hesabın var mı? giriş yap

  • lan o degil de etiketteki tek türkçe kelime göksu.
    ne skim sokum seyler yiyor millet.

    edit: cro brekkie, caprese crowiches nedir amk? ne olm bunlar, uzaylı yemişi mi, ayı maması mı nedir?

  • film eleştirisinden ziyade, önceden biraz araştırdığım bir mevzuya değindiği için, anlamayanlara mevzuyu anlatma amaçlı yazıyorum. filmi izlerken zaten bildiğim birçok şeye atıfta bulunuldu. reddit yazısını da okuyunca anlamadığım şeyler de anlaşıldı. bu arada, yönetmen direkt olarak reddit'te sorulara kendisi cevap vermiş. isteyen direkt oradan da okuyabilir. ben biraz daha paimon ile ilgili yazmışımdır, fazlası yok.

    --- spoiler ---

    ilk olarak, filmde geçen paimon, yani cehennemin dokuzuncu kralı, gerçek hayattan alıntıdır. senaristin uydurması değildir. şuradan paimon ile ilgili bilgi alabilirsiniz. efsaneye göre, cinlere hükmeden hz. süleyman tarafından yazılmış olan goetia'nın , ya da daha popüler ismiyle lesser key of solomon'un, ya da daha kurgusal ismiyle süleyman'ın şifresinin içinde yer alan 72 cehennem kralından birisidir. şeytana olan bağlılığı ve emrindeki lejyonların güçlülüğüyle bilinir. avrupada hala bu tür saçmalıklara riayet eden insanların olduğu da hepinizin malumu sanırım. başta aleister crowley olmak üzere, bir çok occultist goetia okumuş, ezberlemiştir zaten. olay ezoterizm meselesi biraz da. neyse, geçelim spoiler kısmına.

    şimdi, en başta bilmeniz gereken şey şu, tüm senaryonun kilit noktası ellen adlı büyükanne. bu kadın hayatı boyunca paimon'u diriltmeye çalışmış, işe kendi çocuklarından başlamak istemiş ama bu esnada oğlu kendisini asmış, yani becerememiş. fakat sonra kendi kızı annie'nin çocuklarına, yani kendi torunlarına göz dikmiş. büyüler ile annie'yi tamamen ele geçirmiş ve bundan sonra da annie asla o büyüyü bozamamış.

    annie'nin terapi toplantısında bahsettiği geçmişi, 16 yaşında kendisini asan erkek kardeşinin annesi için "içime insanlar sokmaya çalıştı" demesi filan tamamen anneanne ellen'ın paimon'u diriltme çabasından ibaret.

    başarısız olunca, annie aslında bilincinde annesinin kendisine yaptığından haberdar olmasından mütevellit, annesini uzaklaştırıyor ailesinden. bu sebeple ellen, ilk erkek torunu olan peter'a ulaşamıyor ve diriltme işini beceremiyor. ama ikinci çocuk charlie ile işler değişiyor, ellen kızıyla barışıyor, çocuk bakma işinde yardım etme bahanesiyle eve giriyor ve gerçekleştirmek istediği şeyi, her ne kadar bir kadın vücudu olsa da, charlie ile gerçekleştiriyor. anlayacağınız, film boyunca izlediğiniz charlie aslında paimon'un ta kendisi. charlie doğumundan itibaren aslında hiç kendisi olamamış.

    tabi bu esnada annie uyurgezerlikten muzdarip. hatta bir gece uyanmış ve çocuklarını ve kendisini tiner ile baştan aşağı yıkadıktan sonra elinde kibritle beklerken birden kendine gelip ayılmış. o esnada çocuklarına ben sizi öldürmek değil kurtarmak istiyordum bile demiş. buradan anlamanız gereken, annie aslında bilinci ellen tarafından büyü ile kontrol edildiği için, sadece uykudayken kendisi olabiliyor. uyurgezer hali aslında annie'nin büyünün etkisinden kurtulmuş hali. ellen'ın kendisine yaptığı büyüyü bildiği için, annesinin lanetini ortadan kaldırmak ve paimon'un vücut bulmasını engellemek için, çocuklarını ve kendisini yakmak, öldürmek istiyor. uyurgezerlik ve yaşananların açıklaması da bu.

    charlie'nin geçirdiği kaza tamamen planlı. charlie bir kadın; paimon ise bir erkek vücuduna ihtiyaç duyuyor. dolayısıyla charlie ölmeli ve paimon dünyada serbest kalarak ennie'nin soyundan bir erkeğin vücuduna girebilmeli. charlie feci şekilde ölüyor ve paimon serbest kalıyor. onu öldüren direğin üzerinde paimon'un mührü var. ayrıca ellen da ölümünden sonra occultistler tarafından mezarından çıkarılarak kafası kesilenlerden. zaten annie de filmin sonunda bir ip yardımıyla kendi kafasını koparacak. anlayacağınız, charlie'nin ölüm şekli de rastgele değil.

    tavan arasındaki ellen cesedi paimon'a tapanların işi. mezarını kazıp cesedi çıkarıyorlar ve tavan arasına saklıyorlar. amaçları ise paimon geldiğinde kraliçelerinin orada olmasını sağlamak. queen leigh.

    charlie'nin odasındaki satony, liftoach, zazas gibi yazılar occultistlerin kitaplarında geçen ve şeytanla ilgili laflar. önemli anlamları yok ama filmin başından sonuna kadar orada oldukların bilmeniz yeterli.

    joan başından beri annie'yi etkisi altına almak istiyor ve bunun için evine sürekli reklam broşürleri filan bırakıyor ama etkili olamıyor. en sonunda charlie'nin ölümü ile olaya müdahil olabiliyor ve amacı sadece annie'yi manipüle edip peter'ın kontrolünü eline alabilmek. annie'nin kendi kendine gerçekleştirdiği ritüel ile çember tamamlanıyor.

    peter en nihayetinde, en güçsüz olduğu anda paimon tarafından ele geçiriliyor ve paimon dünyaya ayak basıyor.

    tüm aile ve yaşadıkları, büyükannenin emelleri uğruna verilen kurbanlardan başka bir şey değil.
    --- spoiler ---

    bence çok sağlam filmdi, keyifle izledim ve gerildim. dikkatle izlenmez ve alaya alınırsa eminim ki bir zevk alınmaz. korku filmi dediğiniz şeyi izlemenin bir raconu var. ışıkları kapatıp sesi açacaksın, telefonla oynamadan, gözün sürekli ekranda izleyeceksin. anlamadığın yerde filmi durdurup geri dönecek, ayrıntılara dikkat edeceksin.

    son zamanlarda izlediğim en oturaklı korku filmiydi. tavsiye ederim.

    edit: link patlamış, yenilendi.

  • hamile bi fizik hocamız, namı diğer sallabaş, bacaklarını açmış, yayılmış bir vaziyette sandalyede oturuyo, artık hamileliğin son günleri, zor oturup zor kalkıyo haliyle.. bi ara etekleri de baya açılmıştı, bizim arkadaşlardan biri de güzelce uyardı hocayı: "hocam bebeğiniz gözüküyo.." (bkz: kocaeli anadolu lisesi)

  • müthiş yazıdır.

    link

    siteye gitmeye üşenenler için amme hizmeti:

    --- spoiler ---

    tarihe not düşmek için sormuştum zaten

    tam 32 gün önce yazdım “nerede bu uçaklar başlığı” ile.

    marmaris'te idim, canım orman gözümüzün önünde cayır cayır yanıyordu.

    alevler büyüyor, yangının içinde canla başla söndürme çalışmalarına katılanlar, gökten gelecek bir yardım bekliyordu, yangın söndürme uçaklarını.

    o uçaklar asla gelmedi.

    bir ormancı şehit oldu.

    ben de ilgili bakan'a, yani bekir pakdemirli'ye sordum.

    “- yangın söndürme uçakları kiraladığınızı biliyoruz. bu uçaklar nerede?

    - bu yangına neden müdahale etmediler?

    - yangın söndürme uçaklarının nasıl ve nerede kullanılacağına kim karar veriyor?

    - bu yangına uçaklarla müdahale etmeyip genişlemesine izin verilmesinin özel bir amacı var mıydı?

    - uçakları kullanmayanlar, kullandırtmayanlar hakkında bir işlem yapılacak mı?

    - yerli ve milli türk hava kurumu'nun uçaklarını yangın söndürmede kullanmamaya devam edecek misiniz?

    - bu inadın bir nedeni, bir gerekçesi var mı?

    - hayatını kaybeden orman personeli için üzülüyor musunuz?”

    ve altına da şöyle bir not düştüm,

    “bu sorularıma yanıt alma ihtimalimin çok düşük olduğunu biliyorum.

    ama bazen sorular yanıt almak için sorulmaz nelerin yanıtsız kaldığının tarihe not düşülmesi için sorulur.”

    dün aynı anda 20 yerde yangın var.

    bakanlık ise 3 uçakla müdahale edildiğini söylüyor.

    thk uçakları ise hala yerde.

    “bakanlık kiralamıyor, bari biz kiralayalım” diye arayan belediye başkanı ise kayyum yönetimindeki thk'da bir yetkiliye ulaşamıyor.

    zaten belediyenin aramasına gerek yok.

    orada biraz liyakatli biri olsa yapacağı belli.

    “ulan memleket yanıyor” diyecek ve kendi karar verip bu uçakları uçuracak.

    yangına gönüllü müdahale edecek.

    o koltukta ben oturuyor olsam, yapacağım net bu.

    isterse suç olsun, isterse ceza alacak olayım.

    “orman yanacağına ben yanarım” deyip o uçakları bakan'a rağmen uçururum.

    peki türkiye yanarken thk kayyumu neredeymiş biliyor musunuz?

    ben görmedim ama kendi söyledi.

    düğündeymiş düğünde.

    keşke bir de tarağı olsaydı.

    ülke yanarken taranırdı.

    --- spoiler ---