hesabın var mı? giriş yap

  • lan bu audi kupasina kim istedi katilmayi. bize skoda kupasi falan olsaydi soyle sparta prag, legia varsova falan.

  • direk gıda sektörünün içinden yazacağım.gıda ambalajı üreticisiyim.birçok şirket patronu arkadaşım var restaurant , cafe ve pastane işleten.
    başlık ne yazık ki doğru.bunun siyasi görüş ile uzaktan yakından alakası yok.zamların tamamı artık talebe göre belirlenmekte.bugün bir dilim pasta 100 tl , bir kebap 150 tl.3 kişi pirzola yeseniz 250 gramdan 750 gramı 600 tl.evde aynısı 200 tl.
    firmalar artık zam işini rutine bağladı.o ay hiçbir mamüle zam gelmese bile fiyatlar değişmekte.bakın un fiyatları düştü, pastacılık yağı fiyatları vs herşey düştü ancak fiyatlar artmakta.bunun bir sebebi de enerji ve işletme maliyetleri.ancak bu da aslında malzeme fiyatları düştüğünden dengeli gitmesi gerekirken halen zam yapılmakta menülere.

    "diğer yandan talebin patlamasının bana göre asıl sebebi insanların para biriktirerek mülk , otomobil alma ihtimali kalmaması.bu yüzden maaşlı çalışan kesim özellikle o ay çalışıp o ay yeme moduna geçti.bu da talebi patlattı özellikle gıda sektöründe."

    edit; çok fazla mesaj alınca asıl ekmek fırsatçılığından da bahsetmek istiyorum.

    bakın unun çuvalı 240 tl idi.tmo ( toprak mahsülleri ofisi ) destekli olarak satılıyordu yaz ortasına dek.yazın tmo bu desteği kaldırdı ve unun çuvalı 500 tl lere çıktı.o da 1-1.5 aylık süre için.( zaten depoları full tmo destekli un doluydu bu fiyattan un almadılar bile) ardından hemen ekmeğe zam yapıldı 5 tl oldu.
    şu an son 2 aydır tmo desteği yeniden var ve unun çuvalı 345 tl!
    peki ekmeğe zam geldi mi ? gelmedi değil mi ? halen 5 tl.aslında geldi!ekmek gramajı 250 idi.önce 230, şimdi de geçen hafta 200-210 gramlara kadar düşürdüler resmi olarak.sonuç olarak aslında geçen hafta ekmeğe %20 daha zam geldi yazdan beri gramajı düşürdüklerinden.
    fırınlar ülke tarihinde görülmemiş bir kar oranı ile çalışmaktalar şu an.birçoğunda afgan , suriyeli vb çalıştırmakta.vergi zaten hak getire, fiş kesmezler malum , vergi düzgün ödemezler.taksici lobisi diyorlarya, ülke de asıl fırıncı lobisi var.açın bakın alayı da iktidarı savunur.

  • yoklukla imtihan edilmekten iflahi kuruyan x kuşağının sonuç olarak ürettikleri yanlış politikaların yanı sıra teknoloji çağına geçişe maruz kalmış nesildir.

    ne tam anlamıyla x olup monoton yaşamayı, azla yetinmeyi, teknolojiden uzak olmayı becerebilmiştir ne de tam bir z gibi makinelerin, yazılımların çocuğudur.

    kafası hem nostaljik çalışır hem de modern çağın koşuşturması ve yabancılaşmasına duhul olmuştur.

    yine de en iyi bu nesil hayal kurmasını bilir. geçmişi ve geleceği harmanlamak sancılıdır ama görmesi/görebilmesi haz verir.

  • nazım hikmet ran'ın süper güzel bi şiiri..
    1

    yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

    yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.

    yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından.

    1947

    2

    diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
    yani, beyaz masadan,
    bir daha kalkmamak ihtimali de var.
    duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
    biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
    en son ajans haberlerini.

    diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
    diyelim ki, cephedeyiz.
    daha orda ilk hücumda, daha o gün
    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
    tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

    diyelim ki hapisteyiz,
    yaşımız da elliye yakın,
    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
    yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

    yani, nasıl ve nerede olursak olalım
    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

    1948

    3

    bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani bu koskocaman dünyamız.

    bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hatta bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

    şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    böylesine sevilecek bu dünya
    "yaşadım" diyebilmen için...

  • binilen takside taksici sigara içiyordur ve sorar:
    -hocam sigaranın zararı var mı?
    -aa akciğer kanseri... ehem yok yok içebilirsiniz.

  • fotoyu gorunce bir tuhaf oldum

    anilar insanlar arkadasliklar guzel insanlar yavas hayat temiz hayat

    eskiden cok guzeldi turkiye