hesabın var mı? giriş yap

  • "bana siyasal islam ın değdiği, güzel kalan tek bir şey gösterin.." alt metinli bir değişim.

    soldaki yiğit bulut'un dolar tl paritesi 1 tl civarındaydı, sağdaki yiğit bulut'ta ise dolar 8 tl.
    türkiye ekonomisinin özeti budur.

  • 100 yıl önce bile bugünün ramazan bayramı olacağı ve doğal olarak tüm işletmelerin kapalı olacağı belliyken çok acil işini önceden planlamayıp bayram gününe denk getiren dangalağın ortaya attığı rezalet.

    dünyanın tüm ülkelerinde bu tip günlerde kimse çalışmaz. avrupa ülkelerinde de christmas süresince çalışan kimseyi bulamazsınız.

  • kirli siyasete bu denli angaje olmak için motivasyonunun ne olduğunu çok merak ettiğim kişi. onca yıl sanatınla halkın zihninde ve kalbinde bir yer edinmişsin, dünyalığın yerinde, paran pulun bol ve 80 yaşındasın; ömrünün son demleri. kafası minimum system requirements seviyesinde çalışan biri tüm manzarayı görür; buna rağmen nedir hocam senin motivasyonun?

    çok garip, çok.

  • ırkçı değil gerçekçi yaklaşım.

    ırak'a, suriye'ye ve afganistan'a bakıp da aynı tehlikenin türkiye'ye sıçramasından endişe ettiği ve buna bir önlem alınması gerektiği için ümit özdağ böyle konuşmaktadır.

  • 1930'ların ortalarında albay harland d. sanders, abd kentucky'de tennesse sınırında yaklaşık 25 mil uzaktaki bir kasaba olan corbin'de bir motel ve café satın aldı. o sıralarda kırklı yaşlarda olan harland sanders, restoran işine girmeden önce birçok iş alanında çalışmıştı. (demiryolu işinden oho nehri'ni geçen buharlı bir feribotu çalıştırmaya kadar.)

    albay sanders yemek yapmayı seviyordu ve her zaman değişik tat kombinasyonları deniyordu. tavuğu kızartmak üzere unlamak için 10 adet bitki ve ve baharatı unla karıştırma yolunu bulduğunda, ünü yayıldı. daha sonra bir pazar günü bazı turistler için tavuk hazırlarken, karışımına on birinci malzemeyi kattı. albay'ın söylediği gibi, "bulduğum o 11. maddeyle o güne kadar yediğim en lezzetli tavuğu elde ettim."

    ünü yayıldı, ancak uluslararası bir otoban yapımı ve 1950'lerin ekonomik durumu albay'ın sadece vergileri ödemek için gereken parayı alarak corbin'deki işini satmasına neden oldu. böylece albay 66 yaşında özel lezzet veren karışımı ve unu ile eski basınçlı kızartıcısıyla yola koyuldu ve bütün birleşik devletler'de restoran sahiplerine kendi pişirme yöntemlerini ve paketlenmiş baharatlarını satmaya başladı.

    albay eşsiz tavuğunun nasıl hazırlandığını restoran sahiplerine öğretmek için küçük bağımsız restoranlarını ziyaret etti. kızartma işi tamamlandıktan albay restoranların yemek salonlarına gidiyor ve "albaylaştırma" dediği şeyi yapıyordu: müşterilerin aldıkları tavuktan ve servisten memnun olmalarını sağlamak. albay kendi kavramını, franchiselik ile satılan her tavuk için telif hakkı olarak beş cente sattı ve anlaşmaların çoğu sadece bir el sıkmayla yapıldı.

    sonunda işler albay'ın baş edebileceğinden daha fazla gelişti ve böylece albay da kendisine ait kavramı kentucky fried chicken corporation'ı oluşturan bir gruba sattı. albay kfc'nin iyi niyet elçisi olarak kaldı.
    albay harland d. sanders zatürreden aralık 1980'de öldüğünde 90 yaşındaydı.

    kaynak: http://www.kfcturkiye.com/

  • lan şuna inanana acil ve zorunlu olarak matematik dersi verilmesi gerekiyor. 4 milyar sayısının kaç olduğunu bilmiyorlar.

    biri gelir "biz 200 kişiyle saatte 1200 fidan diktik, neden olmasın?" der, öbürü gelir "bizim köye 10 bin tane ağaç dikildi, neden olmasın?" der.

    4 milyar lan 4 milyar. o dediğin 10 bin tane ağaç var ya, onun gibi 400.000 tane daha lazım. 400 bin tane köy var mı oğlum türkiye'de? baktım 18 bin tane köy varmış. 400 bin köyün hepsine de istisnasız 10 bin ağaç dikeceksin. ya da madem 18 bin köyün var, hepsine istisnasız 220.000 ağaç dikeceksin. kafan alıyor mu?
    ( ha bu arada, bence şikayet et belediyeyi. sizin köye olması gerekenin 22'de biri kadar ağaç dikmişler. git belediyeye, "her köye 220 bin ağaç dikmişsiniz, bizim köye niye sadece 10 bin tane?" diye sor bakalım ne diyecekler)

    ya da efendim neymiş 20 kişilik ekipler varmış. evladım 20 kişilik değil 20.000 kişilik ekip gerekiyor o 4 milyar ağacı 15 senede dikebilmek için. hem de başka hiçbir iş yapmayacak bu 20 bin kişi mesaide, sadece hiç durmadan ağaç dikecek. tüm türkiye'deki belediyelerde çalışan toplam işçi sayısı 148 bin bu arada. her 8 işçiden birisi non-stop ağaç dikiyor demek ki. vay bee.

    ayrıca bu lafın ilk edildiği zaman da gezi parkı zamanı, yani 4 sene önce, yani aslında 15 değil 11 seneden bahsediyoruz. 11 senede 4 milyar ağaç dikilmiş, 15 senede yine 4 milyar. sallamasyonun boyutunu ordan anla.

    ondan sonra niye akp iktidar oluyor. ya kim olacaktı çarpma bölmeyi bile bilmeyen bu seçmenle?