hesabın var mı? giriş yap

  • benim daha çok dikkatimi çeken, dondurmacının 3 milyon abonesinin olması... algoritma ikide bir karşıma çıkarmasın diye videolara bakmadım ama bu insanlar ne izliyor da 3 milyon abone topluyor? cevap belki de başlığı açanda gizli...

  • diyanet işleri başkanının açıklamasına göre o saatte orada tek bir türkün bile bulunmaması gerekiyormuş.

    o saatlerde çok kalabalık olduğu için yasaklanmış.

    ama bizim türkler durmuş mu? tabiki hayır. 2 acenta yasağı delmiş ve toplamda 18 türk olmaması gereken yerde bulunmuş.

    18 kişiden 2 si ölmüş, sanırım 5 kişiden de hala haber alınamıyor.

    yani aslında durum şu.

    ölen türk sayısı "sıfır" olması gerekirken yine ne yapmış etmişiz kendimizi öldürmeyi başarmışız. aferin.

  • yabana atılmaması gereken bir ölüm türüdür. biraz şöyle işler.

    arkadaşlarınızla birlikte bir ormanda kamp kurduğunuzu düşünelim. gece geç saatlere kadar ateş başında muhabbet etmenin gerçekten iyi bir fikir olacağınızı düşündünüz ve bunu hayata geçirdiniz. bir müddet sonra bu fikrin aslında yanıbaşınızdaki göle girmek kadar çılgın olmadığını düşünmeye başladınız ve bunu da hayata geçirdiniz. bir süre gölü lıkırdattıktan sonra çadırlarınıza geçiyorsunuz. uyumak üzereyken mükemmel bir geceyi, yaprak hışıltıları ve dalların kırılma sesleri bir anda huzursuz bir geceye çeviriyor. bir şeyler yaklaşıyor ve aniden yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz. nefesin mi kesiliyor yoksa tutuyor musun farkında değilsin. kafanı ürkekçe dışarı uzattığında gördüğün şey bir boz ayı. amerikan korku filmleri senin için gerçek oldu. aklınız anında, aynı oranda klişe bir hayatta kalma tavsiyesi veriyor. boz ayıların savunmacı bir şekilde saldırdığını düşünüyorsunuz ve ölü numarası yapmaya karar veriyorsunuz. bu şekilde ayı için çoğunlukla bir tehdit gibi görünmeyeceksiniz ve bu ayı, tercihen ayısız bir otel bulana kadar size zaman tanıyacak.

    peki ya korkudan cenin pozisyonunda yere yatsaydınız ve ölü numarası yapmak için iyi bir oyunculuk yeteneğiniz olmasına gerek kalmasaydı? cenin pozisyonundayken kendi kendinize ölerek ayıyı bu zahmetten kurtarma ihtimaliniz nedir? mesela annelerimizin çoğu öyle düşünüyor. küçük bir çocukken isteyerek veya istemeyerek, sokakta bir anda onların görüş alanlarından kaybolduğumuzda ve ardından bizi bulduklarında; "kalbime inecekti" veya “korkudan ölecektim!” cümleleri, kendilerinden bolca duyduğumuz, ironik bir şekilde rahatlama cümlesi olarak ağızlarından çıkıyor. daha da kötüsü, “beni yarı yarıya korkuttun!” diye tepki veren annenin umudu! bu sadece yarı ölü, yarı yaşayan anneler tarafından yapılan bir suçluluk taktiği mi olurdu yoksa annelerimizi gerçekten mezara göndermek konusunda endişelenmeli miyiz?

    anneniz sizi kaybettiğinde ya da kamptaki ayıyı gördüğünüzde vücutta çok özel şeyler oluyor. bu özel şeylerden biri vücudunuzun korkuya fiziksel tepkisi olan fight or flight tepkisi. yani ya kalıp savaşacağız ya bu durumdan sıvışacağız. kaslarımızın korku anında gerilmesinin sebebi her iki duruma da hazırlanmaları.
    çoğu durumda tehdit ortadan kalktığında, vücut normale döner. ancak bazen, korku yeterince büyükse; korku anında kan dolaşımına pompalanan 30'dan fazla horman kalbinizi sarsmaya başlar ve ayının önünde, cenin posizyonundayken gerçekten ölürsünüz. yine de ölüm belgenizde korku yerine kalp krizi yazması daha yüksek bir ihtimal olur.

    baskerville etkisi
    20. yüzyılın başında, sir arthur conan doyle, "the hound of the baskervilles" (baskerville'nin köpeği)ni yazdı. romandaki baskerville ailesi, yüzlerce yıldır hayaletvari bir köpek tarafından öldürülüyordu. köpeğin en son kurbanı da bahtsız sir henry baskerville idi. bu gizemi çözebilecek tek bir kişi var: sherlock holmes! romanı anlatıp aralarındaki bağlantıyı tek cümlede kurmayı isterdim ancak spoiler vermemeyi tercih ediyorum. korku ile baskerville'nin köpeği arasındaki bağlantıya geçelim.

    isviçre'ye 8.000 kilometre mesafedeki bazı bilim adamları, bazı önemli şeyler keşfedebileceklerini umarak, baskerville'nin köpeği'nin sadece bir kurgu mu yoksa gerçek hayatta da yaşanıyor mu merak ettiler. daha sonra adını "baskerville effect" koydukları bir tespit ile bu meraklarını giderdiler. bu onlar için zahmetli ve tuhaf olmuştu çünkü "baskerville etkisi" dedikleri şeyi yani "yoğun psikolojik stresin neden olduğu kalp krizi kaynaklı ölümleri" incelemek isteyen araştırmacılar; korkunun ölüme yol açıp açmadığını görmek için yüzbinlerce ölüm belgesini inceledi. ne mi buldular? gerçek hayattan bir kesit vererek devam edelim.

    çin ve japon kültürlerinde dört sayınının son derece kötü çağrışımları var çünkü telaffuzu "ölüm" kelimesine çok benziyor. dünyanın başka yerlerinde yaşasalar bile bazı çinli ve japonlar, ayın dördüncü gününde seyahat etmekten ya da dışarı çıkmaktan kaçınmaya çalışıyorlar. öyle ki bazı yerlerde 4. katı olmayan binalar veya 4. sayfası olmayan menüler bile var. araştırmacılar, bu garip kültürü 25 yıllık periyotta; 200.000 çinli ve japonun ölüm belgelerini, bu kültürle alakası olmayan 47 milyon batılı insanların ölüm belgeleriyle karşılaştırarak araştırdılar. her şey bittiğinde sonuç şuydu: çinli ve japon ölümlerinin, ayın dördüncü gününde batılı kontrol grubuna göre gerçekten de çok daha yüksek olduğunu buldular. çinli ve japon grubunda, her ayın dördüncü gününde diğer günlere göre %13 daha fazla kalp krizi kaynaklı ölüm vardı. 47 milyonluk batılı kontrol grubunun ise uçarı kaçarı yoktu, stabil sayılacak şekilde ölüyolardı.

    baskerville etkisinin incelenmesi çok kolay olmuyor çünkü "korkudan ölüm" üzerine araştırma yapmak başlı başına riskli ve etik dışı. korkunun öldürme gücü mevcut kalp rahatsızlıkları olan insanlar üzerinde daha etkili. peki ya hiçbir kalp rahatsızlığı olmayanlar? ani ölümün en ünlü raporlarından biri 1942'de harvard fizyoloğu walter b. cannon tarafından yayımlanmış. cannon, " voodoo death " olarak adlandırdığı bir fenomenden bahsetmiş.

    ani ölümlerin vodoo ve kara büyü inançlarının olduğu yerlerde daha sık meydana geldiğini fark eden cannon, güney amerika, afrika, avustralya ve yeni zelanda gibi yerlere odaklanmış. lanetlendiği söylenen gıdalarla yüzünden ve büyülü olduğu söylenen mızraklar tarafından yaralanan sağlıklı, yabancı erkeklerin ani ölümlerini incelemiş. cannon, birçok insanın yiyecek ve suyu reddederek kendi ölümlerine neden olmuş olabileceğini belirtmiş olsa da, esasen toplumlarının yaşadığı bir korku yüzünden öldüler. bu şöyle bir şeye benziyor. bir hollandalı van'a geliyor ve buraya gelirken van gölü canavarı fenomeninden de haberi vardı. gece salla göle açılıyor ve bir su sesi eşliğinde dev bir silüet görüyor. o an, o hollandalı için o varlık van gölü canavarı. unutmayın korku anında beyniniz sizi olabilecek en muhtemel tehlikeye göre düşünmeye zorlar. low road'da alacağınız ilkel tepki budur. (korkunun işleyişi için sizi şuraya alayım.)

    korku bizi öldürebilir ve işin özü şöyle. temel olarak, sempatik sinir sistemi daha önce bahsettiğimiz fight or flight tepkisini harekete geçirir. korku geçtikten sonra bu tepkinin kapanması gerekir ancak bazen kapanmaz. kapanmadığı sürece adrenalin ve diğer hormanlar salgılanmaya devam eder ve kalp yüksek doz kokain almış gibi yoğun stres altında ezilir. damarların daralmasına neden olur, oksijen kalbe gitmekte zorlanır. bu durum vücudun rahatsızlığını daha da artırır. bir süre sonra da kalp kendini kapatır.

    yüksek derecede hissedilen korkunun bizi öldürebileceği gibi yüksek sevinçte bizi öldürebilir. makalenin başındaki annenin çocuğunu hemen değil de 30 yıl sonra bulmuş olduğunu varsayalım. uzun süredir kayıp olan çocuğunu bulduktan sonra ilk gördüğünde de anne benzer reaksiyonlara maruz kalabilir. çünkü ikisi de hem duygusal hem de fiziksel açıdan şok edicidir. siz yine de birilerinin kalbine indirecek seviyede şaka yapmayın çünkü gerçekten inebilir.

  • kendimle giriştiğim bu muhabbet yüzünden affetmediğim kişi, unutmadığım üzüntü, boşvermediğim olay yok.

    laf lafı açarken -ki ucu bucağı cidden olmuyor- bir bakıyorum, "amaan ne büyütüyorum ki, vardır bir sebep bunda da" deyip, başka şeylere odaklanmışım. kendime en iyi teselliyi ben veriyorum, kendime en acımasız eleştiriyi ben yapıyorum, hayır kendimi de en iyi ben savunuyorum kendime.

    bazen araya başka kendimler karışıyor, sesi cılız çıkan ya da sesi tüm seslerimi bastıran kendimler bunlar. sonra bir fark ediyorum hepsimi toplasam ancak bir ben ediyorum ve kendimi bu bir sürü kendimli halimle kabul edip (sevmek demeyelim) uykuya geçiyorum (bazen geçemiyorum).

    sonuç itibariyle her şeyiyle güzeldir aslında, insanın kendini tanımasına yarar ve iç seslerine kulak vermesine olanak tanır. kendini dinleyen, başkalarını da dinlemeyi öğrenir; en zoru kendini dinlemektir çünkü.

  • babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.

  • efsane bir diyaloğun içindeki adam.

    + hayvan bizi ısırır, bir şey falan yapar.
    - la hayvan ne hayvanı, aslan falan değil, kaplan falan değil.
    + köpek de olsa.
    - köpek de değil.
    + kedi de olsa.
    - kedi de değil.
    + neeey?
    - tafuk. ( en masum ses tonuyla )

  • selam xbox severler. kasım ayı ile beraber black friday kapsamında xbox mağazasında harika indirimler olduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyorum.

    1- evlerinden zorla koparılan 4 cesur balığın etkileyici macerasını konu alan i am fish oyunu 16 liraya,

    2- hayat dolu açık dünyası ile bir polis olarak triadları çökertmeye çalıştığımız sleeping dogs 11 liraya,

    3- hikayesi ile özellikle ülkemizde çok beğenilen bir dönemin internet kafe oyunlarından olan mafia serisinin 3 oyununu birden içeren mafia trilogy paketi 123 liraya,

    4- yarış simülasyon oyunları içerisinde hatrı sayılır bir yere sahip olan asetto corsa oyunu 25 liraya,

    5- witcher serisinin geçmişini merak edenler için serinin 2. oyunu the witcher 2, 12 liraya,

    6 - bir demirci çırağının maceralarını ve hüzünlü hikayesini konu alan kingdom come delivarence oyunu 31 liraya,

    7- kıyamet sonrası dünyanın yalnız savaşçısı olarak arabamızla maceradan maceraya atıldığımız mad max oyunu 24 liraya,

    8- dünyanın dört bir yanındaki egzotik mekanlarda geçen disney macerası ducktales remastered, 6 liraya,

    9 - parkur oyunları arasında çıtayı belirleyen mirror's edge catalyst oyunu 5 liraya,

    10- dünyası ve hikayesi ile herkesi kendine hayran bırakan bioshock serisinin 3 oyununu birden içeren bioshock the collection paketi 47 liraya,

    11- internet kafe diyince akla gelen ilk oyunlardan biri olan prototype serisinin 2 oyununu birden içeren prototype biohazard bundle paketi 45 liraya,

    12- son zamanlardaki en etkileyici oyunlardan biri olan hellblade senua's sacrifice 13 liraya,

    13- efsanevi portal oyunları içerisinde yer alan valve tarafından geliştirilen portal still alive oyunu 9 liraya,

    14- görselliği ve oynanışı ile mükemmel bir deneyim sunan gears of war 4 oyunu 12 liraya,

    15 hapishaneden kaçmaya çalışan 2 mahkumun hikayesini anlatan a way out oyunu 22 liraya,

    16- darth vader tarafından son kez ihanete uğrayan starkillerin yolculuğunu anlatan star wars the force unleashed 2 oyunu 9 liraya,

    17- rally simülasyonu severler için dirt rally 2.0 goty edition 35 liraya,

    18- terk edilmiş bir gezegene mecburi olarak ayak basan sürgündeki askerin intikam hikayesini anlatan bulletstorm oyunu 9 liraya,

    19- efsanevi yarış oyunu splitsecond 7 liraya,

    20- 1918 londra'sında vampire dönen bir doktorun hikayesini anlatan vampyr oyunu 35 liraya,

    21- hikayesi ve mekanikleri ile fps oyunları arasına adını altın harflerle yazdıran titanfall 2 oyunu 35 liraya,

    22- 1924 yılında geçen lovecraft türünün ikonik oyunlarından biri olan call of cthulhu oyunu 27 liraya,

    23- usta hırsız garret olarak oynadığımız thief oyunu 8 liraya,

    24 - fallout oyunları içerisinde oyuncuların belki de en çok beğendiği oyun olan fallout new vegas, 7 liraya,

    25- dönemin popüler çizgi romanları arasında bulunan sonrasında oyuna çevrilen black sad under the skin, 14 liraya,

    26 - ubisoftun klasik oyunları arasında yer alan dönemin en iyi mavera aksiyon oyunlarından biri olan flashback, 4 liraya,

    27- 2003 yılında piyasaya sürülen ve kült haline gelen xiii oyununun remake hali xiii, 14 liraya,

    28- çocukluğumuzun efsanevi macera oyunlarından biri olan lost planet serisinin 3. oyunu lost planet 3, 11 liraya, isteyen oyun severler lost planet 2 oyununu da 22 liraya,

    29- karanlık new york teması ile grand theft auto serisinin en iyi oyunu olarak adlandırılan grand theft auto iv oyunu 21 liraya (xbox game pass abonelerine özel) biz oyunseverlere sunulmuş durumda.

    30- ea fc 24, mortal kombat 1, street fighter 6 gibi güncel bir çok oyunda güzel indirimler mevcut. aynı zamanda assasins creed, need for speed, lego gibi oyun serilerinde harika indirimler var. göz atmanızda fayda olacağını düşünüyorum.

    29 oyun önerisinde bulundum fakat inanın bu sayı çok rahat şekilde 100e çıkabilir. steam'in dolar kuruna geçmesi ile beraber ülkemize özel fiyatlandırma sunan tek firma neredeyse xbox olarak kaldı. hakkını yemeyelim playstation mağazasındada gerçekten uygun fiyatlı oyunlar bulunabiliyor fakat xbox kadar bonkör değiller maalesef. uzun lafın kısası tüm indirimlere xbox mağazasından ulaşabilirsiniz. aynı zamanda konsolunuzdan ise black friday indirimleri başlığından göz atabilirsiniz. hepinize iyi oyunlar.

  • doğrusu, bütün türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime olacak olan başlık. "tüm türkiyeliler" de olur. "tüm" ve "bütün" kelimeleri eş anlamlı değildir, arkadaşlar. "tüm", birden fazla olanların beraberliğini, "bütün"se yekpare bir yapının tamamlığını betimler. "tüm" hepsi, "bütün" tamamı anlamındadır. bütün orman veya tüm ağaçlar gibi, bütün bilgisayar veya tüm bileşenler gibi, bütün toplum veya tüm vatandaşlar gibi.

    düzeltim: krater82'nin uyarısı üzerine ya da'ları veya ile değiştirdim. böylesi daha doğru.