hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: dede)

    adam 83 yaşında her sabah 5 km yürüyüş 2 km bu tarz süper serbest stil yüzme üstüne bir kahvaltı ile cila çekip öyle okeye oturuyor ki, roman abramoviç hayattan bu kadar keyif almıyodur.

    yaş oldu 89: artık yürümek bile angarya. yüzmekse çile. ah be abramoviç, etmeseydin bedduanı ne vardı...

    yaş oldu 91: o çok sevdiği denize girerken bir sabah geldi kriz, tekledi kalp. şimdi azraile karşı kulaç vuruyor yoğun bakımda solunum cihazında. azrail biz biliyoruz yüzemezsin, yetişemezsin, o kadar açılamazsın.

    2km açıktan bildiren edit: biz biliyoruz dedemizi. açılamadın azrail efendi! yemedi 2km yüzmek!

    92'den son edit: bir devir kapandı.

  • çok yerinde ve doğru bir yorumdur.

    nasıl da kendinizi gördünüz dimi?

    sözde "akıllı" telefon yaratıcılığı öldüren, hobi edinmeyi bitiren ve kişinin kendiyle baş başa kalmasını engelleyen bir alet haline geldi.

    telefonuna hiç dokunmadan yarım saat geçiremez oldu insanlar. korkunç bir şey.

  • babamın mezar taşına koyduk biz. henüz qr kodunun açtığı linki aktif etmedik lakin o linkin domainini satın alıp rezerve ettik. bu siteye babamın hayatından kesitlerden oluşan hoş bir kolaj yapacağız, onu tam olarak hatırlatayamayan tanıyamamış torunları yıllar sonra bile kabrinin başına geldiğinde onun hakkında biraz da olsa görsel olarak anımsayabileceği bir şey olsun istedik.

    görsel

    edit : isimler mozaiklendi.

    debe editi: o kadar güzel mesajlar ve temenniler aldım, beni, babamı hiç tanımamış insanlar içtenlikleriyle samimiyetleriyle yazdılar, yüreğime dokundular, acımı paylaştılar. aradan kaçan bir kaç çürük çarık nezaketsiz insanı dahi görmezden gelircesine okudum yanıtladım hepsini.. her ne kadar "sözlük çok bozdu" dense de, burada halen yürekleri güzel yüzlerce, binlerce insan var, biliyordum tekrar gördüm tecrübe ettim ve bu beni çok mutlu etti, siz de bunun farkında olun isterim, kötülükleri negatiflikleri değil pozitif, samimi-içten insanları görün isterim çünkü tahmin edilenden çoklar ve içten iyi insanlar.. saolun varolun dostlar, iyi ki varsınız..

    babamın mezar taşında yazan şu sözü de yazmak yerinde olur diye düşünüyorum;

    "dürüstlük ve iyiliği hayat felsefesi edinmiş canımız babamız, "her şeyden önce iyi insan olun" öğüdün senden bize en büyük mirastır."

    huzur içinde uyu canım babam..

  • 1 haftadır yazacağım, üşeniyorum. sokak ortasında özet yazayım. ayrıntı eklerim belki. (ertesi gün çeşitli düzeltmeler.)

    a101'den dardanel marka ton balığı aldı eşim. mavi kutu. a101 markası değil.
    açtık, berbat kokuyor. ağır bir balık kokusu. eşim "kepez gibi kokuyor" dedi hatta :) (not: çanakkale kepez, antalya kepez değil. dardanel fabrikası burada olduğu için bazı dönemlerde ağır çiğ balık kokusu olur ki çiğ balık kokusu da severim)

    fabrika 5km ötede. gittik fabrikaya bıraktık. bir açık bir kapalı kutu. üretim tarihi vs yazılı.

    1 hafta sonra (istanbul'dan) telefon geldi.
    üründe bir sorun yok. sadece çok taze olduğu için böyle bir koku oluyor bazen dediler. biz de şaşırdık ilk kez almıyoruz ki...

    telefondaki devam etti "çünkü dinlendirmek yerine talep çok olduğu için hemen satışa verildi" (a101 kampanyası varmış. ona özel üretiler belki) bekletilmemis.

    ben de çanakkale'de oturduğumuz için şu örneği verdim telfonda.
    "ezine'ye gidip eski/dinlenmiş ezine peyniri alıyorsunuz. fakat adam kilosu 70tl'den size taze peynir veriyor. neden? çünkü iş çok ve peynir yetişmemis. 30tl'lik taze peyniri size ezine diye iteliyor. bu durumda ne yapardınız? tabii ki almazdınız. çünkü o peynirin dinlenmiş/eskitilmiş ezine peyniri ile ilgisi yok. eskiyen peynir bir çok şeydeki gibi su kaybeder ve azalır. ayrıca eskitme maliyeti de doğal olarak peynire eklenir. siz 70tl'ye taze "ezine peyniri" almazsınız. (ki çanakkale içinde taze keçi peyniri bile 30-35tl civarı. neden? çünkü taze.)

    telefondaki kız haklısınız ama kem küm. (kem küm=ama taze ürün ama satış ama bık cık)

    başka da cevap yok.

    bu arada bir tanesi kapalı, iki adet ton balığınin parası da boşa gitti. taa fabrikaya, ayağına kadar gittiğimiz adamlar "özür dileriz, üründe sorun yok ama getirdiğiniz ürün karşılığı olarak adresinizi verin veya madem ki çanakkale'desiniz, fabrika satış mağazasına buyurun, bize bıraktığınız ürün yerine yenisini verelim" demediler. veya iban isteyip ücret iadesi yapmadılar.

    yıllarca kurumsal şirketlerde çalışmış bir insan olarak son sözüm: pr berbat.

  • saatte 124 km hızla atılmıştır. maç sonu röportajında demba ba'nın hızı öğrenince verdiği tepki ise ibretliktir;

    -elhamdulillah.

    almeida sana kurban olsun be kara oğlan!

  • sürekli saati kontrol edip birini bekliyormuş gibi yaparlar. sonra da sıkılıp giderler.