hesabın var mı? giriş yap

  • hemen hemen her şarkısı mükemmel adamın, nereden başlasam bilemedim.

    "bu gece bu kent benden tenha, çekemem." (bkz: unut beni)

    "bana öğütler versen, dinlemesem." (bkz: sevgili öyküler)

    "maskeler yalnız şarkılarda düşüyor.... yalnızlıkların ardında hep kuşkular yatıyor." (bkz: paranoya)

    "bir adam bul kendine, sana aynalar tutmasın. o kadar güzel yüzün, içine bakmasın." (bkz: yüzün)

    "yaşamak bir mesai gibi. maaşı az, patronu çok bir iş." (bkz: iyi uykular)

    "dokunulmayalı çok olmuş ki kalbim kuş yuvası olmuş" (bkz: beni unutma)

    "hayattan güzel misin ki kalanımı istiyorsun benden." (bkz: ah o his)

  • ilk yarı 4-0 olunca galatasaraylıların, 70. dakikadan sonra artık 8 olmaz diye beşiktaşlıların kapatıp uyuduğu maçtır. şu an acaba 6 olur mu diye fenerliler izliyor.

    not:gs

  • gençler bir avukatla görüşüp şahsa dava açsınlar. uğraşsın biraz. hakaret var, halkı galeyana getirme var, kişinin özgürlüğüne müdahale var. avukat arkadaşlarımız bir ton detay görmüşlerdir. lütfen yardımcı olun çocuklara :)

    kıskançlıktan çatlamış birinin repliği.

    edit: tck 125 diye msjlar gelmiş.

  • yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki

    halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.

  • iyi kalpli adamin bir tanesi bi gun neyzenin parasiz pulsuz gezdigini bilerek ona para vermek ister ama neyzenin dillere destan hazir cevapliligi onun gozunu korkutmaktadir ve parayi neyzenin arkasindan atarak neyzen paran dustu der.

    neyzenin cevabi ise su olur.

    -o dusen benim param degil. zaten bende para ne gezer. o dusen senin altin kalbindir.

  • - bence yiyemez annesi
    - evet, bence de
    - ahahah ya bu kim önündeki tabağı bitirmek kim?
    - doğru dedin, yarısını yese bile şaşırırım
    - yarısı mı? 3 kaşıktan fazlasını yesin ne istersen veririm
    - yok canım 3 kaşık yer heralde
    - mümkün değil…

    arkadaş şu ters psikolojiyi bulundan, çocuklar üzerindeki kullanımını keşfedenden allah razı olsun. çocuk kadar (4-9 yaş arası) ters psikolojiye teşne başka bir varlık yok. her defasında insan bu tuzağa düşer mi? ulan bunlar beni kandırıyor galiba demez mi? ama aklı o kadar işte, ne zaman ters psikoloji uygulasan, gözüne gözüne soksan dahi yiyor.

    ne yemekler yenildi, ne ödevler yapıldı, ne uslu duruldu arkadaş. yıllardır, her gün, her saat veriyoruz ters psikolojiyi bana mısın demiyor. bir kere de demiyor ki sabi, ulan kandırıyor bunlar beni, sürekli yutuyor zokayı. biz de ebeveynliği yapmış olmanın iç huzuruyla dolup taşıyoruz yemin ederim. odasını toplayamaz diyorsun sana inat pırıl pırıl ediyor, erken yatmaz mümkün değil diyorsun koşa koşa yatıyor, marul yemez diyorsun soydurup kökünü yiyor. ters psikoloji mi çok süper, bizim oğlan mı çok salak valla hala çözemedim ama ters psikolojiyi biliyor olmak ve bunun çocuk üzerindeki kullanımını keşfetmek enfes bir şey.

    - ne? bizimki misafirlikte uslu mu duracak? güldürme beni
    - öyle deme babası isterse durur
    - ölürüm de inanmam, evi birbirine katacak bence
    - hayır benim oğlum yapmam derse yapmaz
    - görürüz bakalım…

    çocuk 3 saat kral gibi durdu ya arkadaş. ulan ters psikoloji taşağını yiyim ben senin.

  • konuşamayan, yürüyemeyen fakat yattığı yatakta gözlerinin yaşını silebilecek kadar gücü olan bir annenin evladı tarafından söylenen söz. bu insanlar ankara'da yaşıyor. türkiye cumhuriyeti'nin başkentinde. ve devletin bu insanlara verdiği aylık para 130 lira. aslında bunun üzerine söylenecek bir söz yok. birileri insanların vergileriyle kendi evine jakuzi yaparken böyle insanlar çöpten bayat ekmekleri toplayıp karnını doyuruyor. sizin yöneteceğiniz devleti, sosyal devlet anlayışınızı, demokrasinizi, gelmişinizi, geçmişinizi...

    edit: sabah evden çıkmadan önce bunları yazmıştım, meğerse adam sahtekarın tekiymiş. vay be. bütün gün senin için üzülmüştüm be adam. o sümüklü gözyaşların, çocuklar gibi zırlaman. belli ki annen kendi durumuna değil, senin gibi bir evlat yetiştirdiğine ağlıyormuş. şu an senin için daha çok üzülüyorum adam. yalancı olmana, aç kalmandan daha çok üzülüyorum adam. sümüklü adam. terbiyesiz adam. benim duygularımla oynadın lan. hıyar olsan cacığa doğranmazsın bundan kelli. al işte edit'i entry'sinden uzun bir entry daha. bunlar hep senin bok yemen sümüklü adam.

  • sözlükçülerin herhangi bir zamanda ve herhangi bir mekanda, eşinden, dostundan, arkadaşından, sevgilisinden yediği ve bir daha da unutamadığı ayarlardır.

    sözlük hep egonuzu kabartacağınız yer mi olacağıdı ?

    benim hikayem bundan 10 sene öncesine tekabül ediyor. düşün işte 10 yıldır unutamadım...
    daha 15-16 yaşlarındayım... işbu ayarı veren kız, tüm hayvanlardan korkuyor. kedi, köpek hadi neyse de, dur birazdan söyleyecem... ! çok samimi değiliz, birbirimize açıkçası biraz da gıcık oluyoruz.
    ayrıca ortamda bir de başka bir kız var ki, yeni gelmiş (babasının tayini buraya çıkmış… olurdu öyle şeyler, sonra 2-3 yıl içinde giderlerdi. vizonteledeki gibi.), hoşlanıyorum ve bir şekilde onunla daha çok konuşmak istiyorum.
    oturmuş açıkhava bir kafede muhabbet ediyoruz, o sırada 5-6 metre öteye bir kuş konuyor ve kız bu kuştan tırsıyor.
    bir insanın bir kuştan korkabileceğine ilk kez orda tanık oluyorum ve
    -yuh ya, diyorum, senin de korkmadığın herhangi bir hayvan türü var mı ?
    -var, sen.
    diye kısa ve öz bir kroşeyle işimi bitiriyor orda. masada diğer elemanlar gülemedi bile o kadar ağırdı ki. halbuki gülseler, "off" deseler "abowww" deseler belki de bu kadar koymayacak. hele de hoşlandığım kızın yarı sırıtmalı surat ifadesi yok mu dün gibi gözümün önünde halen... bak yine fena oldum.

    300 yıl sonra gelen edit: bu hikayede beni nakavt eden kızın adı birgül’dü. kocası onu terketti (galiba ona da böyle ayarsız bir ayar verdi :) ). hoşlandığım kızın adı da özay. ne oldu ne etti hiçbir fikrim yok. tolstoy okuyunca böyle saçma detaylara giresim geldi. bye.

  • bir tanrı düşünün ki koskoca evreni ve zamanı yaratıyor, içine neredeyse sınırsız sayıda yıldız ve gezegen dolduruyor. türlü fizik kanunları, kimyasal tepkimeler koyuyor. yetmiyor, evrenin kimi bölgelerinde biyolojik faaliyetler yaratıyor ve bunların içinden biri kendini sorgulayabilir hale geliyor. bu tanrı öylesine kudretli ki yukarıda bahsedilen, yarattığı şeylerden sınırsız sayıda tekrar üretebiliyor. yok edebiliyor. üstelik hepsinden münezzeh, yani bu yaratımları kendisinden hiçbir şey eksiltmiyor.

    öyle bir güç.

    ve bu tanrı kendini savunmuyor ancak koskoca evrende, sınırsıza yakın yıldız içerisinde, küçücük bir kayalık gezegende, şans eseri yaşayan bir canlı o tanrının savunulmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor.

    be arkadaş, bu ne biçim bir saçmalık?

  • allah günah yazma yarabbim tövbe... böyle acı bir hakikat olamaz. öz babalarımızdan, dayılarımızından, amcalarımızdan bizi soğuttunuz türk berberleri. allahınızı seviyorsanız 50 yaş üstü erkeğin saçına fönle şekil vermeyin. berberden saçına fön çekilerek şekil verilmiş her adam mahalledeki kedilerin düşmanı gibi geliyor bana. fönle kurutun ama şekil vermeyin n'olur psikolojim bozuldu. öz eniştem'i alf gibi gördüm karşımda (enişte'nin fotosunu koyamadığım için alf'in fotosunu koyuyorum. bir fark yok zaten aynı alf oldu o da):

    http://images.wikia.com/…lf/images/f/fc/alf-po3.jpg