hesabın var mı? giriş yap

  • yüzellibinsekizyüz kez yazıldı yeniden kısa ve öz yazalım, mrna aşıları hücre çekirdeğine girmediği için dna'yı etkilemez ve etkileşime girmez. dolayısıyla teknik olarak öyle nesilden nesile kalıtsal bir değişime sebep olması mümkün değil.

  • gun itibari ile cop olmus karsilastirma. milletin agzinda ronaldo'nun kazandigi kupalar vardi. messi bir senede kazandi tum kupalari yetmedi sampiyonlar ligi gol krali oldu.

    bence messi'nin sag ayagi ile sol ayagini karsilastiralim. tum dunya icin daha adil olur.

  • sadece sosyal medyadan paylasabilmek için yapılmış etkinliktir. black mirror dizisinin içindeyiz. büyük çaplı bir sosyal deneyin kobaylariyiz bence. artık ikna oldum.

    size, ateist olmama rağmen islam peygamberi muhammed'in cok sevdiğim bir sözünü hatırlatmak istiyorum: "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir."

  • bir çok amerikan filminde defalarca tekrarlanarak insanlara "neden ben böyle yaşamıyorum" dedirten sahneler bütünüdür.

    koşarak basamaklardan inerken kravatımı bağlamaya çalışır, kocaman mutfakta hazırlanmış masadan yalnızca portakal suyundan bir yudum alıp "geç kaldım toplantım var " derken hanımdan küçük bir öpücük ile devasa bir arabaya atlar ve bahçedeki kapalı otoparktan sessiz, sedasız ama yemyeşil bir caddeye çıkıveririm... (kahretsin köpekle şakalaşmayı unuttum)

  • -orta ateşte tencereye dibini ıslatacak şekilde biraz yağ koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. çok yağlı olmasın
    -tencerenin dibini kaplayacak kadar mısır koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. taşıyor sonra
    -iyice kavurun. mısırların rengi önce beyaza sonra tekrar sarıya dönecek
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk tane patlayana kadar kavurun. karıştırmaya devam
    -arzu ederseniz daha önceden hazırladığınız birer tutam tuz karabiber kekik pul biber karışımını ilk tane patladıktan sonra tencereye ekleyip karıştırıp kapağını kapatın
    -kapağı mısırların dışarı kaçmasına izin vermeyecek şekilde sürekli sağından solundan kaldırıp indirin. bunu içeride basınç oluşmaması için yapıyoruz. az basınç olmalı ki mısırlar patlayabilsin
    -sesler kesilip son mısırın da patladığını düşündüğünüzde altını kapatın. kapağı açın
    -birayla patlatın
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk bira çok çabuk bitiyor. bir bira fazla alın.

    edit: kevimli semiğimi yemir (:

  • hakkında çıkan menajer dedikoduları doğruysa birilerinin çok fena soyduğu kulüptür.

    şöyle ki; sabri sarıoğlu'nun menajeri ekrem onuk, hamza hamzaoğlu'nun konyaspor dan takım arkadaşı. bunu belki tesadüf olarak görebiliriz ama 32 yaşında olan kendi oyuncuna sözleşme uzattı diye 500 bin tl ye yakın menajerlik parası veriyorsan bunda bi gariplik vardır. hatırlanırsa cüneyt tanman sabri'nin ücretiyle ilgili bu para çok değil hatta menajerlik ücreti bile içinde diye vurgu yapmıştı sabri'nin aldığı parayı savunurken. bu menajer aynı zamanda eray işcan'ın da menajeri.

    bir diğer konu ise aydın yılmaz. yine hatırlanırsa aydın yılmaz 2 sene önce istediği parayı alamayınca kulübe rest çekip gitmiş, yazın iki ay boyunca takım arkadaşları çalışırken tatil yapmış ama kendine o beğenmediği parayı bile verecek kulüp bulamayınca fatih terim devreye girerek aydın yılmaz'ın sözleşmesini ilk istediği fiyattan 2 sene uzattırmıştı. şu an ise geçtiğimiz 2 sene içinde neredeyse oynamayan aydın'ın sözleşmesinin uzatılması gündemde.

    aydın yılmaz'ın menajeri ahmet bulut. fakat ahmet bulut'un ortağı ya da onun deyimiyle asistanı fatih terim'in damadı volkan bahçekapılı. bu da tesadüf olabilir tabi ama bence biraz fazla. aydın gibi bir oyuncuyla o paralardan sözleşme yenilemek şüphelenmek için yeterli sanırım.

    fatih terim'in eli hala galatasaray'ın üstünde ve bence sözlükte de çokça dendiği gibi hamza hamzaoğlu'nun ahmet davutoğlundan bir farkı yok.

  • amerikan bürokrasisinin kanayan yarası. müdürden falan kesinlikle korkmaz. müdür korkusu da olmadığı için son derece rahat tavırları vardır. sevimli ve bir o kadar da tehlikelidir. çalıştığı kurumun en açık sözlü personeli odur. bir ditroyit motorlu taşıtlar dairesi olsun, bir mesaçüset vergi dairesi olsun çalıştığı yerin neşesidir. kuyrukta bekleyen biri gelip "bakın bayan benim gerçekten çok acelem var" dediğinde, oturduğu yerden böyle gözlerini belerte belerte bakıp "tatlım inan bana burada hepimizin acelesi var" der. amerikan polisleri bu sevimli tombik hanımdan bilgi almak için "letişya belki bir ara yemeğe çıkmalıyız" falan diye kur yapar. ama hiç sözlerini tutmazlar... her şeye rağmen hakkaniyetli bir kadındır. yıllar yılı "tombik zenci kadınlar az çalışıyor" mesajını vermeye çalışan holivut muvilerini ne kadar kınasak az...

    editsel duygular: lan şimdi aklıma geldi... bugüne kadar bir kredi yurtlar kurumu'nda, bir belediye bursu kuyruk sırasında, bir askerlik şubesinde allahın bir kulu bana "tatlım inan bana" diye başlayan bir cümle kurmadı. hadi işimiz görülmesin önemli değil, ama birazcık sevgi ya... birazcık duygu...