hesabın var mı? giriş yap

  • sayısal lotoda, en az 5 ardışık sayının gelme olasılığı yaklaşık 1/7223’tir. bu çekiliş 1244. hafta gerçekleştiğine göre bunun olasılığı da yaklaşık yüzde 15.8’tür.

    yani kabaca 1/6 olan bir ihtimal.

    problemin 2 asamasi var:
    1. en az 5 ardisik sayinin gelme olasiligi nedir?
    2. bunun 1244 cekiliste en az bir kere gerceklesme olasigi nedir?

    1. bölüm
    ------------
    1, 2, 3, 4, 5 dizisinden 45, 46, 47, 48, 49 dizisine kadar 45 farkli ardisik dizi olusturulabilir.
    6. cekilen sayi kalan 44 sayidan herhangi biri olabilir.
    bu durumda 45 x 44 = 1980 farkli kombinasyon mümkündür, ancak 6 ardisik sayisinin bulundugu diziler bu kümede 2 kere verilmistir.

    örnek:
    1, 2, 3, 4, 5 (ardisik sayilar) ve 6 ile
    2, 3, 4, 5, 6 (ardisik sayilar) ve 1 aslinda ayni diziyi ifade etmektedir.

    bu nedenle 6 ardisik sayinin oldugu diziler toplam sonuctan cikarilmalidir.
    1, 2, 3, 4, 5, 6 dizisinden 44, 45, 46, 47, 48, 49 dizisine toplam 44 ardisik dizi vardir.
    yani gercek cevap 1980 - 44 = 1936 olmalidir.
    baska bir degisle 1936 tane icinde en az 5 ardisik sayi gecen dizi türetilebilir.

    örnek:
    9 ve 19, 20, 21, 22, 23
    30, 31, 32, 33, 34 ve 48

    peki toplamda kac farkli dizi olusturulabilir?
    cevap 49'un 6'li kombinasyonu yani 49!/(6! x (49 - 6)!) = 13.983.816
    bu durumda 1936 farkli diziden birinin gelme olasiligi 1936/13.983.816 ~= 0.000138 yani yaklasik 1/7223'tür.

    bu olasilik herhangi bir hafta buna benzer (en az 5 ardisik sayi iceren) bir sonucun ortaya cikma ihtimalidir.

    2. bölüm
    ------------
    gel gelelim bu oyun 1244 haftadir oynandigina göre bir süre sonra böyle bir sonucun ortaya cikma ihtimali daha fazladir.
    basit ifadeyle zarda 6 atma ihtimali 1/6 olsa da arka arkaya cok defa zar atarsam bir noktada 6 gelmesini beklerim.

    örnek:
    4 defa zar atarsam en az 1 defa 6 atma ihtimalim yüzde 50'den fazladir.

    herhangi bir hafta (1. bölümde buldugumuz) 1936 olasiliktan birinin gerceklesmeme olasiligi ~0.999861'dir.
    1244 hafta boyunca bu durumun gerceklesmeme olasiligi ise bu sayi üzeri 1244 yani ~0.8417778'dir.
    diger bir ifadeyle bu durumun 1244 hafta boyunca en az 1 kere gerceklesme ihtimali 1 - 0.8417778 ~= 0.1582222'dir. (yani yüzde 15.8)
    bir baska ifadeyle 1/6'dan biraz daha düsüktür.

    sonuc
    --------
    bu durumun gerceklesmesi eline zar alip ilk seferde 6 atmaktan cok farkli degildir.

    edit: hesap hatası düzeltildi.
    edit: gelen istekler üzerine açiklama eklendi.

  • yıl 1978 niğde'nin bor ilçesinde lise öğrencisiyim o yıllar. yaz tatilinde kendi dükkanımıza gitmeden önce bir kırtasiyeci kasetçi abimiz vardı. onun gazeteleri motosikletiyle dağıtması için ben onun dükkanını 1-2 saat kadar beklerdim. bir gün benden yaşça büyük bir abimiz dükkana geldi tommiks, teksas, kaptan swing gibi resimli romanlardan üçer tane aldı. bende bu kitapların kim için aldığını sorduğumda " benim çocuklara " alıyorum dedi. bende "bu kitapların çocuklara bir yararı yok şiddete yönlendirir bence sen red kit almalısın hem red kit amerikan toplumuyla kapitalizmle dalga geçer eğlendiricidir " gibisinden bir sürü lüzumsuz laf ettim. adam sinirlendi " sana ne kardeşim, ne kadar bunların parası" dedi aldıklarnın parasını verdi gitti. ertesi gün gene kırtasiyeciye yardım için gittiğimde " aman gelme dün ülkü derneği başkanı dernekte milliyetçi mücadele öğrensinler diye kitap almak istemiş sen dalga geçmişsin red kit önermişsin sana çok kızmışlar aman evine git ortalarda gözükme seni dövecekler" dedi. yirmi gün kadar korku ile evde geçirdim. sonra okullar açılınca bu olayı unuttum bir gün okula giderken ensemden bir yumruk yedim. arkasından karnımdan yediğim yumrukla yere düştüm. bir anda etrafımda neredeyse 20 kişi vardı. tekme tokat öyle bir dayak yedimki gözümü bor devlet hastanesinde açtım. tedavi sırasında sigara içmeye koridoro çıktığımda doktor ve hemşireler başımdan geçeni öğrenmiş elimde sigara gördükleri için adımı red kit koymuşlardı. bu olayda fecaat olan ülkü derneklerinin milliyetçi mücadelenin nasıl olacağını öğretmek için resimli roman kullanmalarıydı.

  • tam anlamıyla iki ucu boklu değnek.
    bir cezaevinde sınav görevlisi olarak bulunduğum bir vakitte bu sebepten ötürü yatan birisinin hikayesini dinledim.
    hikayesi şöyle:
    bu mahkumun evine gecenin bir yarısı, tüm aile fertleri uykudayken bir hırsız giriyor. hırsızı 18 yaşındaki kızının odasında karanlıkta gören mahkum silahına sarılıyor ve karanlıkta rastgele ateş ediyor. ancak hırsız kaçmayı başarıyor. polislere haber veriliyor falan. neyse tutanaklardan sonra sabah oluyor ve öğleye doğru polisler tekrar geliyor mahkumun evine...kaçtığını sandığımız hırsız meğer vurulmuş ve saklandığı ağaçlıkta ölü olarak bulunmuş.
    şimdi bu adam içeride...ölür müsün öldürür müsün?

    bu da böyle bir şeydir işte...

  • a=abi k=kızkardeş...
    diyalog telefonda geçmektedir...

    a-doktora gittim bugün nihayet.
    k-e artık gerekiyodu..neymiş peki olay..
    a-hiç tahmin etmediğimiz bişey ya, çok şaşırdım test sonuçlarını okurken..
    k-eee?..
    a-dehidratasyon sebepli uyuşukluk yaşıosun dedi doktor..
    k-honyk..dehidratasyon mu?... ne alaka?
    a-ben de alaka kuramadım..ama bizim erman hocaya gittim dahiliyeden..ona sordum
    k-eee...
    a-anlattım durumu...evde mi kalıyosun die sordu..evet dedim..ailenle mi yaşıyodum önceden dedi...evet dedim..kızkardeşin var mı dedi...oha oldum evet dedim...
    k-alla alla...eee...
    a-bol bol bişiler anlattı...kafama dank etti...adam haklı..
    k-neymiş sölesene..
    a-eskiden ben sana hep su getirmen için baskı yapar öyle içerdim ya...tek başıma yaşadığım için farkında olmadan su içmeyi bırakmışım. e getircek kimse olmadığından susuzluk almış yürümüş. e farkına varsam bile bilinçaltından mıdır nedir gidip su içmemişim...ki öleydi yani...ben son 2 senedir hiç su içtiğimi hatırlamıyom..en fazla yemekten sonra çay içiom..
    k-ahahaaa...oahaha hahaha...tangır tungur çotank(telefonun yere düşme efekti...küt(kafayı sandalyeye çarpma efekti)..
    a-alo gülmesene...aloo...gülme alo...aloo...aloo...
    k-(bi süre sonra...)taam taam...geldim...git su iç bari...puhahahahaaaa....
    a-sen görürsün...su tankına sokçam seni oraya gelince...
    k-...puahaha...

  • kör topal bir eğitim aldıktan sonra askere gidiyorsun. sonra dönerci oluyorsun. tamam belki öncesinde de birkaç ufak tefek başka işler yapıyorsundur. ama sonuçta dönercisin. döner kesip duruyorsun.

    günler geceler böyle geçiyor. az buçuk yıllık izinlerinde yaşamaya çalışıyorsun. geceleri düşündüğün tek şey toplumun geldiği nokta. gündüzleri ise 1 m2 alanda döner başındasın. gören gözler, işiten kulaklar, milyarlarca nöron ne için?

    bazen bir taşa imreniyor insan. arzularını hiçe sayan bir organizmanın yalnızca yaşayıp ölmesi en korkunç varoluş masalı değilse ne?!

  • kapalı kutu yani sıfır ve faturalı verdiğim bir ilan için belirlediğim fiyat 1100 tl iken ;

    - 450 tl veriyim ,çocuk sevinsin

    diye mesaj atan ölücülerdir.

  • dört büyük denetim firmasından bir diğeri. karşımda en fazla 3 yıl tecrübeli iki denetçi ile iş görüşmesi yapılıyor. takım çalışmasını kafaya takmışlar, üstüste gereksiz sorular...

    - takımda iş yapmak istemeyen ama yeteneği olan biri olsa nasıl motive edersiniz?
    - şöyle yaparım böyle yaparım...
    - öyle yaptınız olmuyor n'aparsınız?
    - e o zaman şöyle yaparım
    - ama bunu da yapamıyorsunuz çünkü bla bla. başka naparsınız?
    - takımdan atarım, onla mı uğraşacam işimi mi yapacam
    - bık bık bık
    - peki şöyle bir durum oldu n'aparsınız?
    - ..
    - ama öyle yaptınız işe yaramadı başka naparsınız?
    - ..
    - ama onu da yaptınız yine olmadı
    -..

    derken sinirler gerilmiştir ve bu karşı tarafa belli edilmiştir.

    - çakır bey sinirlenince ne yaparsınız?
    - kafa atarım
    - heh heh iyi ki bize sinirlenmediniz
    - sinirimi genelde belli etmem ( sonrasında southpark sessizliği)

    ve teşekkür edilip görüşme bitirilmiştir.

  • sonunda birilerinin açık açık dile getirdiği gerçek.

    ırkçılık falan değil, adam açıkça toplumuna sorun çıkarmayacak hatta faydası dokunacak göçmene her zaman kapılarının açık olduğunu belirtmiş ki dünyada 200 ülke varsa 199 u aynı fikirdedir.

    gittiği yerde yamyam gibi davranan adamları kimse istemez, istemedi diye de ırkçı olmaz.