ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şişli etfal'de ayaküstü sıçan teyze
-
olm artik bunu da savunmayin ya. hayvan bile nerede yemek yiyecegini nerede sicacagini ustunu nasil ortecegini biliyor.
psikololojik falan demissiniz de psikolojisi ortalara sicacak kadar bozuk olan insan cikarir patirpatir sicar oyle kunil gibi gozlem yapip uygun bir anda sis bombasini cakip yokolan ninja gibi kaybolmaz.
askere gidenler bilir orda da boyle saga sola iseyen klozete tuneyen psuvara sican adamlarla doludur. bu teyze de onlarin annesi iste.
mesela bayramda bunun elini opuyorsun. cocuguna ogretmenlik yapiyorsun .muayene ediyorsun. kocasiyla ayni yerde calisiyorsun.
oyle bir toplum.
ancak çok zengin insanların kurabileceği cümleler
-
"herkes karanfil bırakmış,biz gül aldık geldik. fakir miyiz biz"
-para paraoğlu
mezarına annesinin geldiğini fark eden bebek
-
ölmüş bebeğinin üzerinden prim kasmaya çalışan tiktoker'ın zırvasıdır. ağır konuşmak istemiyorum ortada ölen bir bebek var, konuşsam oldukça can yakabilirim... hesaba yüklenen bir videoda kompresörü çalıştırmayı unutmuşlar...
çocuğun ceset torbası içerisindeki fotoğrafını bile paylaşmış... allah akıl fikir versin. umuyorum (maalesef) üzüntüden yaşadığı psikolojik çöküntü kaynaklıdır bu ve destek ile çözülür. aksi durumda prim kasmak için bunu yapıyorsa diğer çocuğunu da almak lazım elinden...
edit: ceset torbalı fotoğraflar silinmiş. (kaydetmedim, bu nedenle sormayınız.)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: spartacus un falanca sezon filanca episodu (spoiler da içermesin)
(olay: baba karakterlerden biri hakkın rahmetine kavuşur ve acaip duygusal bir bölümdür)
entry: osbir çekmek için hazırladığım peçetemle gözyaşlarımı sildim amk.
rockefeller'in enes kanter'e maklube yapması
-
oğlum dalga geçtiğimiz oyun büyük yeğenim diyen amcalar haklı galiba lan. anadolu irfanı dedikleri bu olsa gerek.
media markt
-
bana ilkokul arkadaşımı vurduran market. laptop almaya gidecekmiş, bir kişi bir kişidir.
uzaya çıkan ilk türk kızı
-
babasından veya kocasından habersiz uzaya çıktığı için dünyaya döndüğünde dayak yiyecek olan kızdır.
(bkz: kimden izin aldın da uzaya çıktın?)
(bkz: bakkalın oğlu seni göğe yükselirken görmüş)
(bkz: dünyaya ineceğin saati söyle abin seni karşılar)
(bkz: sana güveniyoruz ama uzaylılara güvenmiyoruz)
(bkz: utanmıyor musun şu saatlere kadar uzayda sürtmeye?)
(bkz: ben sana atmosferin dışına çıkamazsın demedim mi?)
imdb top 250'den tarkovski filmlerinin çıkarılması
-
dünyanın koca bir ülkü ocağına dönüştüğünü gösteren olay.
bezirgan
-
eskiler, yerel ticaretle uğraşan insanlara tüccar (yahut tacir); uzun-mesafeli ticaretle uğraşan insanlara ise bezirgân derdi. türkçe'de böyle bir ayrımın konulmuş olması çok dikkat çekici ve bence bizim toplumsal tarihimizle ilgili önemli ipuçları içeriyor.
braudel'in kapitalizmin kökenlerini yalnız değil ve fakat ilkin uzun-mesafeli ticarette bulduğunu daha evvel aktarmıştık (bkz: #6689458). braudel kapitalizm ile piyasa ekonomisi arasında bir ayrım olduğunu öne sürmekte ve daha önemlisi, kapitalizmin doğal karşıtının yaygın kanının aksine (mesela sosyalizm olduğu düşünülür kapitalizmin doğal karşıtının) piyasa ekonomisinin ta kendisi olduğunu savlamaktadır. çünkü piyasa ekonomisi rekabetin ve uzmanlaşmanın gözlemlendiği, belirsizliğin üstesinden hemen hemen gelinebilmiş olduğu "yerel" bir alanken ve karlar %5, en fazl %10 gibi küçük rakamlarda seyrederken kapitalizm alanında tekelleşmenin gözlemlendiği, uzmanlaşmanın reddedilmiş olduğu, belirsizliğin hüküm sürdüğü ve bunun neticesinde özellikle "uzun-mesafeli ticaret" sayesinde karların muazzam rakamlara (%300 gibi) vardığı bir alandır.
ikinci önemli husus ise şununla ilgili.. kapitalizmin özgül (unique) bir tarihsel ve toplumsal dizge olduğunu da pek çok sefer dile getirdik. bunun bir delili de uzun-mesafeli ticaretle uğraşanların tarihin hemen her safhasında toplumsal itibarlarının epey düşük olmasıyla ilgilidir. dallandırıp budaklandırmaya gerek yok,, bir misal versem yeter: çin'de uzun-mesafeli ticaretle uğraşanlar ata binemezdi, bir yerden bir yere gitmek istediklerinde türlü zorluklarla karşılaşır muazzam vergiler öderlerdi istedikleri kadınlarla evlenemezlerdi uğursuz addedilen renklerde elbise giymek zorundalardı falandı filandı. ve genelde toplumca "adi/kaba taşıma işçileri" (coarse labor of carrying) olarak bilinirlerdi. ve evet,, uzun-mesafeli ticaretle uğraşanlar gene de bok gibi para kazanıyorlardı fakat kimin umrunda?
dikkat çekici olan, bizde bu iki sözcüğün varolmasının yanısıra "bezirgân"a olumsuz anlamların atfedilmiş olması. edindiğimiz bu miras sayesindedir ki, bezirgân sözlüklerde "aşırı kazanç için her yola başvuran kimse" ve bezirgânlık da "aşırı kazanç için her yola başvurmak" olarak tanımlanır. neden? bu, polanyi'nin deyişiyle ifade edecek olursak iktisadî kürenin toplumsal bağlamdan henüz kopmamış (disembedded) olduğuna delalet etmektedir.
bezirganbaşının harem-ül hümayûn'un bir mensubu,, padişahın bezidir tülbentidir bunları sağlamak ve gözetmekle mesûl bir kişi olduğunu ve "bezirganların başı" anlamına gelmediğini de belirterek bu bahsi kapatalım.
edit: şeyi söylemeyi unuttum yahu,, bezirganın avrupaî bir muadili de "değirmenci"dir.
şu 6 erkekle evlenmeyin
yeni nüfus cüzdanları için 18 tl alınması
jainizm
-
tek bi otorite, kontrolcu bi tanri yoktur bu inani$ta.
her canli zaten bi tanri gibidir. evren ve kurallari hep vardi, bi tanri yaratmadi diye du$unulur.
reenkarnasyona inanilir,ruh defalerca hayat bulur, canli ya$adigi bu tecrubeler neticesinde, (karma) evreni anlayabilir, ve sonunda moksha'ya ula$ilirsa reenkarnasyon son bulur, artik ruh dogumu ya da olumu ya$amaz.
su tutmayan 2 milyon liralık yüzme havuzu
-
rize'de gençlik ve spor bakanlığı tarafından yaptırılmış yüzme havuzudur.
ihale bedeli 1.853.000 tl olan yüzme havuzu, çöp dolgusu ile kazanılan alana inşa edilmiş ancak yakınındaki yoldan ağır tonajlı araçlar geçtiği için havuz bir türlü dolmuyor sürekli su kaçırıyormuş.
link:
ülkenin neresinden tutarsanız tutun elinizde kaldığını gösteren olaylardan biri. marmaray'ı açarlar bozulur, hızlı tren yaparlar hayvanların göç yolları hesaplanmadığı için her gün yüzlerce kuş ölür kuşların göç yolunu değiştirmesini beklerler, tramvay yapılır eğim hesabı yanlış olduğu için yokuşu çekici ile çıkmak zorunda kalır, metroya dozer çarpar, köprünün yeri yanlış hesaplanır olan milyonlarca ağaca olur.
ve hala bu adamların hizmet ürettiğini düşünen birileri çıkar ve savunur.
alın lan 1.853.000 tl kime nasıl neden verildi, yazıktır günahtır....
mezun olup iş bulup evlenip çocuk yapmak
-
mezuniyetten sonraki levellere geçemedim.
kod vercek olan yeşillendirebilir.
edit: ilk 3 leveli tamamladım, kod için teşekkürler.
edit 2: bütün levelleri tamamladım. en zoru da son leveldi.