hesabın var mı? giriş yap

  • 2015 ağustosunda yaptığımız paris çıkışlı limoge, toulouse, montpellier, aix-en-provence, antibes, cannes, nice, monaco, menton, san remo, lyon, paris turumuzun yol üstü duraklarından biri. yol üstü durağı dedimse gelip geçilecek bir yer değil kesinlikle. toulouse'dan montpellier'ye giderken bir arkadaşın tavsiyesi üzerine uğramaya karar vermiştik. hatta gps'e kanıp carcassonne geldiğimizde arabayı park edip önce çarşı içinde dolaştık. evet güzeldi hoştu şirindi ama beklediğim kadar etkilenmemiştim. sonra bir hediyelik eşya dükkanının önünde kartpostallara bakarken ortaçağ döneminden kalma kalesini görünce "amanın asıl görmemiz gereken yer burasıymış" diyerek haritadan takip edip kaleye gittik, yoksa cahil cahil görmeden gidecektik. insan bir araştırır eder değil mi? yine de şansımız yaver gitti işte. kaleyi gezerken tarihi açık hava tiyatrosu tabi bana rumelihisarı sahnesi'ni hatırlattı, şöyle bir aaah çektim. bir de şansımıza öğleden sonra şovalyelerin özel gösterisine denk geldik, o da hoş bir sürpriz oldu.
    konaklamaya gerek var mıdır bilmem, biz bir gece toulouse'da, bir gece de montpellier'de kalmayı seçtik.
    sonuç olarak etkileyici, fransa'nın önemli tarihi değerlerinden bir yer burası. o bölgede yapılacak gezi programına mutlaka dahil edilmeli.

  • sorun hitler'in görüşlerinin karşılık bulabildiği bir toplumun olmasıydı, hitler değil. zira her toplumun içinde radikal gruplar vardır. sadece yeterli zemin bulamazlar.

  • bana göre erdem falan değildir, lütuf da değildir. birçok farklı sebebi olabilir, parayı, zekayı, herhangi x bir şeyi güzelliğe tercih eden birinin tercihi olabilir, toplumun güzellik normları dışında da olsa sevdiği kişiyi gerçekten çok güzel bulan birisinin kararı olabilir, şartlar öyle gerektirdiği için mecburiyet olabilir. ama erdem? sanmıyorum.

    birilerini önce itip sonra da onlara merhamet bağışladığınızda daha iyi insanlar olmuyorsunuz. bu biraz, "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" demek gibi oluyor, bence.

  • öğretmen bir gün ders anlatırken aniden beni çağırdı. lan dedim nooluyo, neyse gittim kulağını yaklaştır hareketi yaptı, yaklaştırdım, dedi ki eliyle ağzını kapatarak. pipinle oynama. eliyle tamam git yaptı gittim oturdum. tenefüste geldi bütün millet, işte ne dedi sana ne söyledi falan, demiştim ki: senin parmak kaldırmana gerek yok dedi.