hesabın var mı? giriş yap

  • çok sevdiğim bir sahaf abimin dükkanındayız, içeriye bir adam girdi, belli ki kitapların dünyasına uzak birisi.

    adam: sizde ne tarz kitaplar var?
    sahaf: (raflara bakarak) bu tarz kitaplar var.

  • eril ile dişili gözetmek yerine, kalifiyelik ve içi dolu metinler barındıran yazıları yazanları yazar olarak alma ve tutma yoluna gitmesi gerekenlerin boş işleri.

  • son kalan tek dilim ile tost yapamayacaginizdan onu tamamlamak için yeniden uno tost ekmeği almaya teşvik ediyor olabilirler. mantik hatasindan ziyade taktik de olabilir.

  • öğrencileri zehirleyen yemekhane.

    bu ülkenin geleceği öğrencilere nasıl bir muamele var görün istiyorum. gençlik ve spor bakanlığı'nda çalışanlar bu halkın vergileriyle bu halkın çocuklarının zehirlenmesine nasıl müsade ediyor görün istiyorum. bu sadece bir örnek ayrıca.

    asansör arızalarından, ölümlerden sonra bu rezaleti de çarşaf çarşaf medyaya yaymazsak bu öğrenciler sesini asla duyuramayacak. defalarca şikayet etmelerine rağmen bir sonuç alamamışlar. yazmam için ricada bulundular, desteğinizi bekliyorum.

    yemeklerinden çıkanların fotoğraflarını koyarken midem bulandı.

    üzgünüm sanırım bu sağlık vahşetini de +18 olarak paylaşmam gerekiyor.

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    edit: ekleme: yemekhane ücretsiz değil arkadaşlar, öğrenciler yurtlara 450 - 750 tl arasında aylık para ödüyorlar. devlet yurtları ucuz tutuyor diye öğrencileri zehirlemek zorunda değil (!)

  • moai’ler, büyük okyanus'ta, şili'nin 3600 km batısındaki paskalya adası'nda yapılan, boyları 8 ila 12 metre civarında olan yekpare taş figürlerdir. paskalya adası herhangi bir kıta, ya da uygarlıktan çok uzaktadır. ancak adalılar güneş ve yıldızlarla, başka ülkelerde olduğundan daha ilgilidir. yine de heykellerin dinsel anlamı tam olarak bilinmemekte, iskelet biçiminde yaşadığına inanılan ataları temsil ettikleri sanılmaktadır.

    gelgelelim moai denen bu heykelleri kimin, ne zaman ve neden yaptığı gizemi halen çözülebilmiş değil. bilim adamlarının varsayımlarına göre paskalya adası yüzyıllar öncesinden beri insanların yaşadığı bir yer ve moai’ler de yüzlerce yıllık yapıtlar.
    bu heykeller, düzgün bir şekilde, hepsi aynı yöne bakar biçimde, yerli dilinde "ahu" denen platformlar üzerine yerleştirilmiş. 'ahu'lar o kadar güzel işlenmişler ki, taştan yapılan bu platformların arasına bıçak bile girmiyor. ayrıca heykeller çok sert kayalardan yapılmış. öyle ki, etnolog thor heyerdahl, bir deneme olarak, yarım kalan heykellerden birine, topladığı gönüllülerle birlikte, taş baltalarla girişmiş ancak uzun çabaların sonunda bir adım bile ilerleme kaydedememiş. oysa bölgede çok sayıda eski taş aletler, baltalar bulunmuştur. bu konudaki teori şudur: heykellerin asıl yapıcıları, bir nedenle işlerini yarım bırakıp adadan ayrıldıklarında, yerliler yarım kalan heykelleri tamamlamak sevdasıyla ellerindeki taş baltalarla işe giriştiler. ancak, bugün bile tembel olan yerliler, taş baltalarla sonuç alamadıklarını görünce aletlerini öylece bırakıp çekildiler.

    ayrıca paskalya adası volkanik bir ada olduğu için adada zengin bir ağaç kaynağı yoktur. bu anlamda volkanik taştan yapılma bu dev heykellerin kütükler üzerinde taşındığını öne süren alışılmış açıklama yolu, hepten geçersiz kalmaktadır. adanın izole konumu da göz önüne alındığında deniz ulaşımıyla da taş işçilerine bırakın başka adalardan kütük taşımayı yiyecek ve giyecek eşyası getirilmesinin bile çok zor olduğu düşünülmektedir. öyleyse taşları dağlardan söken, heykelleri yapan ve bugün durdukları yere taşıyan gerçekte kimlerdi? heykeller nasıl işlenmiş, cilalanmış ve dikilmişlerdi? ayrıca heykellerin başında kırmızı renkte büyük şapkalar yerleştirilmiştir. bu taşlar yekpare değil, heykellerden ayrı bir parça olduğu için heykeller kaidelerine yerleştirildikten sonra başlarına yerleştirilmiş olmaları gerekmektedir. bu yüzden ağırlıkları 10 tonu bulan bu şapkaların heykellerin tepesine nasıl koyulduğu ayrı bir gizemden ibarettir.

    son olarak yerliler bulundukları topraklara "kuş adamların ülkesi" diyorlar. ve adada pek çok yerde kayalara işlenmiş çeşitli kuş adam figürleri ve moai heykellerinin birçoğunda asılı, bilinmeyen bir yazı diline ait tabletler bulunmuştur. ve bu yazı bugüne kadar çözülememiştir. yerliler dahil bu yazıyı kimse okuyamıyor ve bu yüzden de belki de bir yazı dili olmadığını öne sürenler var. sonuç olarak bilimin yüzde yüz oturmayan teoriler ürettiği ve daha sonra da her yönüyle 'sustuğu' konulardan biridir paskalya adası’daki bu gizemler. moai heykellerini kim yaptı, nasıl yaptı ve ne oldu da heykel yapımı sürerken birdenbire her şeyi yarım bırakıp gittiler? her şeyden önemlisi ise kimdi ya da neydi yerlilerin adanın her yerine izlerini bıraktığı bu kuş adamlar?