ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
selvi kılıçdaroğlu'nun 1199 tl'lik sweatshirtü
-
muhtemelen 3 ay önce 400 tl olan giysiydi. hamdolsun erdoğan sayesinde 1199 tl olmuş.
vizesiz avrupa hayal oldu
-
vizesiz avrupa'dan çoktan geçtim de vizelisini bok etmeseler bari diye düşüncelere daldıran durumdur.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: antik kürt mitolojisi
1.
#keleşius - savaş tanrısı
#şemmammus - halay tanrısı.
#kaçakus electrikus - enerji tanrısı
#bonzaius zıkkımus - keyif tanrıçası
#amelos - tapınak tanrısı
#kaşionos - kaş tanrısı
#apaçius - moda ve güzellik tanrısı
#devletius bizeus bahmiorss - isyan tanrısı
#megrius - megri megri tanrısı
#ibrahimus tatlısesus - çiğköfte tanrısı
#kıllıus - kıl tanrısı
#hewalos - yüce tanrılar tanrısı.
doğum kontrolü çağ dışı
-
akp'lilerin yaşadığı orta çağ'da doğum kontrolü henüz keşfedilmemişti sanırım. o yüzden haklı bir beyan.
edit: ama tabi çağ atlamak için eğitime ihtiyacımız var. (bkz: #64375170)
friends
-
benim için dizinin en sevdiğim kısımlarından birisi introlarıydı.ben de belki özleyenler vardır diye hepsini bir çatı altında topladım.lafı çok uzatmaya gerek yok buyrunuz.
sezon 1 - intro a
sezon 1 - intro b
sezon 2 - intro a
sezon 2 - intro b
sezon 3 - intro a
sezon 3 - intro b
sezon 4 - intro a
sezon 4 - intro b
sezon 5 - intro a
sezon 5 - intro b
sezon 5 - intro c
sezon 6 - intro a
sezon 6 - intro b
sezon 6 - intro c
sezon 6 - intro d
sezon 7 - intro a
sezon 7 - intro b
sezon 8 - intro a
sezon 8 - intro b
sezon 9 - intro a
sezon 9 - intro b
sezon 10 - intro a
sezon 10 - intro b
gençler vurmadan önce söyliyim ağır işsizim.bunların toplu hali de var diyebilirsiniz.can sıkıntısı uğraşmak istedim.el emeği göz nuru bizimkisi de.
georges-eugene haussmann
-
her ne kadar yoksul kesimin isyanlarini rahatca bastirmak ve parisi ekonomik siniflara ayirarak dizayn ettiyse bile bugun gelinen noktada zenginin de fakirin de sehirde belli bir duzen ve refah seviyesinde yasamasina imkan saglamistir.sehir mimarisinde bir esi daha yoktur.
sehrin genel yapisinin degismesi,yeni zenginlerin ve tuvalet/banyo kullaniminin artmasi sebebiyle kanalizasyon sistemini de degistirmeleri elzemdi.
ruzgar ve yagmurun seine den tasidigi hastaliklar ve kotu koku cehresi degismis bir sehrin anlamini haliyle bozmaktaydi.parisin temizlenmesi yasayan insanlarini da mecburi bir temizlik icine soktu.sehir boylece karanlik cagdan aydinlik caga gecis yapti.
ek bilgi: hausmann ve ııı. napoleonun o gunku sartlarda sehri yikip yeniden yapmak icin harcadigi mebla 2.5 milyar frank olmakla beraber 1950 amerikasinda ny un degisimi icin harcanan para 78 milyar dolara denk dusmektedir.
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
en fenasını guitar hero oyununda yediğim ayar. oyunda pek tecrübem yok, bir elin parmaklarını geçmez oynamam. neyse arkadaşlarla gidiyoruz arada bu oyuna, yalnız gittiğimiz mekanda müthiş güzel bir kız çalışıyor. sadece bu kızı görmek için oynamaya gelen var aramızda o derece. ben bi önceki gün easy'den medium'a geçtim diye kendi gitarımın zorluk derecesini medium'a çıkardım nasıl olsa çalıyorum diye, neyime güveniyorsam artık. başladık oynamaya arkadaşlar takır takır çalarken ben batırıyorum sürekli. 4-5 notadan bir tanesine basabiliyorum sadece. en sonunda her başarısız oyuncunun verdiği tepkiyi verdim: '' bu bozuk ya, çalışmıyor !'' değiştirelim bu gitarı dedim. arkadaş seslendi stüdyodan, derken o müthiş güzel kız geldi: "buyrun sorun nedir?" dedik 'bu gitar çalışmıyor değiştirmek istiyoruz.' 'ben bi bakayım' dedi. aldı eline gitarı, zorluğu en yüksek seviyeye getirdi. tam olarak hatırlamıyorum ama benim çalamadığımdan oldukça zor bi parçayı açtı başladı çalmaya. ama nasıl çalmak. tek bir nota kaçırmıyor. arkadaşlar bi bana bakıyor bir de ekrana. ben boncuk boncuk terliyorum. kız da durmuyor hala çalıyor; o çaldıkça ben terliyorum ben terledikçe o döktürüyor. kız şarkıyı bitirene kadar hatasız çaldı. gitarı uzattı bana kayıtsız bir ifadeyle: "ben bunda bir sorun göremedim?" benim artık kafamdan duman çıkıyor, yüzüm kızarmış domates gibi. sessizce aldım gitarı. o günden sonra bi daha gidemedim oraya. masa tenisi oynuyorum artık, daha eğlenceli zaten.