ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sigarayı bırakmak
-
hayatımda sözlüğün olmadığı zamanlarda, 16 yıl içtikten sonra,
15 mayıs 2011 akşamı yaptığım şeydir.
benim 2 tane oğlum var, sevdiğim bir eşim var,
çocuklarımını büyüdüğünü, kızlarla çıktıklarını, evlendiklerini, onların da evlatları olduğunu görmek istedim.
sadece o kadar.
bir akşam zort diye bıraktım, ardıma bile bakmadım, zerre de zorlanmadım. bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.
insanı mutlu eden şarkılar
paramparça şarkısındaki inanılmaz mantık hatası
-
2000'de cıkan şarkının 1995'ten önce yazılmış olabileceği olasılığını aklına getirmeyenlerin dert ettiği hatadır.*
ekşi itiraf
-
geç uyuduğum bazı gecelerde çok afedersiniz amsalak bir arkadaşımı gizli numaradan arayıp sesini dinleyip kapatıyorum.
diyeceksiniz ki ne keyif alıyorsun bundan?
aga çocuk beni kız sanıyor. 1 tek gün bile ters bir şey söylemedi. ulan sabah 05.00'te arıyorum, herif uykudan uyanıyor, yavşaklar gibi "hehe kimsin canım sen yaaa" diyor. sonra kapatıyor.
benim la ben hayvan...
iş hayatında kullanmak istenen replikler
-
+ layerları check edip, aksiyon almak adına bir toplantı set ediyor olalım.
- makinenizin rezistansını kireç kaplamış
letarjik ensefalit
-
birinci dünya savaşı'nın sonlarına doğru aniden ortaya çıkıp avrupa'yı silip süpürdükten sonra, yine aniden yok olan bir salgın olup, bugün sırrını hala koruyor.
bu alışılmadık beyin rahatsızlığı 1916'nın sonlarına doğru viyanalı nörolog ve psikiyatrist constantin von economo'nun dikkatini çekti. economo, hastalığa bugün de kullanılan letarjik ensefalit ismini verdi. bu beyin enfeksiyonuna yakalanmış hastalar viyana psikiyatri kliniğine çeşitli tuhaf belirtilerle geliyorlardı.
bazı hastalar birkaç gün boyunca uykulu bir uyuşukluğa dalıyordu; bazıları katatonikti, saatlerce veya günlerce doğal olmayan duruşlarda kaskatı kesiliyorlardı; kimileriyse istemsiz hareketlerle kendini gösteren krizlerin eşlik ettiği denetimsiz bir heyecanın etkisi altına giriyordu. hastalar ya uykuya (veya uyku benzeri şeylere) boğuluyor ya da sürekli uykuları kaçıyordu.
çesitli uyuklama hallerinden muzdarip hastalar otururken, ayaktayken, hatta yürürken veya yemek yerken, esneme ve yorgunluk gibi bütün belirtileri göstererek uykuya dalıyordu; ciddi vakalar ise haftalar veya aylar süren adeta daimi bir uyku haline girebiliyordu. buna karsılık, hiperkinezi hastaları yatakta döner durur, üzerlerinden yorganı atar, tekrar üzerlerine çeker, oturur, çılgınca kendilerini yataga atar, sonra yataktan atlar, amaçsızca oradan oraya yürür, konusmaları bozulur, dilini şaklatır ve ıslık öttürürler; bu huzursuzluk hali hiç durmadan günler ve geceler boyu sürer.
çogu bu tuhaf hastalıga yenik düsmüs, bazıları iyilesmis, birkaçı da, oliver sacks'ın awakenings adlı kitabında unutulmaz biçimde tarif edildigi gibi, onlarca yıl boyunca kötü bir uyarılmışlık ve hareketsizlik durumunun alacakaranlıgında yaşamaya terk edilmiştir.
hastalıkla ilgili görüntüler :encefalitis letargica teşekkürler katkıların için 3 kere 3 etti mi sana 9
hilton'un o kadar hizmeti görmüyorsunuz demesi
-
kanımca bu büyük otel zincirinin hakkı olan potansiyel demecidir.
şimdi birileri marmaray yaptı, metro yaptı, biz bunları parasını çatır çatır ödeye ödeye kullanıyoruz. ama yapanlardan bir şikayetimiz olduğu zaman ne deniyor?
''gözünüze dizinize dursun; metro yaptık, duble yol yaptık. azıcık şükredin.''
e, şimdi hilton da benim için otel yapmış, parasını ödeyip kullanıyorum. bir şikayetim olduğunda dinlemek gibi bir hataya düşüyorlar.
halbuki adamlar bana hizmet sunuyor. neden bana ''utanın, utanın! daha ne istiyorsun, sizin için koca otel yaptık, görmüyor musunuz!'' demiyorlar?
üstelik hilton adamın parasıyla yapılmış. marmaray benim vergimle yapılmış, bunlar yapılırken yandaşlara ne rantlar sağlanmış; kullanmak için üzerine para ödüyorum bir de her şikayetimde ''daha ne istiyorsunuz kafirler?'' diye azar işitiyorum.
bildiğin benim paramla iş açmışsın, standart bir özel sektör hizmeti ödetiyorsun. bir de yatırımın için benim sana şükretmemi bekliyorsun.
hilton'un şunu demeye daha çok hakkı var. ben olur da bir gün gidersem ellerini öpüp geri dönerim.
babam yargıtay savcısı istersen seni aldırayım
-
%90 fake. birinin babası emekli memur diğerininki camcı.
netflix üyeliklerimizi iptal ediyoruz
n harfi ile başlayan hayvan adları
-
(bkz: ninja kaplumbağası)
elif aybüke koçak
-
kendi tanımıyla post-sürrealisttir.
oysa görülmektedir ki sadece (yine kendi kelimeleriyle) "falaan filaan"dır.