ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi sözlük'te etobur ve otobur yazar istemiyoruz
-
(bkz: ne yiyem mahmut mu yiyem)
enflasyondan dolayı üzgünüz
-
enflasyon sebep üzülmek sonuç.
jose ernesto sosa
-
olayla ilgili duyduğum en realist yorum;
"eşin korkuyorsa eşinden ayrıl amk beşiktaş'tan niye ayrılıyon?"
ahdhfjsnfjgnddgagfjf
glastonbury festivali
-
bu yaza kadar bilmem kaç yıllık hayalimdi, bu yaz ilk defa gittiğim festival oldu.
gittik geldik, "yediğin içtiğin senin olsun, neler gördün anlat" diyenlere anlatmaya çalıştık. sağa sola yazdım ama izlediklerimi bir parça da paylaşmış olayım dedim. işbu videolar bunların belgesidir. ilk başta "izlediğim her grubu 30'ar saniye çekeyim, onları birleştiririm" diyordum, sonra olmadı, olayı başka bir şeye çevirdim. 24 dakikalık, iki parçalık bir iş oldu. sözlüğe not düşmek olsun.
my glastonbury
1. bölüm http://www.youtube.com/watch?v=tzrfwqjnl2y
2. bölüm http://www.youtube.com/watch?v=81fpx9tulsc
don't look up
-
başkanın oğlunu danışmanı yapması bana bir şeyler hatırlattı :)
radyo kültürünün unutulması
-
yakın gelecekte olası gelmeyen olay. eğer gerçekten öyle olsaydı, yerel radyolar kapanırdı. radyoyu diri tutan, insanların paylaşma ihtiyacı. yani radyoyu açtığında teoride 85 milyon insanla aynı anda, aynı şeyi dinliyor olabilirsin mesela. spotify ya da benzerleri etkileşimi sağlamaya çalışıyor ama radyodaki gibi aynı anda milyonlarca kişinin aynı şeyi dinlemesi hissini sağlayamaz. aynı şeyler insanın muhabbet ihtiyacı için de geçerli. podcast olayı canlı yayınlanan bir radyo programının yerini tutmaz. hatta programın radyodan yayınlanan tekrarının yerini bile tutamaz. daha kamyon şöforleri, dolmuşlar, yaşlılar, köyde yaşayanlar, akıllı telefona sahip olmayanlar, arabasında teyp olanlar gibi nice grup insan radyo müdavimi.
tabi itiraf etmek gereken şey, radyo kültürünün zayıflaması olabilir. o da normal, çöplerde bile tüplü televizyon bulabildiğin, youtube, netflix gibi binbir türlü izlence ortamının olduğu bir durumda, spotify gibi uygulamalar ve sayamayacağım binbir alternatif yüzünden radyo kültürü epey zayıfladı.
edi: imla
92 yıllık türkiye cumhuriyeti'nin en cesur hamlesi
-
(bkz: kıbrıs barış harekatı)
"biz milliyetçiliği duvarlara değil, kıbrıs'ta beşparmak dağlarına, afyon'un haşhaş ovalarına, ege'nin mavi sularına yazmışız!"
taksim gezi parkı işgaline katılan türbanlı kız
-
başörtüsü takmayıp aynı eyleme katılan kızdan farkı olmayan kızdır. duyarlıdır birçokları gibi vicdanını örtmemiştir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"futbol seven kız tamam güzel ama 2004'te antep deplasmanında penaltıyı vermediği için cem papila'ya kızgın olan kız biraz tuhaf gibi"
kanuni ve erdoğan arasındaki mucizevi benzerlik
-
recep tayyip erdogan universitesi tarih bolumu ogretim gorevlisi yrd.doc.dr. oktay yavuz'un yaptigi arastirma sonucu ortaya cikan inanilmaz benzerlik. turk milletinin gelmis gecmis en buyuk iki lideri arasindaki bu benzerliklere sasmamak gerekir aslinda:
erdogan'in belediye baskani seçildiği yıl 1994.
kanuni'nin bas sehzade seçildiği yıl 1494
erdogan'in boyu 1.86
kanuni'nin de boyu 1.86
erdogan'in kilosu 84
kanuni'nin de kilosu 84
erdogan'in kan grubu ab rh-
kanuni'nin kan grubu da ab rh-
erdogan'in basbakan olduğu yıl 2003.
kanuni'nin padisah olduğu yıl 1503.
erdogan'in sag kolunun adi suleyman (suleyman soylu)
kanuni'nin sag kolunun adi erdogan idi. (merkepli erdogan pasa)
kanuni'den once padisah olan yavuz'un doğum yılı 1448'di.
erdogan'dan once basbakan olan abdullah gul'un doğum yılı 1948.
kanuni de ata binmekten hoslanmazdi.
kanuni'nin de biyiklari tirtila benziyordu
her iki liderin de basurdan muzdarip oldugu biliniyor.
kanuninin de sesi hastalaninca arap baciya benziyordu.
kanuni'nin de ogullarindan biri super zekaliydi.
ve son olarak...
erdogan'in en sevdigi saray dolmabahce
kanuni'nin en sevdigi yemek dolma!
doların yükselme sebebi 2001 krizi
-
yok, lidyalılar.
hayatta öğrenilenler
-
anne ve babanı asla ihmal etme!.
rte'nin ekrem imamoğlu'na fetö'cü demesi
-
akp genel başkanı rte'nin (ak) gençlerle yaptığı iftar tiyatrosunda, bir soru üzerine 26. dakikada "... ve derdimiz şudur; bu ülkede inancından etnik yapısından, bölgesel, dinsel ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir türkiye..." diyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=1574)
aynı rte, 10 dakika sonra başka bir soru üzerine istanbul halkının çoğunluğunun oylarını alarak ibb başkanı seçilen ekrem imamoğlu için; "...haa bir şey yaptılar, ne yaptıklarını söyleyeyim, hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. bu da fetö terör örgütünün uygulamalarından. beyefendi de (ekrem imamoğlu) bu uygulamayı samanyolu'nda çalıştığı için oradan biliyor." diyerek devam ediyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=2198)
ülkenin cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir zaat halkın çoğunluğunun oylarını alarak seçilen bir kişinin, belediye'deki usülsüzlüklerin ortaya çıkarılması için aldığı bir kararı fetö eylemi olarak nitelendiriyor. durmuyor, ve bu kişinin eskiden fetö çalışanı olduğunu ve bu eylemi fetö kurumlarında öğrendiğini söylüyor. ve işin trajik boyutu bu iftiraları ramazan ayında bir iftar organizasyonunda sarfediyor. akp genel başkanı, hassasiyet göstermiş ve en azından iftirayı iftar sonrasında atarak orucunu sıkıntıya sokmamış (!). siyasi menfaat uğruna, 3-5 oy için bu kadar düşmeye değer mi?