ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nba tarihinin en kötü kontratları
-
*jim mcilvaine, 7 yıl 33 milyon dolar
*allan houston, 6 yıl 100 milyon dolar
* jon koncak, 6 yıl 13 milyon dolar
*adonal foyle, 6 yıl 42 milyon dolar
*erick dampier, 7 yıl 73 milyon dolar
*timofey mozgov, 4 yıl 64 milyon dolar
*raef lafrentz, 7 yıl 70 milyon dolar
*bryant reeves, 6 yıl 65 milyon dolar
*luol deng, 4 yıl 72 milyon dolar
*austin croshere, 7 yıl 51 milyon dolar
*eddy curry, 6 yıl 60 milyon dolar
*jerome james, 5 yıl 30 milyon dolar
*jayson williams, 6 yıl 90 milyon dolar
*chandler parsons, 4 yıl 94 milyon dolar
*penny hardaway, 7 yıl 87 milyon dolar
*steve francis, 6 yıl 85 milyon dolar
*gilbert arenas, 6 yıl 111 milyon dolar
*amare stoudemire, 5 yıl 100 milyon dolar
*shawn kemp, 7 yıl 107 milyon dolar
*joakim noah, 4 yıl 72 milyon dolar
geberen rasim'in şişko kızı mısın sen
-
sıradan bir islamcı.
sakın bu kişinin özel bir vaka olduğunu ama islamcıların genelinin farklı olduğunu sanmayın.
ben 30+ yıl onlara temaslı yaşadım, islamcıların hayatlarında en büyük motivasyonlarından biri ahirette sekuler kesimi cehennemde yanarken izlemek!
huzur veren şarkılar
14 kasım 2016 süper ay
-
http://i.hizliresim.com/9g8298.jpg
edirne-merkez, kocasinan mahallesinde samsung k zoom ile çekmiş oldugum bir resmi.
benim önerim bunu dinlemeniz. üstelik ay ışığı ile ilgili çok anlamlı bir hikayesi de var:
bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini ve mutlaka çalan kişiyi görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır.
beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.
milletimiz ertesi gün cumaysa perşembe günü içmez
-
ertesi günü cuma olmayan perşembe akşamları alemlere akıyoruz demek ki.
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
-
futbol topu sahibi olmak bi mahalledeki zenginlik göstergesi bence budur, o yıllarda yaşayan bi çocuk için .
he bir de action-man veya barbie bebekleri olanlarda zengin sayılırdı.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"arkadaşlar tatilden döndüm sansınlar diye omzuma dokunmayın olum acıyor diyorum noldu la baban mı dövdü diyolar. fakirlik kanıma işlemiş arkadaş"
eve gelen kuryeden çöpü de dökmesini istemek
-
ancak sikkafalı bir ortadoğu çomarının aklından geçer ve eyleme döker utanmadan.
zengin olunca yapılacak ufak şımarıklıklar
-
sabah işe giderken bir kuş sütü eksik olan kahvaltı masasından sadece bir yudum portakal suyu içip aceleyle çıkmak.
evde kalan kız sayısındaki belirgin artış
-
asıl evlenenler evde kalmıyor mu? sonuçta ben hala gezebiliyorum. (bkz: swh)
yurtiçi kargo covid-19 rezaleti
-
sen haksizsin ne diye bu zamanda hastaneye hediye gondermeye calisir ki insan tuhafsiniz gercekten cok tuhaf!
kimsede yılbaşı heyecanının kalmaması
-
marketler, sokaklar, dükkanlar en azından süslenirdi hatta kapılara noel süsleri asılırdı. her evden en az birisi piyango bileti alırdı. her halde türkiye için en sönük yılbaşı olacak. dev enflasyon, adaletsizlik, açlık psikolojiyi bozdu. artık 2023'e girmekle birlikte asgari ücret artışının da tetikleyeceği zam furyasını yılgın bir kanıksamayla bekliyoruz. ülke sanırım giderek neşesini kaybetti.
misafire saygının kalmaması
-
içeriği okumadım ama çok da iyi olan olay. bu konudan çok çektim.
türkiyenin en güzel tatil beldelerinden birinde büyüdüm. biz yaz kış ordayız. ama annemin babamin akrabalarının ve arkadaşlarının aklına gelmemiz ve ziyaretimize gelmek istemeleri nedense hep haziran ağustos arası oluyor.
bi kere evde belki 17 kişi filandik. herkes bedava tatil yapmaya gelmis. senelerdir görmediğimiz babamın kuzeni ve is ortağı, ve adamın kızları filan bile bizde. balkonda yatıyoruz biz kendi evimizde filan. hadi o zaman çocuğum da. simdi olsa ne yaparım bilmiyorum. aslında biliyorum, kovalarım hepsini. zavallı annemin yaz tatilleri millete hizmetle gecti ya.
dahası var, babam kaza geçirmiş hastanede yatarken "telâşlanıp " gelen kardeşleri gelirken mayo ve havlularını unutmamışlardı. ben de össye hazırlanıyorum, eve uğramıyorum doğru düzgün. bi de giderlerken laf yemiştim yeterince hizmet etmediğim için.
geçen senelerden birinde biseyleri bahane edip yine bedava tatil yapmaya çalışan baska bir kuzenimi, çok yorgun oldugumuzu ve ailecek olmak istedigimizi söyleyerek reddettim. en son orası benim dayımın evi diye bagriniyordu. (dayısı babam oluyor).
büyüdükçe hepsinin ayağını kestim böyle böyle. babam da beni bahane edip önlerini kesmeye başladı sağ olsun.
kahrolsun misafirlik. daha doğrusu gelenekler adı altına beles tatilcilik.
birçok bilim adamı türkiye'de yaşamak istiyor
-
o bilim adamları hala suriye'de kalanlar olabilir.