o kadar komik ve adaletsiz ki, bunu rakamlarla açıklamaya çalışalım:

    8 mbps'lik bağlantıyı tam kapasite kullanan biri saniyede 1 mb veri indirebilir. bu da ayda, (60*60*24*30=) 2.592.000 mb eder.

    yani ayın 1'inden 30'una kadar hiç durmadan 24 saat full download yapan birinin indirebileceği toplam miktar en fazla (2,592,000 / 1024=) 2531 gb'dır. yani yaklaşık 2,5 terabyte. interneti download olarak görüyorlar ya, işte 8 mbps'lik hattın download kapasitesi bu: 2,5 terabayt.

    aylık kapasitesi 2.5 terabayt olan bir hattın daha 50 gb'ını kullanan birine, "sen bu hattı sömürüyorsun" demek, en basit anlamıyla arsızlıktır.

    ben hattımın kapasitesinin daha % 2'sini kullanmışken, sen bana nasıl "adaletsiz kullanıyorsun" dersin?

    adil kullanım kotası gerekli olabilir ama bu şekliyle ve ttnet'in uyguladığı biçimle en adaletsiz uygulamalardan biri. rakamlar da ortada.

    üstüne üstlük, bu paketleri "limitsiz" adı altında satıyor. yani % 2'den sonra sınırlayacağı hattı satarken "limitsiz" ibaresini koyup tüketiciyi aldatıyor.

    benim kapasitemin % 2'sini bana sınır olarak koyan, paketin ismiyle tüketiciyi yanıltan şirketi hangi mahkeme haklı bulur acaba?

    avukat olsam veya bu işlere harcayacak param olsa bu sisteme dava üzerine dava açarım.

  • sabah sabah güldüren ve endişelendiren yurdum insanı. habere gördüğüm en güzel yorum ;

    yamtar kurtbaş (tüm yorumları) 22.07.2009 10:52:03
    damacana aktif mi yoksa pasif durumdamıymış?

  • bir yandan pandeminin sürdüğü diğer yandan gece gündüz çalıştığım şu sıkıntılı dönemde, bu filme olan beklentilerim nadir kendimi iyi hissettiren şeylerden bu aralar. fragmanın da yakında çıkacağı söylentileri dolanmaya başlamışken bu filmin neden kesinlikle spider-verse temalı olacağını ve tobey maguire ile andrew garfield'ın kesinlikle filmde bulunduğunu madde madde ortaya koymaya çalışacağım:

    1- sony latinoamerica resmi hesabının paylaştığı ve sonrasında sildiği, bütün dedikoduların çıkış sebebi olan video. video'da 3 spider-man'den de sırasıyla kesitler görüyoruz ve sonrasında türkçe meali "seçmek zorunda değilsin, marvel multiverse'ünde her şey gerçekleşebilir. ve spider-man 3'te herkesi görebileceksin, evet 3 peter parker dünyayı beraber kurtarıyor" olan yazılar görüyoruz. video silindiği için farklı bir kanaldan atıyorum ancak ilk çıktığında reddit'e haberi düştüğü için ben bizzat izleyebilmiştim orjinal halini. video birebir bu. videonun yüklenip silindiği sony latinoamerica kanalı.

    2- hem tobey'li üçlemenin hem de andrew'li filmlerin görsel efekt çalışanlarının no way home'da yeniden çalışmış olması kaynak. her ne kadar kaynak resmi bir site olmasa da birçok sızıntıyı ilk olarak ortaya çıkaran sayfalardan birisi. reddit sub'larında da oldukça ünlüdür.

    3- spider-man 2'de doc ock'u canlandıran alfred molina'nın ve the amazing spider-man 2'de electro'yu canlandıran jamie foxx'un resmi olarak tekrardan bu rolleri oynayacak olmaları. bundan önemlisi molina'nın variety'yle yaptığı röportajda oynadığı karakterin spider-man 2'deki versiyonu olduğunu ve cgi ile kendisini gençleştirdiklerini belirtmesi o röportaj. jamie foxx'un ise tekrardan rolü canlandıracağı resmi olarak açıklandıktan sonra instagram hesabından paylaştığı apaçık spider-verse içeren fotoğraf

    4- senelerdir kirli sakalla takılan maguire'ın sinek kaydı tıraşla dolanmaya başlaması ve tekrardan fit hale gelmesi. başka rol için olabilir diyebilirsiniz ancak kendisi çok aktif bir aktör değil şu anda. fotoğraf

    5- raimi serisinde maguire'ın ispanyolca dublajını yapan roger pera'nın, sony ile bir film için görüştüğünü söylediği yayının kaldırılması ve akabinde o cümleyi söylediği kısmın editlenerek silinip, yayının tekrar yüklenmesi. yayından kesit

    6- andew garfield, yeni filmi mainstream için birçok röportaj verdi ve tabi ki çoğunda bu söylentiler kendisine soruldu. haliyle bu söylentileri reddetti ama verdiği cevapların hep aynı tarzda hatta birkaçında birebir aynı cümlelerle olması ve normalde röportajlarda rahat davranan bir adamken bu soruları cevaplarken biraz, tabiri caizse, şekilden şekile girmesi hafif dikkat çekici. ayrıca röportajı yapan adam kendisinden net olarak evet veya hayır şeklinde cevap vermesini istediğinde dahi "i did not get a call" yani "kimse beni aramadı" şeklinde dolambaçlı bir cevap vermesi. bahsettiğim röportaj, dediğim kısım 1:46'da.

    7- the amazing spiderman serisinde andrew'ün dublörlüğünü (stunt double) yapan william spencer isimli abimizin, tom holland'ın dublörüyle beraber olduğu no way home setinden fotoğraflar paylaşması ve ardından bu paylaşımı kaldırması. ekran görüntülerine sahip bir tweet

    8- tobey'in sevdiceğinin, instagram'da mcu spider-man filmlerinin başrolleri olan tom holland, zendaya ve jacob batalon'u takibe alması. kaynak. instagram kullanmadığımdan bu bilgiyi doğrulayamadım ilgili arkadaşlar bakıp teyit edebilir.

    9- bilindiği üzere, andrew'li seride gwen stacy karakterine can veren güzeller güzeli ablamız emma stone'un da no way home'da görüneceğine dair söylentiler vardı. kendisiyle yapılan bir röportajda (6. maddede belirttiğim andrew röportajını yapan abimiz yapıyor yine) bu söylenti sorulduğunda "i don't know if i'm supposed to say anything but i'm not in it" yani "bunu söyleme yetkim var mı bilmiyorum ama filmde yokum" cevabını veriyor. o röportaj, bahsettiğim kısım 2:10'da. kendisi şu an hamile bu arada`::(` yani muhtemelen filmde gerçekten de olmayacak blöf falan yapmıyor. ama burada dikkat çeken şey "i dont know if i'm supposed to say that" şeklinde hafif çekinerek cevap vermesi. yani sanki kendisiyle film için bir görüşme yapılmış ancak rolü kabul etmemiş/edememiş ve bundan bahsetmesinin yerinde olup olmadığından emin değil gibi cevaplıyor. yani düşünün normalde filmle hiç alakası olmasa, harhangi bir görüşme danışma vb. bir şey olmamış olsa neden dümdüz hayır yokum şeklinde cevap vermesin veya cevap verirken çekinsin ki? yani zannımca kendisiyle bir şekilde görüşüldü rol için ama dediğim gibi bence de filmde olmayacak kendisi hamilelik veya başka sebeplerden ötürü. ama olmayacak olması verdiği bu cevabın ilginçliğini etkilemiyor.

    bunlar dışında daha birçok irili ufaklı söylentiler çıktı ama en önemli ve dikkate değer bulduklarımı sizinle paylaşmak istedim. dikkate değer başka söylenti ve haberler çıkarsa bu entry'ye onları da eklerim. gözümden kaçmış olan ve eklememi istediğiniz haberleri için mesaj kutumu yeşillendirebilirsiniz.

    uzun lafın kısası spidey seven dostlar; spider-verse kutlu davamızdır ne olursa olsun film çıkana kadar sandıklarınızı terk etmeyin. bu yazdığım kanıtlara sımsıkı tutunup fragmanı bekleyin. eğer bu büyük olay harbiden gerçekleşiyorsa bunu filme saklayacaklarını düşünmüyorum. yani tüm bu söylentiler gerçekse mutlaka fragmanlarda bu olay gösterilecek ve tüm internet alemi o gün yıkılacaktır. belki ilk fragmanda göstermezler onu bilemem ama filme kadar da saklamazlar yani. az kaldı hayalimize kavuşuyoruz.

    gerçekleşmeme ihtimaline karşın da beddua şerhimi düşeyim: allah topunuzun belanızı versin sony ve marvel. koca koca adamlarız, bu yaştaki insanları gazlayıp gazlayıp sonra gösterip elletmemek sığar mı ulan delikanlılığa?

    tanım: 2021 kirismıs'ında çıkışını yapacak olan mcu spider-man serisinin 3. filmi.

    edit: loki dizisinin finaliyle birlikte multi-verse kapılarının sonuna kadar açılmasıyla da artık olmayacaklarına dair en ufak şüphem kalmadı şahsen. geliyor, gelmekte olan.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • yıllar önce sevdiceğimle okulun kafetaryasında oturuyoruz.
    çok seviyoruz birbirimizi fakat bunu hiç söylememişiz birbirimize, o ilk benim söylememi bekliyor bende onun.

    ıvır zıvır muhabbet derken elini tuttum.

    bak dedim şimdi eline parmağımla bişey yazıcam bakalım bilebilecekmisin.

    - bilirim tabi ne varki bunda.

    + bence bilemezsin.

    - taam yaz bakalım görecez.

    avucunun içine parmağımla "seni seviyorum" yazdım.

    kim milyoner olmak ister'de son soruyu bilmiş gibi heyecanlandı sevdiceğim..

    - ahahaha biliyorum biliyorum ne yazdığını.

    + tamam söyle ne yazdım?

    - seni seviyorum!

    + neeey??

    - seni seviyorum.

    + aahhh canım benim yaaa bende seni seviyorum!

    - pisliksin biliyosun dimi..(utandı kıpkırmızı oldu)

    on yıldan fazla oldu, hala seviyoruz birbirimizi.

  • geçen hafta annem ziyarete geldi. polis akademisi filmlerini çok sever, bir de dublajlı sever çünkü polis akademisi filmlerinin dublajı çok iyidir. hatta bence de dublajı orijinalinden daha iyi olan filmlerden biridir. açayım izleyelim dedim çok sevindi.

    filmler arşivimde var ama dublaj yok, aha dedim bedava verilen turkcell tv bir işe yarayacak. sansür vardır ama sigara falan blurlamışlardır, neticede 40 yıl öncesinin komedi filmi.

    neyse izliyoruz, ikimizin de belki tüm seride en sevdiği sahne gelmek üzere olduğu için heyecanlıyız. mahoney, teğmen harris'in iki yalakasını mavi istiridye barına yolluyor. o meşhur müzik gelsin diye bekliyoruz. gelmiyor. mavi istiridye barı yok. içinde sadece dans olan koskoca bir sahne kesilmiş.

    kesilen sahne şu bilmeyenler için:

    https://www.youtube.com/watch?v=niumqldl_k0

    tatlar kaçtı tabii. kapattım turkcell tv'yi, arşivdekini taktım lordlar gibi sansürsüz izledik. başka neler kesilmiş bilmiyorum ama süresine baktığımda 12 dakikasının uçtuğunu gördüm 40 yıllık filmin.

    gerçekten buna para vermeyin.

  • birçok farklı dava kapsamında uzun süre tutuklu kalmış subayların konuk olduğu program. açıp izlemenizi tavsiye ederim. bomba gibi bir yayın olacak gibi duruyor.

    konuklar:

    emekli koramiral kadir sağdıç
    emekli tümamiral semih çetin
    emekli binbaşı levent bektaş
    emekli deniz kurmay albay ali türkşen
    emekli kurmay albay eray güçlüer
    emekli kıdemli albay prof. dr. tayfun uzbay

    özellikle semih çetin öyle şeyler anlatıyor ki, zamanında birilerinin savcılığını yaptığı davalar sayesinde kimlerin hangi görevlere nasıl getirildiğini, nerelere nasıl sızdırıldığını görmemizi sağlıyor.

    edit: hepsi adeta birer galaksi olan komutanları yayına çıkarıp 3 kuruşluk aklıyla sürekli konuşmalarını kesen ahmet hakan'ın çirkinleştirdiği yayın.

    karşındaki adam tayfun uzbay!! ve bu adam 'ben şizofreninin tedavisini buldum, milyarlarca dolarlık bir sektörü tehlikeye attım, bundan dolayı beni tutuklamış olabilirler diyor.' ahmet hakan efendi de 'sadede gelelim' diyor. yahu bu bilgi bile fetö denen şeyin yalnızca fethullah gülen'e bağlı bir grup insandan oluşmadığını, arkasında çok daha büyük küresel güçlerin olduğunu ortaya koyuyor.

    sen ne biçim gazetecisin, ne biçim televizyoncusun be adam? böyle bir bilgiyi sen nasıl geçiştirebiliyorsun? yazıklar olsun.

    edit2: 3.5 yıl yok yere tutuklu kalmış ali türkşen 'bunların bir amacı vardı bizi de onun için harcadılar, ben hakkımı helal ediyorum' diyerek noktayı koymuştur. sonrasında söylediklerini de burada yazmaya bile yürek yetmez. bu memleketi böyle adamlar kurdu, böyle adamlar yaşatacak.

    edit3: simbolmina'nın uyarısıyla linki değiştiriyorum. programın tamamı için: *

  • eşşek kadar bavulu el bagajı diye kabine sokup sizin el bagajınızı, montunuzu, ceketinizi ezerek kapağı kapatmaya çalışan denyolar.