hesabın var mı? giriş yap

  • valla ben çok koyu galatasaraylıyım ve çok net trabzonun puanı falan silinmeli, 5 yıl falan fenerbahçe maçlarında seyirci olmamalı. bu nasıl bir kin ve nefrettir. bu sadece bir oyun soğutmayın bizi.

  • daha önce john wick'in ilk 3 filmde öldürdüğü kişi sayısının 306 olduğunu şurada (#137251380) açıklamıştık. 3. film sonunda, mevzunun içinden çıkmaz bir hal almış olmasına dayanarak en çok kişiyi öldüreceği filmin 4. film olacağını tahmin ediyordum. beklediğim gibi de oldu.

    high table'dan yakasını kurtarmanın yolunu bulan ancak bugüne kadar yanında ya da karşısında olan tüm güçlerin, düşmanı olarak karşısında birleşmesine neden olan yeni bir düşmanı yenmesi gereken john wick, 4. filmde tam 140 kişiyi öldürüyor.

    101 dakikalık ilk filmde, ortalama her 72 saniyede 1 kişiyi öldüren john wick, ikinci filmde ortalama her 57 saniyede 1 kişiyi, üçüncü filmde ise ortalama her 83 saniyede 1 kişiyi öldürüyordu. dördüncü filmde ise ortalama her 80 saniyede 1 kişiyi öldürme başarısına ulaşıyor.

    keanu abimiz, yönetmen varsa ben de varım diyerek yeşil ışık yaksa da, beşinci film gelir mi gelmez mi bilinmez. john wick filmleri özelinde, şimdilik hesabı kapatmanın vakti gelmiş demektir.

    4 filmde john wick'in öldürdüğü toplam kişi sayısı 446 olmuştur. john wick, 7 haziran 2024'de yayınlanması beklenen ve "olsa yedek" dediğimiz ana de armas'ın da başrolünde olduğu ballerina (imdb) filminde temizliğe devam edecektir. film yayınlandıktan sonra hesabı tekrar kontrol etmek üzere görüşürüz...

    kaynak: screenrant

    not: bu entry'nin kaynağında ilk filmdeki öldürülen kişi sayısı 77 olarak alınmıştır. hesaplamalar da buna göre yapılmıştır. ben, ilk entry'deki kaynaktaki veri olan 84 ile hesaplamaları düzelttim.

  • çanakkaleden istanbul'a gelen arkadaşımı, mecidiyeköy metrobüse almaya gitmiştim. aramızda geçen muhabbet;

    -nasıl kolay oldu mu yolculuk?
    +güzeldi. birde istanbul'da kimseye güvenme derler.metrobüse binmek için istanbul kart alacakken bir adam “gel boşuna kart ücreti ödeme, benim karttan basarız sen bana ödersin” dedi. öyle yaptık. insanlık ölmemiş.

    o gün istanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle metrobüsün bedava olması dışında her şey normal.

  • fi tarihinde stajyerken calisma saatleri icinde kutuphaneye gitmek amaciyla ciktigim yolda gurultuye yonelip bir "tank" tarafindan ezilme tehlikesi gecirdigim sirkettir. isin daha komik tarafi "hocam dikkat, o yola girmek yasak!..." seklinde beni uyaran adamin elinde roketatar olmasiydi. ne test ediyor idiyseler artik?

  • sanildigi kadar geri zekali olmayan down sendromlular, down sendromsuzlarin bir çogundan daha dikkatli ve de akillidirlar. dikkatlerini islerinden baska birseye vermediklerinden isyerinde dedikodu yapma, baskalarinin kuyusunu kazma, hirsizlik yapma gibi adetleri de yoktur. ozellikle getir-gotur isleri (bkz: office boy), garsonluk gibi isleri itina ile yaparlar. bu tur islerde ise alinasidirlar ve bir suru hiyardan iyidirler.

  • emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya'da bizim başımıza gelmezdi.

    her yerden pislik akıyor artık bir şey diyemiyorum.

    ayrıca henüz sebebini bilmesek de ben olimpiyatlarla ilgili olduğunu da hiç sanmıyorum.

    iğrenç olay. başka tanım yapamıyorum...

    edit: "emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya da bizim başımıza gelirdi" de, sonra yazdığını sil, bir daha yaz, eğip büküp kıvırmaya çalış. he canım he müslüman anadolu halkına saldırıyorum. bir müslüman olarak müslüman anadolu halkına saldırıyorsam sen de bi düşün ne bu tepki diye. masum bir turisti, bir "insan"ı, sırf canın öyle istedi diye öldür, adına da müslüman de. hangi kitapta yazıyor ulan! işiniz gücünüz her olaydan mağduriyet çıkarmak, hem de bir cana kıymışken!

    rezil ülkemin rezil vatandaşına saldırıyorum ve utanıyorum artık! japon arkadaşlarımın yüzüne bakmaya utanıyorum! ben türk'üm demeye utanıyorum!

  • aslında düşmek değil de devrilmek desem daha doğru olur. çünkü çocuk öyle sıkı sarmalanmış ki eğilip bükülmüyor. düşeceği zaman sürahi gibi devriliyor. çocuk derken baya küçük çocuktan bahsediyorum. daha yeni koşmaya başlayan çocuklar. fıtı fıtı diye koşuyorlar ya minik minik onlardan bahsediyorum. genelde kafalarında şapka, boyunlarında kaşkol sarılı ve michelin adamı gibi şişkin gocuk giyerler. boyları 45-50 cm aralığındadır. işte bu çocukların düşüşüne bayılıyorum ben. çok komik devriliyorlar lan gülmekten ölüyorum. kaldıran eden olmasa imkanı yok kalkamazlar. çocuk doğrulamıyor ki. bi de ebeveyn kolundan asılınca 45 derecelik açıyla toparlayıp kalkmaya çalışıyorlar ya, o görüntüye de çok gülüyorum. keşke hep böyle sevimli düşsek di mi? hemen doğrultup öperler adamı.

  • fransız devriminden çok önce yaşamış olan horasan hakanıdır. milliyetçilik diye bir ideoloji dünyaya gelmeden önce turan ülküsünü gerçekleştirmeye çalışan türk büyüğüdür. kısa süren hakanlığında büyük işler bırakmıştır. sizi nadir şah'ın hayatıyla başbaşa bırakıyorum:

    1688-1698 yılları arasında türkmenlerin yoğun olduğu kuzey horasan'da dünyaya geldi. oğuzların afşar boyuna mensuptur. küçük yaştayken babası öldürüldü ve annesiyle birlikte köle tacirlerinin eline düştü. küçük yaşına rağmen köle tacirlerinden kurtulup haydutluğa başladı. haydutlar arasında çok hızlı şekilde yükselip haydut başı oldu. annesi ve babasının intikamını tacirlerden almasıyla safevilerin dikkatini çekti. horosan'da başta afşarlar olmak üzere türkmenlerin kısa sürede lideri konumuna yükseldi.

    safeviler 18. yüzyıl başlarından itibaren, çökmeye başlamıştı. şah abbas döneminden sonrası türklüklerini yitirdikleri için 100 yıl boyunca yerinde sayan bir devlet haline geldiler. hotakiler isyanı ile zor günler geçirip iktidarını kaybettiler. sünni afgan olan hotakiler safevilerin başkenti isfahan'ı uzun bir kuşatma sonrası ele geçirdi ve kendilerini iran şahı ilan ettiler. safevilerin lideri şah hüseyin'in hotakiler tarafından tutsak edilmesi üzerine safevi devlet büyükleri eski başkenti kazvin'e kaçtılar. sadece türkmenlerin yaşadığı bölgeler safevilere sadık kalmıştı. tarihte zor günler yaşanırken türklerin gene türklerden başka dostu kalmamıştı.

    safeviler 2. tahmasb önderliğinde tekrardan organize oldular ve 19. yüzyılda iran'ı yönetecek olan kaçarla ile ittifak yaptılar. fakat elde edebildikleri güç yeterli olmamıştı. nadir şah'ın yaşadığı horosan bölgesi tamamen afganların egemenliğine girmişti. afganlar tarafından afgan vali atanmasına şiddetle karşı çıkan nadir şah'ın hotakiler ile arası bozuldu. 2. tahmasb ile nadir şah çok geçmeden ittifak kurdular. büyük türk boyları olan safeviler, afşarlar ve kaçarlar başta olmak üzere bütün türk boyları birlik olup nadir şah önderliğinde afganlara karşı zafer kazandılar. hotakiler iran üzerindeki haklarından vazgeçerek afganistan'a geri dönmek zorunda kaldı.

    tahmasb kuvvetli ve dirayetli bir türk şahı olmuştu. kafkaslardaki sünni milletler ve hindistandaki türk kökenli babürlüler ile iyi anlaşıyordu. fakat türk yönü nadir şah ile kıyasla yetersizdi ve şii olmayanlara pek iyi gözle bakmıyordu. iktidara gelmesi nadir şah sayesinde olmuştu. devlet içerisinde büyük güç edinen nadir şah orduda ve yönetimde büyük reformlara öncülük etti. şah tahmasb'ın kız kardeşi ile evlenerek saltanat ortağı elde etti. fakat tahmasb hükümdarlığı üzerindeki nadir şah etkisinden kısa süre sonra rahatsız oldu ve bunu kırmak için çeşitli kulislere başladı. bunu öğrenen nadir şah 2. tahmasbı tahttan indirip oğlu 3. abbas'ı tahta oturttu.

    3. abbas'ın çocuk yaşta bir şah olması osmanlılar tarafından bir fırsat olarak görüldü ve osmanlı-safeviler savaşı tekrar başladı. aynı şekilde ruslarda kafkasya üzerine sefer hazırlıklarına başlamıştı. nadir şah kuvvetleri osmanlı ordusunu mağlup etti. daha sonra kafkaslarda ruslar ile büyük savaşlar yaptı. her defasında kazanan afşarlar oldu. ruslar uzun süre boyunca kafkasların güneyine girmeye cesaret edemedi. çocuk yaşta olan şah ile devlet yönetilemeyeceğini anlayan nadir şah devlet büyüklerinin tavsiyesiyle 3. abbas'ı tahtından indirerek kendini şah ilan ederek afşarlılar hanedanlığını kurdu.

    tek başına iran, azerbaycan ve kafkasya hakanı olan nadir şah ülke yönetiminde köklü değişiklikler yaptı. ilk olarak eski düşmanları olan hotakiler üzerine yürüdü. afganistan topraklarının tamamını fethederek hotakilere son verdi. doğduğu topraklarda büyük yağmalar yapan hotakiler tarihin kara sayfalarına gömülmüş oldu. fakat hotakilerin radikal sünni olması müslüman dünyasında pek hoş karşılanmamıştı. afşar hakanı ordusunda çok sayıda sünni türkmen bulunduruyordu. böylesine bir zafer kendisine dosttan çok düşman kazandırmıştı.

    babürlüler nadir şah'ın fetihlerinden çok rahatsız olmuştu. bunun üzerine nadir şah afgan seferinden sonra hindistana yöneldi. babürlerin yönettiği hintli ordusu sayıca afşarların 4-5 katı olmasına rağmen büyük yenilgiye uğradı. delhi'yi yağmalayan nadir şah pakistan ve batı hindistanı kendi topraklarına kattı. bu savaştan sonra babürlüler hindistanda eski gücüne ulaşamadı. hindistan seferi sonrası elde ettiği ganimetlerden dolayı 3 sene boyunca vergi toplamadı.

    hindistan seferi sonrası başkentine geri dönen nadir şah büyük şok yaşadı. büyük oğlu rıza'nın hindistan seferi sırasında öldüğünü sanıp safevilerin kendisine karşı ayaklanma korkusuyla 2. tahmasb ve 3. abbas'ın hayatına son verdiğini ve sonrasında tahmasb'ın kardeşi olan eşinin canına kıydığını öğrendi. adalete saygısı sonsuz olan nadir şah kendi oğlunu tahtından men ederek bütün görevlerinden uzaklaştırdı.

    türklük bilinci çok yüksek olan nadir şah kökenini asla unutmadı. hükümdarlığı süresince kafkasyadan bengale kadar bütün devlet görevlileri türkçe konuşmayı mecbur kıldı. osmanlının, türklerin kurduğu en büyük ve en köklü devlet olduğunu kabul edip sıcak ilişkiler geliştirmeye çalıştı. amacı iki türk devletini birleştirip çift monarşi ile yönetilmesini sağlamaktı. devletin en üst görevlerinde kaçarlar ve afşarlar yer aldı. turan düşüncesine 1740'lı yıllarda inanıp bunun için uğraştı. orta asya türk devletleri olan hive ve buhara hanlıklarına üstünlüğünü kabul ettirdi. bu uğurda elinden geldiği kadar az kan döktü.

    mezhep ayrımının türklerin en büyük sorunu olduğunu yüzyıllar önce görebildi. safeviler ile osmanlılar arasındaki sürtüşmelerin en büyük sebebinin mezhepsel olduğunu düşünüyordu. bunun için safevilerin uyguladığı katı şii uygulamalara son verdi. camilerde 4 büyük halifenin ismini okutup sahabeler hakkında kötü konuşmayı şiddetle yasakladı. necef kentinde şii ve sünni ulemayı bir araya getirerek ortak noktalarda buluşturdu. caferiliğin 5. mezhep olarak kabul edilmesi için büyük uğraş verdi. sünni-şii ayrımını tamamen bitirip islami reformu hedefledi. ayrıca muta nikahını yasakladı.

    osmanlı-afşarlar ilişkilerinde belli bir yumuşama olmasına rağmen savaş durumu devam ediyordu. nadir şah osmanlılara karşı önemli bir barış teklifinde bulundu. caferiliğin 5. mezhep olarak kabul edilip osmanlı halifesinin üstünlüğü ve caferilerin hicaz topraklarında rahatlıkla hac vazifesini yerine getirmesini istiyordu. safeviler zamanında zorla şiileştiren devletin bu derece dönüş yapması büyük şaşkınlık yaratmıştı. nitekim osmanlı uleması böyle bir teklifin siyasi olduğu ve gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savunuyordu. erzurum'da osmanlı destekli bir safevi şehzadesi olduğunu iddia eden bir şahsın ortaya çıkması nadir şah'ın sabrını taşırdı. musul, erzurum ve bağdat'ı hızlı şekilde işgal edip osmanlı'yı istediği barış şartlarına zorlamak istiyordu. hızlı şekilde kerkük ve erbil'in ele geçirilmesinden sonra musul'da türk komutan'ın 40 gün boyunca direnmesi sonucu nadir şah isteklerinden vazgeçmek zorunda kaldı. halbuki istekleri osmanlı'nın oldukça lehineydi. kasr-ı şirin anlaşmasından daha net sınırları belirleyen bu anlaşma sonrası uzun süre osmanlı-iran savaşı yaşanmadı. osmanlı sultanının iyi niyet göstergesi olarak gönderdiği özel hançer ise yoldayken nadir şah hayatını kaybettiği için geri döndü ve topkapı sarayına konuldu. bugün bile görebiliriz. osmanlı gene de nadir şah'ın gönlünü alabilmek için caferilerin haç vazifesini yerine getirmesine izin verdi.

    osmanlı sultanı 1. abdülhamid ile nadir şah arasında gerçekleşen sıcak hava bazı afşar ve kaçar liderlerinin canını sıkmıştı. nadir şah kendisine isyan eden lur~irani bir millet~ kökenli vatandaşları doğuya sürgün etti. bunların arasında afşarlar sonrası iran şahı olacak zendliler de vardı. safeviler döneminden beri radikal şii yönetime sahip devlet değişime ayak uyduramıyordu. nadir şah bu yüzden pek çok iç düşman edinmiş ve suikastlere maruz kalmıştı. içinde kendi akrabalarının da bulunduğu son suikast girişimi başarılı oldu. ölmeden önce 2 suikastçıyı öldürmüş ve pek çoğunu yaralamıştı. horosan'ın yenilmez aslanı bu suikast ile hayatını kaybetti.

    nadir şah sonrası afşarlar uzun yıllar boyunca iç savaşlar yaşayıp sonunda tarihten çekildi. nadir şah sonrası sadece 3 sene şah olarak kalabildiler. bu 3 sene içerisinde 3 farklı hükümdar başa geçti. nadir şah'ın torunu şahruh küçük yaşta şah olmasına rağmen önce tahtan indirilip gözlerine mil çekildi sonra kumandanları sayesinde tekrar tahta oturdu. fakat küçük yaşı ve mil çekilmiş gözleri yüzünden zendlilerin kuklası olarak kaldı. en sonunda kaçarlar tarafında tahtından indirilip işkenceyle öldürüldü. aynı şekilde nadir şah'ın akrabalarının hepsinin ya gözlerine mil çekildi yada öldürüldü. gözlerine mil çekilenlerin torunu afşar nadiri soy ismini alarak onun ismini devam ettirdiler. bugün bile nadir şah'ın torunları aynı soyadlarıyla iran'da bulunmaktadır.

    nadir şah doğunun son fatihiydi. batılı tarihçiler kendisini 2. iskender veya doğu'nun napolyonu olarak anar. büyük topraklar hükmetmesine rağmen türklük şuuru çok yüksekti. girdiği her savaşta zafer kazandı. sadece 11 yıl hükümdarlık yapmasına rağmen döneme damgasını vurdu. kazandığı büyük zaferler ve fethettiği büyük topraklara rağmen osmanlılar ile sıcak ilişkiler kurup onların dini üstünlüğünü tanımak istedi. eğer amacı gerçekleşseydi turan ülkümüz belki o yıllarda gerçekleşmiş olacaktı. ne yazıkki ne osmanlı uleması içerisindeki yobaz sünni alimler, ne de bağnaz şii din adamları böyle bir şeyin gerçekleşmemesi için elinden geleni ardına koymadı.

    not: bu yazı alıntı değil el emeği göz nurudur. okuyan herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi sunarım.

  • ilk genel seçim sonrasında meydanlarda milyonlarca insanın dinleyip göbek atacağı şarkıdır.

    ek: tarkan şarkıları hep böyledir. ilk dinlediğinde bu ne lan böyle dersin. ama ben sizi seneye şıkır şıkır oynarken göreceğim o meydanlarda. zamanla "iyimiş ya" oluyor o beğenmediğin tarkan şarkısı. herhalde tarkan bu yüzden tarkan.