ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tarihi değiştiren cümleler
-
"efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz"
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
herşey güzel giderken hiçbir sıkıntımız olmazken ,sene 2000 türkiye nin mali kriz geçirdiği, doların alıp başını gittiği, esnafın kepenk kapatmaya başladığı bir dönemdeyiz. babamda dolarla bir araba almış dolar birden artış gösterince de onu ödeyemez hale gelmişti işler iyi gitmemişti. ben o sıralar öğrenciyim daha yeni gelmişim eskişehir e yurtta kalıyorum işte derslere gidip geliyoruz okuyoruz ediyoruzz . ben tabi yeni bir şehre gelmişim ortama daha yeni alışmışım kendimi yalnız hissediyorum sevdiklerimi özlüyorum böyle bir bocalama devresindeyim falan herşey ilk başlarda güzel giderken babam yurt parasını ödemekte ve bana harçlık göndermekte zorlanmaya başlıyor. öğrencilikte idare ediyosun bi şekilde sadece yumurtayla beslen, sadece makarnayla beslen farketmiyor. ama zamanı gelince yurt sorumlusu ödemenin geciktiğini her ay tekrarlayınca sende de motive kalmıyor . sonra bir gün telefonla konuşurken anneyle eve haciz geldiğini öğreniyosun başka problemlerin olduğunu öğreniyosun. kalkıp memlekete gittiğin bir gün yine haciz memurlarıyla karşılaşıyosun hatta aynı gün babam kredi alacak bankadan, eve de exper gelecek annem haciz memurunu exper zannedip buyrun buyrun diye içeri davet etmişti (sonradan buna çok güldük) baktım olmuyor 1 sene sonra ben okuldan ayrıldım. toparlanmak zorundaydık o sene annem emekli oldu mecburen çünki emeklilik parsını borçlara vermek zorundaydık. sağlık problemlerimiz çıkmıştı ortaya ve de üstüne üstlük 5 senelik sevgilim benden ayrılmıştı kısacası hayatın dibinde olduğumuz bir dönemdeydim.markete gittiğimizde elimizde hesap makinasıyla alışveriş yapardık sadece temel ihitiyaçlar alınırdı. öyle her beğendiğimizi sepete atamazdık artık. bu süreci geçirmek uzun zaman aldı herşeyi düzene sokabilmek, tabi bu ailemizin birliği beraberlği sayesinde oldu. sonra ben tekrar başka bir üniversiteye girip okudum hayatıma yeni bir yön verdim işlerimizde düzeldi çok şükür şimdi eskiisnden de daha iyiyiz. ama şunları öğrendim paralı da parasız da nasıl yaşanabildiğini, dipten nasıl çıkılabildiğini, beraber olmanın güç kazandırdığını en önemlisi sabretmeyi ve savaşmayı öğrendim.
donanımhaber ölücüleri
-
garip bir zombi ordusu.
'lagash çiğköfte 3.25 bim (ss destekli)' şeklinde bir başlık açmışlar.
gerçekten de markette ürünü çekmişler, farklı kadrajlar yapmışlar. ispatı için fiş fotoğrafı yayınlamışlar. başlığa 280 cevap gelmiş, 8260 de görüntülenme sayısı var.
altında tartışmışlar iyi mi kötü mi diye, gidip kazıkçı yerlerden dürüm alalım mı denmiş, gidip bulamayanlar üzülmüş, şube tarif edenler olmuş, 7 bim gezdiğini söyleyen var, x şehirde var mı soran var...
"aldım ve dışarıda satılanlara 10 basar.
tadı stabil
soslar mükemmel
gramaj çok iyi
lavaş yok olmasada olur.
tadı ve kıvamı muhteşem."
şeklinde bir yorum var. bim genel müdürlüğünü arayıp istekte bulunmak için kampanya başlatan telefon veren var...
(bkz: tadı stabil)
klavyeyi ters çevirip masaya vurunca dökülenler
-
geçen babam çıktı. sarıldık, hasret giderdik.
pitbulla sokağa çıkan vatandaşa ceza kesilmesi
-
az bile. tekrarı halinde de 1 aydan az olmamak üzere hapis cezası verilmeli. çocuk oyuncağı değil bazı şeyler.
8 rus askerini öldüren yaşlı teyze
-
akla şu hikayeyi getiren teyze...
“emlak bürosunun önünde kırmızı, spor bir araba durdu. arabadan inen şişman adam,büroya doğru yürüdü.sıcaktan ter, ince elbisesinin üstüne kadar çıkmıştı.50 yaşında görünüyordu.yüzü heyecandan kızarmış,fakat kısık gözlerindeki kararlı,donuk bakış değişmemişti. içeriye girince başıyla selam verdi.
"bay hacker?"
aaron gülümseyerek,"evet benim,sizin için ne yapabilirim.bay..?"
şişman adam,"dill" diyerek kendisini tanıttı."zamanım çok az,hemen konuya girsek iyi olacak." dedi.
"benim için de iyi olur bay dill.ilgilendiğiniz belli bir yer var mı?"
"doğrusunu isterseniz,evet. kasabanın kenarındaki eski bina."
"sütunlu ev mi?"
"ta kendisi.yanılmıyorsam üzerinde satılık tabelası var."
aaron kuru bir sesle,"evet." dedi. bizim satış listemizdedir. "kalınca bir defterin yapraklarını karıştırdı.sonra daktilo ile yazılmış bir sayfayı işaret etti:
"160 yıllık bina. 8 odası, 2 banyosu, otomatik gaz fırını, geniş terasları, çevresinde ağaçları var. çarşıya, okula yakın. 750.000 dolar." diye okudu ve ekledi:
"hala ilgileniyor musunuz?"
adam oturduğu yerde rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. "neden olmasın. olumsuz bir yanı mı var?"
aaron, "aslına bakarsanız," dedi. "bu evi defterime yalnızca yaşlı sade grim'in hatırı için kaydettim. ev asla onun istediği kadar etmez. uzun zamandır onarım görmemiş çok eski bir binadır. kirişlerden kimi bir kaç yıl içinde çökecek durumda. bodrumu ise yılın yarısında su ile doludur."
"öyleyse sahibesi neden bu kadar çok istiyor."
aaron omuz silkti. "herhalde kendisi için manevi değeri olacak. çok eskiden beri ailesine aitmiş."
şişman adam gözlerini yerde gezdirdi. "bu çok kötü." dedi. başını kaldırıp aaron'a baktı ve çekingen bir biçimde gülümsedi.
"hoşuma gitmişti. o,nasıl söylesem bilemiyorum , tam aradığım evdi."
aaron güldü."100.000 dolara belki iyi bir alışveriş olurdu ama,750.000 dolara...sanırım sade'in düşüncesini de anlıyorum. hiç bir zaman fazla parası olmadı. kendisine kentte çalışan oğlu bakıyordu. sonra adam 5 yıl önce öldü. onun için ev satmanın akıllıca bir iş olacağını biliyor. fakat gönlü bir türlü evden ayrılmaya razı olamıyor. bu yüzden eve kimsenin almaya yanaşamayacağı bir fiyat koyuyor. böylece kendini avutuyor." üzgün bir ifade ile başını salladı. "dünya ne kadar garip değil mi?"
dill soğuk bir sesle "evet." dedi. sonra ayağa kalktı. "kendisini bulup fiyatı biraz düşürmesini isteyeceğim."
otomobilini bn.grim'in evinin önündeki yıkık dökük çürümüş tahta parmaklıkların önüne park etti. evin çevresini tümüyle yabani otlar kaplamıştı.
kapıya çıkan kadın kısa boylu, beyaz saçlı idi.yüzündeki hatlar, küçük inatçı görünüşlü çenesine kadar iniyordu. havanın sıcak olmasına karşın sırtında kalın, yün bir örme hırka vardı.
"bay dill olmalısınız."dedi, "aaron hacker buraya gelmekte olduğunuzu telefonda söyledi. içeri girmez misiniz?"
dill, "içerisi korkunç derecede sıcak." diye söylendi. "öyleyse içeri girin. buzluğa biraz limonata koymuştum.içeriz."
içerisi loş ve serindi. pancurlar kapatılmıştı. eski tarz geniş koltuklarla döşenmiş büyük bir salona girdiler. yaşlı kadın ellerini sıkı kenetleyerek sallanan bir sandalyeye oturdu.
şişman adam öksürdü. "bn. grim,az önce emlakcınız ile konuştum."
kadın, "tümünden haberim var." diye sözünü kesti. "aaron fikrimi değiştirebileceğiniz düşüncesi ile sizi buraya yollamakla akılsızlık etmiş. doğrusunu isterseniz amacımın bu olduğuna da pek emin değilim."
"bayan grim,sizinle biraz konuşabileceğimi sanmıştım."
bayan grim sallanan sandalyesini gıcırdatarak arkasına yaslandı.
"konuşmak için para alınmaz, ne istiyorsanız söyleyin."
"evet,haklısınız. " adam beyaz bir mendille yüzünün terini sildi.
"izin verirseniz anlatayım. bir iş adamıyım. bekarım. uzun yıllar çalıştım ve iyi bir servet yaptım. artık dinlenmeyi hak ettim. yaşamımın sonlarını geçirebileceğim sakin bir yer arıyorum. burayı sevdim. bir kaç yıl önce albany'ye giderken buradan geçmiştim. o zaman bir gün buraya yerleşebileceğimi düşünmüştüm. bugün kasabadan tekrar geçerken, burayı gördüm. tam istediğim yerdi."
"burayı ben de severim, bay dill. böyle oldukça yüksek bir fiyat isteyişimin nedeni de bu zaten."
dill gözlerini kaldırıp yaşlı kadına baktı. "oldukça yüksek bir fiyat değil mi? kabul etmelisiniz ki bn.grim, bu günlerde böyle bir ev en fazla..."
"yeter." diye bağırdı kadın. "bay dill bu konuda sizinle kesinlikle tartışmak istemiyorum. eğer istediğim parayı vermeyecekseniz, üzerinden durmayalım."
"fakat,bn. grim."
"iyi günler bay dill."
adamın da aynı şeyleri yapmasını belirten bir tavırla ayağa kalktı.
fakat adam kalkmadı.
"bir dakika bayan,delilik olduğunu biliyorum ama,istediğiniz parayı ödeyeceğim."
yaşlı kadın uzun süre adama baktı. "emin misiniz, bay dill?"
"kesinlikle, yeterince param var. eğer evi satmanızın tek yolu buysa, parayı alacaksınız."
grim hafifçe gülümsedi.
"sanırım limonata iyice soğumuştur. size getireyim.siz içerken ben de evi anlatırım."
kadın elinde tepsi ile geriye döndüğünde dill yine mendille alnındaki terleri siliyordu. limonatayı zevkle yudumlamaya başladı.
yaşlı kadın sallanan sandalyesine yaslanırken "bu ev." diye söze başladı. "1902'den beri aileme aittir.kasabadaki en sağlam ev olmadığını da biliyorum.oğlum michael doğduktan sonra bodrumum su bastı. o günden bu yana da bir türlü kurutamadık. aaron bazı yerlerin çürüdüğünü de söylüyor.yine de bu eski evi severim. bilmem anlatabiliyor muyum?"
dill,"evet." dedi.
"michael 9 yaşında iken babası öldü. ondan sonra sıkıntılar başladı. michael belki de benden çok babasını özlüyordu. çok vahşi ve haşin bir çocuk olmuştu. liseyi bitirince kasabayı terk edip kente gitti. çok hırslı bir insandı.kentte ne yaptığını bilmiyorum. fakat başarıya ulaşmış olmalıydı. bana düzenli para gönderirdi."
gözleri nemlenmişti.
"kendisini 9 yıl görmedim. dokuz yıl sonra geldiğinde başı dertte idi. zayıf ve yaşlanmış bir durumda bir gece yarısı çıka geldi.yanında ufak, siyah bir valizden başka bir şey yoktu. valizi elinden almak istediğim zaman bana vurdu. bana, annesine vurdu. ertesi gün bir kaç saat için evi terk etmemi söyledi. ne yapmak istediğini açıklamadı. döndüğümde valiz ortadan yok olmuştu."
şişman adam gözlerini limonata bardağına dikmiş öylece dinliyordu. "o gece evimize bir adam geldi. içeriye nasıl girdiğini bilmiyorum. michael'ın odasından sesler duydum. oğlumun içinde bulunduğu tehlikenin ne olduğunu öğrenmek istiyordum. kapının arkasından dinlemeye çalıştım. fakat yalnızca bağrışmalar tehditler ve..."
bir an durakladı. omuzları sarsılıyordu.
"...ve bir silah sesi duydum. " diye devam etti."içeriye girdiğim zaman yatak odasının penceresi açıktı ve yabancı gitmişti. michael'ım da yerde yatıyordu. ölmüştü. tüm bunlar bundan 5 yıl önce oldu.ondan sonra polis bana olanları anlattı. michael ve tanımadığım o adam birçok suç işlemişler. bir sürü yerlerden bir kaç milyon dolar çalmışlar. michael parayı alıp kaçmış. parayı bu evde, hala bilemediğim bir yerde saklamıştı. sonra diğer adam hissesini almak için oğlumu arayıp bulmuştu. paranın yok olduğunu görünce de oğlumu öldürmüştü."
başını kaldırıp adama baktı.
"işte o zaman evimi 750.000 dolara satışa çıkardım. bir gün oğlumun katilinin döneceğini biliyordum. o bir gün gelip fiyat ne olursa olsun evi almak isteyecekti. bütün yapacağım, yaşlı bir kadının köhne evine bu kadar çok para vermeye razı olacak adamı buluncaya kadar beklemekti."
sandalyesini ağır ağır sallıyordu.
dill bardağı yere bıraktı, diliyle dudaklarını yaladı. "uf!" dedi. bu limonata çok acı..."
bakışları canlılığını kaybetti, hafif titreme ile başı, omzunun üzerine cansız bir biçimde düştü...
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
kötü alışkanlıklarla ilgili;
''hiç elma yememiş birinin canı asla elma çekmez.''
online ingilizce eğitimi
-
üç ay kadar önce online ingilizce öğrenme serüvenime başladım. bu serüvende neler denedim ve nelerin faydasını gördüm sizlerle paylaşacağım.
1- online bire - bir eğitim platformları
bu siteleri verimliliklerine göre sıralayacağım.
- preply: her sertifikalı eğitmenin kendi ücretini belirleyip 30 - 45 - 60 dakikalık dersler alabileceğiniz, ucuz (40 - 100 tl/saat) ve aşırı kullanışlı bir platform. ilk eğitime özel %70 indirim kullanabilirsiniz. ben ingilizcemi bir üst noktaya buradaki eğitimlerim sayesinde taşıdım. konu hakkında uzunca yazdığım yazımı okuyabilirsiniz. (bkz: #138464521)
- englishcentral : eğitim içerikleri kusursuz bir site ve öğretmenler kaliteli. iyi öğretmen bulmak için bir kaç sefer denemeniz gerekebilir ama bulunca da iyi ve faydalı vakit geçirirsiniz. rakibi cambly'e göre çok daha ucuz bir alternatiftir.
- cambly : ben nedense hiç bir zaman sevemedim. her zaman çok pahalı ve verimsiz gelmişti. çevremde de çok severek kullanan da görmedim. heralde çevrem de benim gibi fakir.
2- discord kanalları
faydaları: büyük discord kanalları mevcut ve bu kanallarda çeşitli seviyelere göre speaking yapabiliyorsunuz. yanı sıra sırayla okuma yapan kitap okuma kanalları da mevut.
zararları: özgüven zedeleyici durumlarda kalabiliyorsunuz. yeni başlayanlar için cehenneme dönüşebiliyor.
örnek discord kanalları : https://disboard.org/…/servers/tag/english-learning
bu board'dan istediğiniz kanalın linkini alıp katılabilirsiniz.
3- udemy eğitimleri
faydaları : konuyu çok iyi bilişsel öğrenme metodlarını kullanarak anlatan hocalar mevcut. kurallara uyarsanız ilerleme kaydedebilirsiniz.
zararları: süreklilik zor. motivasyon kaybolduğunda uzun aralar verilebiliyor.
örnek udemy kursları;
serdar hoca : anlatımı iyidir. türkçe takip edebilmesi kolaydır. bilişsel metod uygular.
ersak önler : bu işin piri diyebilirim. cümleler konusunda herşeyi 15 saatlik bir eğitim ile size sunmaktadır.
luke pridy : ingilzice olarak eğitim almak isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim.
4- video platformları
youtube bunun için cennettir. takip ettiğim kanalları aşağıda paylaştım
https://www.youtube.com/c/fklanguage
https://www.youtube.com/c/speakenglishwithtiffani
https://www.youtube.com/c/teachervanessa
https://www.youtube.com/c/learnenglishwithjessica/
podcast tavsiyeleri
- rock n' roll english
- luke's english podcast
- conan o'brien needs a friend
- ted talks daily
- the joe rogan experience
diğer kaynaklar
- sözlük : https://dictionary.cambridge.org/tr/(https://dictionary.cambridge.org/tr/)
- her konu hakkında sorular : http://iteslj.org/questions/ (a1-b1)
- genel karışık sorular : https://conversationstartersworld.com/…o-ask(a2-b2)
- ielts speaking için genel başlıklar ve sorular : https://engoo.com/…eparation/p6-s6hpmeemrul__rarmkw (a2-c1)
- konuşmak için konu başlıkları : https://ieltsliz.com/…-free-lessons-essential-tips/](https://ieltsliz.com/…-free-lessons-essential-tips/
- konuşmak için konu başlıkları : http://iteslj.org/questions/
edit: çok soru dm geldiği için bire bir dersler üst bölüme alındı.
biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız
-
çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın muhteşem beyanatı. islam ülkelerinin bilimdeki geriliği hakkında tartışmalara tokat gibi cevap.te allaam.
haber linki
iz bırakan kitapların giriş cümleleri
-
''kazalar en beklenmedik zamanlarda ve tüm şiddetiyle bulur insanları.. tıpkı aşk gibi...''
(bkz: andrew davidson) (bkz: zebani)
18 kasım 2021 tarihli genel seçim anketi
-
akp ve mhp toplamının %51 çıktığı, süleyman soylu'nun sipariş ettiği ankettir.
megapoll denen şirket 2017 yılında kurulmuş. kurucusu ve tek hissedarı "murad kafadar". adındaki "d harfi" çok şey anlatsa da araştırmayı derinleştirmek gerekir ki önyargılı damgası yemeyelim.
twitter adresine bakıyoruz: #soylununyanındayız hashtag'i kullanılmış ve hesaptan sayısız süleyman soylu öven tweet atılmış. bir başka örnek
araştırmayı burada sonlandırıyorum. benim açımdan yeterli.
not: daha önce ses-ar ve info araştırma gibi çer çöp araştırma şirketleri ile münasebeti olmuş.
edit: benzer çalışmayı birkaç anket şirketi için daha yapmıştım. şimdilik "areda survey" ve "ada araştırma" entry'lerini buldum. anketlerin başlıklarını hep aynı suser'ın açması da ilginç bir detay.
hepsi bir arada:
(bkz: akp'ye hizmet eden anket şirketleri veritabanı)