hesabın var mı? giriş yap

  • buradaki arkadaşlara güldüm. istanbul türkiye'nin en iyi şöförlerine ev sahipliği yapan şehirdir. ciddi anlamda istanbul şöförü araba kullanmayı biliyor kardeşim, çünkü bu kalabalığın, sıkışıklığın içinde öğrenmek zorundasın.

    arabanın milimi milimine sığacağı o park boşluğuna dörtlüleri yakıp 5-6 saniye içinde lap diye arabayı oturtmayı istanbul'da görürsün sadece. ankara'da, izmir'de park etmeyi bile bilmeyen bir sürü şöför var ne yazık ki. adam iki arabalık boş yere öyle bir park etmiş ki arabanın yarısı yola taşmış. diğer şehirlerden bahsetmiyorum bile.

    kaldırıma sıfır parkların şehridir istanbul, 25 arabanın dip dibe muhteşem bir senkronla asla birbirine dokunmadan, caddeden dar bir sokağa aktığı şehirdir, zaten trafikten hızlanamadığın için kaza riskinin en az olduğu şehirdir istanbul, istanbul şöförleri olarak güzel kullanıyoruz vesselam. aferin çocuklar.

  • saçmasapan bir hikaye anlatıp, sonunu bu cümleyle bitirirseniz herkesin ağzı açık kalır. %100 çalışıyor.

  • abimin eşinin babası ile gerçekleştirdim. öpüşenlerden biri bıyıklı ise berbat bir his yaratıyor iki erkeğin dudak dudağa öpüşmesi.

    bundan yıllar önce yine böyle bir ramazan gününde yengemin babası ile tokalaşıp yanak yanağa öpüşmek için kafalarımızı birbirine yaklaştırmaya başladık. malum, uyumlu bir şekilde yanak yanağa öpüşebilmek için iki kişinin de sağ ya da iki kişinin de sol yanağını yaklaştırması lazım. aksi takdirde kafamızı kuş gibi geriye doğru zorlamamız gerekir yanakların birbirine temas edebilmesi için. yengemin babası sol, ben ise sağ yanağımla yaklaşmaya başlayınca bu uyumsuzluk hemen ortaya çıktı ve ne yazık ki bunu ikimiz de aynı anda fark ettik. ikimiz de aynı anda fark edince ikimiz de aynı anda yanak değiştirdik ve yine uyumsuz bir durum yaratmış olduk. kafalarımız hala hızla birbirine doğru yaklaşmaktaydı, zaman daralıyordu ve ikimizden -sadece- birinin yeni bir hamle yapması gerekiyordu. (uzun uzun anlatıyorum ama bunlar tabii ki saliseler içinde oluyor.) beklenen hamleyi yine ikimiz aynı anda yaptık, yine, yine, yine derken sağa sola ufak hareketlerle titrer gibi görünen kafalarımız birbirine iyice yaklaştı ve hasan amca ile dudaklarımız birleşti. muhteşem bir birleşme idi! adamın ıslak bıyıkları ağzımın içindeydi ve ramazan dolayısıyla bıyıklarına sürdüğü hacı misinin bir anda ağzımın tamamını kaplayan iğrenç, yağlı kokusunun tüm benliğimi ele geçirmesi yaklaşık bir saniye sürdü. alt dudağım da hafiften onun dudaklarının arasında kalmıştı. bilirsiniz bazı yaşlılar yanak yanağa öpüşme esnasında iki kollarıyla birlikte gençleri çok fena kavrar; işte o kavrama da duruma eklenince resmen tecavüzü yaşadım ben o gün.

    nasıl kurtuldum hatırlamıyorum. sonrasında kendime ne zaman geldiğim de hatıralarımda net değil.

  • moda'da kaybolmak.

    otuz küsur yıldır istanbul'da yaşıyorum, 2005'ten beri de adresim kadıköy istanbul. gel gör ki halen bir barlar sokağını bile sorarak buluyorum. utandığımdan bir de başka şehirden gelmiş ayağına yatıyorum. "pardon buralarda bi reks sineması mı, feks sineması mı ne varmış?..." tipim elverse hepten bristol aksanıyla excuse me diye gireceğim oysa.

    işte bu kafada biriyken hepsi birbirine benzeyen dar moda sokaklarına girince zaten güdük olan oryantasyonum hepten kayboluyor, tekerlekteki hamster gibi anlamsızca dönüp duruyorum. al bak 6 yıl olmuş, daha kadıköy'e arabayla girip, bir şekil moda'da kaybolmadan insan gibi e5 çıkışını bulup eve dönebilmişliğim yok.
    - oo saat 11 olmuş ben kalkıyım
    - acelen ne erken saat
    - daha moda'da kaybolcam çok geçe kalınca etrafta yol sorcak adam kalmıyo...

  • nefret edilen ifâdeler listemde şu an top 5'te bu ifâde ve haftalardır birinciliğini hiçbir şeylere kaptırmadı. birini kullanırken göreyim yemin ediyorum böyle bir limon ısırmış, sırtımda bir akrep dolaşıyormuş gibi hissediyorum okuyunca. farklı olduğunu düşündüğüm insanlar bile bunu yapınca tuvaletini yaparken görmüşçesine karizmaları gidiyor gözümde.

    türkçede "demek ki" bu şekilde kullanılmıyor. "mutluysam demek ki" denilmez. " x olunca y oldu. demek ki mutluyum" gibi bir şeyle bağlarsın. "demem o ki, denilen o ki, "şu anlama geliyor ki" gibi anlamlara gelir.

    cümle kuramıyorsan yazma. güzel cümle kurmak istiyorsan bol bol okuma yap. oradan buradan bulduğun gerizekâlı kalıpları "demek ki" varyasyonlarıyla türetip türetip yazma.

    ha bu anlattıklarımı dikkate alır mısın bilmem, cahilsen demek ki!