hesabın var mı? giriş yap

  • eğer bugün öğrenciye verilen yemek 15-20 lira değilse, zamanında 1.5 lira da para mı lan demeyip tepki gösteren öğrenciler sayesindedir.

    bugün 2.5 lira para mı denir.
    yarın 5 lira olur, o da para değildir.
    öbür sene 7.5 lira olur, olsun gene de dışarıdan ucuzdur.
    diğer sene 10 lira olur, dışarıda da 10 liralık yemek satan yerler vardır ama ne idüğü belli değildir.
    diğer sene 15 lira olur, 15 lirası olmayana adam mı denir denir.
    öteki sene 25 lira olur beğenmeyen yemesin denir.

    ucunu sokturursan kökünü de sokarlar hacu, en baştan hiç sokturmamak lazım.

  • khk ile ihraç edilip ardından temize çıkan ama nedense işe iadeleri gerçekleşmeyen on binlerin olduğunu bilmeyenler bu ne iş diyor.

    doktor'un ataması akrabası khk'lı diye yapılmıyor ama şaban dişli elçi, adil öksüz'ün yeğeni belediye başkanı, kavakçı ailesi maaile devlet görevlisi, bekir pakdemirli bakan olabiliyor.

    edit: doktor değil öğretmenmiş.

  • himalaya tuzu, hindistan altkıtasının afrika'dan koptuktan sonra gelip asya'nın tamponuna alttan geçirmesinden sonra oluşan himalaya sıradağlarının ardında çarpışma öncesinde yer alan denizin çökeltisidir. ki burada hindistan sekizde sekiz kusurludur. park halinde duran kıtaya frensiz çarpmıştır.

    bu tuzun bölge halkı için öneminin anlatıldığı, bir alman-isviçre ortak yapımı olan "die salzmänner von tibet" (the saltmen of tibet) adlı belgesel izlemeye değerdir. dağbaşında senenin sadece birkaç günü kurulan bir pazarda on adet patates, üç beş kilo çay, bir litre gazyağı ve altı adet yumurta gibi bizlere göre çok sıradan komoditeler karşılığında birkaç çuval tuz için aylar boyunca süren macera, aşılan dağlar, katedilen mesafe, çekilen çileler, yaşanan tehlikeler ve bu sıkıntının her yıl tekrarlanan bir rutin olması insanın gözünden yaş getirir.

    ahanda imdb linki: http://www.imdb.com/title/tt0120056/

    filmde bugün pazarlanan egzotik "himalaya tuzu"ndan hiç söz edilmez. ancak filmin bu tuzun bir fenomene dönüşmesinde payı olmuş mudur derseniz, olmuştur derim. neden demeyeyim ki?

  • kardes yeni alınan * cep telefonunun bokunu cıkarmaktadır.
    dogal olarak ne arayanı ne soranı vardır o da paso oyun oynamaktadır sabah aksam demeden.
    73 - yeter artık bırak su telefonu ne anlıyorsun? gec bilgisayarda oyna cok istiyorsan
    kardes - sarjı bitsin diye oynuyorum ben
    73 - niye ki??
    kardes - tekrar doldurucam
    73 - ......

  • ağır ceza mahkemesi önündeyiz başkanın sanığa son sorusu

    -niye kaçtın üç yıldır
    -(şiveyle) guran çarpsın aha bu gaç dedi ben de gaçtım (beni göstermekte)
    başkan bana döndü
    -sayın başkan sanık kendi yordamınca haklarını ve olup olacakları sordu ben de hukuki kanaate istinaden yakalarlarsa hiç kurtuluşun yok tutuklanırsın dedim ( üye hakim yüzüne dosyayı kaldırmış gülmekten krize girecek )
    başkan
    -avukatın doğru söylemiş, yaz kızım sanığın tutuklanmasına...

  • 1920'li yıllarda bilimsel çalışması yapılıp 1930'un şubatında da yayınlanmış hadise.

    şöyle ki;

    zamanında iki gönüllü vilhjalmur stefansson ve ekürisi andersen bu çılgın diyeti gerçekleştirmeye karar veriyorlar. sadece gerçekleştirmekle de kalmayıp üstüne bir de insanlığın bilgisine sunup bizim de fikir edinmemizi sağlıyorlar bize de bunu anlatmak kalıyor.

    stefansson amca bugün ne çılgınlık yapsam bugünkü işsizliğimi nasıl gidersem diyerekten aklında bir ampul yanıyor ve protein diyetine başlıyor(gerçi protein demek ne kadar doğru onu da bilmiyorum, adam sadece et yiyor), o kadar proteini alınca vücut afallıyor tabi ve hem motoru bozuyor hem de acayip bir bulantı çekiyor. sonrasında diyor ki "yok abicim bu böyle olmaz, tamam karbonhidrat yok dediniz de yağ da mı yok kardeşim? rasim kap gel oradan yağlı bir biftek yağı bol olsun diyerekten diyetindeki yağ oranını arttırıyor. zaten tükettiği protein ve yağa bakınca nasıl mide var arkadaş diyesi geliyor insanın.

    bu arada et tercihi olarak stefansson kuzu etini tercih ederken(kokmuyor mu amcacım nasıl yiyorsun o kadar) andersen sığır eti yiyor.

    bu iki çılgın adam günde yaklaşık 800 gr et tüketiyorlar. gün içerisinde 100-140 gr protein, 200-300 gr yağ ve sadece 7-12 gr karbonhidrat alıyorlar. aldıkları kalorinin 15-25% protein, 75-85% yağ ve sadece %1-2 karbonhidrat.

    bir de günlerini nasıl geçirdiklerine bakalım;

    kahvaltı: yağsız sığır eti 190 gr; yağ 100 gr
    öğlen: ciğer 200 gr; yağ 75 gr
    akşam: sığır eti 200 gr; ilik 70gr

    1 yılın ardından; kafayı sıyırmalarını bekledim ben şahsen, insan arada çaktırmadan çuklat gömer yahu ama gavur bizim gibi değil arkadaş bilim için her şeyi feda ediyorlar. her neyse yaptıkları diyette mental ya da fiziksel anlamda herhangi olumsuz bir etkiyle karşılaşmıyorlar(hadi fiziksel tamam da mental :)) yemeyin bizi hiç mi aşermiyorlar allasen). günlük olarak bakıldığında 2000 ile 3100 kcal arasında bir tüketimleri varmış ve bu amcaların şöyle de bir diyet programları gözküyor söylediklerine göre.

    bunların dışında fiziksel yorgunluk, mental yavaşlama gibi problemlerle karşılaşmıyorlar. başta da belirttiğim gibi yüksek protein %45 protein %55 yağ ile başladıklarında sadece sindirim problemleri ortaya çıkmış fakat bu oranı biraz düşürünce (%20 protein, %80 yağ) o da ortadan kalkmış.

    klinik olarak herhangi bir vitamin eksikliği efenime söyliyim kalsiyum eksikliği gözlemlenmemiş canavar gibiler yani anlayacağınız. şuradan daha çok detay alabilirsiniz.

    üstüne üstlük andersen, et diyetinin başlamasından kısa bir süre sonra saçlarının dökülmesinin durduğunu bildirirken stefansson, ayrıca saçlarının daha da büyümeye başladığını ve kafa derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtmiştir. sonra saçım neden dökülüyor diye mesaj atıyorsunuz aha da çözümü burada :)) sabah poğaca öğle pilav akşam makarna yersen ben sana ne edeyim gardaşım di mi ama?

    tabi bu diyet ikisinde de ketozis'e neden oldu. buna rağmen böbreklerde sıkıntı çıkmamış(hadi yine iyisin stefo bak ileride aç kalırsan böbrek sağlam) diyette yağ/protein oranı artıkça yani yağ daha fazla tüketilince ketozis daha da artmış. (ek bilgi: genel olarak erkeklerde yağ oranı 1,5'un üzerine çıktığında ketozis meydana geliyor.)

    7 yıl bu diyete devam eden stefan amcam hayatımın en iyi dönemini geçirdiğini saçlarının daha kalın olduğunu ve saç derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtiyor.

    son olarak bu çılgın eleman bizim yaşantımıza döndükten sonra da izleniyor ve stefansson 84 kiloya çıkıyor ki diyet zamanında 73 ile başlayıp 1 yılın sonunda 69,4 kiloya inmişti bu arada merak edenler için boyu da 180(kesin 178'dir o). tansiyonu 120/80'in üzerine çıkmıştır ki diyet zamanında 105/70 civarlarındaydı.

    yukarıdaki çalışmadan çıkarılacak en büyük sonuç bana kalırsa düşük karbonhidrat diyetlerinde sadece proteine yüklenmemek gerekli yağ muhakkak o diyette olmalı, hem de bolca olmalı.

  • gelirken pasaportla mı girdiler ki sınırdışı edilecekleri zaman pasaport'a ihtiyaç olsun diye sordurandır.

  • genel olarak müşteriyi geren ve rahatsız eden mağaza çalışanıdır.

    -hoşgeldiniz.
    +merhaba.
    -ne bakmıştınız ?
    +bakıncam biraz.
    -tabi buyrun, ben yardımcı olayım.
    +yok ben bakınırım, gözüme çarpan bişey olursa...
    -beyfendi sikmiyim belanızı, düşün önüme.

  • mobil versiyonunda eksikler olan uygulama.

    * android telefon ve tabletlerde hdr açılmıyor. ios versiyonunda ise hdr ve dolby vision var.

    disney+'ın ilk versiyonları android'te hdr açıyormuş ama sonradan kaldırılmış. bütün android cihazlarda böyle mi bilmiyorum ama genel bir sorun.

    * samsung'un post-hdr uygulayan video enhancer özelliği de disney+'ta çalışmıyor.

    * hem android hem ios versiyonunda altyazı ayarı yok. arkadaki kenarlığı kaldıramıyorsunuz (ios 16 ve iphone 13 pro max ile denedim).

    tv uygulamasında ise her tür altyazı ayarı var. lg g1'deki uygulamadan görüntü.

    gerçi netflix'in tv uygulamasında bile ayar olmadığını düşününce disney iyi kalıyor. ama mobil versiyonda zorunlu altyazı kenarlığı yerine, altyazı rengi veya konumu sahneye göre değişse daha iyi olur.

    * hem tv hem mobildeki eksiklik ise, ileri-geri sararken ön izleme çıkmaması. ayrıca, tv versiyonunda filmi açma ve ileri-geri sarma hızı yavaş. mobilde hızlı olmasının sebebi hd çözünürlük ve tv portlarındaki 100 mbit sınırının olmaması olabilir. ama bunlar bu kadar fark yaratacak şeyler değil.