hesabın var mı? giriş yap

  • bu ufo'nun yer aldığı video hakkında "tübitak tarafından onaylanmış" demek doğru olmaz. tübitak ulusal gözlemevi söz konusu video hakkında yapılan ilk incelemelerde "cismin ne olduğunu" tanımlayamamıştır. bu da ufo demektir ve raporun sonuna ufo'nun uzaylı demek olmadığını açıklayan bir not eklemiştir.

    --- alıntı ---
    dolayısıyla bu tür şüpheli cisim görüntüleri için kullanılan "ufo" (tanımlanamayan uçan cisim) terimi bu görüntüler için de kullanılabilir. ama bu tanım görüntülerin dünya dışı bir cisim (uçan daire vb.) olduğu anlamına kesinlikle gelmez.
    --- alıntı ---

    raporun tamamı:
    http://www.siriusufo.org/tr/tubitak_rapor1.asp
    http://www.siriusufo.org/tr/tubitak_rapor2.asp

    kısacası tübitak ulusal gözlemevi bu görüntülerin uzaylı olmadığını belirtmiştir, ancak topluma yansıtanlar böyle yansıtmayacaklardır tabii.

    (not: aşağıdaki yazıyı iki kısımda okuyabilirsiniz. birisi milletin çektiği görüntülere bakan insanların yaptığı yanlış yorumlarla ilgilidir. diğeri ise "bir bilimadamı ufo görseydi ve elinde bir handy cam olsaydı yaklaşık olarak napardı?" sorusunu kısmen cevaplamaktadır.)

    ortak yanılgılar
    bu tip görüntüleri insanlar kendileri incelerken birkaç hataya düşer (ki bunlar sözlükte de görülüyor)

    --- arkada yıldız görünmemesi, kesinlikle o kamera/dedektör gökyüzüne çevirilmemiş demek değildir.
    bunun birkaç temel sebebi vardır.

    -- birincisi (ki bunun bir benzeri iddiası ay'a giden astronotların çektiği fotoğraflarda da vardır) fotoğrafı çekilen konunun, kullanılan optik cihazın odak uzaklığına göre "sonsuz" odak uzaklıkta olmaması ve net alan derinliğinin "sonsuz" ile ifade edilen kısmı çekmemesi durumunda, "sonsuz"da olan yıldızların odak dışı kalması, nokta ışık kaynağı oldukları için de görünmemesidir. kısacası ay'da duran bir astronotu çekmeye kalkışsanız (siz de ay'dayken) kamera sadece astronota odaklanacaktır ve sonsuzda kalan yıldızlar görünmeyecektir. ancak bu durum, kumburgaz görüntüleri için söz konusu olamaz, çünkü hem çekilen konu, hem de yıldızlar odak uzaklığı bakımından sonsuz'da kabul edilebilirler.

    -- peki neden o zmn yıldızlar kumburgaz görüntülerinde görünmüyor? bu da ikinci sebep ile ilgili. bu tip kameralar yıldız ışığını algılayabilecek kadar hassas değillerdir.
    -bunun ilk temel sebebi, söz konusu aletin merceğinin açıklığıdır.*
    -açıklık bir yana, bu tip kameralar düşük ışığa duyarlı çekim yapacak şekilde dedektörler ile donatılmamışlardır.** çünkü günlük kullanım için tasarlanmışlardır, dolayısıyla üzerlerinde bir soğutucu sistem bulunmaz. soğutucu sistem bulunmayınca da dedektöre az sayıda elektron toplanır, çok miktarda gürültü oluşur. sinyal/gürültü oranı düşük olur. (bkz: well depth)
    -diğer bir nedeniyse, söz konusu görüntülerin video görüntüleri olmasıdır. zaten başka formatta olması beklenemez diyebilirsiniz, ancak video çeken cihazların çalışmasını bir sürü fotoğrafı arka arkaya dizmek gibi düşünebilirsiniz. ve söz konusu fotoğraflar, çekildikleri anı* temsil etmeleri bakımından çok kısa süreli pozlardır. kısa süreli pozlanan görüntülerde ise normal olarak az ışık toplanır. (bkz: exposure) bu sebepten ötürü de genellikle eline handy cam alıp gökyüzüne çeviren, yıldız göremez.

    --- görüntünün üç boyutlu olmaması, fake olduğu anlamına gelmez. çünkü üç boyutlu çekim yapmanız için iki tane dedektöre ihtiyacınız vardır. bu dedektörlerin arasındaki uzaklık sabit tutulmalıdır, sonra çeşitli yazılımlara dedektörlerinizin aralarındaki uzaklığı söyleyerek işlemelerini söylemeniz gerekir. böylelikle elinizde üç boyutlu bir görüntü oluşur. ancak bu görüntüyü görmek için de yine iki boyutlu bir monitör kullanacağınız için bir anlamı olmaz. bu sefer de sizin üç boyutlu algılayabilmeniz için başka bir program bunları ikiye böler, siz de gözünüze özel bir gözlük takarsınız ki sağ gözünüze sağdaki kameranın görüntüsü, sol gözünüze soldaki kameranın görüntüsü gelsin. böylelikle görüntüyü üç boyutlu görürsünüz. bu duruma bakarak tek gözü olanlar üç boyutlu göremez diyebilirsiniz, ki doğru. bu yüzden tek dedektör kullandığınız takdirde her zaman iki boyutlu görüntü elde edersiniz. (bkz: paralaks) ayrıca 29 mart 2006 güneş tutulmasını tübitak ulusal gözlemevi 3 boyutlu olarak çekmiştir de. hatta üç boyutlu çeken kişi (bütün personel böyle önemli bir olayda görevlendirdiği için) tug'un aşçısıdır. (ya da güvenlik görevlisi tam hatırlamıyorum) ama sonuçta o üç boyutlu düzeneği kendisi hazırlamamıştır tabii. sadece tripodu güneşe doğrultmuştur. (ayrıca -sanırım- o üç boyutlu düzeneği hazırlayan kişi ile bu ufo olayının raporunu hazırlayan kişi aynı kişidir.) sonuç olarak üç boyutlu çekilmemiş görüntülere fake demek yanlıştır. o zaman kameramızı güneş'e çevirdiğimizde elde ettiğimiz görüntülerin fake olması gerekirdi.

    ufo çeken bilimadamı
    "iyi de ben tepede ilginç birşey gördüm bunu görüntülemek istiyorum her çektiğimde 'abi kötü çekmişsin bundan bi bok anlamayız' diyorlar. napıcaz?" diyorsanız eğer.

    -öncelikle kameranızı sabit yere koyun. kımıldamasın.
    -koyduğunuz yerden ufo'nun görüntüsünü çekerken sadece ufo'yu görüntü dahiline almayın. mümkünse bir bina, veya başka sabit bir cisim daha alın ve bu şekilde çekim yapmaya çalışın. o sabit cismin küçücük bir yeri görüntüye dahil olsa bile işe yarayacaktır.
    -zoom yapacağınız takdirde "digital zoom da yapayım kocaman olsun" demeyin. digital zoom ile yaptıgınız şeyin milyon kat detaylısını siz görüntüyü çektikten sonra bilgisayarda yapabilirler. ama optik zoom yapın. çünkü optik zoom sayısal değil fiziksel bir olaydır.

    -görüntüyü çektiniz, bitti mi? yavaş yavaş zoom out yapın.
    -eğer çektiğiniz görüntülerde ufuk görünmüyorsa yavaş yavaş ufku da görüntülere dahil edin. böylelikle cismin ufuk yüksekliği yaklaşık olarak tespit edilir.
    -sonra gökyüzünde ay, güneş varsa yavaş yavaş kameranızı ona doğru yöneltin. bu sayede cismin doğu-batı-kuzey-guney konumu tespit edilir.
    -daha sonra bulunduğunuz noktadan hiç kımıldaman 360 derece etrafınızdaki herşeyi şöyle bir panoramik çekin. (yakınlarda aldatıcı ışık kaynağı, toz gaz duman şu bu var mı onu bilirsiniz, ayrıca bulunduğunuz yeri herkese ıspatlamak için yararlı olur)
    -çekiminiz bittikten sonra kameranızı kaptın ve ufo görüntülerine de dahil ettiğiniz sabit cisim ile kameranız arasındaki uzaklığı ölçün. görüntünün gökyüzünde kapladığı alanı, hareket ettiyse ne kadar hareket ettiğini yaklaşık olarak belirlemede yardımcı olabilir.

    artık görüntü işlemeye vereceğiniz adamdan ciddi hayır duaları alacaksınız demektir. (tamam bütün bunları yapmak çok ütopik oldu ama doğrusu bu) **

  • herkes o kadar zengin görünüyor ki zengin ve fakirleri ayıran tek bir detay var: zengin karakterler lüks otomobillere binerken fakirler de en kötü ihtimalle her yere taksiyle gidiyor. ülkede metrobüse bir tek ben biniyorum resmen amk.

  • polonya televizyonu'nda seyrederken gördüğüm olay. yarışmacı bir tane sessiz harf satın alınca yarışma bitiyor. orjinalinden seyredelim:

    - chce kupic cichy liscie.
    - fywszistszy!
    - y.
    ("dlink! dlink! dlink!")
    - brazkwvlytzky pawlitsky! 37 lytszkysklhwy jswiskyltso! fsyzswki jirtwyski gramsci :(

    yani orta seviye lehçe'mle çevirmem gerekirse:

    - sessiz harf satın almak istiyorum.
    - al!
    - y.
    ("dlink! dlink! dlink!")
    - bravo pawlitsky! 37 tanesi yandı! böyle dilin gramerini sikiim.

    edit: şansımı sikiim. (#26258712)

  • ingiltere'de 1300-1600'lü yıllarda bugünkü futbola benzer bir oyun oynanıyordu.

    -maçlar birbirine komşu olan 2 köy arasında oynanıyordu.

    -sahada oyuncu sınırı yoktu. iki köydeki tüm erkekler aynı anda sahaya çıkıyordu. bu da aynı anda 200-300 kişinin sahada olduğu anlamına geliyordu.

    -belli bir saha büyüklüğü de yoktu. iki köyü birbirine bağlayan orman veya boş arazi saha sayılıyordu. bazen oynanan sahanın büyüklüğü 4-5 km'yi geçebiliyordu.

    -tam olarak iki köye eşit mesafede bir yerde toplanılıyor ve doldurulmuş domuz safra kesesinden oluşan top ortaya konuyordu.

    -amaç topu rakip köyün meydanına ulaştırmaktı. bunu ilk yapan taraf maçı kazanmış oluyordu. yani bir nevi altın gol kuralı geçerliydi.

    -çoğu zaman maçlar 8-10 saat kadar sürebiliyordu.

    -oyunda hiçbir kural, hakem, faul...vs yoktu. rakibi durdurmak için ne gerekiyorsa yapılıyordu. bu yüzden özellikle aralarında düşmanlık olan köylerin maçlarında ölenler veya sakat kalanlar oluyordu. aralarında kan davası olan bazı kişiler de bu maçları fırsat bilip düşmanlarından intikam almaya çalışıyordu.

    -bunun dışında her yerel bölgenin kendine ait kural ve gelenekleri vardı. ayrıca oyunun kural ve şekli de zaman içinde değişim göstermişti.

    bbc'nin bununla dalga geçen bir skeci

    (bkz: medieval football)

  • donut'un dünyanın en dandik tatlılarından biri olmasındandır.

    asya ve avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan güzel ülkemiz gerek sütlü, gerekse şerbetli tatlılar açısından zengin yataklara sahiptir.

    böyle bir ülkede amerika'nın donutuna kim bakar?

    go hom yankis

  • şu dünyada yavrusu yanında olan bir anne ayıdan daha tehlikeli tek şey kadıköyde 10 kişi kalmış bir bejekedir.
    not: gs