ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sarıyer tırmata plajının arapları içeriye almaması
-
plaj yönetimini kutluyorum.
haftaya işim olmazsa bir uğramak zorunluluk oldu benim için. içeride de yiyip, içip sağlam bir hesap bırakırım. böyle mekanların çoğalması için desteklemek gerekiyor.
teşekkürler tirmata.
diyanet'in yeni rakı'ya dava açması
-
buna mı dava açmışlar? ihlas'a açsınlar davayı milletin parasının üstüne oturdular yıllardır ve isimleri ihlas. kuran'da sure ismi ve ayrıca saf, temiz demek.
şerefiniz varsa diyanet yetkilileri dava açın.
başörtü açma trendinin yaygınlaşması
-
akp'nin başörtüsünü vezir edeceğim derken rezil etmesinden kaynaklanan, dinî her yerde kullandığı ve artık insanların midesinin bulandirdigi için çok normal olan durum.
türkiye'de kahvaltı kültürünün içler acısı olması
r2d2r2d3
-
(bkz: #115105042)
duygulara ve fikirlere tercuman olmus yazar.
muhteşem yüzyıl
-
ağır akışı yüzünden bir türlü seyredemediğim dizilerdendir muhteşem yüzyıl. ama öyle ya da böyle bilgileniyorsunuz medyadan, internetten. acaba ilerki bölümlerde şehzade mustafa'nın öldürülmesinden sonra halkın doğan erkek çocuklarına şehzadeye olan sevgilerini belirtmek için "mustafa" ismini vermelerini gösterecek mi ? öyle ki o dönem istanbul'a gelen yabancı bir gezgin istanbul'daki her 4 erkeğin 3'ünün isminin mustafa olduğunu yazmıştır. hatta bu gelenek o kadar uzun yıllar sürmüş ki, 1881 yılında selanik'te doğan bir erkek çocuğa da bu isim verilir.
ve gün gelir bu çocuk kanuni'nin saltanatından mustafa'nın intikamını alır.
arka sokaklar'daki bekçi sahnesi
-
bu kadar da boş duyar fazla gerçekten. bi sik yapmayıp 5000 lira maaş alan meslek grubunu yumuşak bir dille (hatta fazla yumuşak) eleştirmişlerdir. meslek onurunu falan bırak böyle bir mesleğin olması bile abesle iştigal ve israftır.
sinema tarihindeki en büyük spoiler
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
baştan söyleyeyim yaptığı yanlış değildir. herkesin hesabı kendine.
bana garip gelen, durumun bu hale gelmiş olması ve toleransların sıfırlanması durumunu gözlememdir.
sabah kahvaltı yapmak için fırından ekmek almış dönüyorken, börekçinin önünden geçerken aklıma su böreği düştü.
börekçiye girip (baya kalabalık ve semtin gözdesi) bir dilim su böreği istedim. dikdörtgen tepsideki dilimlenmiş börekten büyükçe bir dilimi tartıya koydu ve dedi ki;
börekçi; abi 51.5 lira.
ben; kardeş 50 vereyim mi? bozuk taşımayayım.
börekçi; abi 50 kurtarsa dükkan senin.
ben; çatal, peçete de istemiyorum eve gidicem.
börekçi; abi vallaha kurtarmaz.
ben; 50 liralık olsun o zaman.
börekçi; tamam abi.
sonrasında, yemin ediyorum kuşa atsan yemeyecek bir parçayı aldı ve tepsiye geri koydu. koyduğu parça muhtemelen tepsi bittiğinde bulaşıkhaneye giderken üstünde kalan parçalardan biri olur. o derece küçük.
tepside 18 ya da 20 dilim börek var. hemen hemen hepsi aynı ebatta. 20 dilim desek, 50 liradan 1000 tl.
yine de diyorum. esnaf haklıdır. bana garip gelen tavır, davranış, tolerans ve esnafçılığın geldiği nokta.
muhtmelen artık esnaf lokantalarında, pilavın üstünü de kuru fasülye ile ıslatmıyorlardır ya da ekstra yazıyorlardır.
ersan ilyasova
-
yildiz milli baskertbol takimizin yildizi. gelecegin ibrahim kutluayi
metrobüs
-
is cikis saati zincirlikuyu'dan metrobuse binmeye calismamis kisilerin nankorluk yapiyosunuz dedigi hede.
lan erkek halimle uc cocuk dogurdum metrobus sayesinde. devlet de yardim etmiyor. cocuklarin babalarini bile tanimiyorum amk.
thy hostesleri
-
(bkz: chicken or pasta)
hostes: chicken or pasta?
yolcu: chicken please.
h: sorry, we have only pasta.
y: pasta please.
.
.
.
h: chicken or pasta?