hesabın var mı? giriş yap

  • ..seneler önce havalimanında çalışıyorum..20lerin başındayım..işim gereği de ya kodaman heriflerler ya da ünlülerle uğraşıyorum..bir gün bir hengame koptu dış hatlarda dediler ki tarkan geldi..koştuk gittik en yakın arkadaşımla..o zamanların yapıkredi lounge gelmiş oturmuş..ulan diyorum hayırdır vipe gitmemiş..neyse bir enerji,bir güzellik..dedim yok böyle olmaz gittim ben yanına dedim sarılalım mı tabiii kii dedi kalktı oturduğu yerden..sımsıkı sarıldık..sonra dedim bir de fotoğraf nolur..aldı benim telefonu kendi selfimizi çekti..o zamanlar selfi falan da yoktu..sonra gözü kolonun arkasından bize bakan görevliye takıldı..benden yaşça büyük bir kadındı,lounge temizlik görevlisiydi..sen niye uzakta duruyorsun gelsene dedi..kadın utandı sıkıldı..yetkilisini gösterir gibi oldu ki tarkan aaa ama lütfen dedi gitti kadının yanına..sımsıkı sarıldılar..herkes onları izledi..benim gözlerim doldu..çünkü bir kaç gün önce seda sayan'dan gerçek isminin aysel olduğunu bilmediğim için fırça yemişim..dedim ki evet sen gerçek bir megastarsın..
    aklımda, kalbimde tarkan'ın yeri bambaşkadır..onun gibisini görmedim..bir insan nasıl bu kadar alçakgönüllü,nasıl böyle güzel olabilir bana gösterdi..geldik 2022 yılına hiçbir şey değişmedi..gündemin berbatlığında konuşması gereken herkes kafasını gömerken ilk önce tarkan konuşuyor..yapmayın diyor,nolur kıymayın doğaya, hayvanlara,çocuklara, gençlere diyor..iyi ki varsın güzel insan,iyi ki..

  • la şu kurla ilgili anlamadığım şeylerden biri, tırtın teki mutlaka çıkıp "yaa çük kadar paranızla dolar almışsınız zil takıp oynuyosunuz" diye mutlaka muhalefet ediyor.

    hacı, kaç paramız olması lazım lan 1.90'dan 2.65'e gelmiş kurdan kar etmek için..
    bana desene bi..

    lan adamın 10.000 doları bile olsa, 7.500 lira kar etti demektir olm..
    yani bu para bana göre oldukça büyük de, sen ayakkabı kutusundan falan pay mı aldın da küçük görüyosun?

    bi sktirin lan..
    gidin hastası olduğunuz partiye yamanmaya çalışın gemi batarken, belki acıyıp ip falan atarlar..

    ha bi de eklemeden edemeyecem..
    sen gidip, kurun böyle ski tutmasını sağlayana çatacağına, 3 kuruş parasını değer kaybeden liraya karşı güvenceye alıp keyfi kaçmayan adama sataşıyosun ya..
    bildiğin 3 maymunu oynuyosun.
    gidip çıkışsana gücün yetiyorsa "mna koydunuz paranın ekmek alamayacak halk" diye..

    yok ama, anca "para değer kaybediyo hala seviniyosunuz!1!1!1"
    adam maaşını yemiyo harcamıyo, kendini garantiye alıyo..
    sana mı kaldı?

    olmazsa olmaz edit: 6 yıl evvel cüzdanı yeni aldığımda, uğur getirsin diye döviz bürosundan aldığım 1 doları araya sıkıştırmıştım.

    nerden baksan %70 kar ettim..

  • yapılış sebebini anladım, açıklıyorum;

    eskiden yazarların troll olup olmadığını anlamak için profiline girmek yetiyordu. adam 1200 entry girmiş, 80 entrysi en beğenilen. direkt troll. engelleyip geçiyorduk.

    şimdi insanları engellemeyelim diye böyle saçma sapan bir yola başvurmuşlar. tamamen parasal mevzular yani. insanlar birbirini engellemesin daha çok çöp entry okunsun.

    benim yorumlarım bunlar, peki yapılan değişikliği siz nasıl buldunuz?

    http://www.strawpoll.me/12630755

    anket sonuçları şimdilik şöyle; kullanılan oy: 6.000

    rezalet: 4.720 (%79)
    kötü: 601 (%10)
    iyi: 679 (%11)

    sözlük okuru ve yazarlarının %89'u kötü ya da rezalet oyu kullandı. sözlük yönetiminde biraz utanma varsa bu değişikliği geri alırlar.

  • uzman oldukları tek konu ek ders,haftasonu sınav gözetmenliği olan tipik yurdum öğretmeni.ama bana iki oturum çıktı ona niyeee dörtttt.

  • ya bu hep şeyden oluyor. soruyu duyunca gerçek dünyaya en yakın cevabı verme isteğinden. ingilizce kursunda müzik hakkında konuşuyorduk. teksaslı bi hoca vardı. bana dönüp "ne tür müzikler dinlersin?" dedi bi gün. dünyanın en bayık muhabbeti. 90'lar pop dinlerim ben. 90's pop, dedim. hoca ne bilsin bizim 90'lar muhabbetini? izel'i, çelik'i, ercan'ı? woow dedi, benden çok sevindi. "what is your favourite band?" dedi. sanıyor ki şimdi ben 90'lardan dünyaca ünlü bi grup söylücem, hatta belki birlikte bi şarkısını mırıldanıcaz. çocuk gibi bakıyor gözlerimin içine. sıçtık. içimden şöyle düşünüyorum: ablacım sen yannış annadın. band felan yok. şarkıcı söylesem, tanımazsın da şimdi. of ya. nerden bulcam ben şimdi sana grup? ayna'yı bilir mi lan acaba? bari sen unutma beni? queen mi desem ki? o zaman da muhabbet uzar felan derken eeh diyip "mfö." dedim ben. evet ö ile. sınıf koptu. hoca uzun uzun baktı bana. anlamaya çalıştı: em ef öööögh? hee dedim: mazhar fuat özkan. gene anlamadı tabii.

    ne biçim şeyim lan ben hep yaşım oniki?

  • dersini ciddiye alan matematik, fizik hocasından daha aşağı değildir.
    be pezevenk. matematiği, fiziği ciddiye alan hocanın izinden gidip cern de araştırmacı mı oldun da burada salak salak konuşuyorsun. çizmek bir çeşit algılama şeklidir. etrafına öküz gibi bakmanı engeller. detaylara dikkat etmeni sağlar en basitinden. senin gibi düşünen hanzolar tarafından bu ülkede resim dersi bir saate indirildi. herkes muhasabeci olsun, mühendis olsun. tasarım denen şey gökten yağıyor zaten. eğitim ile hiç alakası yok. hırbo. duvarlarıda griye boyayalım. ha olur da birgün firma sahibi olursun, logonu da sen yaparsın reklam filminide iphoneunla çekersin. öküz.

  • sorun inşaat sektörü degildir.asıl sorun kaynak tahsisinin bozulmasıdir.

    1) ayakkabıcılık, beyaz eşya , marketçilik vs. nasıl bir sektör ise , inşaatta öyle basit bir sektördür. her sektörün beslediği ve beslendiği damarlar vardır. beyaz eşya sektörü mesela, bir sürü ham ve yarı mamule ihtiyaç duyar. öncelikle şu sadece inşaatın ekonomiyi en çok harketlendirdigi savina dayanan uber özelliği kafamizdan silelim.ne yani inşaatta çalışan amele istihdam sayılıyorda , ayakkabı fabrikasında çalışan adam işsiz mı sayılıyor?

    2) misal bu memlekette herkes bir gece rüya görse ve her gün yeni bir ayakkabı almayı kendine kutsal bir görev olarak adletse. ayakkabı fiyatları en az x 10 yapar değil mi? bir çift ayakkabının 1000 tl olduğu bir yerde ne yapardınız? elde avucta ne varsa bir tezgah- iki makine bir de ufak atölye açıp ayakkabı üretmek isterdiniz değil mi? işte inşaat olayında da yaşanan tam olarak bu. bir ekonomik çıkar biriminin,kârın olduğu yere hücum etmesi kadar doğal bir şey yoktur.

    3) ancak sizin ayakkabı üretmenizin ülke ekonomisi için bazı fırsat maliyetleri vardır. mesela siz senede 100 kg. peynir üreten birisiniz. ayakkabida var olan karlılık sızı cezbetti ve yeni bir işe girerek 50 adet ayakkabı urettiniz. bu işlemin ülke muhasebesinde karşılığı sadece pozitif olarak 50 çift ayakkabı olarak çıkmaz, birde negatif yönü vardır ki o da 100 kg peynirdir.

    4) işte türkiye'nin yaşadığı asıl sıkıntı yukarıdaki 3 madde de özet olarak yer almaktadır. bu örnekleri inşaata evirirsek;

    herkes işi gücü bırakıp insaate başlamıştır. ülkede var olan sektörler ya yok olmuş ya da uluslararası rekabet düzeyini sürekli artan bir hızla kaybeder hale gelmiştir.ulke üretim dinamiğini yitirmiştir. niteliksiz nüfus, tarım ve hayvancılık yerine insaatte çalışarak büyük şehirlere zaten var olan göçü epey bir hızlandırmış, bunun yanında artan sulama olanaklari ve makineleşmeye rağmen türk tarımı biter hale gelmiştir. üstüne bir de kur baskısı ve ucuz ithalat eklenince ülkede tarım ve hayvancılık üretimi yapmak boş bir uğraştan öteye gitmemektedir. değerin kontrolsüz artışı, spekülatif yatırım olarak değerlendirilmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. belediyeler rantiye yuvası haline gelmiştir. rantın fazla oluşu rüşvet, mafyalasma gibi problemleri beraberinde getirmiştir. bir de şehircilik yönü var ki o zaten bambaşka olumsuz bir konu. kısacası sektöre olan büyük bir hücum , ülke ekonomisinde var olan diğer sektörleri yavaş yavaş bitirmiş, geçici olarak sağlanan istihdam faydası yanında büyük bazı zararlarda ortaya çıkarmıştır. unutmayın, başta da dediğim gibi burada sorun olan inşaat sektörü değil. bu dediklerim , ülke bir bütün olarak ayakkabı, mutfak masası, selpak vs. üretmeye başlasa da aynen geçerli olacaktı. yani sektör o olmuş, bu olmuş sorun değil. asıl sorun , arzı oluşturan üretim gücünün dengesiz ve riskli bir biçimde bozularak yapılanmasıdır.

    takip edenler varsa , geçenlerde bu sözlükte " mara nehrinden geçmeye çalışan bizon-gunu sürüleri için köprü yapılması" fikri ortaya atılmıştı.tabiki tinsahlardan korumak için. çok alakası yok demeyin aslında tam da bizim konumuzla alakalı. sonuc olarak herkes karşı çıkmış ve ortak kanı şu olmuştu;

    "köprü yapılırsa; timsahlar ölür, timsah olmayınca bizon ve gunu sayısı artar, sayı artınca otlaklar kurur ve çöl olur, otlaklar kuruyunca tüm gunular ve bizonlar da ölür."

  • kimse annesini ve ailesini seven, değer veren, önemseyen bir insana düşman olmaz.

    düşkün diye tabir edilen kavramın altındaki mana biraz derin. bazı erkekler belli bir yaşa ve olgunluğa erişse bile annesine danışmadan, annesinin onayını almadan hiçbir şey yapmaz.

    bu tarz bireylerin evlendiği zaman da evlilikleri annesi tarafından yönetilir. ilişki iki kişilik değil üç kişilik bir boyuta ulaşır.

    kadınlar bu olaya düşmandır.

  • deseler ki "hacı günde 3 öğün probis vereceğiz sana fekat günde 3 öğün de ajdar dinleyeceksin" hemen kabul ederim. çünkü ben normalde de ajdar'ı dinliyorum.