ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
20 yılda bütün ülke yenilenmedi diye kızmak
-
(bkz: neden atılır)
age of empires'ta köylünün sıkışması
zeki müren
-
20 sene önce aramızdan ayrıldığında daha 14 yaşımdaydım. o zamanlar yaptığı müziğe ne kadar hakimdim pek hatırlamıyorum ama hatırladığım; herkesin birbirine benzediği tek boyutlu ekrandaki belki de tek 3 boyutlu karakterdi, farklıydı. kostümüyle, konuşmasıyla, mimikleriyle, söyledikleriyle diğer herkesten ayrılıyordu, ilgi çekiyordu. o yaşlarda çocuklar hem aileleri tarafından, hem toplum tarafından hem de tv tarafından bir kalıba sokulmaya çalışırlar ve belki de bu kalıba uymamasına rağmen o ekranda görebildiğimiz tek kişiydi. belki de "herkes gibi olmasan da, sen sen olsan da olabilir" düşüncesinin tek umuduydu, bilemiyorum ama ilgimi çekiyordu.
sonra o kendisine en yakışacak yerde, her şeye başladığı trt'de hayata veda etti ama arkasında bıraktıkları ile ben büyümeye devam ettim ve müziğine de aşık oldum.
bugün her yerde kullandığım mahlasımın zeki müren'in mahlası olan mesut bahtiyar olması sadece yaptığı müzik midir? sanmıyorum. muhafazakar denilen bir ülkede mini şort giyebilmesidir, buna rağmen kendine paşa denmesidir biraz da. sosyolojik vaka olarak incelenmelidir zeki müren karakteri. zeki müren benim için bu ülkede bir umuttur. ne kadar toplum baskısı yaşanırsa yaşansın, "yok yok bu ülke farklı, korkma. sen sen olmaya devam et" umududur belki de.
zidane'ın ailesi ile tatilde çektirdiği fotoğraf
tanımadığı birine parfüm markasını sormak
-
amsterdam'da bir cafe'de oturmusuz arkadasla. geceyarisi olmus artik ve kalkmak uzereyiz. derken arka masamizda oturan hatunlardan biri koklaya koklaya boynuma kadar geldi. ve "parfumun cok hos la, markasi nedir?" diye sordu. hatun fransizdi o yuzden la dedi sanirim.
benim de basima ilk kez boyle bisey geldigi icin sasirdim ve de acikcasi o parfumu ilk kez almistim. ilkin adi aklima gelmedi. sonra kiza dondum "victor hugo" dedim.
"sahi mi? emin misin? victor hugo bizim bi vatandas ama ilk kez adina parfum duydum erkek arkadasima onerecem de" dedi.
"cidden la, yalan borcumuz mu var la sana, victor hugo'dur parfumun adi" dedim.
ben de ankarali oldugum icin la dedim sanirim.
sonra kizlar peki tesekkur ederiz deyip kalktilar. telefonu cikardim ulan neydi harbiden adi diye baktim. viktor rolf cikti amk. viktor rolf & spicebomb. onceki parfumum de hugo boss oldugu icin benim beyin free style takilip viktor hugo diye bir parfum uretmis. mantiksiz da degil hani dusununce kizamiyorum da kendime o yuzden.
yine de kotu bi izlenim birakmayayim diye kizin pesinden kostum ve parfumun adi viktor rolf'mus ya kusura bakma dedim. bu fransiz kiz da hemen oracikta birak simdi parfumu chàpchàlle deyip dudaklarima yapisti demek isterdim ama degil malesef ok deyip gitti.
au revoir!
midyeci ahmet'in eski eşine yaptığı haksızlık
-
bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.
kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.
şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.
ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*
ibrahim tatlıses'in öğrettikleri
-
isot'un bir tür ölümsüzlük iksiri olduğu.
schengen vizesi için parmak izi verme zorunluluğu
-
suçlarımı hep eldiven kullanarak işlediğim için beni etkilemeyen uygulama.
iskenderun'u türklerden geri alacağız
-
öncelikle yarrağımın tepesini alırsınız. bizden birşey almayı çok istiyorsanız, 5 milyon asalak vatandaşınızı alın amk.
dedede de mi hastalık çıkmış
vhs kaset kiralamak
-
(bkz: yaş deşifresi)
bir çok goldie hawn filmini sayesinde izlediğim çocukluğumun güzel hatıraları.
(bkz: teldeki kuş)
(bkz: güvertede)
ayrıca; jonny guitar, pygmalion, maverick, vertigo ve daha nice harika filmler bu şekilde hayatıma girmiştir.
oğlunun peşinden camdan atlayan anne
-
valla kendisinin de evladının da hayati tehlikeyi atlatıp iyi olduğu haberine denk geldiğinde resmen gülümsedim ve inanılmaz mutlu oldum. 2 yaşındaki çocuğun 4. kattan beton zemine düşüp sağ kalması mucize evet ama özellikle annenin o yükseklikten düşüp bırakın sağ kalmayı tek kemiğinin bile kırılmaması kesinlikle akılalmaz.
yaratıcı kesinlikle koruyor anne'leri. ve hep korusun onları ve evlatlarını.
bilgisayara oturduğu anda çişi gelen insan
-
sandalyeye oturmayı denemelidir.
togg fiyat tahminleri
-
almak isteyen kişilerin alamayacağı, alabilecek kişilerin de almayacağı bir fiyat olacağı kesin.