hesabın var mı? giriş yap

  • hırsız iktidar olamasın diye teröriste oy vermek başlığında yapılmıştır.

    ''terörist teröristliği bırakacağını söylerken, hırsız hırsızlıktan gurur duyuyor.
    ve benim hırsızı cebimden uzak tutabilmemin tek yolu, hdp'nin barajı geçmesi.

    bu yüzden, oyum hdp'ye''

    şöyle açma sapan bir entry dünün en beğenilenlerine girmiş. tek özelliği hdp propagandası yapması.

    başlığı şükela modunda inceleyelim. beğenilme sırasına göre debe'ye giren entry beşinci sıradadır. birinci sırada ise bu entrye cevap olarak yazılan ''türkiye'de bazı tatlı su solcularının içine düştüğü durum. akp'nin iktidar olmaması için pkk yandaşı bir partiye oy vermeyi düşünüyorlar. peki onlara vereceğiniz oy türkiye'ye daha büyük zarar verecek desem? oyunun arttığı her yerde kuzey kürdistan'ın haritasını çiziyoruz diyen bir zihniyete oy vermek nasıl bir etik ürünüdür? bende solcuları etik sahibi insanlar sanırdım, bir düşünceye inanmaya inanmaya oy vermek etik midir? bunu kendinize sorun.'' entrydir. favori olarak da oldukça fazladır.

    haksızlığa karşı durmak isteyen insanların bu kadar küçük bir olayda bile haksızlık yapması iki yüzlülüktür.

    edit: başardık rohan süvarileri! atlarımızı karanlığın ve haksızlığın en dibine sürdük ve galip geldik. dün başlığı açtıktan sonra ssg sözlük yönetiminden ayrıldı ve ülkeyi terk etti! bu bizim zaferimizdir.

    şaka bir yana; sözlük ben dahil binlerce kişinin hayatında değişimlere neden olmuştur. teşekkürler ssg.

  • hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?

    sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
    numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.

  • geçen hafta kalabalık bir halde ezel izlerken;

    -ya bu şey değil mi? hani elveda rumeli'de de oynamıştı, berrak tüzünatak.
    +yok berrin panik atak.
    /berna kontra atak.
    -belgin kontraplak.
    +billur karabatak
    /belma ikiz yatak.
    ...
    ...
    ...
    epey gitti bu böyle.

  • "sahnede eğer bir silah varsa mutlaka patlar." bunu hepimiz biliyoruz.

    gülse birsel de bunu o kadar göstere göstere, gözümüze soka soka yapıyor ki, bir sonraki sahnede ne olacağını anlamak hiç de zor olmuyor.. hatta ne olacağını çözdüğümüz için devamını izlemesi ziyadesiyle sıkıcı geliyor.

    misal;
    orçun, eylem'e içirmeyi düşündüğü kızları coşturduğu söylenen içkiyi cebinden çıkarıyor, eylem'e sesleniyor. birden annesi gelince, o elinde dursa bile görünmeyecek küçücük şişeyi panikle baharatların arasına atıveriyor. (ki cebine geri koyması daha kolay bir hamle olabilirken)

    hee bu demek oluyor ki, onu oradan alamayacak ve annesi onu yemeklere koyacak.

    peki yanıldık mı? hayır? aynen düşündüğümüz gibi de oldu.

    bu kadar mı? tabi ki değil..

    emir hasta yatıyor. rıza'nın deniz'e hediye ettiği orkideden oldukça rahatsız. çiçeğin ortamki oksijeni aldığını ve bu yüzden rahat nefes alamadığını söylüyor. çaktırmadan, deniz görmeden çiçeği terasa koymak için hızlıca çiçeği kapıp terasa çıkıyor. çiçeği masanın üzerine koyuyor. sonra da ne alakaysa çiçeği sulamaya kalkıyor. (çiçeği koy içeri gir, çiçek sulamak da neyin nesi) derken deniz'in sesi duyuluyor. panik yapan emir elindeki suyu nereye koyacağını bilemezken su yere dökülüyor ve koşarak içeri giriyor.

    hee, yere su döküldüğüne göre biri bu suya basıp düşecek.

    bi'şeyler bi'şeyler oluyor, diş ağrısı çeken bora terasa çıkıyor. "heh! suya basıp, kayıp düşecek kişi de geldi" diyoruz hepimiz.

    neden bora? çünkü tüm uğraşlara rağmen dişi çekilemedi, ayağı kayıp düşsün ki, diş kendiliğinden çıksın.

    eee yanıldık mı, hayır!

    çünkü gülse birsel, bir sonraki sahnede ne olacağını şıp diye çözmemizi sağlayacak basit oyunlar kurguluyor. ve bu da bildiğimiz, sevdiğimiz gülse birsel'e hiç yakışmıyor. kendisinden daha yaratıcı kurgular bekleyen bizleri hayal kırıklığına uğratıyor.

    şahsen ben uğruyorum.

  • filmekimi'nde izleyebilmek icin 2 saat bilet sirasinda beklememe degdiren, bu yilin suana kadarki en iyi filmi. ben de ne yazik ki hickira hickira aglayan gruptanim. bu yilki toronto ve venedik'te odul alan yapimlarin yarattigi hayal kirikligindan sonra (bkz: the shape of water) 2017'nin boyle gececegini kabullenmistim ki gercek anlamda kurtarici oldu.

  • hayat hikayesi başarılarla dolu teorik fizikçi.

    1924'te (bazı kaynaklara göre 1926) denizli acıpayam'a bağlı yumrutaş'ta doğan yılmaz, annesi ve babasını erken yaşta kaybetti. evli olan ablasının yanında büyüdü. eniştesi askere gidince aileyi geçindirme görevi ona düştü. tarlada, ahırda gece gündüz çalıştı. bir süre sonra babasının arkadaşının yanına giden yılmaz, onun yanında çobanlık yaptı. iki yıl boyunca çalıştıktan sonra yardımlar sayesinde şehre gitti ve denizli lisesi'nde okumaya başladı.

    hüseyin yılmaz burs kazandı ve liseyi bitirdi. istanbul teknik üniversitesi'ne girdi ve elektrik fakültesinden çok iyi dereceyle mezun oldu. tezini hazırladı ve sorbonne'dan, mit'ten burs almaya hak kazandı. tezinde yardımcı olan fransız hocasının tavsiyesine uyarak abd'yi tercih etti.

    yılmaz, mit'te iki yıl boyunca doktorası için çalıştı ve 1954'te doktorasını verdi. new jersey'deki stevens institute of technology'de asistan olarak çalıştı. 1956'da kanada'da sylvania electric products şirketinin araştırma laboratuvarında çalışmaya başladı. izafiyet teorisi üzerine çalışmaları physical review letters'ta (prl) yayınlandı. adını taşıyan yılmaz kütleçekim kuramı hakkında ayrıntılı bilgi.

    yılmaz 1967'de dünya sağlık örgütü'nün yayın organı tarafından "örnek insan" seçildi. renkler ve duygular üzerine de çalışmalar yapan yılmaz, çeşitli üniversitelerde profesörlük yaptı.

    hüseyin yılmaz 2013'te vefat etti.

    kaynak: 2 mart 1967 tarihli milliyet gazetesi.

  • "ayşe'yle gülcan'a sormam lazım bi :/" demektir esasen.

    yanındakiler onay verirse, doğru bir şey yaptığını söylerlerse o zaman tatmin oluyor milletimiz, bu kaçınılmaz bir gerçek.

    düdüt: yaşlanmışız tabi amk, "ayşe'le gülcan mı kaldı, aslı'yla ece onlar" diyorlar, haklılar sanırım :s

  • birazdan söyleyeceğim şeyi maalesef çoğu yüksek lisans öğrencisi bilmiyor. üniversitelerin öğrenci işleri, tezini süresinde veremediği için kaydı silinen öğrencilere bu konuda pek bilgi vermiyor, öğrencileri yönlendirmiyorlar.

    sevgili romalılar!

    biliyorsunuz, tezli bir yüksek lisans;
    • 2 dönem ders,
    • 2 dönem tez,
    • + 2 dönem tez (ek) şeklinde maksimum 3 yıl (6 dönem) içinde tamamlanmak zorundadır.

    tüm bunlara ek olarak 2 dönem daha pandemi gerekçesiyle tez yazma sürenizi uzatmanız mümkündür.

    peki nasıl yapılacak?

    öncelikle bunun tüm üniversiteleri bağlayan hukuki bir dayanağı var. 10.06.2020 tarih ve 31151 sayılı resmi gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 20/04/2016 tarihli ve 29690 sayılı resmî gazete'de yayımlanan lisansüstü eğitim ve öğretim yönetmeliğinin 35 inci maddesine eklenen karara göre “…afet ve salgın durumlarında, tez aşamasındaki lisansüstü öğrencilerinin talepleri halinde en az 1 yarıyıl, en fazla 2 yarıyıl ek süre verilir ve bu süre azami süreden sayılmaz" hükmü gereğince tez sürenizi 2 dönem daha uzatmanız mümkün. harç ödemeniz de gerekmiyor. doktora için de geçerli bu.

    ben talebimi yaptım. enstitüden dün cevap geldi. kabul etmişler. gelen cevap şöyle. eğer 1 dönem yetmezse 1 dönem daha süre uzatımı isteyeceğim.

    geçenlerde doktora yapan arkadaşım kara kara düşünüyordu. tezini baya yazmış ama teslim için 3 ayı kalmış. 3 ayda tamamlayamam, daha fazla süreye ihtiyacım var diyordu. bu olaydan bahsettim. ne danışmanım ne de enstitüdeki görevliler bana hiç bahsetmediler bundan dedi. maalesef öğrenci işleri pek umursamıyor böyle şeyleri. ama bu hak herkese var. ben bahsedince enstitüsüyle iletişime geçti. bir anda gözleri parladı. başvuru formunu gönderdi. kurula giriyormuş. haftaya olumlu cevabı göndereceklermiş.

    bu haktan yararlanabilmek için bahsettiğim maddenin resmî gazete’de yayımlandığı 10.06.2020 itibariyle aktif öğrenci olmanız yeterli.

    peki başvuru nasıl yapılacak?

    yüksek lisansı yaptığınız yerin duyurularında geçen yıl yaz aylarında mutlaka bunun duyurusu ve başvuru formu yayınlanmıştır. bulamazsanız enstitünüzle iletişime geçin. onlar sizi yönlendirirler. dilekçeyi, normal zamandaki hakkınız olan son dönemin (6. dönemin) sonuna doğru veriyorsunuz. ama başvuru prosedürü üniversiteye göre değişebilir. mutlaka öğrenci işlerine sorun.

    ek 2 dönem daha demek koca 1 yıl demek. bu süre, tezinizi yazmanız için fazlasıyla yeterlidir. hatta tek dönem bile yeter bence. derslerinizi verecek kadar motivasyonunuz varsa tez yazacak kadar motivasyonu da bulursunuz. o kadar emek verdiniz, boşa gitmesin. köprüden önce son çıkış. bu şansı kaçırmayın bence. pandemi her yerde anamızı ağlattı. bari şu konuda bir işimize yaramış olsun.

  • ağır racon içeren müdafaadır.

    yavşaklara bak lan. yasa ile belediye başkanına verilen yetkileri belediye meclisine almaya çalışıyorlar.

    yasa gereği bu yetkiler belediye başkanının şahsına verilmiş. sen hangi mantıkla bu yetkileri meclise alalım diyorsun?

    ankaralı %50.93 oyu boşuna mı verdi mansur başkana?

    akp ve mhp'nin dilinden düşürmediği milli iradeye hiçbir saygısı olmadığını açıkça görüyoruz. karşılarında %51 oy almış bir başkan var ve bu adamın yetkisini hukuka ve yasaya aykırı biçimde elinden almaya çalışıyorlar. ve tabi sonucunda da ayarı yeyip oturuyorlar.

    edit: halk iradesine saygı göstermeyen akp ve mhp gruplarının rezilliklerini ifşa için bütün chp'li başkanların meclis toplantılarını canlı yayınlayacak sistemler kurması zorunluluktur. tbmmtv'de nasıl kimin fetö araştırılsın önergesi verdiği, kimin reddettiği açıkça görülüyorsa belediye meclislerinde de kim milletin seçtiği başkana takoz oluyor, kim hizmeti engellemeye çalışıyor canlı olarak izleyebilmeliyiz.

    edit2: şu ana kadar hiçbir akp belediyesinde belediye şirketlerine ilişkin yetkiyi meclise vermeyi teklif eden 1 tane akp meclis grubu yoktur. işte bunlar böyle iki yüzlü, böyle etikten uzak insanlar. başkan chp'li olunca yetkilerini meclise devretsin, akp'li olunca kendi kullansın. bu demokrasinin neresinde var arkadaşlar? böyle bir şeyi cumhur ittifakı seçmenleri de kabul etmez.

    bu arada (bkz: ankara belediyesi twitter hesabının takip listesi)