hesabın var mı? giriş yap

  • camileri ahira cevirdiler

    bu sozun gunun birinde gercek olacagini soyleseler inanmazdim.

    300'lu yillarda kilise olarak insaa edilen, 1453'te istanbul fethi sonrasi camiye cevrilen, cumhuriyet doneminde inanclara saygi sebebiyle muzeye donusturulen, ak parti iktidarinda siyasal islamcilarin ruhunu gidiklamak icin tekrar camiye donusturulen dunya harikasini sigirlarin basmasi sonucu ortaya cikan goruntu.

    kapiyi yemekle basladilar, yavas yavas tuketiyorlar.

    edit : basliga trolleri saldiklarina gore acilen savunulmasi gereken seyler var, yani durum sandigimizdan ve gordugumuzden vahim.

    ilk 10 entry akboylari;

    (bkz: makami g)
    (bkz: trakyali muhazafazakar)
    (bkz: vettini vezzeytuni)
    (bkz: z44)

    debe editi : bu entrynin debe’ye girmesi, benimle birlikte ici aciyan insanlarin coklugunu gosteriyor. son bir sene daha sabredecegimiz gercegi en buyuk motivasyonumuz olsun.

  • attığı o doğaüstü golden sonra sanırım matrix'te bir kırılma meydana getirdi. o gol atıldığından beridir futbol sahalarında saçma sapan şeyler oluyor. mexes'in, bekir'ın rövaşataları, melo'nun penaltı kurtarması, servet çetin'in orta sahadan başlayıp bütün takımı çalımlayıp gol atması.. bakalım nereye varacak bunun sonu. al kırdın kırdın demek istiyorum kendisine.

  • sivas valisidir.

    aslında yazı eksik olmuş. doğrusu şurda.

    çiftin nikah şahitliğini yapan sivas valisi alim barut, “ben şimdiden üç tane tane çil çil yavrunun olacağını umut ediyorum. birisi aile için, birisi maden ocağında 3 kuruş için gebersin diye , birisi asansörde yere çakılsın diye. dört olursa iyi olur, beş olursa ala olur, altı olursa bu geri zekalıları beleşe bile çalıştırırız” diye konuştu.

  • ingiltere'de, eğer bir çocuk ailesi tarafından "ben bakmayacağım." denilerek sosyal servislere verilirse veya çocuk belli şartlar icerisinde (cocuğa siddet, çocuğa bakamama, evde siddetli geçimsizlik, taciz vs...) sosyal servisler tarafindan alınırsa ve başka bir aileye evlat verilirse öz ailesi çocuğu hiçbir şekilde göremez. yılda bir kere mektup göndermesine izin verilir sadece. çocuğun adresi ya da evlat edinen ailenin bilgileri öz aileye bildirilmez. taa ki 18 yaşına kadar.

    cocuk büyürken pedagog desteğiyle çocuğa evlatlık olduğu söylenir, çocuk 18 yasina geldiğinde ise "ailenle görüşmek istiyor musun ?" diye sorulur. çocuk evet derse görüşme sağlanır, çocuk istemezse ömür boyu konu kapanır. taa ki çocuk tekrar başvurup, "ailemle görüşmek istiyorum" diyene kadar.

    olması gereken de budur.

    o zaman yaşasın türk adaleti diyelim...

  • troya savaşının organizatörü ve beyni olarak görevini tamamlayan odysseus'un başına tek gözüyle bela olmuş olan yaratık.

    odysseus troya savaşı bittikten sonra "hadi artık evlere dağılalım" demiş ve krallığı olan ithaki'ye geri dönmek için silah arkadaşlarıyla denizlere açılmıştır. yol boyunca pişmiş tavuk misali başına gelmeyen iş kalmamıştır. o kadar ki homeros troya savaşını anlattığı ilyada destanına ek olarak bi de odysseia'yı yazmak zorunda kalmıştır. öyle olaylı bir yolculuk.

    günlerden bir gün kahraman odysseus kiklop adasına varır ve "ıvır zıvır bi şeyler alalım şuradan, biraz ayağımız karaya bassın, belimiz doğrulsun" diyerek adaya çıkar adamlarıyla birlikte. geniş bir mağara bulurlar ve içeri girerler ama burası "misafir misarifi sevmez ev sahibi hiçbirini sevmez" düsturunu benimsemiş, hem dev olması hem de tek gözlü olması sebebiyle komplekslerden komplekslere koşan, komşu kızı kiklopiye'nin pas vermediği ve duygusallığını zalimlikle bastıran kiklop polyphemus'un mağarasıdır. babasının poseidon anasının deniz perisi thoosa olması ona hayatta hiç bir artı kazandırmamıştır. insan canlısı bir yaratık olmayan polyphemus keçi ve koyun çobanlığı yaparak hayatını idame ettirmektedir.

    odysseus kiklop'un halinden tavrından kıllandığı için kendini ve 12 adamını "deniz kazazedesi" olarak tanıttıktan sonra "hörmetler sayın abim, aga kalalım şurda bi kaç gün, sana zararımız dokunmaz" der. o dönmede denizlerde geçerli olan ancak yazılı olmayan kanunlar çerçevesinde aslında kiklop'un bu insanlara yardım etmesi gerekirdi ama hem dev hem huysuz olan polyphemus "ssiee, ne bakıcam lan size, ağzınızı kırarım" der ve mağaranın girişini devasa bir kaya ile kapatır. odysseus'un iki arkadaşını oracıkta şifa niyetine yer. ertesi gün de arkadaşlarından bir kaç tanesini açlığını bastırsın diye mideye indirir.

    odysseus kafası çalışan bir adam, "beyin bedava" diye düşünür taşınır ve kiklop'u sarhoş etmeye karar verir. homeros'un kitabında ağır bir şarap içirdikleri yazar ama yapılan son araştırmalarla odysseus'un kiklop'a önce köpek öldüren içirdiği ancak istediği verimi alamadığından sonrasında ispirto içirdiği kanıtlanmıştır. dağ gibi kiklop'un içtiği ispirtonun etkisi ile devrilmesiyle birlikte "ya allah" diyerek, öncesinde victorinox çakı ile sivrilttikleri zopayı kiklop'un biricik gözüne saplayıp kör ederler yiğidi.

    ertesi gün kiklop içerde depişip duran keçiyi koyunu çayıra salmak için kayayı mecburen kenara ittiğinde tek tek bütün hayvanların sırtlarını kontrol eder ama rabbimin boy pos verdiği bu yaratık akıldan yoksun olduğu için odysseus ve arkadaşlarının koyunların altına tutunup kaçtığını fark edemez.

    odyssues gemisine bindikten sonra da son bi itnelik yapmaktan geri duramaz ve kiklop'a nanik yapar, onunla dalga geçer. bunun üzerine sinirlenen dev "daş yok mu daş" diye aranıp, yerde bulduğu ilk kayayı gemiye doğru kör gözüne rağmen fırlatır ama kıl payı kaçırır.

    ha bu yaptıkları odysseus'un yanına kar kalmış mı? kalmamış tabi. kiklop poseidon'un oğlu, odysseus ise gemiyle evine gitmeye çalışıyor. polyphem babasına "baba odysseus beni döğdü ühühü" deyince poseidon odysseus'a musallat olur ve adam on sene boyunca evine, karısına, çoluğuna çocuğuna kavuşamaz.

    ana fikir; arkası sağlam olan adama seni öldürecek olsa bile bulaşma.

  • - selamun aleyküm baba nasılsın?
    - aleyküm selam oğlum iyi işte sen nasılsın?
    - iyi baba nolsun uğraşıyoz işte iş güç.
    - heee bizde aynı işte. iyi bişey diyon mu?
    - canının sağlığı baba senin diyeceğin varsa söyle
    - canının sağlığı seninde hayde iyi akşamlar.

    işte bütün diyaloğumuz bu şekilde benim babamla. memlekete gittiğimde de aynen bu şekilde konuşuyoruz. o yüzden sürekli annemi arayıp sonra babamı çağırırım telefona.