hesabın var mı? giriş yap

  • en azından hesaplamada kolaylık sağlamıştır. çok basit, bir litresi 4 liraysa 50 litresi 200 lira. 100 km'de kaç litre yakıyosun 7 litre, 7x4 28 lira.
    çok güzel lan. allah hükümetimizden razı olsun.

  • kutlamayın arkadaşlar, hayır çıktığında provokasyon olma ihtimali çok yüksek.

    oturun oturduğunuz yerde. ümit özdağ aylardır bas bas bağırıyor kontrollü kaos planı var diye.

    taşkınlık yapmayın, taşkınlık yapana mahal vermeyin. itidalli olun.

  • öyle ya da böyle, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama çocuklar duymasın dizisi gerek rating, gerekse uzun süreli olması bakımından türk televizyonculuk tarihinde önemli bir yere sahip. (bakınız burası önemli, burada dizinin kalitesini tartışmıyoruz.)

    peki zamanında tekrarları bile rating listelerinde üst sıralarda yer alan bu dizinin aslında bizlerin hatta anne babalarımızın bile çocukluğunda yer alan taşdevri (bkz: taşdevri) (bkz: flintstones) çizgi dizisinden epey esinlenildiğini iddia etsem…

    haluk = fred çakmaktaş

    meltem = wilma çakmaktaş

    selami = barney moloztaş

    gönül = betty moloztaş

    havuç = bambam

    duygu = çakıl çakmaktaş

    çizgi dizide de fred (haluk) kaba saba iken barney (selami) light erkek.

    fred (haluk) ve barney (selami) aynı iş yerinde çalışıyorlar.

    barney (selami) ve betty (gönül)'ün de çocukları olmuyor.

    wilma (meltem) tüm maçoluğuna rağmen fred'in tırstığı karısı.

    fred (haluk) ve barney (selami)'nin patronu bay slate (bkz: bay slate) de tıpkı fıs fıs ismail (bkz: fıs fıs ismail) gibi sürekli başlarının birlikte belaya girdiği ama bölüm sonunda sorunu tatlıya bağladıkları bir karakter.

    daha yazamadığım ve irdelenirse çıkacak pek çok benzerlik sebebiyle tekrar iddia ediyorum ki, çocuklar duymasın taşdevri'nden araklanmıştır.

  • güldüren, güldürürken düşündüren kampanya.

    şu an düşündüm mesela. duraktan eve gelen taksicinin kafasında en az 40-50 kağıt vardır. eve gelip 20 tl alıp geri döneceğini öğrenince harbiden duygusal anlar yaşatabilir.

  • markette bir an için dizlerimin tutmamasına ve yere kapaklanayazmama sebep olmuştur.

    https://33.media.tumblr.com/…qguf1s5obp5o1_1280.jpg

    bu ne lan bu ne? bu fındıklarında benim babamın, hemşerilerimin, bütün karadenizin emeği, alın teri var ve kilosunu 10 tl'ye zor sattık geçen yaz. o fındıkları toplarken perişan oluyoruz kendimize en fazla 2 çuval ayırıyoruz satalım da emeğimize bari değsin diye. sonra markette bu manzarayı görüyoruz. ekonomik durumum ne kadar iyi olursa olsun fındık endüstrisinin halini bildiğim için bi kavanoz ezmeye 20 lira vermek resmen koyuyor bana. rezilliğe bak ya, 13,45 tl bile pahalı geliyordu 1 değil 3 değil 6 tl birden zam yapmışlar utanmadan. altın mı rendelediniz içine nedir?

    zaten şu sarelle oldum olası kazığa bayılır. ordu'daki fabrikalarına koliyle gofret almaya gidiyoruz insan fabrika ve toptan fiyat diye indirim yapar ı ıh 1 kuruş bile indirim yok marketten aldığımızla aynı fiyat. bi kere iflas etmişlerdi bi daha etmeyi hakediyorlar. zaten bu aç gözlülükle ve şu anki vatandaşın ekonomik durumuyla fazla yaşamazlar.

  • durmaksızın yeni yerleşim yerleri inşa ediliyorken sanki yeni insanlara yer varmış gibi görünüyor bu şehir. halbuki ne kaldıracak yolları, ne de yetecek oksijeni, hacmi var. peki bu yapılaşmayı durduracak olan kimse var mı? planlamayla sorumlu kişiler bunu biraz olsun gözetiyor mu? tabii ki hayır.

    örneğin zaten trafiğin tıklım tıkış olduğu bir yere kocaman binalar dikildiğinde kimse bu binalarda ikamet edecek yüzlerce kişinin arabalarının bu trafiğe nasıl gireceğini düşünmüyor.

    mesela manhattan'a dındırık bi inşaat şirketinin gelip eski binaları yıkıp bilmem kaç katlı ev yaptığını düşünebiliyor musunuz? adamların nüfusu zerre kadar artmıyor çünkü şehrin kapasitesi sabitlenmiş. çünkü orada devlet insanına değer veriyor. buradaysa insanlar için şehrin gitgide yaşanmaz bir hal alışı, herkesin saatlerini trafikte geçiriyor oluşu, suçun artıyor olması ve insan kalitesinin gitgide düşüyor olması kimsenin umrunda değil. tek umurlarında olan rant ve para.

  • resmen film gibi soygundur. kiralık kasaları tercih etmelerinin sebebi anakasalara nazaran daha kolay açılmaları olabilir. işlerini daha çabuk bitirmek istemiş olabilirler. anapara kasaları için tahminimce kaynak makinesi gerekebilir. kiralık kasalarsa ince demirdendir. hoş, tüneli kazan yanında kaynak makinesini de getirmiştir.

    ayrıca bankaların kasalarında illa ki hareket sensörleri olur, eğer soygun gece yapıldıysa bu sensörlerin çalışmaması diye bir şey söz konusu olamaz. ancak haberde soygunun gece mi gündüz mü olduğuna dair bir bilgi bulamadım. eğer sensör yoksa bu korkunç bir ihmal demektir, eğer sensör var da çalışmadıysa içeriden birileri bu işin içinde olabilir. soyguncuların illa ki bir kez kasa dairesine girmiş olduklarını düşünüyorum, ön inceleme ve durum tespiti yapmışlardır kesin.

  • bugün ekmek fiyatlarına gelen zamdan sonra aklıma gelendir. çakırın ölümünden sonra ekibi toplayan polat alemdar kendi ekibini kurarken seçici davranmıştır. adamlarına tek tek bazı sorular sorarak bazıları ile yollarını ayırmıştır bunlardan biri de yakuptur. neden bizimle birliktesin sorusuna yakup ekmek parası diye cevap verir. polat alemdar ise memati’ye yakup’a 30 yıllık ekmek parasını hesaplayarak göndermesini söyler. ve yakup ile yollar ayrılır. şimdi olayın mağduriyet boyutuna gelecek olursak; söz konusu toplantı 9 nisan 2004 yılında gerçekleşmiştir. o günün ekmek fiyatı 300.000 türk lirasıdır ( 6 sıfır atılmış hali 30 kuruştur ) yakup’un 3 öğünde toplam 3 ekmek yediğini farz edelim günde 3 ekmek yapar. yakup o dönemde günlük 90 kuruş iaşe parası almıştır. 18 yıl sonra 1 adet ekmek fiyatı 5 lira olmuştur. yani yakup bugünün şartlarında verilen günlük iaşe parası ile 1 ekmek bile alamamaktadır. polat gün gelecek bölüşecek ekmeğimiz olmaz yakup’a mahçup oluruz diyerek göndermiş, fakat kendisi bolluk içinde yaşarken adamı yakup mağdur edilmiştir. ve önümüzde yakup’a ödenen 30 yıllık sürenin tamamlanmasına 12 yıl gibi uzun bir süre kalmıştır. bu durum mağduriyeti daha da arttıracaktır.
    edit: olayı bilmeyenler için kaynak https://youtu.be/3duznvphlr0 ilgili sahne 42. saniyede başlamaktadır.
    edit: çok fazla dolar cinsinden hesap mesajı aldım. ilgili paranın dolar olarak verdiğine dair haklı emareler var ama kesin net bir bilgi yok, ayrıca dolar olarak verilmiş olsa bile yakup kafası çalışmayan mafya değnekçisidir, parayı alır almaz dövizciye gitmiştir. parayı tl cinsine dönüştürmüş ve ilk gördüğü pavyona gidip her yakup abi diyene para sıkıştırmıştır. o para zaten çarçur olmuştur.
    edit: 2004 yılı ekmek fiyatı anlamında kaynağımda hata olduğunu ( ekmeğin kilo fiyatını baz aldığımı ) fark ettim ilgili düzeltme yapılmıştır. fakat eski hesaplamamız çok iyimsermiş yakup’un mağduriyeti korkunç seviyelerde olduğunu tespit etmiş olduk.
    sevgili yazarlar (bkz: tombo degil tombow) ve (bkz: leave me alone)’a uyarılarından dolayı teşekkür ederim.