hesabın var mı? giriş yap

  • bugün itibariyle resmi olarak başlattığım kampanyadır. madem her gün ne kadar denyo, ne kadar öküz bir millet olduğumuzdan dem vurup duruyoruz, bugün ben kendi adıma üzerime düşeni yapmaya başlıyorum daha "insan" gibi bir toplum için. yapacağım şeyler şunlar;

    öncelikle, özellikle sosyal alanlarda - metro, otobüs, bilet gişesi vs - çalışan insanlara mutlaka selam verip kısaca hal hatır soracağım.

    yolda yolakta bekleşen, oturan, bir işle meşgul olmayan insanlara gülümseyerek "merhaba" diyeceğim.

    toplu taşıma araçlarında veya bekleşilen yerlerde dertli gibi görünen insanların yanlarına sokulup "merhaba, iyi misiniz?" diyeceğim.

    gün sonunda aldığım cevapları ve tepkileri paylaşacağım.

    bakarsın destek veren çok olur, "sen de merhaba de!" kampanyası falan başlatır genşler.

  • huysuz virjin in bardakları yikmadan alma (adı neyse artık oyunun) oyununda her aldığı bardağı kırdığı bir bölüm vardı hiç unutmam..

  • örnekler vermek gerekirse;

    0 tipi uygarlık: biz, bildiğin insan ırkı. enerji ihtiyacını büyük oranda fosil yakıtlardan karşılayan. yıldızının enerjisini çok düşük seviyede değerlendirebilen uygarlık tipi. gezegen yörüngesinde ve yıldız sistemi içerisinde uzay uçuşları yapabilir.

    i tipi uygarlık: yıldız sistemi içerisindeki diğer gezegen ve uydularda terraform şeklinde değilse bile, hub'lar veya yapay biyosferler aracılığıyla kolonileşmiş, sorunsuz haberleşme ve ulaşım sağlayabilen uygarlık tipi. yenilenebilir nükleer enerji kullanımını mükemmelleştirmenin yanında, kendi gezegenindeki tüm enerji kaynaklarını verimli şekilde kullanabilir, yanardağları, depremleri ve hava olaylarını kontrol edebilir. insanlığın önümüzdeki 50-150 yıllık süre içerisinde geçişini tamamlamasını beklediğimiz uygarlık tipi.

    ii tipi uygarlık: kendi evrimini kontrol altına almayı başarmış uygarlık tipi. kendi yıldız sistemindeki tüm enerji kaynaklarını maksimum verimle kullabilir; yıldızlararası seyahat ve haberleşme yeteneğine sahiptir. daha ileri seviyelerde gezegenlerin yörünge hareketlerini dahi manipüle edebilir. bu seviyede bir uygarlığın yok olma ihtimali imkansıza yakındır. kendisinden daha gelişmiş başka uygarlıklar dışında uzayda veya yaşam bölgesinde varlığını tehdit edebilecek ölçüde bir tehlike bulunmaz. hücresel ve hatta atomik seviyede yaşamı kontrol edebildiği için hastalıkları yok etmiştir, çarpma olasılığı bulunan asteroidleri ise tespit edildiği anda yok edebilir veya yörüngesini değiştirebilir. mass effect ve star trek evrenlerindeki insan ırkları ile predator serisindeki yautja pek çok açıdan bu seviyeye ulaşmıştır. kendi uygarlığımızın da yine bazı alanlarda önümüzdeki 50-100 yıl aralığında başlayıp, 500 yıl içinde geçişini tamamlamasını bekliyoruz.

    iii tipi uygarlık: içinde bulunduğu galakside istediği gibi kolonileşebilen, terraform ve gezegen mühendisliği becerisi en üst seviyede olan, doğrudan doğruya yıldızların ürettiği füzyon enerjisinden faydalanan uygarlık tipi. intergalaktik yolculuklar ve haberleşme de yapabilir. star wars'taki galaktik imparatorluk tip iii sınırları içerisindedir. nikolay kardaşev tarafından tanımlanan son uygarlık tipi budur, ötesinde geçmemiştir.

    iv tipi uygarlık: kardaşev'den sonra başka bilimadamları tarafından betimlenen seviyedeki uygarlık tipi. tüm evrende kafasına estiği gibi at oynatır. gezegenler, yıldızlar, galaksiler üzerinde deneyler yapar; yok edip yenilerini meydana getirebilir. fiziksel yapısını uzayda tek başına, herhangi bir araç olmadan istediği gibi yolculuk yapabilecek şekilde değiştirebilir. madde ve enerji varlığını istediği gibi manipüle edebilir ve zamanda yolculuk yapabilir. marvel evrenindeki celestial'lar bu uygarlık tipinin iyi birer temsilcisidirler.

    v tipi uygarlık: multiversal düzeyde takılan uygarlık/varlık tipi. tüm evrenlerdeki fizik kurallarını istediği gibi kullanabilir ve değiştirebilir. evrenleri yok edebilir, geri getirebilir, baştan yaratabilirler; true-omnipotent şeklinde betimlenebilirler. marvel'daki beyonder, living tribunal, one-above-all, dc'deki the presence ile lucifer ve michael, büyük dinlerin tanrı tasvirleri bu tanım dahilindedir.

  • önce şunu söyleyeyim; şeker, yani bildiğiniz şeker pancarından veya şeker kamışından yapılan şeker ile glikoz şurubu arasında "sağlık" açısından bir fark bulunmaz.

    şeker, insanın beslenme diyetine "yaygın" olarak gireli şunun şurasında 100 yıl dahi olmadı. daha öncesinde şeker sadece zenginlerin ve şanslı bir azınlığın "lüks"ü idi. dolayısıyla insan vücudu şeker tabanlı bir beslenme için gerekli evrimsel altyapıya sahip değildir.

    daha açık ifade edersek, bilim insanlarının söylediği gibi; "eğer şeker bugün icad edilseydi (evet, şeker bir icattır), tıpkı sigara gibi zehir olduğu gerekçesiyle yasaklanırdı"...

    yani öyle glikoz şurubu içermeyen içecekler içtiğinizde sağlığınızı korumuyorsunuz. yediğiniz her şeker vücudunuzu zehirliyor. buna, bildiğiniz en doğal çiçek özlerinden üretilmiş olan "bal" da dahil... arı balı sağlıklıdır, doğaldır diye, her gün kaşık kaşık yemek dangalaklıktır. bal dahi az ve öz tüketilmelidir.

    gelelim glikoz şurubuna:

    şekerin formülü bellidir. evet, şeker kimyasal bir maddedir, fruktoz ve glukoz'un belli oranda karışımından oluşur. bildiğiniz kristal şeker de, glikoz şurubu da tümüyle aynıdır. sadece üretim şekilleri farklıdır fakat ortaya çıkan madde kimyasal olarak birebir aynı şeydir.

    tekrarlayayım: şeker pancarından elde edilen ve "doğal" sandığınız şeker ile glikoz şurubu arasında kimyasal açıdan hiç ama hiçbir fark yoktur.

    peki itiraz niye?

    glikoz şurubunun üretim prosesi sırasında "daha sağlıksız" bir ortamın kullanıldığını mı düşünüyorsunuz? yahut, glikoz şurubunun içine daha farklı "kanserojen" maddelerin karıştığını mı? hayır, böyle bir şey de yok, bu işin standartları bellidir... kaldı ki, sıradan şeker de aynı üretim proseslerinden geçip "katkı" maddeleriyle üretilir.

    sadede geleyim:

    şeker yemeyin olm. şekerli şey tüketmeyin. doğal şekermiş! doğal şeker diye bir şey yok, hepsi şeker pancarı üreticilerin yalanları. şekeri ha mısırdan yapmışsın, ha pancardan. aynı bok... hepsi kimyasal bunların...

    not:
    meyve yiyin. ihtiyacının olan tüm şeker herhangi bir elmanın veya üzümün içinde mevcut. fazlasına insanın ihtiyacı yok...

  • çok üzücü bir haber. nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama silahla işlenen cinayetlerin çoğunda katil büyük oranda ailesini, akrabalarını, komşusunu, arkadaşını, nişanlısını öldürüyormuş. yani siz kim olduğu belirsiz düşmanlara karşı silahlanarak kendinizi koruduğunuzu düşünürken sevdiklerinizin katili olabilirsiniz.