hesabın var mı? giriş yap

  • ben 32 yaşıma kadar nasıl geldim kardeşim?

    yaşamayı seviyorum, özgürlüğü seviyorum, bu halkı seviyorum derken yalan mı söyledim acaba kendime? çok mu korktum kardeşim elimde aslında olmayanları kaybemekten? şekil mi yaptım etrafımdakilere? kaçtım mı? uzaktan bağırmayı adamlık mı sandım? gaz iki kere gözüme kaçıp da gözlerim yaşarınca kendimi kahraman mı sandım? çocuk oyuncağı mı sandım tüm bu olanları?

    sen 22 yaşında başından vurulup öldürülürken ben 32 yaşıma nasıl geldim kardeşim? ben bu utancı içimde yaşatacak kadar büyük ne günah işledim? ben senin, ethem'in, ismail'in, medeni'nin haklarını nasıl öderim kardeşim? sen tertemiz yüzünle uzanıp yatarken ben nasıl ayakta dururum?

    hakkını helal et ahmet.

    çok özür dilerim kardeşim. çok özür dilerim.

  • aynı mantığa göre 56k dialup bağlantıyla da izlenir.

    "videoyu sadece birkaç gün önce başlatmanız gerekiyor, onun dışında 56k yetiyor" denebilir, bu mantıkla.

  • garipliğin travesti komşudan istemek değil, gece 2'de zeytinyağı istemek olduğu eylem.

  • anne bir hışımla odaya girer;

    evde böcek olduğunu ve tepsileri odada bırakmamamı ister.
    o sırada bilgisayarda pause da bekleyen bergman filmindeki adama bakıp nuri amcan mı bu çok yaşlanmış der ve odadan çıkar.

    not : film - 1907 tarihinde geçmektedir adamın üzerinde frak vardır ve yanında da kırmızı kadife elbiseli bir kadınla görülmektedir. esas işin garibi nuri amca tesisat işi yapmaktadır. ve sanırım hayatı boyunca frak giymeyecektir.

  • homeros’un ilyada destanı’nda adı geçen troya antik kenti’ni keşfetmek için çok sayıda amatör arkeolog bölgeye gitmiştir. ilk olarak 1822 yılında yer tespiti için çalışan kişi iskoç charles maclaren olmuştur. sonrasında bölgede bulunan ilk höyüğü bulan ise calvert kardeşler olmuştur.

    yıl 1870'e geldiğinde ise hem tüccar hem de amatör bir arkeolog olan heinrich schliemann bölgeye gelmiştir. olayların ana karakteri de schliemann oluyor maalesef. troya için ilk resmi kazıları o gerçekleştirmiştir. resmi kazıya nasıl başlandığını anlatmadan önce o dönem osmanlı'da "asar-ı atika nizamnamesi" yani " eski eser kanunu" mevcuttu. osman hamdi bey tarafından 1869 yılında ilk hukuki düzenlemesi yapılmıştı ve osmanlı topraklarında bulunan keşfedilmiş olsun ya da olmasın bütün tarihi eserlerin devlete ait olduğu vurgulanmıştı. lakin kanunda bir takım eksiklikler yer alıyordu ve tarihi eserler eşya olarak nitelendirilmişti ve sikkelerin yurt dışına çıkışında bir engel yoktu. bunun üzerine schliemann bölgede izinsiz çalışmalar yaparken bölgedeki köylüler tarafından şikayet edilmiştir. bunun üzerine kazılar durdurulmuştur ve schliemann saffet paşa ile görüşerek, burayı satın almak istediğini söylemiştir. ancak saffet paşa kazı yapmayı planladığı tüm alanları kamulaştırmıştır. sonrasında schliemann'a kazı için izin vermiştir. ama schliemann'ın asıl amacı buradaki şehri ortaya çıkarmak değil priamos’un hazinesini bulmak olduğundan ve ilk başta belirttiğimiz gibi amatör olduğundan yaptığı kazılar ile troya antik kenti'nde günümüzde hala tahribatın giderilemediği ve hiçbir kazı şekline uymayan yarık da schliemann yarığı ile literatüre girmiştir. schliemann ancak sonunda aradığını yani hazineyi bulmuştur. ama çok sonra bulduklarının priamos’un hazinesi olmadığı ortaya çıkmıştır.

    1871 ve 1874 yılları arasında yaptığı kazılar sonrasında schliemann hazineyi önce yunanistan’a kaçırmıştır. schliemann'ın eserleri kaçırdığını anlayan osmanlı, izzettin efendi'yi çanakkale'ye soruşturma için göndermiştir. sonrasında tarihte bir ilk olan eski eser davası atina'ya açılmıştır. ilk davayı kaybedilmiştir. davayı kaybettikten sonra gazetelerde bir protesto yayınlanmıştır. ‘bu eserler benim, her kim alır ve satarsa peşine düşerim’ diye yayınlanmıştır. ikinci dava hazırlığı yapan osmanlı devleti, eserlerin yerlerinin bulunması için de iki tane hafiye tutmuş ve ikinci davayı kazanmıştır. ancak schliemann'ın sakladıkları hiçbir kimse tarafından bulunamamıştır. eserleri ardından ülkesi almanya’ya kaçırmıştır. almanya’da sergilenen hazine, ikinci dünya savaşı sırasında ruslar tarafından alınmıştır. sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği dağılana kadar nerede olduğu bilinmeyen hazine günümüzde moskova’da bulunan puşkin müzesi’nde sergilenmektedir. ve hala bizden çalınan eserler için hukuki süreç devam etmektedir.

    bu sürecin belgelerine ve detaylarına ilişkin en net bilgi ve belgeleri "150. yılında osmanlı belgeleri ışığında troya kazıları" sergisinde troya müzesi'nde bulabilirsiniz. sergi kasım ayına kadar devam edecektir.

  • ülkemizin hukuk sistemini az çok biliyorsam, buradaki katilin yakalandıktan sonra muhtemelen çok çok kısa bir süre cezaevine girip, bir süre sonra aramızda rahat rahat dolaşacağını düşünüyorum.

    edit: bir çok arkadaş, böyle olmayacağını iddia ettikleri mesajlar atmışlar. bu iddialarını şu başlığa da yazarlarsa orada da okur ve bilgileniriz.

    (bkz: emrah serbes'in 1 sene sonra serbest olması)

  • yazarlardan biri; "anana sor" demiş...

    ben anneme bunu hiç sormadım ama hayatının son 14 yılını felçli geçiren babama, yeni doğurduğu bir çocuk gibi özenerek baktığını gördükçe, hiçbir mantığı olmayan evlilik için en mantıklı hareketin aşk evliliği olabileceğini anladım. kimse kimseye bakmak zorunda değil ama insan sevdiği, aşık olduğu birine bakmaktan yüksünmüyor sanırım.