hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'nin özünü anlatan bir tespit.

    çünkü:

    1. biz ona onu yapacak imkanları vermedik ki? hangi imkanla yapacak?

    2. kendi imkanlarıyla yapmaya kalksa bile çoktan başkalarının onu aşağı çekmiş olması gerekirdi. o aşağı çekenlerden nasıl kurtulacak?

    imkansız yani yapması.

    1992 yılında (15 yaşındayım) turbo pascal'da hem object oriented programming öğreniyorum (deneme yanılmayla, çünkü hiçbir kaynağım yok). bir yandan abimin yolladığı unixworld dergisindeki workstation'ların masaüstü grafiklerine hayran hayran bakıyorum (nextstep, open look, motif vs). o yüzden de öğrendiğim kadarıyla grafik arabirimli bir şeyler kodluyorum.

    bu grafik arabirimli araçları dim-soft'ta fatalica'nın kardeşi faruk'a gösteriyorum. sonradan öğrenmiştim ki ben gösterirken seyreden ruthcom bilgisayarın sahibi ibrahim arkamdan "yok ya o yapmamıştır" demiş. faruk adamı "yok abi yazıyor hakkaten" falan dediyse de ikna edememiş benim yaptığıma.

    bu beni hem gururlandırmış (zira yaptığım şeyin süper olduğunun en samimi itirafı olmuştu), hem de sinirlendirmişti. sadece adamın ülkede 15 yaşındaki birinin düzgün bir şeyler yapmasının imkansız olduğunu düşünmesi değil, aynı zamanda o yaştaki birinin büyük ihtimalle yalancı bir sahtekarın teki olduğuna olan bu kati ve kesin inancı da.

    bu adam özelinde de değil, tüm ülke çapında, bakanına "bizden mucit çıkmaz" dedirtecek kadar ulusal boyutta bir eziklik. çünkü kendi varlığı anca diğer herkes eşit ölçüde ezik olduğunda kayda değer anlamlı bir hal alıyor.

  • sene oldu 2012, dönene dönene oynadığım bir fallout 2 var bir de bu. soundtrack mükemmel. dvd kapağına filan çıkabilmemiz için arabayı gelin arabası gibi süsleyip, apaçi taşıtına çevirmemiz gerekiyor maalesef. öyle "ben body shop'a uğramayayım", "lan arabamın kapısında ateş topu stickerı istemiyorum ben?" demekle olmuyor. star rating mi ne bi şey var. standartlarının bir adet apaçi konseyince belirlendiğini düşünüyorum onun. arabayı ne kadar saçma sapan aksesuarla süslersen o kadar artıyo o rating. onu gören dvdcisi, dergicisi de ıslanıp, "abi bi fotoğraf?" diye peşine düşüyor. o olmazsa olmuyor. beacon hill'de köprüye çekip, bira filan içiyorum ben. 2-3 tane circuit için, honda civic'ime bok sürdürtmem. adabımla yoldan geçenlerle kapışırım, yeter. adresimiz belli. jackson heights bebesiyiz.

    yalnız oyunun en iyi arabası honda civic. sonrasında car lot'tan ne arabalar aldım, performance shop'lara ne paralar döktüm... peh, bi boka benzemedi hiçbiri.

  • maliye bakanı naci ağbal tarafından şu anda açıklanan zam.. pardon güncellemelerdir

    2018 yılı itibariyle;

    şans oyunu çekilişlerinden elde edilen gelirden alınan vergi yüzde 100,

    binek otomobillerin motorlu taşıtlar vergisi yüzde 40,

    üçüncü dilimdeki gelirler için gelir vergisi yüzde 11,

    finans sektöründe kurumlar vergisi yüzde 10 oranında artıyor...

    bu zamları duyan vatandaş sigarasını yakmadan önce iyice düşünsün zira bundan sonra sigara kağıdından özel tüketim vergisi alınacakmış.

    su veren itfaiyenin hortumunu...

  • rapor almak için arkadaş acile girer ve böbrek taşı döküyor numarası yapar. ağrı kesici vurucaz derler rapor için iğnenin altına yatar. sonra rapor için teşhis lazım, tahlil lazım derler. idrar tahliline gönderirler. 'lan bende taş yok ne yapacam' diye düşünen arkadaş idranının içine bahçeden bulduğu bir kaç küçük taş parçasını atar.

    tahlil yapan cihaz bozulur.

    bunu yapan arkadaş sözlükten bilinen biri, isteyen olursa ifşa ederim memnuniyetle :)

    aylar sonra gelen edit: onca sorudan sonra artık yazayım dedim. bu aklı selim arkadaşımız emre islekk

  • hataylı koyu türk milliyetçisi can arkadaşım (parmaklarında göktürkçe türk dövmesi bile var) ermeni çıktı. dört beş kuşaktan sonra full ermeni isimler soy isimler var. şokta. iş çıkışı içmeye gidiyoruz.

    not: ermeni arkadaşlar yanlış anlamasın. insanlar ermeni, türk, kürt ya da alman olabilirler bu entry de herhangi bir ırka karşı kötüleme yapılmamıştır. sadece arkadaşımız çok koyu milliyetçiydi kafası karıştı şimdi.

  • doğru bir önermedir.

    100 lira maaş alan bir kişiye yılbaşında yüzde 8 zam yapılırsa maaşı 108 liraya çıkar. 12 ayda eline toplamda 1296 lira geçer.

    yüzde 4+4 zam yapılınca ise 6 ay 104 lira maaş aldıktan sonra diğer 6 ay 108,16 lira maaş alır. 12 ayda eline 1272,96 lira geçer.

    yani yüzde 4+4 zam yüzde 8 zam değildir. tam olarak yüzde 6,08'e denk gelir.

    yüzde 4+4 zam yaptık demeleri ise hükümetin tepki azaltmak için rakamları şişirmeye çalışmasından başka bir şey değildir.

  • kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesi veren tek kişi, tek hasta. hastanede yatan geri kalan herkes oraya tatile gelmiş belliki.

    okuduklarımdan anladığım kadarıyla aynı katta bulunan hastaların refakatçileri dışarı çıkartılıyor (tehlike arzettikleri için), hastaların cep telefonlarına el koyuluyor, hatta ve hatta -abartılmamışsa şayet- hastaların kapıları dışardan kitleniyor. çok normal, çünkü o insanlar oraya tedavi olmak için değil hastanenin otel hizmetinden faydalanmaya gelmişler. hastalar ibrahim tatlıses için bu kadar tehlikeli bulunurken, hastanenin içi ana baba günü gibi. bütün ünlüler bir koridora toplanmışlar sanki, durumu iyiymiş çığlığı, aman durumu kötüye gidiyormuş çığlığı.. onlar, hasta ibrahim tatlıses için duydukları endişeden ne yaptıklarını bilmiyorlar, diğerlerine saygı göstermeyi düşünecek kadar kafaları yerinde değil. zaten onlar ünlü. kimse hesap soramaz, kimse onlara lütfen burada beklemeyin, şurada bekleyin diyemez. onların telefonlarından dışarıya bilgi sızamaz, onlar tehlike arzedemez.

    aynı katta odasına kapatılmış refakatçisiz hastayla o kalabalıkta kim ilgilenebilmiş, "bu ne gürültü uyuyamıyorum" dediğinde hangi şık cevap verilmiş çok merak ediyorum.

  • dün arkadaşın birisi, yaşadığı dolandırıcılığı anlatmak için bir başlık açtı: (bkz: aralık 2014 yenibiris.com kaynaklı dolandırılmam)

    aslında bu başlık formata uygun değildi. sabah 08.30 sularında başlık düzeltilerek formata uygun hale getirildi. (bkz: yenibiris.com üzerinden dolandırılmak)

    bu başlıktaki bir entry debe'ye ilk sıradan girdi. yani sözlükte debe'ye bakanlar ilk olarak bu başlığı, "yenibiris.com üzerinden dolandırılmak" başlığını görüyordu. bunun üzerine saat 11.30 sularında başlıktaki "yenibiris.com" ibaresi kaldırıldı ve "iş ilanı üzerinden dolandırılmak" başlığına taşındı.

    sözlük yazarları, bu rezalete haklı olarak tepki gösterdi. hatta yenibiris.com üyeliğini iptal ettiğini, edeceğini söyleyenler oldu.

    ticari itibar düşünülerek ahbaplara kıyak maksatlı yapıldığı tahmin edilen bu başlık yönlendirmesi de pek çok yazara göre rezalet olarak değerlendirildi.

    debe edit'i: aslında debe edit'i yapmak huyum değil. normalde de yapmıyorum. sözlük yönetiminin kişisel ilişkiler nedeniyle yaptığı bu işgüzarlığa tepki olarak açtığım başlığın debe'ye girmesi güzel oldu. hatta onların debe'deki entry'de geçen "yenibiris.com" ibaresine yaptığı sansürün yine debe'de delinmesini sağladıkları için destek olan tüm yazar arkadaşlara teşekkür ederim. yaptığım ortayı güzel görüp güzel bir gole çevirmiş arkadaşlar, sağ olsunlar. kendilerini tebrik ederim.

    şimdi... böyle tepkisel açılmış bir başlığı biraz daha anlamlı ve güzel bir hale getirmek, şık bir mesajla da süslemek gerekir sanıyorum. sözlüğü güzel bir yer haline getiren iki konu var dünden beri dikkatimi çeken. bu başlıklara özellikle hassasiyetle yaklaşılması, destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    1) (bkz: bir çocuğa kitap alıyorum kampanyası)

    2) e v r a k rumuzlu arkadaşın "kadın cinayetleri" başlığında verdiği bkz'lar var. aynı zamanda badim olan bu arkadaş, kadın cinayetlerine dikkat çekmeye çalışıyor. kadın yazarlarımız başta olmak üzere bu başlıklara destek olunması, konuyla ilgili çalışmalara özenle yaklaşılması gerektiğine inanıyorum.

    (bkz: kadın cinayetleri/@e v r a k)

    bu arkadaşı badi list'e alıp takip etmenizi öneririm.

    3) (bkz: 12 aralık 2014 türkiye'de 4 kadının öldürülmesi)

  • ilk turda %29 ve %35 almış iki adayın ikinci turda oylarını yükseltmesi, %59 ve %41 ile ilkinin kazanması durumu.

    şayet ki anadolu ajansı'nın duyurmakta olduğu oranlar doğruysa, ikinci turda erdoğan'ın kaybetmesi için oy oranının hiç yükselmemesi gerekiyor ve bu ne yazık ki pek mümkün durmuyor. karadağ'da bile böyle olmamış. şu an iki umut noktası var:

    1) erdoğan'ın oy oranından kaybetmesi. detaylı bakınca karadağ senaryosu çok da fantastik değil ama bu olursa harbiden fantastik ve bence harikulade olur. bunun birkaç yolu:
    1a) muhalif katılımın artması
    1b) erdoğancıların rehavete kapılıp katılmaması
    1c) erdoğancıların tehlikenin farkına varıp karar değiştirmesi veya en azından geri adım atması

    2) anadolu ajansı'nın alışılagelmiş yandaşlığıyla oranları yanlı açıklaması, erdoğan'ın aslında %47 küsur olması. bu durumda erdoğan %2 yükselebilir, kılıçdaroğlu da %3-4 yükselip alabilir.

  • devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.

    boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.