hesabın var mı? giriş yap

  • rezervasyonu iptal etmeyin ve booking.com dan sizin için başka biryer temin etmesini isteyin. gelen önerileri kabul etmeyip şehrin en pahalı otelini isteyin (vermek zorundalar). sonra şehirdeki en pahalı otelde kalıp booking.com a fatura edin. aradaki farkı booking.com size, rezervasyonu iptal etmenizi isteyen otel de booking.com a öder. ödemezse booking.com sistemden atıp otele dava açar ama işin bu kısmı sizi ilgilendirmez. siz konaklamadan sonraki ay içinde yeni otele ödediğiniz parayı booking.com dan çatır çatır alacaksınız.
    hatta booking.com a bu saatten sonra otel rezervasyonunuzu kabul etmeyi önerse bile istemediginizi çünkü kendinizi güvende hissettmeyeceginizi söyleyin.

    herşeyden sonra da booking.com u ırkçılığa izin verdiği için sikayet edebilirsiniz.
    not: otelciyim ve duruma tamamen hakimim.

    edit: bazı arkadaşlar otel hakkında booking.com üzerinden yorum yazmamızı istemişler, o iş öyle olmaz. booking.com üzerinden rezervasyon yapıp otelin müşteri konakladı diye rapor etmediği misafirler yorum yazamaz. siz tripadvisor üzerinden yorum yazabilirsiniz.
    ahanda otelin tripadvisor sayfasının linki:
    https://www.tripadvisor.co.uk/…atislava_region.html

  • hapiste bol bol izler ve dinlersin dedirtir. ama bu sefer daha önce ağar'ın yattığı hapishaneyi 5 yıldızlı otele çevirmesi gibi olmaz.

    vatan millet aşkı hikayesine saklanarak milyonların hayatını çalmanın hesabı elbet sorulur.

  • 5 yaşında geçirdiğim hastalık. yarım yamalak hatırlıyorum ama iyileştikten sonra her gören sarılıp ağladığı için ciddi bir hastalık olduğunu farketmişimdir.

    sonuçlar :

    -solak başladığım kariyerime sağlak olarak devam ettim, zira ilk bir ay sol tarafım tutmadı.
    -sol gözüm bozuldu, 9 numara idi şu an 2 numara sağ gözüm ise 0 numara.
    -sol kulağım biraz daha az işitir hale geldi.
    -arada konuşurken eblekleşirdim, "abi şunu uzatır mısın?" demek yerine "ab mısın?" der. ve cümleyi tam kurduğumu sanardım. eğer kibarlık olsun diye yüzüme vurmamaları gibi bir durum yoksa ondanda kurtulduk.

    bir de kafam çok büyük ama o menenjitten mi bilmiyorum.

  • abd'de küçük parsellere bölünmüş bir arazi üzerine çok sayıda benzer evin inşa edildiği bir seri konut türüdür.

    bu konutların en önemli özelliği model ve malzemelerin aynı standartta olması, yapımının basit ve hızlı olması, en önemlisi de pratikliğidir. ancak malzemelerin olduğu gibi önceden hazırlanıp fabrikada birleştirildikten sonra getirilip kurulduğu prefabrik evlerle karıştırılmamalıdır.

    tract house konseptinde evlerin planları modelleri, katalogda görüldüğü şekliyle ve hep aynı stilde yapılır. hep aynı malzemelerin kullanılarak belli bir standart oluşturulması söz konusudur. bu evlerde genellikle ahşap veya kompozit malzeme kullanılır. bazı firmalar klasik kırsal gotik mimaride kullanılan beyaz boyalı ahşap evleri modern bir anlayışla yeniden modellemiş ve tipik tek katlı, siding kaplamalı evleri, önceden belirlenen boş arazilere seri olarak inşa etmiştir.

    bu konut türünün ilk örnekleri 1930'lu yıllarda ortaya çıksa da, tract house olarak literatüre giren ilk konut projesi new york'ta 1947'de inşa edilen levittown olmuştur. levittown adı buradaki evleri inşa eden levitt & sons, inc.'den gelmektedir.
    levittown genel görünüm
    levittown

    aslında 1920'li yıllarda konut sorununu ve ekonomik krizi çözmek için önerilen bu konsept, savaş ile birlikte ekonominin toparlanmasıyla bahçeli, daha çok odalı ve orta sınıfın da tercih ettiği bir konut tipi haline gelmiş, savaş sonrasında evlerine dönen gazilere ön ödemesiz, kaporasız satılan bu evler, daha sonra ülkenin başka yerlerine de hızla yayılmış ve savaş gazilerinden kapora alınmaması veya imdirim yapılması tüm ülkede bir gelenek haline gelmiştir.

    öyle ki, new york'tan los angeles'a, texas'tan minnesota'ya kadar her yerde siding kaplamalı bu ev tipleri, amerikan kırsal gotik tarzı mimarinin baskınlığını seyrelterek, yaygın ve modern bir karakter oluşturmuştur. bu da yeni yerleşime açılan boş arazilerde, tek tip, seri üretim müstakil konutların olduğu, endüstriyel hale gelmiş bir iskan anlayışını betimler.

    geniş ve boş arazilere sahip olan ülkenin pek çok kentinde, bu evlerin oluşturduğu projelerin şekillendirdiği yeni banliyöler ortaya çıkmıştır. bu konuda los angeles şehri en dikkat çeken örneklerdendir; san fernando vadisi, whittier ve güneydeki rolling hills gibi yerleşimler bu konut tipi tarafından şekillendirilmiştir. özellikle san fernando, mono gölü'nden şehre ulaşan su kanalına 1913'te yapılan bağlantı ile suya kavuştuktan sonra yerleşim düzeyi artmış, bağlantı yolları ve iletim kablolarının yerleştirilmesini takiben yerleşim hızlanmış ve tract house konsepti ortaya çıktıktan sonra da mantar gibi biten bu seri evler kısa bir sürede bütün araziyi kaplamıştır.

    1951 yılında whittier'da bir ev ilanı
    görsel

    1957 los angeles times gazetesi'nde yayımlanan ilanlar:
    görsel

    fallout 2 adlı oyundan bir görüntü (pre war times)*
    görsel

  • 2010 falan. her şey bir anda boktanlaştı. neyse ki boktan günler geride kaldı, şimdi her şey daha da boktan.
    süper yıl.

  • veysel şanlıejder adını alabilir. sanki lord of the rings'den fırlamış bir türk elf gibi. yakıştı. evet.

  • istenen 70-80 bin liralara neden şaşırdıgınızı anlamadıgım piyasa.

    adam 2011 poloya 62 bin istemiş. araç genelde model yükseltmek için satılır. bu adam bugün egea almak istese 150 bin tl. 90 bine yakın para verecek yani cebinden.

    millet istiyor ki sanki ekonomi 3 senede yarı yarıya küçülmemiş gibi fiyatlar olsun, 50 bine cillop gibi araba alayım. 50 bine sana arabasını satan adam ne yapacak peki? adam belki sıfır araç alıp 7-8 sene binip satan adam. bugun arabasını sana satsa en dandik egeaya 100 bin eklemesi gerekiyor. mal mı bu adam?

    sıfır piyasa ne kadar yükselirse ikinci el de yükselir. gidin sıfır araçlara vergi kökleyen hükümete çemkirin.