hesabın var mı? giriş yap

  • 1 yillik uyelik almistim gecen sene. turkiye'de iyi yapimlar gormek, yeni bir platformu desteklemek amacindaydim. ancak goruyorum ki hicbir art niyet beslemeden kisisel olarak yapilmis bu hareket, cok buyuk hataymis.

    bunu soylemek durumundayim; ermeniyim, ancak bu topraklarin degerini, kiymetini cok iyi biliyorum. ataturk'un kiymeti ve degeri oyle yazarak anlatilmaz ancak manevi olarak bilinir, sahiplenilir ve 7 kusak anlatilir. ataturk isminden rahatsiz olan bir avuc diasporaci(bunu soylemek hic de garip gelmiyor) ve paragozlere de turkiye'de yasayan ve bu ulkenin kiymetini bilen bizim gibi insanlarin varligini hatirlatmak, bu baslik icin boynumun borcu oldu. oturdugum yerden ancak abonelik iptal edip, tweet atip, cevremdekilere durumdan bahsedebiliyorum. ancak bu hareketinizi ne unuturum, ne de unuttururum.

    bu ulkenin en buyuk degerlerinden birine saygi gostermeyi bilmiyorsan, biz ogretecegiz disney+.

    edit: birkac dm aldim, onur duydum. oncelikle onlar icin tesekkur ederim. bir diger konu ise: ermeni diasporasi ile ilgili degil mevzu diye dm'ler gelmis. evet, degil. bunu da dijital bir ekosistemde yer aldigim icin biliyorum. ancak mesele o degil. mesele ataturk'un itibarsizlastirmaya calisilmasi, diasporanin eline istemeden de olsa koz verilmesi. nereden tutarsaniz tutun ana sorumlusu yine disney+ tr, kusura bakmayacaklar.

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.

  • atmaya başlamıştır.

    --- spoiler ---

    1-40 yaşından genç kardeşlerim, bugün size öyle şeyler anlatacağım ki gerçekten deli olacaksınız. size devamlı namusu aldığı maaş kadar olan gazetecilere, siyasilere, devlet adamlarına (orijinaller baş tacı) ve bana neden güvenmemeniz gerektiğini yaşanmış olaylarla anlatacağım.

    2-şahsen bu anlatacağım olayların içindeki asli figürlerden bir tanesi de benim. bugün size akrabam olan mehmet cengiz’i anlatacağım. beşli çeteye böylelikle ilk selamımızı vereceğiz. lan omurgasız ertuğrul özkök, mehmet cengizle röportaj yapıp yalakalıktan diyordun ya...

    3-...”ben size çete denmesine çok üzülüyorum.”, sen de iyi oku. 40 yaşından genç kardeşlerim, bizim esas soyadımız yamakoğlu’ydu. soyadı kanunu çıkınca dedemler peker’i, onlar ise cengiz soyadını aldılar. dedem o bölgenin en zengini olan ahmet yamak ağa’ydı.

    4-dedemi araştırırsanız kurtuluş savaşı’ndaki çetecilik faaliyetlerine olan katkılarını görürsünüz. mehmet cengiz’in babası sultan amca sülalede sevilen, maddi durumu iyi olmayan, dedemin yardımcısı bir kişiydi. mehmet cengiz’le benim akrabalığımın tam olarak tanımı budur.

    5-ben bolu cezaevi’nden tahliye olduktan sonra diğer bir akrabamız olan zafer salman tarafından daha sık görüşmemiz sağlandı. ben devlet ricalinin isteği üzerine 1997-1998 senelerinde bulgaristan ve romanya’ya bazı çalışmalar yapmak için gönderildikten...

    6-...sonra türkiye’de mesut yılmaz başbakanlığında, gazetecilerin cazgırlığıyla temiz toplum yaygarası ülkeyi inletiyordu. beni de bu hikayede sermaye yapmak istediklerini gıyabımda tutuklama kararı çıkardıklarında anladım. özel bir uçak çağırarak türkiye’ye döndüm.

    7-benim çok büyük bir hata yaptığımı, bir daha tahliye olamayacağımı düşünüyorlardı. benim rahatlığım ise herkesi şaşırtıyordu. burdan sonrasını çok iyi dinleyin. kırmızı başlıklı kız ve kurtun masalındaki kırmızı başlıklı kızın durumuna milletçe nasıl...

    8-...düştüğümüzü iyice öğrenin. mesut yılmaz’ın macaristan’a kumar oynamaya gittiği, orada dayak yediği haberleri bir anda ülkenin gündemini değiştirmişti. başbakan mesut yılmaz kumar oynamaya gitmedim diyordu. çünkü merkez sağ partisi olduğu için dindar kesimin oylarını...

    9-...kaybetmek istemiyordu. ben teslim olduğumda ülkenin gündemi bu konuyla çalkalanmaya başladı. çok saygı duyduğum, o dönemki rahmetli milletvekili enis sülün’ün aracılık yaptığı yazıldı söylendi. irtibatta olduğum devlet görevlilerinin şemaları yazıldı söylendi.

    10-bugün itibariyle son yapacağım paylaşıma kadar geçecek isimler, konular, hepsi birbiriyle bağlantılı. lütfen her satırı dikkatli okuyun (organize şubenin yaptığı o şemadaki isimlerle ilerideki paylaşımlarımızda sık sık karşılaşacağız). bayrampaşa cezaevi’nde...

    11-...yatarken yine bir el devreye girdi, “bayrampaşa cezaevi’nde sedat peker krallığı” haberleri bir anda ülkenin gündemi oldu. cezaevleri genel müdürü suat ertosun cezaevine gelerek incelemeler yaptı. istanbul başsavcısı, mekanı cennet olsun, ferzan çitici cezaevine gelerek...

    12-...benimle görüşme yaptı. cezaevi benim kontrolümde olduğu için, gitmem için üç tane cezaevi önerdi. pazarlık sonucunda ben başka bir cezaevini söyleyerek orayı kabul ettirdim (cezaevinde isyan çıkmaması için benim isteğimi kabul ettiler). kırşehir cezaevi’ne gidince...

    13-...bazı sebeplerle mesut yılmaz’a düşman olan süleyman demirel’in akrabası kamuran çörtük’ün kulağına gidecek şekilde bahsi geçen mesut yılmaz’ın kumar oynadığı kasetinin bende olduğunu ayrıca da başka videoların ve belgelerin bende olduğunu belirtecek haber yolladım.

    14-şu an da olduğu gibi her şey planladığım gibi gitti. kamuran çörtük mesut yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince mesut yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde kırşehir cezaevi’ne mehmet cengiz’i yanıma ziyarete yolladı.

    15-ben de kasetin doğru olduğunu ancak kamuran çörtük’e vermediğimi söyledim. mehmet cengiz, mesut yılmaz ve turgut yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). mesut yılmaz ve...

    16-...bakan cavit kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü mehmet cengiz istanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. yaptığımız pazarlık mehmet cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi...

    17-...edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi. anlaşma sağlandı. ilk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan zafer salman vasıtası ile teslim aldım (paralar mehmet cengiz tarafından zafer salman’ın hesabına gönderildi...

    18-...bir kısmı da zafer salman’a elden teslim edildi.). o dönem mesut yılmaz’ın yakını olan, devlet güvenlik mahkemesi’nin başsavcısı olan engin baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim. aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken,.

    19-...o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti. bütün herkes bu nasıl olur dedi. lan kablamalar, lan tırrekler, sedat peker bilgileri fütü’den alıyor diyenler; o tarihlerde fütü emekleme aşamasındaydı, ben hem türkiye’nin...

    20-...hem de birçok ülkenin dengelerinde yer alıyordum. noldu lan kablamalar? fütü kim lan dediğimde bazıları bana megaloman olduğumu söylemişti. tamam biraz megalomanım, ancak fütü’nün çırak olduğu dönemde ben ustaydım. o zaman da maaşı namusu kadar olan gazeteciler vardı.

    21-hem de onlara da prim verilirdi. tüm halkı temiz toplum masallarıyla uyutmaya devam ederken biz devrin başbakanıyla bu filmleri çeviriyorduk. bu hikayeyi tüm türkiye ilk defa öğreniyor (bana lütfen inanın, temiz toplum diye bir şey yoktur...

    22-...çünkü insan kirlidir. sadece güzel kandıranlar vardır.). bu sahtekar ertuğrul özkök varya, o tarihteki temiz toplum projesinin başında o vardı. o zaman da prim alıyordu, şimdi de prim alıyor. mehmet cengiz telefon konuşmasında milletin a...na koyacağız diyor,..

    23-.bu ülkedeki tüm fakirleri kurtaracak vergi borçları siliniyor, ülkenin bütçesinin neredeyse yarısını beşli çetenin diğer dört ailesiyle beraber çalıyorlar, halen daha “size çete denmesini ben tasvip etmiyorum” diyor. daha bitmedi. ben size mehmet cengiz’i ve cengiz ailesini..

    24-...anlatacam. yalnız twitter’da bir anda 25 tweet yayınlanabiliyor. lütfen, bakın lütfen tembellik yapıp okumamazlık yapmayın. ben namus sözü verdim diye, akit yaptım diye azrail’in ışığında cezaevi parmaklıklarının gölgesinde bunları anlatırken eğlence olsun diye okumayın.

    25-bakkalınıza anlatın. berberinize anlatın. manavınıza anlatın. kasabınıza anlatın. birilerine anlatın.bu 25 tweetlik serinin haricinde birazdan mehmet cengiz’i anlatan yeni tweetler atacağım.onlar da çok önemli. lütfen okuyun okutturun. söz namus ise sizin için de söz namustur.

    26-40 yaşından genç kardeşlerim, bu mehmet cengiz ile ilgili ilk yayınladığım 25 tweetin devamıdır. ben cezaevinden tahliye olduktan sonra mehmet cengiz’in yazıhanesinde turgut yılmaz bey ile tanıştık. kendisi akıllı ve bir duruşu olan insan. gerçi sonraları bana biraz...

    27-...kötülük yaptı, tayyip bey’i pınarhisar cezaevi’nde ziyaret ettiğim ve bazı sebepler için. ancak bunlar başka bir paylaşımın konusu olacak. inşallah video çekmeye başladığımda bunları konuşacağız. bazıları diyorlar ki “niye şimdi söylemiyorsun?” lütfen kusura bakmayın...

    28-...twitter alemini biraz öğrendim. burası genelde eğlence arayanların yeri ancak size de vefasızlık yapmak istemem. youtube’da yayınladığım videolarla oluşan ateşin sönmesini siz engellediniz. ancak sizin yapabildiğiniz, ateşin köz halinde yanmasını sağlamak oldu

    29-seçim öncesi youtube’da yapmayı planladığım videolarla ben yapmam gerekeni yapacağım. neyse konumuza geri dönelim. bu video krizini hallettikten sonra mehmet cengiz’in yükselişi durdurulamaz bir hal aldı. öyle ya kahraman oldu. tabii ki sizler şu ana kadar bilmiyordunuz.

    30- ancak başbakan mesut yılmaz’ın, aslında ise ülkeyi yöneten turgut yılmaz’ın kahramanı oldu. tabii o zamanki dönemlerde 5 milyon dolar büyük para. ilk olarak simteli satın aldım. 10 yıldır kendisi ile görüşmediğim menajer olgun aydın’ın üzerine aldım...

    31-...(geçmiş zaman ama yanlış hatırladığımı zannetmiyorum). hatta o tarihlerde akşam gazetesi’nde ekonomi yazarı olan güler kömürcü, sedat peker simteli satın alıp koç ailesine rakip oldu diye bir haber yapmıştı. simteli satın aldık ancak bankalar korktuğu için bizimle...

    32-...çalışmıyordu. yine mehmet cengiz’i ziyaret ettim, durumu anlattım. kendisi bankasya’nın genel müdürü ali fuat taşkesenlioğlu’nu aradı. simtel adına ilk 500 bin dolarlık alım kredisini bankasya’dan aldık. 40 yaşından genç kardeşlerim, bankasya’ya para yatıranlar...

    33-...fütücü diye cezaevine koyuldu. bankasya’nın 16 sene genel müdürlüğünü yapan ali fuat taşkesenlioğlu spk’nın başına geçip borsayı yönetti. mehmet cengiz türkiye’nin en zengin iş adamı oldu. kültür bakanlığı’nın organizasyonu ile türklük hakanı ödülünü alan ben ise...

    34-...çocuklarımla beraber binlerce kilometre uzakta gurbette yaşamaya mahkum oldum. bu nasıl namus? bu nasıl şeref? bu nasıl onur? parası olan fütücülere dokunmayacaksın, 16 sene bankasya’nın genel müdürü olan kişiyi spk’nın başına getireceksin, mehmet cengiz’i...

    35-...(milletin a…na koyan) türkiye’nin en zengin iş adamı yapacaksın. hani lan namus? hani lan şeref? siz devletin namusunu kirlettiniz. sadece burda kalsa iyi. ali fuat taşkesenlioğlu’nun kız kardeşi zehra taşkesenlioğlu’nu erzurum milletvekili yapacaksınız (daha bitmedi).

    36- ak parti erzurum milletvekili zehra taşkesenlioğlu’nun kocası ünsal banı türk hava kurumu üniversitesi’nin rektörü yapacaksınız (diplomaları para ile sattığı için, soruşturma geçirdiği için görevinden ayrıldı). ayrıca ünsal banın ilk eşi amerika’da. hakkında...
    37-...fütü soruşturması olduğu için türkiye’ye gelemiyor. tüm bunlar ortadayken fütü ile mücadele ediyoruz diye milleti kandıracaksınız. siz delisiniz lan. siz manyaksınız. onu da anlatacam. vallahi anlatacam billahi anlatacam. 40 yaşından küçük kardeşlerim; 2 ay önce...

    38-...görevinden ayrılan spk başkanı ali fuat taşkesenlioğlu, ak parti erzurum milletvekili zehra taşkesenlioğlu, onun kocası ünsal banın isimlerini lütfen unutmayın. borsa dosyasını açtığımda bu kişileri ses kayıtları ile whatsapp yazışmaları ile daha yakından tanıyacaksınız.

    39-söz namus. mehmet cengiz @yilmazsozcu abiye tazminat davası açmışsın. bu benim anlattıklarımla ilgili de tazminat davası açsana. beni yalanlasana. varlığı ile onur duyduğum @yilmazsozcu abiyi tanımıyorum ancak benim kırmızı çizgim. görüşeceğiz. vallahi görüşeceğiz.

    40-twitter ahalisi ben artık sizi tanıdım. siz magazini ülkenin yağmalanmasından daha çok seviyorsunuz. mecburen sizi de mutlu etmek için bir şeyler anlatayım. mehmet cengiz’in çok uzun yıllar süren bir sevgilisi vardı. mehmet cengiz kıza bir ev hediye almıştı.

    41-kızın ismini söylemem bana yakışmaz ancak evi o dönemki sağlık bakanı’na yakın olan, ünyeli ancak düzce’de yaşayan bir iş adamının üzerine aldı. kızdan ayrıldıktan sonra kıza evi vermeyince kız bana ulaştı (yüzyüze görüşmedim). bunca yıldır ona arkadaşlık yaptım...

    42-...evi bana vermiyor deyince yine ortak akrabamız olan zafer salman’ı çağırıp “bu olay konuşuluyor, sülalemizin itibarını düşürür evi kıza versin” dedim. evi kıza verdiler. rezilliği görüyor musunuz? ya ülkeyi yağmala bir taraftan da bunca sene takıldığın kıza...

    43-...aldığın evin tapusunu verme (twitter alemi nasıl bu magazin haberi hoşunuza gitti mi?). neyse ciddi konulara geri dönelim. mehmet cengiz duayen gazeteci sabahattin önkibar’la bundan bir sene önce görüşüp “sedat peker’le 30 senedir hiç görüşmedim”demiş.

    44-cezaeviden çıktıktan sonra ben sizin holding binasına gelmedim mi (baz istasyonu kayıtları çıkar elbet)? hem senin hem kardeşin ekrem cengiz’in telefonundan kaç kere görüşmedik mi? ziyarete geldiğimde yanındaki arkadaşlara dağıtırsın diye 200-300 bin dolar...

    45-...hediye vermedin mi? beni yalanlasana. bu haberleri yapan gazetecilere dava açsana. babanız sultan amca öldüğünde mezarlıkta görüşmedik mi (resimler var)? türk-islam kültüründe bir insan öldüğü zaman onun evlatları mezara girip onu mezara yerleştirmez mi? mezarın...

    46-...içinde üç kişi vardık. iki oğlu bir de ben. yani evladı kadar yakınım (resimleri var). hani biz 30 senedir görüşmemiştik? hadi beni yalanlasana. yalanlayın da. 40 yaşından genç kardeşlerim, mehmet cengiz ile aramız bir dönem kötü oldu. 2000’li yılların başlarında...

    47-...rize’ye ziyarete gittiğimde yerel gazeteciler yerel televizyoncular etrafımı sardığında, mehmet cengiz ile ilgili soru sorduklarında “devleti soyan benim akrabam değildir. onlar devleti soyuyorlar o yüzden akrabam değiller.” dediğim konuşmamın bantlarını niye toplattırdın?

    48-2004 yılında ben cezaevine girince türkiye’nin önemli kulüp başkanlarından biri araya girip bizi barıştırmadı mı? önümüzdeki zamanlarda turkcell hisselerinin halka arzı yapılacakken, basında temiz toplum çığlıkları atılırken senin iş büronda yaptığımız görüşmeleri...

    49- ...konuşmayacak mıyız? 40 yaşından küçük kardeşlerim şu ana kadar okuduklarınızdan anlaşılacağı üzere temiz toplum masallarına kanmayın. siz bu hikayedeki kırmızı başlıklı kızsınız. televizyonda anlatılan masallara inanmayın. tartışmacı görüntüsünde olan primcilere...

    50-...asla inanmayın. ekrem cengiz, remzi gürle beni görüştürdün sağolasın (7. videoda remzi gür detayı). bunları da video çekerken konuşacağız. video çekerken son yıllarda gerçekleşen birçok şeyi de konuşacağız. mehmet cengiz unutma konuşacağız. yenileceksiniz !

    --- spoiler ---

    kaynak

  • + canım ben atlıyorum, aşağıda görüşürüz :)
    - peki.
    + hayda, noldu şimdi ya?
    - bir şey yok. iyi atlayışlar.
    + ya noldu? atlayacağım atlayamıyorum. neye bozuldun?
    - önemli değil. atla sen, sonra konuşuruz.
    + aşağıdan, "atla yoksa oksijenin bitecek" diyorlar atlamam lazım.
    - gözünde hiç değerim yok, değil mi?
    + ne alakası var, nereden çıkardın şimdi bunu?
    - o kadar yüksekten twit atarken oksijenin bitmiyordu ama :s
    + ona mı takıldın sen şimdi? görmemişim mesajını, kapsüle binerken telefonu sessize almıştım.
    - boşver, atla sen bak milyonlar seni izliyor.
    + bak içim rahat değil ama atlamam lazım, sonra konuşalım tamam mı?
    - boşver, konuşacak bir şey de yok zaten...

  • akp’ye oy veren seçmen türkiye yabancı bir ülkeye satılsa veya rte canlı yayında türk bayrağını yaksa bile kesinlikle pişman olmayacaktır.

  • bu konu hakkindaki dusuncelerim su sekilde:

    - oncelikle bu konuyu detayli arastirdigimi soyleyeyim. siz olmeden "beni dondurun" demeniz yasal olarak mumkun degil. yani bu islem ancak siz oldukten sonra yapilabiliyor. legally dead oluyorsunuz bu durumda. mirasiniz paylasiliyor. hatta bu sirketlerin odemesini hayat sigortaniz yapabiliyor beneficiary olarak sirketi gosterirseniz. siz aylik bir uyelik ucreti oduyorsunuz ve sirketin istedigi tutarda hayat sigortasi yaptiriyorsunuz. oldukten sonrasi icin 2 dondurma paketleri var biri beyin dodnruma digeri ful dondurma. beyinden de beni uretebilirler diyenler daha ucuz olan bu paketi secebiliyorlar. ful icin 200k$ sadece beyin icin 80k$'lik hayat sigortasi yaptirmaniz gerekiyor.
    - bir gun sadece tek bir kromozomunuzdan sizi tekrar olusturabileceklerine inaniyorum. teorik olarak mumkun. tabii bu bir gun 50 yil sonra mi olur 5.000 yil sonra mi bilemiyorum.
    - bir gun olumsuzlugun de kesfedilecegine inaniyorum. tibbi metodlar ile curumem engellenebilir.
    - ustteki 2 madde nedeniyle olayin teknik yaniyla ilgili bir problemim yok.
    - asil sorun bu sureci kim yonetecegi konusunda. simdi alcor diye bir sirket cikmis. sirket dedigimiz sey 500 yil sonrasi icin pek guvenilir bir sey degil. default risk diye bir sey var bir sirket hissesini alirken, 1-2 aylik zamanlar icin bile bu riski dusunuyorsun. koskoca lehman gitti, alcor mu gitmeyecek? belirsiz bir zaman diliminden bahsediyoruz ne belli 50 yil sonra "battik biz kardesim bu donmus tipleri daha fazla preserve edemeyecegiz" diyerek dukkani kapatmayacaklari. yasal olarak da olusun sonucta. kaldi ki ben bu sirkete kredi veriyor olsam "highly risky" olarak nitelendiririm. benden toplam 200 bin $ para aldi ve bu hizmeti belki de sonsuza kadar sunmak durumunda. e bunun nitrojeni var, elektrigi var :) bu is bekledikleri kadar yakin olmassa ne olacak?
    - hadi daha gencim 30-40 yil filan olmem bir aksilik olmassa. kilo verir, sigara birakir bir de saglikli beslenirsem 50 yil olur belki de. bu surecte bu isler gelisir, devlet garantisi filan olursa, bir de triple a rating'li vs bir devlet garanti veriyorsa belki bu sirketin batma riski goz ardi edilebilir.
    - fakat ayri bir problem hakkinizi savunacak kimse olmamasi. yani resmen olusunuz. atiyorum sirket "ulan 3000 kisi donmus bekliyor, dunyanin masrafi biz bunlardan bazilarini gomelim veya revive process'i basarisiz oldu diyip sallayalim" derse ya da garantor vs olan devlet bir gun cryonics sirketlerine "200 yildan once dondurulmus bu arkadaslari canlandirmaniza gerek yok. zaten nufus problem, bir de bunlar sosyal sorun olacak dil bilmez, yol bilmez" derse oturup sizin adiniza dava acacak, isinizi takip edecek kimse olmayacaktir ortada. kim tarih oncesinden kalma biri icin ugrasir ki? hadi 50-100 yil icinde bu revive teknolojisi gelisse torun torba kucuk bir ihtimal ugrasabilir ama acikcasi hepimiz biliyoruz ki michael jackson vb. degilseniz bundan 200 yil sonra mezarinizin yerini bilen kimse kalmayacak. donmus sizle niye ugrassin herhangi biri?
    - bir de olayin öldüğün an müdahele edilme gereksinimi var. oleceginizi anlayinca arayin gelip bekleyelim diyorlar. yok artik.
    - simdi best case'te 300 yil sonra revive teknolojisi bulundu diyelim, ustune sirket de duruyor, siz de hala donuksunuz. sirket de delikanli cikti, sizi canlandirdi. burada da cok ciddi baska bir problem ortaya cikiyor. simdi 300 yil oncesinden birini sokaga bir salmayi deneyin bakalim :) bu 300 degil belki de 500 olur. bir de teknoloji exponential olarak gelisiyor. son 100 yilda yapilan kesiflerin toplam finansal degeri, son 1000 yildakilerden daha fazladir herhade. bu demektir ki 300 yil sonra resmen hayvan gibisiniz belki milletin evde besledigi maymunlar filan sizden daha zeki vs. yani hadi arkadas yok, aile yok, coluk cocuk yok, anne yok, baba yok, 5 kurus para yok, bir meslek yok is yok guc yok kismini gectim. tekrar baslariz diyebilir cogu kisi. fakat tekrar baslama ihtimaliniz de yok. belki ilk revive edilenlerden olursaniz anilarinizi anlatir ilgi cekersiniz de bu is madem basariyla tuttu sizin gibi cok olacaktir. resmen multeci olursunuz valla. bir de hafizanizi tamamen kaybetmis olarak da geri gelebilirsiniz ki bu en kotusu. resmen bok gibi bir yeni hayata merhaba diyorsunuz.

    acikcasi ilk 2 maddede soyledigim notlardan dolayi kendimi oldukca sanssiz hissediyordum. sonucta olumsuzlugun bulunacagi nesilleri bir kac yuzyilla kacirdigimizi dusunuyorum sadece. bu dusuncem nedeniyle bu olay ilgimi cekmisti. ama biraz alcor'da faq filan okuduktan sonra teorik olarak ok fakat pratikte kesinlikle infeasible gordum bu sureci.

    belki 500 milyon $'im olsa," ne olacak oldugum zaman mezara gömeceklerine dondursunlar hele bir bakalım" diyerekten istedikleri parayi gomerdim buraya. 5 milyon $ da para verip bunu beni canladirana kadar finansal degerini koruyacak sekilde (amerikan hazine bonosu filan alsinlar 50 yillik, maturity'si geldikce yine alsinlar) degerlendirin o zaman alacagim derdim (kesin vardir boyle yan servisleri). ama su an oldukca mantiksiz gorunuyor. zaten faq'larini okudugumda "ruh bedenden ayrilmiyor mu?" "yok ayrilmaz o oldukten 15 dakika filan sonra ayriliyor biz hemen donduruyoruz" seklinde inanilmaz mantiksiz seyler gordum. en ufak bir guven vermediler.

    bu haliyle acikcasi bu islem ve bunu yapan alcor sirketi hakkinda tek bir yorumum olabilir: umut tacirleri

  • iki kişi boğuşurken patlayan silah sonucunda iki tarafın da birden gözlerini faltaşı gibi açması ve kimin öldüğünün anlaşılması için bir sonraki bölümün bekletilmesi.

  • dersinde 'belirlenmiş sınırların' dışına çıkmak imkansız gibidir. hiçbir dersinde çözülmemiş bir problemden bahsettiği görülmez. araştırılmayanı araştırmaya teşvik etmez.

    "bu neden böyle" sorusuna "çünkü öyle" cevabını verecek bir profil çizer.